Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son bir aylık gazete taramasında köşe yazarlarının çoğunun gündeminin neredeyse ve sadece siyaset, partiler, seçim ve dış politika olduğunu söyleyebilirim. Sorun şu ki ‘sokağın sorunlarına’ köşe yazarlarının böylesine ‘yabancı’ kalması okurların da dikkatinden kaçmıyor.

Yırtılmış, parçalara ayrılmış bir gazetede yer alan dünya haritasını tekrar birleştiren çocuğun hikâyesini bilir misiniz? Baba sorar: Bu kadar kısa sürede bu haritayı nasıl yaptın? Çocuk yanıt verir: Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan fotoğrafı vardı. İnsanı düzelttiğim zaman, bütün dünya düzeldi…

Haberin Devamı

Bir ülkenin toplumsal inşasında medyanın ideolojik bir işleve sahip olduğu bilinen bir gerçek. Gazeteler çoğu kez takipçisi olduğu olaylarla gündem yaratır, köşe yazarları da gündemdeki konular üzerinden okurlarına ulaşılır, fikir üretir, çözüme yönelik öneri, değerlendirme ve uyarılarla sorunlara düşünsel katkı sağlar.

Milliyet uzun bir süredir kadınlara şiddeti, çocuklara tacizi, hayvanlara eziyeti, çevre katliamlarını ya da sağlık skandallarını manşetlerine taşıyor. Atılması gereken adımlar, alınması gereken önlemler ya da engellemeler, yeni düzenlemelerle birlikte…

Örneğin çocukların emanet edildiği anaokullarını mercek altına aldı. Çocuk evi, oyun evi, atölye gibi isimlerle faaliyet gösteren ruhsatsız, merdiven altı anaokulu ve kreşlerde öğretmen bile bulunmadığını ortaya çıkarttı. Sadece İstanbul’da 2 bin sokakta, değil itfaiye aracı otomobilin bile geçemeyeceği, olası bir yangın veya afet durumunda ulaşılamaz halde olduğunu yazdı. Teknolojinin gelişmesiyle artan dolandırıcı sayısının 1 milyonun üzerine çıktığını belirterek kamuoyunu uyardı. Bir ortaokul müdürünün görev yaptığı okuldaki bilgisayarında çocuklara ait pornografik görüntü ve videoların tespit edildiğini, müdür hakkında yedi yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasına karşın halen görevde olduğunu hatırlattı.

Sizce bu haberleri nasıl okumak gerekiyor? Toplumsal bilince katkı sağlamak “İnsan düzelirse dünya da düzelir” demek için olabilir mi? Bu haberler sadece kamuoyunu mu ilgilendiriyor? Yetkili mercileri bu haberler konusunda harekete geçirecek olan şey nedir? Örneğin Milliyet, hakkında açılmış bir dava olmasına karşın bir okul müdürünün halen görevde olduğunu yazmasaydı Milli Eğitim yine devreye girip müdürü görevinden alır mıydı?

Haberin Devamı

Medyanın rolü büyüktür

Dünyanın değişiminde medyanın rolü büyüktür. Ancak medyada çoğu köşe yazarının bu tür haberler karşısındaki tepkisizliği ise hayli düşündürücü. Köşe yazarlarının olayları normalleştirme ya da kayıtsızlaştırma suretiyle sosyal ve kültürel kodları ön plana çıkartmadan, genellikle ülke siyaseti üzerine yazmaları kamuoyunun gündemiyle örtüşmüyor. Son bir aylık gazete taramasında köşe yazarlarının çoğunun gündeminin neredeyse ve sadece siyaset, partiler, seçim ve dış politika olduğunu söyleyebilirim. Sorun şu ki gazetelere ya da sosyal medyaya konu olan ‘sokağın sorunlarına’ köşe yazarlarının böylesine ‘yabancı’ kalması okurların da dikkatinden kaçmıyor. Bu mesleğe en büyük zararı toplumsal sorunların etkilerini ve sonuçlarını göz ardı eden, küçümseyen, toplumun bu sorunlardan nasıl etkilendiğini sorgulamayan ve olayların yeniden üretilmesine hizmet eden gazeteciler verdi. Bir gazeteci kimliğini taşıyorsanız köşelerinizi öncelikle kuru bir siyaset çıkmazından kurtarın. Sadece “siyaseti” yazmak sizi daha iyi bir gazeteci yapmıyor. Çarpık zihniyetleri sorgulayın, gazetelerde hiç haber yokmuş gibi davranmayın. Önce biraz gazete okuyun. Soru sorma kültürünü oluşturun. Basın özgürlüğünü konuşmak, yazmak kolay. Zor olan; bir çocuğun taciz edilmesini, bir kadının öldürülmesini, yağmalanan bir tarihi, olmayan yolu, akmayan suyu yazmak ona çözüm üretmektir. Köşelerinizi, kaleminizi sorumlu ve yüksek kalitede gazeteciliği teşvik etmek için kullanmaktır. Ve asıl siyaseti yazmak tam da budur…