Futbolun doğasıyla oynamayın

28 Eylül 2017

Sezon başladığından bu yana bir ‘video hakem’ tartışması sürüp gidiyor. Uygulayan var, uygulamayan var. Ülkemizde henüz devreye girmedi, ne zaman gireceğini de bilemiyoruz.
Bizler, teknolojinin bu kadar futbolun içine girmesine karşıyız. Bu oyunun doğasıyla fazla oynamamakta yarar var. Aksi takdirde güzelliğini kaybeder.
Niye karşıyız? Mesela derbi... Negrado’nun ofsayt pozisyonu... Evet, devam etse buz gibi gol... Yardımcı hakem bayrağı çekiyor, orta hakem düdüğü çalıyor. Ofsayt bayrağı ve düdüğün sesini duyan Fenerbahçe kalecisi, Negrado’nun fileleri bulan vuruşunda hamle bile yapmıyor. Haklı...
Diyelim ki o maçta video hakem uygulaması olsaydı, ne olacaktı? Yani gol geçerli mi sayılacaktı? Valla sayılması halinde kızılca kıyamet kopardı o an! Çünkü ortada bir bayrak ve düdük sesi var!
Cenk Tosun’a Hasan Ali’nin sert girişi hem kırmızı, hem de penaltıydı. Ne var ki Ali Palabıyık vermedi. Diyelim ki, video hakeme gidildi, kırmızı ve penaltı kararı çıktı. O zaman orta hakem penaltı için, “Bu benim yorumum” der işin içinden sıyrılır.

Onlar takmıyor ben takıyorum!

Biraz bizim kulvarın dışına çıkıp, sosyal yaşama yelken açalım bu hafta...

Yazının Devamı

Kalite ve tecrübe

27 Eylül 2017

Neymiş efendim, Leipzig’in yaş ortalaması çok genç imiş... Bitmedi, Avrupa’nın kontraatağa en çabuk çıkan ekibiymiş. Maç öncesi yorumların çoğunluğu rakibin bu özellikleri üzerinden ‘karamsar’ tabloya kurulu idi... Sevsinler sizleri!

Ne var ki Leipzig’in rakibi Beşiktaş... Onu unuttular arkadaşlar! Sanırsınız ki Porto galibiyeti rastlantı ya da şans! Öyle olmadığını cümle alem gördü.

Tamam bu oyunda genç olmak elbette önemli faktör... Peki, ‘tecrübeyi’ ya da ‘kaliteyi’ es mi geçeceğiz? İşte Beşiktaş’ın en büyük farkı da burada yatıyor. Dememiz o ki, Beşiktaş’ın Devler Ligi’ndeki maçları yorumlarken herkes dikkatli olacak. Bilmem anlatabildik mi?

Koca ilk yarıda o çabuk kontraatağa çıkan Leipzig sahada var mıydı, yoksa vardı da biz mi göremedik? Bir pozisyonları var, hepsi o kadar... Beşiktaş’ı bu yarıda ne gençlik ne de çabukluk durdurabildi.

Cenk Tosun sadece golcü değil, paylaşımcı... ‘ben atamıyorsam, arkadaşım atsın’ düşüncesi ön planda... Adam golcü, bunu bir süreliğine rafa kaldırıyor, soldan topla iniyor, Babel’e asist yapıyor. İşte, takım oyuncusu budur. Cenk Tosun bu anlamda örnektir, aman nazar değmesin.

Gelelim Beşiktaş’ın ‘trivela’ ustası Ricardo Quaresma’ya... Onu izlerken

Yazının Devamı

Palabıyık rekor kırdı!

24 Eylül 2017

Y ahu arkadaşlar ligin daha altıncı haftası, yol uzun, bu köprünün altından daha çok sular akar! Dememiz o ki bu neyin gerginliği? Bu oyunun güzelliklerine hasret kaldık, neredeyse gözümüz açık gideceğiz! Son yıllarda futbolumuzda bir gerginlik aldı başını gidiyor, futbolcular topla haşır-neşir olacaklarına ya birbirlerine, ya da hakeme gider yapıyorlar! Bu güzelim oyunu çirkinleştirme adına elimizden geleni yapıyoruz valla! Efendim, neymiş 13 yıldır Beşiktaş Fenerbahçe’yi sahasında yenemiyormuş? Olsun ne çıkar, son iki yıldır Lig’in şampiyonu kim Beşiktaş.

* * *

Koca bir ilk yarıda aklımızda ne kaldı futbol adına, hiç bir şey! Beş SARI, iki KIRMIZI kartı anımsıyoruz! Evet Ali Palabıyık. Bu yarıda hep gördüğünü çaldı, çıkardığı sarılara asla itirazımız yok. Neto’nun direkt kırmızısı doğru, Cenk bize göre kurtulsa, net gol pozisyonu... Quaresma’nın ikinci sarısı tartışılır... Ekici’ye kontrolsüz giriyor, faul kararı doğru, ama ikinci sarı bizce çok ağır... Palabıyık, gerginliği düşürme adına sarılarda taviz vermedi, doğru da yaptı.

* * *

Ne var ki Palabıyık’ın ikinci yarıdaki yönetimi skandal ötesiydi, bu yarıda da toplam 3 kırmızı kart çıkarırken, müthiş gözle görülür hatalar yaptı.

Yazının Devamı

Güneş bu, adamı yakar!

21 Eylül 2017

Efendim, Şenol Güneş hocamız oldum olası zor beğenir! Düşünün, Devler Ligi’ne Porto karşısında müthiş bir başlangıç yapmış, gelin görün ki hocamız, “Daha iyi olmalıyız” diyor, galibiyet sevincini içinde yaşıyor, dışa vurmuyor.
Titiz, her şeyin en iyisini istiyor, haklı... Niye mi? Valla bizim ülkemizde varsa yoksa başarının adı şampiyonluktur, ikincilik bile başarısızlık sayılıyor! Güneş hocamız dünya üçüncüsü oldu, ülkemizdeki kutlamalara katıldı mı, ben anımsamıyorum!
Şimdi iki sezondur Beşiktaş şampiyon oluyor, Şenol Güneş hâlâ, “Daha iyi olmalıyız”, “Şu eksiğimiz var, bu eksiğimiz var” diyor. Porto maçından sonra iç hatlarda Konyaspor’u yeniyor yine, “Yooo eksikliklerimiz hâlâ var” demiyor mu? Diyor. Aslında doğru yapıyor. O da biliyor ki bu sezon Beşiktaş üçüncü kez ipi göğüsleyemezse, başı ağrıyacak. Onun içindir ki, hep mükemmeli kovalıyor, eksikleri ortaya koyuyor.
Güneş’in bir rekoru var aslında, belki kimse farkında değil... Şenol Güneş ‘değirmen’ gibi, sürekli öğütüyor!
Biliyorum, “Hoppala bu da nereden çıktı?” gibi yorumlar yapıyorsunuz. Hani istatistiksel veriler var ya, biraz bu kulvara girelim, derdimizi anlatalım. Kartal, iki sezon üst üstte şampiyon ipini

Yazının Devamı

Taraftar ve Quaresma

19 Eylül 2017

Hani bu oyunda yerleşik bir taraftar tarifi vardır,”İyi günde, kötü günde” diye... Bizim ülkemizde bu özellik, kimse kırılmasın ama en çok Beşiktaş’la örtüşüyor. Şartlar ne olursa olsun, hep oradalar, kötü gidişatlar da yine varlar, geçmişte tepkilerini tribünleri doldurarak ortaya koymuşlardır hep.

Dememiz o ki, Beşiktaş taraftarı vefalıdır, farkındalıkları da burada yatıyor... Devler Ligi’ne harika bir Porto galibiyetiyle giriş yapan Beşiktaş’a taraftarlar Konyaspor karşısında müthiş bir destek verdiler, takımı ateşleme adına bir an olsun susmadılar. Ne diyelim, darısı diğer takımların başına!

* * *

Bazen futbolseverleri anlamak da zorlanıyoruz! Quaresma’nın her top kaybında ya da auta giden şutlarında herkes homurdanıyor, Portekizli oyuncuya tepki koyuyorlar! Yooo ne kadar top da kaybetse, Quaresma Kartal’ın değişmez dişlilerindendir. Aslında bizler hep onun sıfır hatayla oynamasını istiyoruz, istemesine de top ayağına geldiği an da en az iki rakip oyuncunun kovaladığını niye gözardı ediyoruz, görmemezlikten geliyoruz arkadaşlar? İkinci yarıda bu sayı bir ara üçe çıktı, gördünüz mü? Peki, ikinci yarıda attığı gole ne dersiniz? O gol sadece gol değil, Konya’nın ikinci yarıdaki

Yazının Devamı

Avrupalı Beşiktaş

14 Eylül 2017

Valla maçın ikinci yarısı ne olur, ne olmaz bilemem! Sonuç ne olursa olsun, düşüncem değişmez. Bildiğim tek şey ilk yarıdaki muhteşem Beşiktaş, hepsi o kadar.

Avrupalı olmak böyle bir şey sanırım... Beşiktaş bize müthiş keyif ve gurur verdi Porto deplasmanında, helal olsun. Dört golün dördünü de Beşiktaş attı!Tosic’in iyi niyetinden bir milim kuşkumuz yok, sakar desek değil, tüm terslikler onu buluyor nedense! Kurşun mu döktürse acaba? Ya da Pepe ekstra olarak bir de onu mu markaja alsa, ne dersiniz?

Şaka bir yana, Tosic bu anlamda mimli (!), bu durum baskı yaratıyor, bu da panik ve hataları birlikte getiriyor!

Bak sevgili hocam, ne olur, gözünün yağını yiyim (!) şu Cenk Tosun kardeşimizi bir daha yedeğe çekme e mi? Attığı gole bakın, adeta bazuka gibi bir şut ve harika bir gol... Üstüne üstlük golü attığı kaleci Casillas... Bilmem anlatabildik mi? Negrado, Cenk’in ancak yedeği olur bu tabloda.

İkinci yarı mı? Bu tip skorlarda takımların savunmaya yaslanması ve de rakibin baskı yapması çok doğaldır... Ama valla Şenol Hoca, ‘Aman çocuklar skoru koruyun’ dememiştir... Bu tamamen bu oyunun psikolojik yanıdır... Kenardan ne yaparsanız yapın, elinizden bir şey gelmez! Nitekim Porto tam

Yazının Devamı

Babel ve Dany

10 Eylül 2017

Karşılaşmanın son 11 dakikalık bölümü dışında Karabükspor’un savunmasına kapanması, aslında Beşiktaş’ın en büyük avantajı oldu.

Hep tartışılır, savunma yapmak dünyanın en zor işidir bu oyunda... Ben de kişisel olarak bu düşüncenin altına imzamı atarım. Haaa diyeceksiniz ki, Karabükspor’un bu taktiği doğrudur, çünkü oynadığı takım son şampiyon... Ancak Talisca ve Babel, ilk yarıdaki net fırsatları gole çevirebilse; Kartal, tek golle yetinmez, farka kanat çırpardı.

Karabükspor’un sahasında yenilmesine, Dany’nin başarılı oyununa asla gölge düşürmez. Tecrübeli futbolcu, savunma da ayakta kalan, pozisyonlara set çeken tek isimdi, kutlarız.

Gelelim Beşiktaş’a... Sevgili hocamız Şenol Güneş, Porto ile deplasmanda oynayacakları Devler Ligi’nin ilk maçını düşünürsek, on birinde bazı değişimlere gitmiş. Hırvatistan maçında attığı tek golle A Milli Takımımıza yeniden umut aşılayan Cenk Tosun’u yedeğe çekmesi bizce tartışılır. Cenk Tosun’un yanı sıra Atiba ve Quaresma’yı da yedekler arasında gördük! Yorgunluk söz konusuysa buna şiddetle karşıyım. Maç salı günü oynandı, neyin yorgunluğudur bu? Eğer zihinsel yorgunluk varsa, o zaman penaltı atışını niye Oğuzhan’a attırılır? Negrado’yu on birde

Yazının Devamı

Sakin ol hocam!

31 Ağustos 2017

Galatasaray, İsveç Ligi takımlarından Östersunds, Fenerbahçe ise Makedon Vardar takımına elendi, yine kıyamet koptu!
Bakın sevgili dostlar, futbol tarihimiz böylesi iş kazalarıyla doludur. Hepsini yazsak, köşemize sığmaz. Tabii ki iki büyük takımın böylesi adı-sanı duyulmamış takımlara elenip, Avrupa dışında kalması hoş değil, ama dünyanın sonu ise hiç değil...
Aslan’ın lige fırtına gibi girmesi liderlik koltuğuna oturması, bu iş kazasını çoktaaan unutturdu bile... Ne var ki, Fenerbahçe’de fırtınalar dinmek bilmiyor. Çünkü, sarı-lacivertli ekip, ligde gelecek adına kötü sinyaller veren bir futbol oynuyor, doğru... Ancak daha dakika bir, Aykut Kocaman’a yüklenmeyi de pek doğru bulmuyorum.
Haaa bizim ülkemizde yerli hocaların asla kredisi yoktur. Yabancılara gösterilen sabrın yüzde birini yerlilere göstermeyiz maalesef... Aykut Hocamızı yakinen tanırım. Sakin ve sabırlı bir insandır, öfke kontrolü vardır. Ne var ki, Vardar maçı sonrası basın toplantısını soru almadan terk etmesini yadırgadım. Sonra yaptığı açıklama ‘pardon’ seviyesinde idi. Görüyoruz ki, sevgili hocamız öfkesini kontrol edemiyor, Gençlerbirliği maçı sonrası yaptığı sert açıklamalar da bunun en büyük

Yazının Devamı