Aret Vartanyan

Aret Vartanyan

Tüm Yazıları

 

Her şey, her an, sen, ben , her bir hücrem, değişiyor… Evrende hareketsiz duran ne var? Hareket edip de değişmeyen ne olabilir?

 

Sabitlenebilecek, değişimi durdurmak için kontrol edilebilecek tek bir şey yok. Olmadı da. Olduğu sanıldı. Demokrasinin insan için en iyi olduğu yanılgısı gibi. Demokrasi, çoğunluğun sözünü geçerli kılan muhteşem bir dizayn. Çoğunluk olmak için zamanla her yolun mübah olduğu gerçeği, Şeytan’ın en büyük kozunun cennet olması ile yanı gerçeklikten beslenir. Başka bir yazıda bunu konuşuruz.

Haberin Devamı

29 Ekim 1923… Türkiye Cumhuriyeti eşi ve benzeri dünyada olmayan bir model. Bizim rönesansımız, yüzlerce yıla yayılan bir sürecimiz olmadı. Değişim süreci benzer süreçlerle kıyaslandığında biraz tersten işlemiş olsa da bakmamız gereken asıl nokta bugün hiç olmadığı kadar açığa çıkıyor.

Yeni dünya, yapay zeka, transhumanism, singularity, Z kuşağı, bilim insanlarının gözünü diktiği ölümsüzlük…. Hiçbir şeyin sabit tutulamadığı evrende, dünyadaki hız ve değişim artık geçmişle kıyaslanamazken insan değişiyor.

İnsanın, insanca organize olmasını konuşuyoruz aslında. Sonuçta bir yere yerleştik, kaynakları kullandık, yaşamımızı idame edecek kaynakları bulduk, işledik. Çoğaldık… Yerleştik… İnsan idealar dünyasının ve birlikte hareket edebilmenin gücüyle daha fazlasına, insanın sınırlarının zorlanmasına hızla yol aldı. Birlikte yaşamak, kazancı mirası ayırabilmek için sınırları çizdi, toplumsal kuralları, sistemleri, ideolojileri yarattı.

Güçlüler, güçsüzlerle eşit olmayı hiçbir dönemde istemedi. ‘İnsan doğası buna uygun değil’ denildi. Güçlüler yönetenler olurken güçsüzleri sisteme uyum sağlayacak araç ve yöntemleri geliştirdiler. Bazen kan ve şiddet korku, bazen idealler, sonsuzluk vaatleri… Peki ya şimdi?

Dünyanın tek hakimi olan insan hatırlamaya başlıyor. Bahçesindeki ağacın kendisinden daha komplike bir varlık olduğunu ve kendisinden daha fazla bu dünyaya katkıda bulunduğunu anlıyor. Bir virüsün insanı nasıl kırıp geçirdiğinin kader olmadığını biliyor. Kağıttan evler çöküyor, samimi olmayan cümleler yavaşça siliniyor.

Haberin Devamı

Mustafa Kemal Atatürk.  Siz asker, siyasetçi kimliğini konuşabilirsiniz ancak ben bilim insanı, insan kimliğini irdelemeyi seviyorum ki bugüne kadar insanlık tarihinde  icra edilmiş siyasete zaten inanmıyorum. Kendi eliyle yazdığı 7 cilt uzay bilimi üzerine kitapları Anıtkabir’de. Yakın danışmanlarını İnkaları, Aztek’leri araştırsın diye Meksika’ya gönderen Atatürk, siyasetin kalıpları arasına ya da sadece döneminin vizyonuna sıkışmış bir insan olabilir mi?

‘İlim en hakiki mürşittir’den başlayarak yüzlerce mesaj. Eğer o mesajları sadece birkaç on yıllık bir bakış açısıyla, günlük yaşamın sığ koridorlarında algılarsanız o zaman bir milletvekilini konuşur gibi konuşursunuz. Ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet vizyonu henüz yeni doğuyor. Altında yatan vizyonun izleri yeni dünyada aktive oluyor. Bir başka ifadeyle biz, gelecek için nasıl bir güce sahip olduğumuzu şimdi ve yarın anlayacağız.

 

Sadece bugünü geçmişle değil, gelecek ile çözebileceğimizi tez zamanda anlamaya ve uygulamaya ihtiyacımız var. 5.0 ‘ın anlamını bir diğer yazıda açarız ancak bugün görünenler kadar görünmeyenlerin, batın ile zahir in farkında ol.  İnsanlık sistem değiştirirken, biz de güncelleniyoruz. Gelecek bugünden aydınlık. Tüm dünya, her insan için. Alacakaranlık yanılgısına düşme!