Okul koridorlarında gizlenen şiddet!

5 Aralık 2021

Medya şiddet haberlerini verirken şaşkınlıkla hâlâ “Nasıl bu kadar kötü olabiliyoruz?” diye soruyor. Yanlış soru. Öncelikle ne yapmamız ya da bunu nasıl yapmamız gerekir sorusunun yanıtını verebilmeliyiz.

Okul arkadaşları tarafından dışlandı, aşağılandı, alay edildi. Koridorlarda sıkıştırıldı. Ellerindeki çöpleri, şişeleri yerlere atıp ondan toplamasını istediler. Yere attıkları yiyecekleri yemesi için zorladılar. Tehdit mesajları gönderdiler. Söylentilerle insanların ondan uzaklaşmasına neden oldular. Okuldaki gruplara almadılar, proje ödevlerini tek başına yapmak zorunda bıraktılar.

Ortaöğretim yıllarında akranlarının kendisine yaşattığı bu zorbalığı unutamayan üniversite öğrencisi bir genç, yaşıtları tarafından dört yıl önce uğradığı bu zorbalığı yargıya taşıdı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak uğradığı şiddette payı olan idareci ve öğrencilerden şikâyetçi olduğunu belirtti.

Brezilyalı belgesel fotoğrafçısı Adriana Zehbrauskas’ın UNICEF’in arşivinde yer alan bu fotoğrafında, Honduras,

Yazının Devamı

Uyuşturucuyla yok olan bir kuşak

28 Kasım 2021

Uyuşturucunun nasıl tahribat yaptığını biliyoruz ama bunun başka suçlar üzerindeki etkisini sorgulamak da önemli. Medyaya düşen yakalanan uyuşturucu tacirlerini ya da miktarını haber yapmanın bir tık ötesine geçip, gerekli soruları sormak

Dünyada hâlâ gerçek anlamda kayıt altına alınmayan insan, silah ve uyuşturucu ticaretinin varlığı bütün gerçeklerin üzerine bir perde çekiyor. Şu an Türkiye’de bile en çok artış gösteren suçlar sıralamasında uyuşturucu ticareti birinci sırada. Mesela sadece geçen yıl, emniyet güçleri, ülke genelinde pandemiye rağmen 159 bin 268 uyuşturucu olayına müdahale etti. 231 bin 652 şüpheliyi yakaladı. Bu şüphelilerin 167 bin 531’ine kullanma amaçlı uyuşturucu madde satın almak/kabul etmek/bulundurmak suçlarından işlem yapıldı. Bu, buzdağının sadece görünen yüzü! Kullanıcılarla ilgili sağlıklı istatistikler ise henüz yok. Bazı kurumsal çalışmalara göre uyuşturucu kullanım yaşı 10’lara düştü; 13 diyen de var, 20 diyen de…

Yazının Devamı

Türk yargısı Suriye kanunlarını referans alırsa!

14 Kasım 2021

Devlet göçmen ve sığınmacılar için “uyum” çalışmalarını yaparken, yabancılar kendi ülkelerinin hukukunu, ahlakını, toplumsal değerlerini getirip başka bir topluma dayatamaz. Suriye kanunlarına göre yargılama yapan Türk hukuk sistemiyle bu uyumu sağlayabilir misiniz?

Savaştan kaçan Suriyeli bir şahıs, 8 yıl önce Türkiye’ye yerleşti. Bu süre zarfında yine Suriyeli 13 yaşındaki bir kız çocuğunu, kendisine “eş” olarak görüp istismar etti. Çocuğun bir hastanede doğum yapması üzerine, hastane yetkilileri olayı adli mercilere bildirdi ve konu yargıya taşındı.

Vahim olan bir şey de şu: Bizim mahkememiz bu olayla ilgili Türk Ceza Kanunu’nu uygulamadı. Mahkeme “Suriye vatandaşı, 13 yaşındaki kız çocuğuyla evlenebilir çünkü bu Suriye kanunlarına göre suç değildir” dedi ve şahıs hakkında beraat kararı verdi. İstinaf mahkemesi de “şikâyetçi yok” diyerek bu kararı onadı. Yani mahkeme bu kararı verirken Türk hukuku yerine Suriye kanunlarını uyguladı.

Kendisi de avukat olan CHP Milletvekili

Yazının Devamı

İklim krizinde konuşulmayanlar

7 Kasım 2021

Medya devletlerin ve şirketlerin küresel iklim konusunda acil ve somut tavsiye ve yükümlülüklerini kamuoyuna hatırlatırken bu konuda adım atmayan devletlerin küresel iklimle ilgili insan hakları ihlallerini de görünür hale getirmeli

Dünya liderleri küresel iklim kriziyle ilgili yıllardır aynı şeyleri söylüyor. Glasgow’daki İklim Zirvesi’nde de yine tekrara düştüler. ABD diğer ülkelere elinden gelen desteği vermeye hazır olduğunu vurgularken, Çin ve Rusya’yı iklim konusunu terk etmekle suçladı. Fransa küresel sıcaklık artışının sınırlandırılması için öneride bulundu. Almanya 21. yüzyıl ortasına kadar Paris İklim Anlaşması’nın uygulanmasını istedi. Herkes bir diğerini “geç kalıyoruz” diye uyardı ama en önemli açıklama Birleşmiş Milletler’den geldi. “Kendi mezarımızı kazıyoruz” diyerek…

Dünya medyası, küresel iklim krizine yönelik dünya liderlerinin bu açıklamalarına yer verirken Uluslararası Af Örgütü’nün iklim krizinde devletlerin

Yazının Devamı

Bir yargı haberinin ipuçları

31 Ekim 2021

Kadın cinayetlerinde suçlular artık işledikleri suça gerekçe üretmiyor, suçu örtbas etmenin yollarını arıyorlar. Gazeteciler kuşku içeren her olayı araştırarak, takipçisi olarak haber yapmak durumunda. Aksi halde kadın cinayetleri giderek öfkeli bir kocanın ya da babanın cinayeti olmaktan çıkıyor, faili meçhul cinayetler ya da intihar olarak kayıtlara geçiyor.

Ardahan’da iki çocuk annesi bir kadın, aldığı bıçak darbesi ya da darbeleri sonucu öldü. Önce intihar olduğu söylendi, sonra cinayet. Genç kadının ölümünden bir ay sonra kızları annelerini babalarının öldürdüğünü ama yengelerinin kolluk kuvvetlerine haber verilmeden önce eve gelerek, kendilerine yalan ifade vermeleri gerektiği yönünde baskı yaptığını belirtiyor. Ve şöyle diyorlar: “Adalete bak, babamı serbest bıraktılar. Babamın parmak izi bıçakta çıktı, niye serbest bıraktılar?”

Baba dışarıda! Haber, ajanslardan sessiz sedasız geldi geçti. Medya yayımladı, sosyal medya paylaştı ama söz konusu haber geride

Yazının Devamı

Dünya kağıt üzerinde eriyor

24 Ekim 2021

TBMM Paris İklim Anlaşması’nı onayladı. İklim değişikliği ve uyum çalışmalarını ise “İklim Kanunu” kapsamında yürütmeye hazırlanıyor. Tam da bu nedenle asıl habercilik, haberin takibi şimdi başlıyor

Kâğıt üzerinde her şey güzel. Dünyayı iyileştirmek, sorunlara çözüm üretmek amacıyla kaleme alınan her şey; yasalar, yönetmelikler, kararnameler, bildiriler, raporlar, araştırmalarla daima umut verici olmuştur. Fakat meslek hayatım boyunca dünyayı iyileştirecek çözüm önerilerinin önemli bir bölümünün hep kâğıt üzerinde kaldığını gördüm. Öyle ki; öneri var, çözüm var, yasa var ama eylem yok! Bu nedenle sadece bizim değil, dünya siyasetinin de hak ihlalleriyle, açlıkla, küresel iklim krizleriyle, salgınlarla ilgili gündemi hiç değişmiyor. Haliyle medyanın da farklı zamanlarda benzer sorunları gündeme getirmesinin dışında bir rolü olmuyor. Belki de sorunlara ilişkin tespit, öneri ve çözüme yönelik politikaların dışında eylemin neden

Yazının Devamı

Mafya silahı müzayedelik olursa!

17 Ekim 2021

Mafya insanları “kendi hukukuyla” korkutan, susturan sindiren, hizaya sokan bir devlet zihniyetinin, tetikçilerde vücut bulmuş halidir. Toplumların mafyaya ilgisi, sempatisi gerçekte devletin mafyalaştığı, mafyanın da devletleştiği bir sürece nüfuz ettiğinde karşımıza çıkıyor olabilir mi?

Mafya dediğimiz şey bir meslek değildir. Silah, uyuşturucu, insan ticareti yapar. Kaçakçılık, tefecilik, karaborsacılık, gasp, adam kaçırma, öldürme, fidyecilik, çek ve senet tahsilatı gibi yasa dışı faaliyetlerle anılır. Buna rağmen özellikle televizyon dizilerinde mafya olağan hale getirildi. Öyle ki; izleyicilerin gözünde dahi elinden silah düşmeyen, hukuksuz her türlü eylemi yapan, buna rağmen suçu cezasız bırakılan, neredeyse dokunulmazlığı olan bir “meslek” olarak algılanır oldu.

Bu sadece bizde değil, dünyada da böyle algılanıyor olmalı ki; bir dönem mafya lideri olarak “ün” yapan Al Capone’un eşyası, ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Witherell’s Müzayede Evi’nde tahmin edilenden dört kat

Yazının Devamı

Toplumsal hafıza unutmaz!

10 Ekim 2021

Medya adli sicil arşivi değildir; insanlara tarihi, zamanı, olayları, tarihte rol oynayan insanların geçmişini “unutturmak” için değil, “unutturmamak” üzerine kuruludur. Elbette “unutulma hakkı” var; ama neyi, niçin, hangi gerekçeyle unutturmak isteğiniz de bir o kadar önemlidir

Mafya olarak medyada yer almış, kamuoyunda tanınmış bir kişi, yıllar sonra “Ben artık iş insanıyım. Geçmiş kimliğimle tanınmak istemiyorum, hakkımdaki olumsuz haberleri silin” deme hakkına sahip midir? Ya da geçmişte kahvehane tarayan, adı birçok siyasi cinayet davasında geçen, yargılanan biri, siyasete atıldıktan sonra bu geçmişi unutturabilir mi? Öğrencilerine tacizden suçlu bulunan bir öğretmen, yıllar sonra bu haberin arşivlerden kaldırılmasını isteyebilir mi?

Dijital ortamda mevcut olan; geçmişte yaptığı ama cezasını çektiği ya da bir iddiaya maruz kalıp beraat ettiği halde bir eylemin, bir haberin sürekli olarak karşısına çıkmasını elbette kimse istemez! Ancak medya adli sicil arşivi değildir. Medya; insanlara tarihi, zamanı, olayları

Yazının Devamı