Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Futbolun en değerli koleksiyonu Real Madrid, Nihat'lı Real Sociedad'la sezon boyu çekişip, son iki haftadaki şansı ile şampiyon oldu...
Figo, Ronaldo, Zidane, Roberto Carlos, Raul gibi dünya yıldızları ile Real Madrid bir yanda, Nihat - Kovaçeviç ikilisinin sırtına binmiş, kendi halinde profesyonellerden oluşan Real Sociedad bir yanda, soluk soluğa tamamladılar La Liga'yı...
Real Madrid'in önceden iyi tasarlanmış, dikkatli biçimde programlanmış şampiyonluk kutlamaları çok ölçülüydü. Kargaşaya dönüşmemesi için akıllıca önlemler alınmıştı...
Real Sociedad'ın şampiyonluğu kaybetmesine rağmen maç sonrası seyircisi tarafından onur turu ile alkışlanması hepimize örnek tablolar oluşturdu... Hüzünlü, ama gururluydular... Takımlarının artık bir zirve ekibi olduğuna inanıyorlardı....
Hiç kimse "ikincilik başarıdır" - "Hayır başarı değildir" tartışmasına girmedi.

Tıpkı Lucescu
Real Madrid'in şampiyonluk kutlamalarından bir gece sonra açıklandı ki, Teknik Direktör Del Bosque ile kaptan Hierro, önümüzdeki yılın planlarından dışlanmış. Genel Menajer Jorge Valdano, oldukça sade bir açıklama ile önümüzdeki sezon için yeni bir teknik direktörle anlaşacaklarını, Hierro ile de yollarını ayıracaklarını bildirdi.
Biliyorum, benim düşündüklerimi sizler de düşünüyorsunuz... "Tıpkı Lucescu'nun başına gelenler gibi" diyorsunuz... Evet, aynen öyle!
Güleceksiniz ama, zaten yarım asırdır "Dünya Kulübü" olarak ün yapan Real Madrid, "Dünya Takımı olamadığı için" Del Bosque'yle yol ayrımına geldi. Onlar için Dünya takımı olmanın tek ölçütü var: Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu... Yarı finalde Juventus'a elenmeleri, Del Bosque'nin ipini çekmelerine yetti.
Yeni teknik direktör kim olur, bilemem... Del Bosque, hepsi de ayrı ayrı marjinal karakterlere sahip o dünya yıldızlarını hiç problem çıkarmadan oynatıyor, işini büyük tevazu örnekleri vererek yapıyordu.
Şimdi yeni gelecek teknik direktörün aynı başarıyı göstermesi biraz zor görünüyor.
Hele takıma yepyeni bir imaj prensi - David Beckham - geldikten sonra!
Kimbilir, bakarsınız Lucescu'yu çağırırlar!

Atletizmde Avrupa Kupası ikinci lig müsabakaları, unutup sırtımızı döndüğümüz ana spordaki yerimizi yeniden belirledi... Yılların boşvermişlikleri, havanda su dövmüşlükleri ile karşı karşıya kalıp bir tür yüzleştik kendi kendimizle.
Evet, Süreyya Ayhan ve arkadaşlarının sayesinde kızlarımız artık birinci lige yükseldiler. Bu alanda erkekleri bir adım geride bıraktılar.
Ama orada iyi görülmesi gereken gerçekler var.
Birincisi, bu bütçe yetersizliği ile bizim asla bir atletizm ülkesi olamayacağımız... Süreyya, Ebru Kavaklıoğlu, Elvan Can, Aksel Gürcan gibi kızlarımızla bireysel başarıların ötesine geçemeyeceğimiz görüldü.
Süreyya'dan Dünya ve Olimpiyat altın madalyaları beklerken ne kadar haklı ve gururluysak, öteki kızlarımızı da bu düzeye çıkarabilmek için o kadar sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız.

Sinerji yaratılmalı
Yorgun devlet, personel maaşı ve yıllık müsabaka takvimlerinin dışında yeni şampiyonlar yetiştirecek olanakları maalesef sunamıyor atletlerimize...
Bu iş, sponsorlara düşüyor. En başta da Vestel'e!
Bence Vestel, Süreyya ile başlattığı büyük kampanyaya tümüyle Türk atletizmini de dahil etmeli.
Nazif Zorlu ve arkadaşlarının en zor zamanlarda sinerji yaratarak akıl ve parayı en iyi biçimde kullanıp, gerçekleştirdikleri endüstriyel şampiyonluk, Türk atletizmi için yapacakları beş yıllık bir destek programı ile sportif alanda da taçlanabilir.

Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili ile yönetici arkadaşlarını içtenlikle kutluyorum. Balo, tek sözcükle "muhteşem"di... Kimse kadı kızında da bulunabilecek kusurlar için yave yapmasın...
Neredeyse kırk yıla varan tanıklığımla söyleyebilirim ki, bu kadar "renkli" bir siyah-beyaz gecesi yaşamadı Beşiktaş.
Her şey baştan sona iyi düzenlenmişti. Konukları kapıda karşılayıp otomobillerini "car joker"lerle otoparka çekmeden tutun da, Yılmaz Erdoğan'ın ince ve düzeyli esprilerle süslediği sunuculuğuna, Sertab ve Nilüfer'in performanslarından Anadolu Ateşi'nin dansına ve masa düzeninden menüye kadar!
Bu sihirli gecenin mimarı Banu Birkan'a da bravo.

Karma tartışması
Elbette bronz, gümüş ve altın on birler hemen her masada, her Beşiktaşlının kafasında tartışma yarattı. Bu tartışmaların en azından gelmiş geçmiş tüm Beşiktaşlı futbolcuları hatırlamamıza fırsat hazırladığını unuttuk. Herkesin altın on biri gönlünün bir yerinde saklıdır zaten. Bu konuda uzun uzun tartışmaya gerek yok.
Kanımca balonun en güzel yanı, davetiyelerde de açıklandığı gibi "100. yıl balosu" olmasıydı. şampiyonluk sözcüğü konmamıştı Bilgili'nin çağrısına.
Kulübün tüm değerlerini ve tarihsel önceliklerini öne çıkaran soylu bir anlayış örneği olarak sakladım davetiyemi.
Yine de hınzırca şu soruyu sormaktan kendimi alamadım: "Acaba şampiyonluk kazanılmasa da bu balo düzenlenir miydi?"
Bence düzenlenmeliydi. Hem de her yıl!

Şenol Güneş'in görev aldığı ilk günden beri kafasını kurcalayan, resmi eleme takvimleri nedeniyle bir türlü başlatamadığı Milli Takım'ı yenileme operasyonu, nihayet başarıyla gerçekleşti. Elbette bir süreç bu... Bir kalemde eskileri atıp yenileri başlatmakla olmuyor.
Güneş, Gökdeniz, Servet, Fatih Sonkaya, Selçuk, Volkan, İbrahim Toraman, Tuncay gibi genç yıldız adaylarıyla yenilediği Konfederasyon Kupası kadrosunda hedefini yakaladı. Hele Brezilya'yı saf dışı bırakarak yarı final için Paris biletini alması, Milli Takım için şu yaz yorgunluğunda hiç de küçümsenecek bir başarı değildir.
Paris'i seviyorum... Kimilerine göre dünyanın en güzel şehri, kültür ve sanatın Dünya başkentinde şimdi Türk futbolcuları, ev sahibi Fransa ile yarı final tartısına çıkacaklar. İnanın, sonuç hiç de önemli değil. Bu takım yakın gelecekte bize çok şeyler vaat ediyor. Fransa'yı yenip yenmemenin ötesinde, çoğu ülkenin bulamadığı bir başka altın kuşağı yakalamanın hazzı çok başka!






SPOR


OLACAĞI BUYDU!
At yarışları
Avrupa Ligleri
Potada para krizi
2. LİG puan durumu
SEÇ, BEĞEN, AL
Voleybolda zorlu kura
TARİKAT TURNUVASI
GÖKDENİZ'E BASKI
CİM-BOM'DA REFORM
Trabzonspor'a Paar müjdesi
Nihat'ın büyüsü
Serena yere sağlam bastı
587 milyarlık teşekkür
Haber turu...
Güle güle Del Bosque!