Ali Eyüboğlu

Saba Tümer’in HABERTÜRK’teki programıyla yıldızının bir kez daha parladığı bir gerçek...
Ekranların en şuh, en seksi gülüşlü kadını Saba Tümer, bu işte çok iyi olduğunu dosta düşmana gösterdi.
Bazı televizyon kanallarının ve şov dünyasının bazı yıldızlarının “Saba Tümer gibi bir program” yapmak istemeleri de Saba Tümer’in işinde ne kadar iyi olduğunun habercisi...
Ama gel gör ki, ekranların bu güzeli sıkça ofsayta düşmeye başladı canlı yayınlarda...
Malum Saba Tümer’in geniş bir masası, masasının üstünde dizüstü bilgisayarı ve geniş bir stüdyosu var...
Saba Tümer, bazen konuğu ciddi ciddi bir şeyler anlatırken ya da performans sergilerken, “Fırsat bu fırsat” deyip, gelen e-postalarına bakmak için dizüstü bilgisiyarına dalıyor.

Bir kişi veya kurum hakkındaki bir haber, görüntü ya da belgenin ilk kez internette yayınlanmasını, “internete düşmek” olarak adlandırmamızın sebebi ne olabilir diye hiç düşündünüz mü?
Öyle ya... İnternet de, televizyon ve gazete gibi bir kitle iletişim aracı.
Tek farkı hepsinden daha yeni olması.
Aynı fotoğraf, belge ya da haber gazetede, yahut televizyonda yayınlandığı zaman bu “Gazetede çıktı”, “Televizyona çıktı, televizyonda yayınlandı” diye tarif ediliyor.
Ama söz konusu mecra internet olunca tanım niye birdenbire dönüşüyor “düşme”ye?
Evet sanal alemde, sırf insanlara ve kurumlara karalamak amacıyla kurulmuş internet sitelere var.
Onlar interneti, kişisel çıkarları ve kompleksleri için adeta birer çamur makinesi olarak kullanıyorlar...

TRT 1’in ikinci serisini yaptığı “Sen Türkülerini Söyle”de jüri üyesi ve sunucu olarak görev yapan ünlülerin, bölüm başına ne kadar para kazandıklarına dair dökümanlar geçti elime...
İzlememiş olanlar için “Sen Türkülerini Söyle”de Kadir Çöpdemir ile Hande Subaşı’nın sunucu, Zerrin Özer, Orhan Hakalmaz ve Gülşen Kutlu’nun da jüri üyesi olarak görev yaptığını belirtmeliyim.
Kadir Çöpdemir’in sunuculuk için TRT’den bölüm başına aldığı para 15.650, partneri Hande Subaşı’nın ise 7.500 TL...
Türk Halk Müziği’nin iki ustası Orhan Hakalmaz ile Gülşen Kutlu’nun “Sen Türkülerini Söyle”den haftalık kazançları aynı.
TRT, Hakalmaz ile Kutlu’ya bölüm başına 7.000 TL ödüyor.
“Sen Türkülerini Söyle”den “aslan payı” ise jürinin ağır topu Zerrin Özer’e gidiyor. Özer, “Sen Türkülerini Söyle”nin ilk serisinden bölüm başına 21.300 TL alıyordu.
Yarışmanın ikinci serisinde TRT, Özer’den “Ekonomik kriz var” diyerek indirim istedi. O yüzden Özer şimdi yarışmadan bölüm başına 18.500 TL alıyor.

Mehmet Ali Erbil, yılların sunucusu... Erbil, ne zaman, nasıl bir espri yapacağı üç aşağı beş yukarı belli bir şovmen... Erbil’in sunduğu “Çarkıfelek” de televizyonların en uzun soluklu, ama bir o kadar da eski yarışmalarından biri...
Her şeyi çok çabuk tükettiği söylenen televizyon izleyicisi nasıl oluyor da ne Erbil’den vazgeçiyor, ne de sunduğu “Çarkıfelek”ten?
Erbil’in sunduğu “Çarkıfelek”in hâlâ Türkiye’nin en çok izlenen yapımlarından biri olması, en ince ayrıntısına kadar incelenmesi gereken bir konu değil mi?
Bence öyle...
Ama bunu yapmak yerine, “İnsanlar hâlâ Mehmet Ali Erbil’i ve onun sunduğu Çarkıfelek’i izlemesini aklım almıyor?” diye kestirip atıyor bizimkiler!
Oysa Erbil’i ve “Çarkıfelek”i birkaç gün izleseler, insanların hâlâ niye ünlü şovmeni ve sunduğu yarışmayı niye izlediğini görecekler. Bir kere Erbil’in de sunduğu programın da sürekli kendini yenilediğinden bihaberler...
Fırsat buldukça Erbil’in sunduğu “Çarkıfelek”i izliyorum, izlerken de eğleniyorum. Erbil, gündemi çok iyi takip ediyor ve konjonktüre uygun espriler üretiyor.

Şahan Gökbakar ile Prof. Büşra Ersanlı arasındaki ihtilaf bakalım nasıl çözülecek?


26 yıllık meslek hayatımda hiçbir haber ve yazı beni bu denli zorlamadı... Çünkü kalem oynatmam gereken konu, bir öğretim görevlisi ile Türk sinemasının gişe ve hasılat rekortmeni bir filmin yıldızı arasındaki ihtilaflardı...
“Recep İvedik” tiplemesiyle olay yaratan Şahan Gökbakar ile Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslar arası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı arasında otopark ve bahçe duvarına gerilen branda nedeniyle yaşananlar, önce belediyeye, sonra bana aksetti.

Bu ay çıkacak yeni albümünde, kendisine aşk acısı yaşatan eski sevgilisi Yasemin Ergene’nin aynı ölçüde canını yakmak için “Sana Ferrari Gerekti” adlı bir şarkı yaptığını açıklayan Keremcem, bu nedenle hakkında çıkan eleştirilere internet sitesinden yanıt verdi.
www.keremcem.com.tr, sadece üyelere açık bir site. Siteye üye olmadığım için Keremcem’in cuma günü yazdıklarından haberdar değildim.
Ama sağ olsunlar, “Keremcem’e yakışmadı” başlıklı yazım nedeniyle, “Yasemin Ergene’nin Keremcem’e neler yaptığını bilmiyorsunuz. Yasemin Ergene’nin sevgilisi İzzet Özilhan zengin ve güçlü diye onun tarafını tutuyorsunuz” diye beni e-posta yağmuruna tutanlar, kopyasını gönderip, beni de haberdar ettiler.
Keremcem, mektubunun “Dip not” bölümünde şunları yazdı:
“Sana Ferrari Gerekti isimli şarkımla ilgili son günlerde yaratılan polemik üzerine: Bir filmde bıçaklanan bir oyuncuya üzülmek yersizdir, çünkü o bir ‘film’dir... Senaryosunun gerçek bir olaya dayanması da bunu değiştirmez...
Sizin duygularınızı etkilediği kadar vardırlar, sonra hayatınızdan çıkarlar, doğrusu da budur... da öyle... benim iki senem... Ve içindekiler ‘şarkı’. Şarkılar dinlenilsin diye yazılırlar... Bir şarkıya “silah”

CNN Türk’teki yönetim değişikliği tamamlandı. Mehmet Ali Birand ekibini oluşturdu. Yönetimini yenileyen CNN Türk’te sıra ekranı yenilemeye geldi.
1 Mart’tan itibaren yeni ekran yüzleriyle seyirci karşısına çıkacak CNN Türk’ün en iddialı projelerinden biri “Reha Muhtar’la 5’te 5” olacak.
Ancak Reha Muhtar, son yıllardaki kimliğiyle ekrana çıkmayacak.
O da ne mi?
Hani Muhtar’ın “Haberleri magazinleştirdi” diye eleştirilen kimliği var ya işte o...
Çünkü Reha Muhtar, tıpkı “Atina’dan bildirdiği” günlerdeki gibi ciddi habercilik yapacak.
Muhtar, CNN’de Larry King’in yaptığının bir benzerini CNN Türk’te yapacak.

Şimdiye kadar hiç şarkı sözü yazmadım... Çünkü böyle bir yeteneğim yok... Ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Davos Fatihi” olmasından sonra bana acayip bir ilham geldi.
Akçakoca’dan İstanbul’a gelene kadar “Davos Fatihi” adında acayip eğlenceli rap tarzı bir şarkı yazdım...
Üstelik şarkının nakaratı da Başbakan Erdoğan’ın kendi sesinden:
“Ona 25, bana 12... Benim için Davos bitti... One minute, one minute, one minute...” şeklindeki nakaratını Erdoğan’ın kendi sesinden kullanmayı düşündüğüm şarkının sözlerine son şeklini verip, aranjör Aydın Sarman’a teslim edecektim ki Başbakan’a ilişkin daha güzel bir bilgi haber geçti elime...
Hal böyle olunca da gündemim değişti otomatikman...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, acayip halkla ilişkileri olan bir lider...
Bir sanatçı rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığında, en yakınları bile daha onu ziyarete gitmeden Başbakan’ın arayıp, “Geçmiş olsun” dileklerini ilettiğini bildiğimden, son yaptığı da beni şaşırtmadı.