Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Fenerbahçe - Diyarbakırspor maçı, 2003 - 2004 sezonunun bugüne kadar oynanmış tüm maçlarını geride bırakan bir futbol kalitesi ve yürek gösterisiyle başladı ve bitti.
Bu maçı seyredip keyif alabilmek için "taraftarlık" kimliğinin dışına çıkıp "futbolseverlik" üst kimliğine dönmek gerekiyor.
Sahi, acaba bunu kaç kişi, kaçımız yapabiliyor ?
Bu sorunun yanıtlarını vicdanlarımızda araya duralım, kendi adıma ben, o muhteşem tempoyu, inanılmaz skoru değiştirme isteğini, birbirinden güzel golleri, gol pozisyonlarını görüp yerli - yabancı futbolcuların tümünde yoğun mücadele azmini görünce keyiften bayıldım !

Üç yönetmen
Mehmet Demirkol'un dün önemle altını çizdiği gibi... Maalesef o güzellik sayfalardan ve ekranlardan tam da hak ettiği karşılığı alamadı. Gazetelerin başlıkları, o güzelliğin tanımlanmasında yorumların üstüne çıktı. Şampiyonluk yarışında Fenerbahçe'nin 2 puan kaybı var ya, çoğu meslektaşımız Daum'un hatalarına yoğunlaşarak Fener'in kaybettiği iki puanın hesabına daldı.
Peki ya futbolun kazandıkları ?
Kesinlikle inanıyorum ki Fenerbahçe - Diyarbakırspor maçının kalite zenginliğini yılda 10 maçta tekrarlayıp o kaliteye ortak takım sayısını 6'ya, 8'e çıkarabilsek, Türkiye Ligi, gerçekten adına layık "süper" rekabet özellikleri kazanır. Taraftarlar, iyi futbolun tiryakisi olup maçı kapalı gözlük tek takımla seyretme körlüğünden kurtulur. Gerçek futbolsever kimliklerine dönerler.
Bu maçı sahneleyen üç yönetmen var: Christoph Daum, Sakıp Özberk ve Selçuk Dereli... İki teknik direktörle hakemi, haklarını yemeden alkışlamalıyız. Elbette üçünün de hataları vardı. Ama hakçası, ustaca uygulamaları daha fazlaydı.

Özberk'i kutladım
Sakıp Özberk'i arayıp kutladım. Belli ki, Gaziantepspor'un başındayken, yine Saracoğlu Stadı'nda yaşadığı 3 - 4'lük o unutulmaz maçtan büyük dersler çıkarmış. Oyunun tümünde, sahanın tümünü, zamanın tümünü kazanmak için kullandı.
Sakıp Hoca, "Fenerbahçe'nin çok iyi oyuncuları var. Kontrol altında tutulması gerekiyordu. Öyle yapmaya çalıştık. Özellikle Van Hooijdonk ve Nobre'ye alan daraltmayı düşündük. Ama onlar da çok kaliteli oyuncular. Alan boşaltıp öteki arkadaşlarının hücuma katılmasını da sağladılar. Sıkıntılarımız oldu. Bedelini iki golle ödedik. Fenerbahçe defansının geriye dönmekte ağır kaldığını görerek, onların hücumunda kaptığımız toplarla kontrataklar yaptık. Ve en önemlisi, 2 değil, 4 adamla hücum ettik... Sonuç ortada!"
Sakıp Hoca'ya "Peki Murat Hacıoğlu'nu oyundan almanın ne anlamı var?" diye sordum. Herkesin merakını şöyle yanıtladı: "Murat Hacıoğlu çok çalıştı, Ali Güneş'in atakları karşısında yoruldu. Daum'un yaptığı değişikliklerle zaten bunalmıştık. Bunu çözmek için Murat'ı çıkarıp, takıma daha diri bir oyuncu aldım."

MİLLİYET'İN 50 yıldan beri sürdürdüğü geleneksel "Yılın Sporcusu" anketine şimdi bir kardeş geldi: Sabah Spor Ödülleri...
MİLLİYET'in formatı, doğrudan sporsever okuyucu oylarına dayanması... Namık Sevik'in temellerini attığı bu şaşmaz gelenek, biliyorsunuz, özenle korunuyor.
Sabah'ın anketinde 50 kişilik jüri, belirlenen dallarda, belirlenen adaylar için tartışmadan - ortak karar almadan - aynı anda oy kullanarak ödül kazanan sporcuyu belirliyor.
O jüride ben de vardım. Peoplemeter cihazlarıyla oyumuzu kullandık.
Hakem Ödülü için 3 aday vardı. İsmet Arzuman (futbol), Memduh Öget (basketbol) ve Ümit Sokullu (voleybol)...
Oylamayı Ümit Sokullu kazandı. Ödülünü alırken, "Biliyorsunuz, bu yıl Atina'da yapılacak Olimpiyat Oyunları'nda da görev alacağım. Orada final yönetip başarımı devam ettirmek istiyorum" dedi.

Acı gerçek
Sonradan acı gerçeği öğrendim... Bizler "Filenin Sultanları"yla yoğun biçimde ilgilenirken, meğer perde arkasındaki bazı gerçekleri unutmuşuz. Voleybol Federasyonu, Ümit Sokullu'yu FIVB listesinde 7. sıraya koymuş. Dahası, FIVB'nin olimpiyatta görev verdiğini Sokullu'ya bildirmemiş... Haber başka kanallardan ulaşmış Sokullu'ya... Ödülünü alırken, kamuoyu önünde söyledi ki, bu görevlendirmeden haberi var, kimse engellemeye kalkışmasın!
Şaşırdım, üzüldüm... Bu falsoyu Türkiye Voleybol Federasyonu'na hiç yakıştıramadım.
Sabah'ı, ve ödül kazananları kutluyorum... En çok da Sokullu'yu!

Ahmet Dursun'u gönderip, İlhan Mansız'ı Vissel Kobe'ye satarak para kazanan Beşiktaş görüldü ki, saha içinde de bu işten karlı çıkacak... Adrian İlie - Ahmed Hassan ikilisi, kritik Denizlispor maçında hem futbol zevki, hem de skor ürettiler. Elbette takımın da bu skora katkısı var. Ama forvet verimsizliğinden başı ağrımaya başlayan Beşiktaş, bu iki adam sayesinde görülüyor ki, rahat bir nefes alacak.
Adrian İlie - Ahmed Hassan ikilisi, Beşiktaş'ın çift santrfora dönmesi için çok uygun bir fırsattır. Zago'nun ve Giunti'nin en az iki hafta daha sürecek tedavileri, yabancı kontenjanındaki sınırlandırma nedeniyle yaşanabilecek sıkıntıyı- şimdilik - ortadan kaldırıyor. Lucescu'nun eline krize dönüşebilecek bir süreçte altın bir fırsat geçiyor. Bu uyumlu ikiliyi Sergen ve Pancu başarıyla oynatabilir. Dahası Tümer de yeni oyun anlayışına katkıda bulunabilecektir. Yeter ki, Lucescu tutucu davranmayıp cesaretle yeni arayışlara yönelsin...
En azından Ahmed Hassan'ı sürekli yedek statüsünden çıkarıp, yedekliği öteki yabancılara da yansıtabilsin. Gerektiğinde yabancılarını turnikeye sokabilsin.
Peki Lucescu bu devrimi yapabilir mi ?
Elbette yapabilir, yapmalı! Yardımcıları ne güne duruyor... Hocaya anlatmalı!

Biliyorum, oğlum yaşındaki gençler, başlığı görünce belki de anlamayacaklar...
Seyyal "akışkan", "değişken" anlamına geliyor, nihai de "son" ya da "kesin"...
Eskiden Milli Takım'ın her türlü maçı önemsenir, tek seçicinin, teknik direktör ya da başantrenörün çağırdığı futbolcular "Seyyal kadro ilan edildi" başlıklarıyla duyurulurdu. Daha sonra adaylar elenir, sahaya çıkacak oyuncular ve yedekleri belirlenir, ona da "nihai" denirdi. (Yanlış mı hatırlıyorum Necmi abi ?)
Her neyse... Letonya skandalıyla kapattığımız Avrupa defterinden sonra Dünya Kupası hazırlıklarına yepyeni "seyyal" kadroyla dönüyoruz. Bugün Danimarka ile özel maçımız var Adana'da... Seyyal kadronun ne yapabileceğini göreceğiz... Nihai kadro resmi maçlarla ortaya çıkacak...
Teknik direktörü dahil "seyyal" olan bu kadroya başarılar diliyorum...





SPOR


BOZUK STEPNE!
At yarışları
Avrupa Ligleri
Fener bir adım önde: 70-53
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Transferde son 24 saat
Filede bugün
Ahmed Hassan'a sert yanıt
Hisseli harikalar...
Ses duvarı aşıldı!
Saidou sürprizi
Güneş sistemi!
Ümitler yeşerdi: 2-0
Haber turu...
İşte yılın maçı