Aylin Öney Tan

Aylin Öney Tan

aylinoneytan@gmail.com

Tüm Yazıları

Cemrelerin ikisi düştü. İlk cemre havaya bahar dokunuşu yaptı, ikincisi suya değdi. Üçüncüsü ise pek yakında toprağa düşecek, can verecek. Artık bahar kapıda, kışa geri dönüş yok. Baharı her türlü kutlamanın tam zamanı

Bahar kapıda



Cemreler birbiri ardına düşmeye başladı mı kışa veda zamanı gelmiş demektir. Halk takvimine göre, cemre düşme günleri birer hafta aralıklarla gerçekleşiyor. Cemre kelime anlamı olarak kor gibi için için yanan ateş ya da köz halinde kömür parçası demek. İnanışa göre, adeta güneşten kopan bir parça gibi dünyayı ısıtıyor. Önce havaya değiyor, havanın soğuğunu kırıyor. Sonra suya dokunuyor; denizler, göller, dereleri canlandırıyor, bitkilere su yürüyor. En son ise toprağa düşüyor, toprak canlanıyor, hayat yeniden yeşeriyor.

Haberin Devamı

Cemre dilimize Arapçadan geçmiş, ama kelime kökeni Aramice ve Süryanice “gamera” ve Akad dilinde “gumaru” sözcüklerine dayanıyor. Türkçe kömür kelimesi ile benzerliği ilgi çekici. “Cemre düştüğü yeri yakar” derler. Tam da kelimesi kelimesine öyle; anlamı kor olarak düşünülürse doğru. Bu yüzden kimi zaman aşk anlamında kullanılıyor. Malum; aşk da düştüğü yüreği yakar. Zaten bahar bayramlarının hemen hemen hepsi aşk ile ilgili kabul ediliyor. Bahar havası ister istemez aşkı çağırıyor. Bugünlerin hepsi aynı zamanda sevgililerin buluştuğu, yeni aşkların doğduğu “Sevgililerin günü” oluyor.

Bahar kapıda


Cemre sevgililerin kalbine de düştü

İlk cemre 19-20 Şubat günü aralığında havaya düştü. Havaya sıcaklığını verdi. İkincisi, yani cemrenin suya düşmesi ise cumayı cumartesi gününe bağlayan geceye denk geldi. 26 Şubat aynı zamanda Çin takvimine göre Fener bayramıydı. Fener bayramı, Çinlilerin takip ettiği ay takviminde birinci ayın ilk dolunay günü kutlanıyor. Çin yeni yılı tek gün değil iki hafta boyunca kutlanıyor ve Fener bayramı ile son buluyor. Çin yeni yılı aynı zamanda bahar bayramı; tıpkı eski Türk takviminde bahar bayramı olan Nevruz’un aynı zamanda yılın başı kabul edilmesi gibi. Dolayısıyla Fener bayramı, artık baharın tam olarak gelmesi anlamını taşıyor. Fener bayramında her yer fenerlerle süsleniyor, göklere uçan fenerler gönderiliyor. En güzeli de su kenarlarında içinde ışıl ışıl ateşler yanan rengârenk fenerler yüzdürülüyor. Fenerlerin ateşi kötülükleri kovuyor, yeni umutların ışığını yakıyor. Olağanüstü romantik görüntülerin sergilendiği bu ışıklar dolu gecenin aynı zamanda sevgililer günü olduğunu belirtelim. Yalnız olanlar ise bugünü iç çekerek ve bir kısmet çıkar umuduyla su kenarlarında piyasa yaparak geçiriyor.

Haberin Devamı

Bu yıl cemrenin suya düştüğü gün ile Fener bayramının aynı güne denk gelmesi müthiş güzel bir tesadüf oldu. Böylece cemrenin suya düşmesi, Asya kıtasının büyük bir kısmında kutlandı. Cemre hem suya hem de aynı zamanda sevgililerin kalbine düştü.

Çağla cacığı

Malzemesi:

1 kâse çağla badem
2 kâse süzme yoğurt
1 sap taze sarımsak
1 buçuk tatlı kaşığı deniz tuzu
4-5 çorba kaşığı erken hasat sızma zeytinyağı

Yapılışı: Çağla bademi kılıcına doğrayın. Büyüklüğüne göre ikiye de kesebilirsiniz, daha ince dilimler halinde de doğrayabilirsiniz. Taze sarımsağı çok çok ince doğrayın. Çağla ve sarımsağı tuzlayarak harmanlayın biraz sulansınlar. Yoğurdu ve 2-3 çorba kaşığı zeytinyağını ekleyin ve iyice karıştırın. Üzerine kalan zeytinyağını gezdirin ve servis edin.

Baba Marta Günü

İnsanoğlu kara kıştan çok yılmış olsa gerek, özellikle kışların sert geçtiği yerlerde baharın gelişi kutlama nedeni oluyor. Yarın 1 Mart Baba Marta Günü. Bulgaristan göçmenleri iyi bilir. Baba Marta, Bulgaristan’da en köklü geleneklerden biridir. Bu bayram, Bulgarcada “Çestita Baba Marta!” yani “Baba Marta kutlu olsun!” diyerek kutlanır. Dilek dilenerek bileklere kırmızı ve beyaz iplerden oluşan “Martenitsa” denilen bileklikler takılır; ipten yapılan minik bebek figürleri ağaç dallarına asılır. Martenitsanın birisi tarafından hediye edilmesi gerekir. Takan kişi göklerde göç eden ilk leyleğin geldiğini görür görmez bilekliği çıkarır, tomurcuk vermiş bir ağaç dalına, tercihen bir meyve ağacına bağlar. Böylece dileğinin gerçekleşeceğine inanılır.