Astrolog Seçkin İlbuğa

Kova yeniayında, geçmişi gelecekle uzlaştırmayı, hizalamayı öğreneceğiz. Bireylik ve özgürlük hepimizin ana konusu olacak. Sosyal haklarımızı ve hayatımızı, özgürlüklerimizi, otorite ile ilişkimizi, bilim ve teknolojiyle ilgili önyargılarımızı, doğru bildiğimiz yanlışları konuşacağız. Kendimizde yada dış dünyada güç ve üstünlük diye nitelediğimiz ne varsa onunla sınanacağız. Gözümüzde büyüttüğümüz yada değerini bilemediğimiz insanlarla ilgili bir tür uyanış yaşayacağız. Nasılsa beni seviyor, bana ihtiyacı var, beni kırmaz diye sevgimizi, nezaketimizi esirgediğimiz kişilerde bir uyanış yaşayacak ve bzii sınayacaktır. Sahip olduğumuz, ait olduğunuz ama hakkını veremediğiniz ne varsa kim varsa hepsiyle yüzleşmek zorunda kalabiliriz. İnsanlar üzerinde baskı kurmaya çalıştığımız ölçüde baskıya maruz kalacağımızı bilerek dikkatli davranalım. Rafine, sade, dolaysız, saf, gerçek, samimi, adil olanların kazanacağı bir dönemdeyiz.   

Yakıp-yıkan değil, geçmişi temizleyip, geleceğe alan açan şahane bir

Koşulsuz sevebilen var mı aranızda? Yaradan dışında birinin koşulsuz sevmesi mümkün mü? Tüm kadim öğretiler, inanç sistemleri ‘’sevgili kul’’ tanımını belli kurallara bağlar.

“Allah bunu sever, şunu yaparsan destekler, bunu yaparsan affetmez” vb. söylemler bazı kural ve kaidelerin altını  çiziyor olsa da,  O’nun sevgisinin koşula bağlı olduğunu düşünmek yanlıştır.

Hepimiz defalarca hata yaptık, yine yapacağız. Esas mesele elini kirletmemek değil, elin kirlenmesin diye göze aldıkların, katlandıklarındır. Esas mesele elin kirlendikten sonra bile umudunu yitirmeden elini yıkamaya çalışmandır. En önemlisi ise elinizin gerçekten kirlenip kirlenmediğidir. Bazen kendimize de diğer insanlara da haksız yere yükleniyor olabiliriz.

Kim olursak olalım, iyi-kötü ne yaşamış olursak olalım, muhteşem varlıklarız. Üstümüzdeki tozun, kirin bunu bize unutturmasına izin vermeyeceğiz. Eksiklerimizi, hatalarımızı dış dünyaya ilan etmek zorunda değiliz ama kendimize dürüst olmak zorundayız. İyileşmek, sadeleşmek, saflaşmak, kendimizi

Benim dilediğimi o da dilediğinde yükseliş başlayacak.

Büyük yükseliş için harekete geçme zamanı. Mücadele kendinle, mücadele nefsinle, mücadele korkuların ve sabit görüşlerinle. Akıl ile kalbin uzlaştığı bir dünya yaratmak lazım. Kendimizi yendiğimiz, değişmezleri değiştirdiğimiz, bağımlılıklarımızdan kurtulduğumuz bir hayatı hepimiz hak ediyoruz.

Savaşmadan kazanıldı!

Kutsal mücadelenin kazananı adalet, eşitlik, cesaret, sorumluluk ve ileri görüşlülük olacaktır. Geçmişin izlerini takip ederken yeni fırsatlar yakalayıp, yaratamazsınız. Geleceğe ilerlerken geçmişi ezip geçmeye çalışarak zaman kaybetmekte anlamsız. Yeni bir iş, eğitim, aşk, kazanç vb. için yapmanız gereken; kendi gücünüze inanmanız, başarının dış etkenlere bağlı olmadığı kavramanızdır. Karşınıza çıkan bilgiyi, sizi ileri taşıyacak kişileri, fırsatları görmezden gelin demiyorum. Gerçek potansiyelinizi devreye aldığınızda, adanmışlıkla yola çıktığınızda tek başına her şeyin üstesinden gelebileceğinizden bahsediyorum. Daha mutlu, adil, hür

Evren bizimle daima iletişimdedir. İletişim biçimi değişir, bilgilerin niteliği-niceliği değişir ancak temas hep devam eder. Bazen katı, net ve sarsıcı bir dille bazende dolaylı ve anlaşılması güç mesajlar paylaşır bizimle. Astroloji evrenin sistematik iletişim yöntemlerinden sadece biridir. O sebeple her göksel olayı anlamak anlamlandırmak önemlidir.

İkizler dolunayı bilginin direk akacağına işaret etmektedir. Yani evren, yumuşatmadan, hafifletmeden herkesin anlaması gereken bir temas başlatacaktır. Bu yüksek voltaj, son zamanlarda yaşadığınız teknolojik cihaz problemlerinin, iletişim sorunlarının birçoğunun nedenidir. Zihnen zorlanmaktayız; uyayamayanlar, kendini ifade edemeyenler, konuşmaya gücü olmayanlar okumaya devam edin.
Zihnimizi en üst potansiyele ulaştırmak zorundayız. Ulaştırmalıyız ki evrenle eş frekansta olalım ve hayatımızda söz hakkımız olabilsin. Evrenle eş titreşimde olan çalıştığı dersin sınavındadır, tadını çıkara çıkara tamamlar sınavı. Diğerleri ise sorulan soruları bile anlayamadıklarından kopya dahi çekemeyenlerdir. Sınav hüsran, sonrası hüsran... İkizler

Yay burcu yeniayı, ‘’insanlığın yeni ve ileri bir dünya görüşüne sahip olmasının vakti gelmiştir’’ mesajını taşıyor. Yeniayların başlama, yenileme, harekete geçme enerjimizi desteklediğini biliriz. Ancak her yeniayın kendi formülleri, incelikleri olduğunu da unutulmamak gerekir. Gelişmek, genişlemek, ilerlemek, büyümek isteyenlerin de kabuğundan çıkmayı tercih etmeyenlerin de dikkat etmesi gereken noktalar var.

Sınırlarını esnet

Daha ileri bir hayat görüşüne sahip olmak, ufkun ötesine geçmek için farklı alanlarda çeşitli deneyimler geçireceğiz. Neden daha ileri bir dünya görüşüne sahip olmamız gerekiyor? Çünkü bizi aşağıya çeken hayat görüşüne, katı inançlara veda etmeden yenidünya düzeninde rahat edemeyiz. Kimi uzaklara seyahat ederek, kimi yabancılarla iş-ticaret yaparak, kimi yeni bir dil öğrenerek, kimi yeni eğitimler-danışmanlıklar alıp-vererek, kimi inançlarını, değerlerini, adalet anlayışını restore ederek, kimi de ilişkilerini, işbirliklerini, aile kavramını gözden

Büyük Plan yaşam, Büyük Plan yaşaman, Büyük Plan yaşatman, Büyük Plan, bir plana dahil olduğunu anlaman.

Ay ve Güneş tutulmaları göksel alarmlar gibidir. Gök Plan, bir devrin bitip, başka bir devrin başladığı, bir sıçrama tahtasının önünde olduğumuz bilgisini bizimle bu şekilde paylaşır. Göklerden gelen bu sesi duymamak, Gök Plan’dan habersiz olmak imkansızdır. O sebeple tutulmalar bizi, ülkemizi etkiliyor, etkilemiyor konusuna hiç girmeyelim. Gök gürültüsü başladı, yağmur mutlaka yağacak, kimi ıslanacak kimi kuru kalacak. Kimi ıslanmaktan memnun olacak kimi olmayacak. Kimi ıslanmadığı halde memnuniyetsizliğine memnuniyetsizlik katacak. Yağmur rahmettir-merhamettir, ıslan ve uyan, ey insanoğlu!

Kendini bil!

Göksel sembolizmi sebep-sonuç ekseninde ele almak olayları kavramamızı kolaylaştırır. 25 Ekimde gerçekleşen Güneş tutulması hayattaki gerçek rolümüzü keşfetme "kendini bilme" sürecimizi hızlandırdı. Ay tutulması ise bu role sahip çıkma konusundaki irademizi test edecek. Artık insan, "bilmiyorum"

Dünya yeni ve büyük bir ‘’Dönüşüm Çağının’’ içerisinden geçiyor. Düzenin alt yapısının kurduracak olan bu döngüye ‘’Güneş Tutulmasına’’ hoş geldiniz. Vah tüh etmeden, şahane bir yaşam hayal edenlerin, bu hayalleri inşa etme cesareti gösterenlerin parlayacağı bir tutulma yaşayacağız.

Her birimiz bu döngüden, ‘’hayattaki rolümüze uygun’’ bir alanda varlık gösterme çabasıyla geçeceğiz. Aranızda uzun zamandır hayattaki rolünü sorgulayanlar, bulmak için çabalayanlar olduğunu biliyorum. Öte yandan çoktan havlu atıp bu rolü bulamayacağına kanaat getirenler hatta kendisine bir rol verilmediğini düşünenlerde var. Boşa yaşadığınızı yani bir rolünüz olmadığını düşünmek yerine arayışınıza devam ediniz. İyi haber; ‘’Bu oyunda bir rolünüz olmasaydı; bu özel zaman diliminde, bu coğrafyada, bu Dünya’da yaşıyor olmazdınız’’. Daha iyi haber ise; tutulma hayattaki rolünüzü

Hedeflerimize ulaşmak için çok çalıştık. Yorulduk, düşüp-kalktık, yaralandık bazen de yaraladık. Başarılı olduğumuzda oldu hayal kırıklığına uğradığımızda. Artık kim olduğumuzu, neyi yapıp neyi yapamayacağımızı daha iyi biliyoruz. Bu süreçte kendimize dürüst olabilirsek yeni yollar keşfedebiliriz. Başaramadığımız, başardığımız halde mutlu olmadığımız, mutlu olmadığımız halde sürdürmek istediğimiz çok şey var. Bu yükleri taşıma sebeplerimizle yüzleşmek zorundayız.

Sessizliğe yatırım yap!

Dolunayda içe dönüp kendimizi dinlemeye, iç sesimizi duymaya gayret edelim.  Kendimize ve dış dünyaya kızgınlıklarımız, kırgınlıklarımız var. Duygusal, tepkisel davranmaktan kaçınıp objektif bir görüşe ulaşmak ilk ödevimiz olsun. Israrla tutmaya, tutunmaya çalıştığımız kişileri, olayları, durumları gözden geçirelim. Yürümeyen bir ilişkiyi, ortaklığı, dostluğu, evliliği sürdürmek için zorlamadığınızdan, bencillik etmediğinizden emin olun. Ne yaparsanız yapın başarılı olamadığınız bir işe-ilişkiye devam etmek istemenizin