Bürokrasinin felaket algısı: Önce olsun sonra bakarız!

8 Ağustos 2021

Ülkenin başına gelmesi muhtemel bir felaket için “önlem” almak, sorunların çözümüne yönelik projelere “yatırım” yapmak ya da olası bir soruna finansal bir “kaynak” ayırmak fuzuli bir iş olarak görülüyor

Bir gazeteci, ülkeyi ilgilendiren mevcut bir sorunu ya da olası felaketleri kaç kez yazabilir? İlgili kurumları kaç kez uyarabilir? Bir sorunu ya da o sorunun çözümüne yönelik bilimsel önerileri kaç kez hatırlatmak durumunda kalabilir? Biz dönüp dolaşıp aynı sorunları defalarca yazıyoruz. Depremi, selleri, kuraklığı, yok olan gölleri, kirlenen denizleri, eriyen buzulları, yanan ormanları, küresel ısınmanın, sıcak hava dalgasının nelere mal olacağını… Hemen her gün hatırlatıyoruz.

Mesela “Doğanın tahammülü kalmadı. Acil önlemler alınmadığı takdirde küresel ısınma dünyayı son derece olumsuz etkileyecek. Küresel sıcaklığın dramatik bir düzeyde artması, bazı ülkeler üzerinde yıkıcı etki yaratabilecek” gibi benzer cümleleri daha kaç kez

Yazının Devamı

Avrupa’nın sığınmacı sınavı: Bize gelmeyin!

1 Ağustos 2021

Tam bir trajedi: ”Taliban’a karşı savaşıyoruz” diye Afganistan’da 20 yıldır “işgalci misafir” olarak varlık gösteren ABD ve NATO ülkeleri, şimdi Taliban’dan kaçıp Avrupa’ya sığınmak isteyen Afganlıları istemiyor

16 yıl önce… 2005’te sokaklarda içi taş dolu, demir çubuklarla çevrili barikatları kendilerine oyun alanı yapan çocukların mermi kovanlarıyla oyun oynamasını olağan hale getirenlerin ülkesindeydim. Afganistan’da…

Kabil harabeye dönmüştü. Kentteki bütün binalar ve yollar delik deşik, yıkık döküktü. Ortalık yabancı ülkelerin bayraklarından, “UN” (BM) yazılı Land Rover, cip ve makam araçlarından geçilmiyordu.

11 Eylül 2001 terör saldırılarının ardından Afganistan’a giren ABD ve Kabil Havaalanı’nı kendisine karargâh eden NATO’nun orada beş yıldır ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Türk askerleri de oradaydı ama operasyon için değil. Türkiye Afganistan’da ISAF (Uluslararası Güvenlik Destek Gücü)

Yazının Devamı

Bilgiyi kirleten kim!

25 Temmuz 2021

Doğru bilgiye duyulan ihtiyaçtan doğan Wikipedia, artık gerçeği yansıtma konusunda her zaman güvenilir değil. Bu olumsuz durumu bizzat Wikipedia’nın kurucusu Dr. Larry Sanger açıkladı

İnsanoğlu müthiş bir paradoks. Hem bir yandan sosyal medyada dezenformasyon amaçlı dolaşıma sokulan bilgilerin artmasından, bilgi kirliliğinden yakınacaksın hem de kendi düşünce ve inandığın şeyi doğrulatmak için yalan yanlış bilgi paylaşacak, gerçeklik duygusunu manipüle edeceksin…

Wikipedia, internette doğru bilgiye duyulan ihtiyaçtan doğdu. Dünya üzerindeki her insana kendi dilinde, en üst kalitede, bedava bir ansiklopedi oluşturma ve dağıtma uğraşısı olarak. Bu nedenle dijital bir bilgi ağı olan Wikipedia’yı geçen yıl “bilginin otoritesi” başlığıyla yorumlamıştım. Herkesin katkıda bulanabileceği; kendi dilinde, sayıları 50 bini bulan aktif editörle internet kullanıcılarını bilginin kaynağına ulaştırarak referans alınabilecek bir ansiklopedi olduğu için. Böyle düşünen sadece ben değildim ve Wikipedia dünyada “güvenilir kaynak”

Yazının Devamı

Birini yaparken diğerini bozuyoruz

18 Temmuz 2021

Ülkemizde tarihi eserlerin korunması, onarımı, aslına uygun olup olmadığı ve bunların sonuçları üzerine inanılmaz kötü bir sınav veriyoruz. Medyanın, tarihi doku ve çevre haberciliğinde, olay olup bittikten sonra değil, bu çalışmalar sırasında da kamuoyunu bilgilendirmesi gerekir

Muazzam bir tarihi kültüre sahibiz. Ama kötü olan o tarihi gün yüzüne çıkarırken, onarırken, aslına uygun hale getirmeye çalışırken sürekli zarar veriyoruz… Örnek çok: Mesela geçen hafta Sümela Manastırı’nda beş yıl süren restorasyonla saklı mekânlar da gün yüzüne çıkarıldı. Bundan daha iyi bir haber olabilir mi? Şapeller, çan kulesi, misafirhane, keşiş ve öğrenci odaları, mahzen ve benzeri yapılar manastır tarihinde ilk kez ziyarete açıldı. Ama haberin medyaya yansıması daha farklı oldu. Denildi ki; Trabzon’daki Sümela Manastırı’nda 5 yıl süren restorasyonla oluşan inşaat plastik ve kiremit atıklarının Altındere Millî Parkı içinden geçen dereye döküldüğü ortaya

Yazının Devamı

Kadından profesör olsa ne yazar!

11 Temmuz 2021

Türkiye’de kadın profesör sayısının Avrupa’dan fazla olması, niteliksel durumumuzun ne olduğunu anlatmıyor. Bir başka deyişle kadınların mesleki başarısı, konumu, unvanı; cinsiyetçi algıyı, uğradığı tacizi, mobbing gerçeğini ortadan kaldırmıyor

İki dönem Türk Cerrahi Derneği Başkanlığı da yapan Profesör Dr. Yeşim Erbil’in “Türkiye’de kadın cerrahların yüzde 47’si ‘mobbing’e uğruyor, yok sayılıyor, hak ettikleri değer asla verilmiyor” sözlerinin üzerinden çok geçmedi. Sonrasında birçok kadın akademisyen iş dünyasında uğradıkları ayrımcılığı, cinsiyet eşitsizliğini yargıya taşıdı. Geçtiğimiz günlerde Akademisyen Kudret Çobanlı da “mobbing”e uğrayanlardan biri olduğunu açıkladı. 2018’de İfade Özgürlüğü Derneği’nde proje koordinatörü olarak görev yaptığı sırada, derneğin yöneticisi akademisyen Prof. Dr. Yaman Akdeniz’in “mobbing”ine (iş yeri zorbalığı) maruz kaldığını belirten bir yazı kaleme aldı ve şöyle dedi: “Birlikte

Yazının Devamı

Çocuk istismarını normalleştiren zihniyet

4 Temmuz 2021

Genel düşünce; yargı, çocukların cinsel istismarını yok sayan, bunu normalleştiren bir zihniyetle hareket ediyor; medyanın durumu da yargıdan farklı değil

Türk adalet sisteminin “çocuğa cinsel taciz” davalarına nasıl baktığını anlamak için önce bir hatırlatma yapalım: Bundan 19 yıl önce, 2002’de bir üvey baba hakkında “Kızına cinsel taciz, tecavüz ve zorla alıkoyma” iddiasıyla dava açıldı. 9 yıl süren adalet savaşı 2011 yılında Yargıtay’ın üvey babayı aklamasıyla son buldu. Dosya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitti. AİHM’nin gerekçeli kararı bugün dahi “tartışmalı” bütün benzer kararların emsali niteliğindeydi. AİHM, tecavüzün gerçekleşip gerçekleşmediğini sorgulamadı bile. Daha önemli bir şey yaptı. Türkiye’deki mahkemenin yargılama sürecindeki eksikliklerine odaklandı. Mesela dedi ki: Elde somut kanıt var mı? Yok. O halde mahkeme, mağdurun ifadelerini büyük bir titizlikle değerlendirmeliydi. Değerlendirmiş mi? Hayır. Ne yapmış; tarafların ifadelerini almakla yetinmiş.

Yazının Devamı

Gazeteciyseniz sadece meslek ahlakı yetmez!

27 Haziran 2021

Dürüstlük, gazetecilik mesleğindeki vebayla ya da sorunlarla savaşmanın önemli yollarından biri değil midir?

Camus’nün “Veba” romanının başkişisi Dr. Rieux ile gazeteci Rambert arasında geçen bir diyalog vardır. Yaşanan korkunç salgının adını koyan ve her şeye rağmen işini en iyi şekilde yapmaya çalışan Dr. Rieux, sevmeyi seçtiği için kahraman rolü oynamak istemeyen Rambert’e, kendi yaptıklarında kahramanlık diye bir şeyin söz konusu olmadığını söyler. Söz konusu olan “dürüstlük”tür ve doktor şöyle der: “Bu gülünç gelebilecek bir düşünce, ama vebayla savaşmanın tek yolu dürüstlük.”

Bunun üzerine gazeteci Rambert, ciddi bir tavırla “Nedir dürüstlük?” diye sorar. Dr. Rieux, şu yanıtı verir: “Bunun genelde ne olduğunu bilmiyorum. Ama benim durumumda, mesleğimi yapmaktır.”

İnsan olmanın gereği

Dürüstlük ve dolayısıyla insanın mesleğini yapması, sevgiye engel olmadığı gibi bir kahramanlık da değildir. Gazetecilik mesleğindeki vebayla ya da

Yazının Devamı

ABD medyasının ‘adalet’ savaşı

20 Haziran 2021

Trump yönetiminde Adalet Bakanlığı, New York Times’ın muhabirleri başta olmak üzere Washington Post ve CNN gibi köklü medya kuruluşlarında çalışan bazı gazetecilerin günlük telefon ve bazı e-posta kayıtlarına erişti. Aynı bakanlığın Biden yönetiminde de bu girişimini sürdürmesi Amerikan medyasını ayağa kaldırdı

ABD’de yayımlanan New York Times (NYT) gazetesi, Trump yönetiminde 2017 yılında muhabirlerinin haber kaynaklarını ortaya çıkarmak amacıyla dönemin Adalet Bakanlığı’nın gazetenin dört muhabirinin telefon kayıtlarına mahkeme kararıyla gizlice el koyduğunu açıkladı. ABD Başkanı Joe Biden ve yönetimi de olayı doğrulamış, geçtiğimiz ay, Trump döneminde Adalet Bakanlığı’nın Washington Post ve CNN gibi köklü medya kuruluşları için çalışan bazı gazetecilerin günlük telefon kayıtları ve bazı e-posta kayıtlarına ulaştığını açıklamıştı.

ABD medyası olayı, “Kayıtların ele geçirilmesi basın özgürlüğünü derinden sarsmaktadır” ifadeleriyle yorumladı. Ve kayıtların ele

Yazının Devamı