Birbirini tamamlayan şehir ile festival

18 Eylül 2023

Kendi yaşam dilimimde doğup büyüyüşüne tanıklık edebildiğim için olsa gerek, Ayvalık Uluslararası Film Festivali farklı bir heyecan yaratıyor bende. Antalya Film Festivali bu yıl 60 yaşında. Adana Altın Koza kesintisiz 30 yaşına ulaştı ama ilk düzenlenişi 1969 yılında. İstanbul Film Festivali 42 yaşında. Şahane, hepsinin upuzun ömürleri olsun. Ayvalık Film Festivali ise bu yıl iki yaşında. Aslında 2018’de Başka Sinema bünyesinde ilk adımı atılmıştı, 2022’den beri Başka Sinema Ayvalık Film Festivali kurucu direktörü Azize Tan ve ekip arkadaşlarının kurduğu Seyir Derneği tarafından düzenleniyor. Dolayısıyla çok genç bir festival fakat her yıl gözümüzle görebiliyoruz artan ilgiyi. En başta “Film festivaline geldik” dediğimizde esnafın yüzünde oluşan “Hangi film festivali?” sorusu artık onların da katıldığı, sahiplendiği, belediyenin canı gönülden desteklediği, sonbaharı bölgede şenlik mevsimine dönüştüren bir etkinlik haline geldi.

2.Ayvalık Film Festivali 14 Eylül’de Ayvalık Belediyesi Büyük

Yazının Devamı

Dünyadan alacaklı müdanasız şövalye

14 Eylül 2023

“Türkiye sinemasının ilk konulu uzun metraj filmidir. (…) Manaki Kardeşler, babasının kendisini sevdiği gence vermemesi üzerine kendini bir erguvan ağacına asarak intihar eden bir genç kızın hikâyesini anlatan ‘Erguvani İstimbot’ adlı filmi çekmişler. Film ne yazık ki Fuat Uzkınay’ın sebebiyet verdiği bir elektrik kontağından çıkan yangında yanmış ve bugüne hiçbir izi kalmamış. Uzkınay’ın filmi kıskançlıktan yaktığı da rivayet olunur. Sessiz sinema oyunlarında popüler bir film adı olan ‘Erguvani İstimbot’, filmi gören ne bir kimse ne de bir belge kalmadığı için hep şüpheyle ve böyle bir film olmadığı iddialarıyla karşılaşır”. 

Cüneyt Cebenoyan, Altyazı dergisinin 150. yıl özel sayısında “Erguvani İstimbot”u bu cümlelerle anlatmıştı. Sessiz sinema oyunlarının başköşesine kurulan, tahmini zor hayali film. İki, Cüneyt Cebenoyan’ın 2014 2016 yılları arasında Açık Radyo’da yayınlanan, konuklarıyla onların seçtiği bir filmi masaya yatırıp enine boyuna incelediği sohbet programının adı.

Yazının Devamı

Ölmeyi unutmak, yaşamayı hatırlamak

11 Eylül 2023

İnsanın en büyük meselelerinden biri, uzun yaşama arzusu. “Hayatı uzatma” telaşı, bu alanda yapılan araştırmalarla, uzman önerileriyle, her gün ileri sürülen farklı yöntemlerle her daim gündemimizde. Hangi besin antioksidan, hangisi hücre yeniliyor, hangi takviyelere yer vermeliyiz hayatımızda, hep takipteyiz. Öte yandan da sürdürdüğümüz hayat biçimiyle sürekli olarak çarkı tersine çeviriyoruz. Zaten stresliyiz bir de ‘sağlıklı’ ve uzun yaşayacağız diye yasaklar strese sokuyoruz kendimizi. Bu işte bir terslik olsa gerek.

Bu tersliğe kafayı takmış bir gazeteci – yazar var: Dan Buettner. New York Times yazarı, National Geographic kâşifi, beş kıtayı geçip üç dünya rekoru kırmış bir bisikletçi. Hayatının son 20 yılını uzun ömürlü insanları bulup onların yaşam biçimlerinden ders çıkartmaya adamış ve “Blue Spots / Mavi Noktalar” dediği bir harita çıkarıp peşine düşmüş. İnsanların seksenleri, doksanları rahat rahat gördüğü, bir kısmında ise

Yazının Devamı

Hayaller, masallar, mucizeler

7 Eylül 2023

“Sanat yok oldukça kötülük yükselir, kapı duvar bir sessizlik hakim olur dünyaya, bunu fark ettiğimizde ise geç kalmış oluruz.” Sahnede Işıl Kasapoğlu, İKSV tarafından düzenlenen 27. İstanbul Tiyatro Festivali için geri sayımın başladığını müjdeleyen ödül töreninde konuşuyor. Masallardan söz ediyor. Hayallerden, sonra: “Bize dünyanın bu yalan düzeninin perdesini aralamaktan başka yol yok. O yol ya da kavşaklar, patikalar hep hayal kurmaktan geçiyor. Kahramanlara, mucizelere inanmaktan, düş kurmaktan… Bir kişiye hayal kurdurabilirsek tüm topluma kurdurabiliriz”.

Masallar, mucizeler, hayaller, başka diyarlar, umutlar... Sıkıştığımız yerde nefes aldıran sözcükler geçiyor, Işıl Kasapoğlu’nun konuşmasından. Festival iki senedir küratörlük sistemine geçti, bu sene ikinci ve son kez Işıl Kasapoğlu’na emanet. Seneye başka bir küratörün hayallerinden doğan festivali izleyeceğiz. Belki gönlümüze göre olacak, belki eleştireceğiz ama hayaller ve masallar eksik olmayacak

Yazının Devamı

Birlikte sevinmek ve gururlanmak

4 Eylül 2023

Bu yazıyı Brüksel’de oynanacak 2023 CEV Avrupa Voleybol Şampiyonası final maçından önce yazıyorum. Dolayısıyla şu anda bildiğim, A Milli Kadın Voleybol Takımımızın yeni antrenörü Daniele Santarelli ile müthiş bir çıkış yakalayarak 14 maçtır hiç yenilmediği, en son yarı finalde İtalya’yı 3-2 mağlup ederek finale yükseldiği, yüzümüzü defalarca güldürdüğü. Umarım şu anda daha fazlasından söz ediyoruzdur. Ama tek cümleyle özetlersem, A Milli Kadın Voleybol Takımı epeydir ülkemizin başına gelen en büyük güzelliklerden biri. Birlikte üzülüp birlikte sevinecek ortak paydalar bulmak çok zorlaştı bu devirde. Halbuki bir insan topluluğunun yan yana durmasını sağlayan başka nedir? Burada hep beraber heyecanlanıyoruz, kalbimiz onlarla birlikte atıyor, hevesleniyoruz, hayal kırıklığına uğramıyoruz, her maçta pırıl pırıl bir takım izliyoruz, daha ne? Teşekkür edelim bütün bunlar için, değil mi?

Ama illa bir ‘daha’sı var. Ortada bir kadın takımı, bir kadın sporcu varsa mutlaka spordan başka

Yazının Devamı

Kimin kişilik hakları?

31 Ağustos 2023

Çok hazin değil mi, hayattayken her biri sizin yakınınız olan insanların siz öldükten sonra yine sizin üzerinizden birbirine girmesi? Miras meselesi zaten her zaman dert, bir de ünlü biriyseniz, hayatınızı kim anlatacak diye bir mevzu çıkıyor ortaya. Diyelim sizi konu alan bir film yapacak birileri, kimden izin almalılar? Kimin daha fazla söz hakkı var sizin hayatınız üzerinde? Anılarınızı anlatmak kimin tekelinde? 

Örnekleri çok, biyografik filmlerin yükselişe geçtiği son dönemde. Polemik bu işin şanında var. “Garip Bülbül Neşet Ertaş” örneğinde olduğu gibi ailenin topluca karşı çıktığı, “Bizden izin alınmadan yapıldı” dediği durumlarda iş filmin gösteriminin engellenmesine kadar gidebiliyor. 

Şu sıralar gündeme gelen “Cem Karaca’nın Gözyaşları”nda ise “Benden izin alınmadı” diye filmin çekimlerinin durdurulması için mahkemeye başvuran Karaca’nın beşinci ve son eşi İlkim Karaca. Ondan izin alınmadan senaryosu yazılan ve çekilmeye başlanan bir filmi “müvekkilinin

Yazının Devamı

Yaz dönümü, yaş dönümü

28 Ağustos 2023

Yaş 35’in yolun yarısı ettiğini epeydir kabul etmiyor - etmek istemiyoruz. En son “60’lar eski 40’lar”a kadar geldi iş ki ne güzel, ne itirazımız olabilir? Ama yine de pek çok insanın 35’te bir dönüp kendisine, hayatına, o güne kadar aldığı yola bakası geliyor ve muhtemelen “Olanlar olacakların teminatı” deyip bir yol ayrımına geliyor. Birinci yol “Bugüne kadar nasıl yaşadıysam o minvalde devam edecek hayat” demek, ikincisi de “Başka bir gelecek mümkün mü?” deyip değiştirmeye niyet etmek. Eğer bir yaz dönümü gecesinde mitolojideki gibi karşınıza ilk çıkana âşık olursanız, bu yol ayrımı kaçınılmaz oluyor tabii. Helena ile Bob gibi.

Bu iki insan kayıt üstünde tek ortak yönleri yaşları olan - evet tabii ki 35 - bir kadın ve bir erkek. Helena boşanma avukatı, kuralları, çerçeveleri olan bir ‘adalet’ insanı, Bob ise yasadışı işlere bulaşmış, ‘kanunsuz’ bir kişi. Yılın en kısa gecesinde, yaz dönümünde, dışarıda deli gibi yağmur yağarken bir barda tanışacaklar. Sonrasını

Yazının Devamı

Gezi Pastanesi’nin vedası

24 Ağustos 2023

İçimi cız ettiren veda ilanlarından biri daha: Taksim’in yeni çehresinde hayli ayrıksı duran ama benim için hala lise yıllarıma dayanan bir alışkanlık olan Gezi Pastanesi. Patisserie Gezi olarak 1987’de kapılarını açmış, bu hafta da Gezi İstanbul adıyla devam eden serüvenine son noktayı koydu. Bunu da cephesine astığı siyah bir perdeyle duyurdu: “1987-2023”. Bu kadar. Ölüm ilanı gibi. O aradaki çizgide bir zamandır olmayan terasında edilen sabah kahvaltıları, akşamüstü kahveleri, AKM konserleri, opera, oyun çıkışı buluşmaları, nice röportajlar, nice sohbetler var.

Sosyal medyalarından bir açıklamayla duyurdular vedanın sebeplerini. Kuruluş amaçlarını “Opera Cafe’si olmak” olarak niteliyorlardı, “Entelektüellerin buluşma, söyleşme mekânıydı”, önünde ve yanında bulunan bahçesinden “kültürün, müziğin, sanatın terası” olarak “nice müzisyenler, balerinler, baletler, yazarlar, çizerler” geçmişti. 2001 yılında bayrağı devraldıktan sonra pasta ve

Yazının Devamı