Aret Vartanyan

Aret Vartanyan

Tüm Yazıları

Ne ifade ediyor bu kelime senin için? Sevişmek değil sevgişmek. İnsan cinselliğini sadece bedensel bir eylem olarak görenlerin anlamakta zorlanacağı bu kelime. Dişil ile eril enerjinin, Doğu felsefesinden Ying ile Yang’ın, Kuran-ı Kerim’deki Rahim ile Rahman’ın birlikteliği…

Toplumsal düzlemde kadın ile erkeğin.

Günlük yaşama geçtiğimizde bu iki enerjinin birleşmesi gerek erkeğin doğası gerekse toplumsal kodların etkisiyle erkek için bir güdünün tatmini, bir sıvı alışverişi, organik bedenlerin birlikteliği çerçevesinde sıkışıp kalıyor. Kadın için ise, sadece bedenlerin birleşmesi yetmiyor. Zihninde, ruhunda aradıklarını bulamadığında bedensel birleşmeye geçemiyor, geçse de tatmin hissetmiyor.

Haberin Devamı

Evli bir erkek düşünelim eşiyle hiç ilgilenmeyen, nazik davranmayan, ruhunu okşamayan, sürekli beklentilerinin karşılanmasını bekleyen ve zorunlu kılan. Aynı şeyi eşini arzuladığı zaman da bekliyor. Olmuyor… Ruhu okşanmayan, kocasına karşı kırgın, değersiz hissederken ruhunda ve zihninde açlık olan kadın, düğmesine basıldığında bir Kleopatra’ya dönüşemiyor.

İçten bir gülümseme, saçların koklanması, uzun bakışmalar, birkaç güzel kelam, minik sürpriz... Özen, içtenlik, değer vermek… Her ne denenirse denensin; seçtiği erkeğin gözünde aradığını bulamayan kadına oynanabilecek bir oyun yok.

Otomobiline sadece benzin alan ve her türlü koşulda onu taşımasını bekleyen sürücü bir gün yolda kalıyor. Bakmadığın vücudun biçimsizleşiyor, ilgilenmediğin çiçekler soluyor. Hak ettiği değeri vermediğin her şey gibi… Tatsız, tuzsuz, yarım yamalak…

Sevgişmek…

Çocuğunu dinlerken, ona sarılırken hissetmek. İşini yaparken elinin tersiyle değil, yüreğini katarak bir sanatı icra eder gibi işini yapabilmek. Yemek yaparken, bir köpekle oynarken, sahil kenarında yürürken, dostunla kahve içip sabah ayazında çayını yudumlarken… Her anını hissederek yaşamak… Samimiyetle, sevgiyle…

Kadın kocasının bir güzel cümlesine hasret sanal ortamda tanımadığı birisinin ona gönderdiği basmakalıp cümleleri okurken bile gülümseyecek hale geliyorsa eğer nasıl da tüketiyoruz avucumuzdaki pırlantaları…

Haberin Devamı

Yarın geç olacak biliyorsun. Sahtenin, yalanın, dolanın bizi götürebileceği bir yer yok. Dokunmayı, paylaşmayı, sarılmayı, koklamayı, hissetmeyi unutan bir ilişkinin yürüyebileceği bir yol olmadığı gibi.