Sneijder'in hesabı tutmadı

20 Temmuz 2017

Kişiler mi, kurumlar mı? Elbette kurumlardır esas olan.... Kişiler geçici, kurumlar hep kalıcıdır. Galatasaray da asırlık bir kurumdur... Öyle yıldızlar gelip, geçti ki Aslan’dan hangisi saysak? Nereye varmak istiyoruz, hani şu Wesley Sneijder meselesi var ya! Onunla ilgili çok şey yazıldı, çok şey konuşuldu. Kimi ‘kendisi gitti’, kimisi ise ‘gönderildi’ dedi.
Peki işin gerçeği neydi?
Hollandalı’nın ayrılma sürecinde perde arkasında yaşananlar neydi? Biraz araştırdık, sorduk, soruşturduk, doğrulara ulaşmak istedik.
Öncelikle şunu belirtmek gerek, bu ayrılıkta herkes kendi açısından haklı gerekçelere sahip... Yani aslında üç cephe de bu ayrılığı istedi. Hem Tudor hem yönetim, hem de Sneijder.
Tudor, oyuncunun saha dışındaki disiplinsiz davranışlarının tüm takımı etkilemesinden yakınıyordu, haklıydı Hırvat hoca...
Öyle ki, Sneijder’in adeta Florya’nın komutanı gibi davrandığı, yemekten içmeye, kamp yapılan yerden, idman izlemeye gelenlere kadar her şeyi eleştirdiği, çevresine sürekli negatif enerji yaydığı dilden dile dolaşıyor. Hatta Bruma, Cavanda ve De Jong gibi oyuncuları etki altına aldığı ve onları yanlış yönlendirdiği iddiaları da yazılı ve görsel medyada yer buldu.

Son

Yazının Devamı

Bu bir veda değil!

13 Temmuz 2017

Yukarıdaki başlık bize ait değil... Evet, büyük umutlarla Beşiktaş’a gelen, ancak fazla forma şansı bulamayan, her ortamda siyah-beyaz renklerle gönül bağı olduğunu sakınmadan söyleyen Gökhan İnler’e ait...

Gökhan İnler’i TRT Spor’da yayınlanan Spor Bahane’de yakından tanıdım... Metin-Ali-Feyyaz’ı konuk ettiğimiz programda, efsaneler onun çocukluk idolüydü... Tanışmak için geldi, yayına aldık... Heyecanlıydı, konuşurken sesi titriyordu. Haklıydı, MAF’la yan yana idi.. Yayın bitti, Faik Gürses ağabey ile boğazda yemeğe gittik... Üç saat süren yemekte gazetecilik apoletimizi rafa kaldırdık, sosyal yaşama yelken açtık... Faik ağabeyi tanıyanlar bilir, kendine has esprileriyle yemeğe tat verdi... Bu tabloyu şaşkın gözlerle izleyen Gökhan bir ara bize döndü, “Sizin gibi gazeteciler de var mı?” dedi... Faik ağabey, “Tabii ki var kardeş... Gazeteciyiz tamam, ama bu bir dostluk yemeğidir... Yani burada konuşulan, burada kalır... Biz böyle yetiştik” yanıtını verirken, Gökhan’ın gazetecilerle ilgili kuşkuları ortadan kalktı, o da dili döndüğünce sohbetimize katıldı. Yemekte dikkatimi bir şey çekti, yazmadan geçemeyeceğim... Gökhan İnler, öyle hapur-hupur yiyen birisi değil... Tam tersi çok

Yazının Devamı

Aboubakar kalırsa...

6 Temmuz 2017

Yabancı oyuncu transferi başlı başına risktir. Geçmişi hatırlayın, bu anlamda bir çok takımımız hayal kırıklıkları yaşamadı mı? Onlarca milyon dolarlar kuş misali uçup gitmedi mi?

Hani bir deyim vardır, “Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer” diye... Son iki sezonun şampiyonu Beşiktaş, transferde durdu, durdu, turnayı gözünden vurdu! Evet Kartal, futbolda bir dünya markası olmuş Pepe’yi renklerine bağladı, başka bir deyişle ‘nokta atışı’ yaptı.

Pepe’nin kumaşını tartışacak değiliz, yaşı da başı da bizi fazla ilgilendirmiyor! Görüyoruz ki, Pepe’nin futbol kalitesinden çok, alacağı ücret gündemden düşmeyecek bu sezon. Takım içindeki parasal dengeleri bozar mı, bozabilir! Ama takıma müthiş katkısı olacağı da bir gerçek. Çünkü Pepe’nin özelliklerini herkes ezbere biliyor. Tipik bir savunma oyuncusu olduğu kadar, duran toplarda ileri çıkabilen, kafa golleri atabilen bir fotoğraftır bizim penceremizden. Marcello-Pepe ikilisi Kartal’ın savunmasını geçilmez kılar.

Eee sağda Gökhan Gönül, solda ise Caner Erkin ve Adriano var. Şenol Güneş’in gözü arkada kalmayacak. Böylesi bir savunma bloğunu aşmak adına rakipler performanslarını bir tık yukarı taşımak zorundalar. Savunma tamam, orta saha

Yazının Devamı

Saros-Gelibolu huzur durağı

29 Haziran 2017

Yılın yorgunluğunu atmak ve biraz nefes alabilmek için geçtiğimiz hafta Saros’a yelken açtık... Saros Körfezi’ni anlatmaya gerek yok, bilenler bilir...

Pırıl pırıl deniziyle yıllardır tatilcilere kucak açan Saros büyük kentlerin sıkıntılarından arınma yeridir, tam adresidir. Hava sıcaklığının tavan yaptığı anlarda bile Korudağ’dan gelen esintiler, yağmurlar sizleri rahatlatır, keyifli bir tatil yapmanızı sağlar. İşin özeti sıcaktan asla bunalmazsınız, doğayla haşır-neşir olursunuz. Yaşamı kesenize uygundur, Gelibolu’da kurulan pazarlarda aradığınız her türlü organik meyve ve sebzeyi bulursunuz... Tam bir emekli cennetidir...

18 yıldır yaz-kış kaçıp, gittiğim yerdir... Gelibolu uğrak yerimdir, bu süreçte edindiğim dostlarımla buluşurum, sohbetlerimiz hep yaşam üzerine kuruludur. Gelibolu’nun sportif açıdan en büyük özelliği Beşiktaşlıların çoğunlukta olması. Fenerbahçe ve Galatasaraylı dostlar da var, ne var ki fanatik değiller. İyi oynayanı alkışlıyorlar, öyle kırıp-dökmekten uzaktalar. Beşiktaş Kongre Üyeleri de bir hayli fazla. Üyeler ve taraftarlar muhteşem bir şampiyonluk kutlaması yapmışlar, videodan izledim hayran kaldım. O kutlama törenine Fenerlisi, Galatasaraylısı ailecek

Yazının Devamı

Tarifsiz kederler içindeyim

8 Haziran 2017

44 yıllık bir ömür kadar uzun meslek yaşamımda böylesi bir olayla karşı karşıya kalmadım.
Beni bilen iyi bilir... Hiç kimsenin ne adamı oldum, ne de birilerinin taşeronluğuna soyundum! Gazeteciyim, haberciyim, muhabirim, bu özelliklerime bir de yazarlığı ekledim son yıllarda...
Bu onurlu mesleğin kuralları yaşam şeklimdir benim...
Habercilikte yorum, yalan-dolan olmaz... Asla harmanlayamazsınız bunları. Yaptım sanırsınız; bir de bakarsınız yalanlar zeytinyağı gibi üste çıkmış.
Çok iyi bilirim çünkü çok kritik haberlere imza attım. Atarken, araştırdım, doğruluğuna inandığım haberleri verdim sayfalarımıza. Birinci yılda neyse 44’de de aynı yöntemdeyim. İstesem de değiştiremem bu saatten sonra.
Bugüne ışık tutsun diye, daha iyi anlaşılmak için geçmişten bir örnek vereyim:
Gordon Milne... Beşiktaş’ı üç yıl üstte şampiyon yapan İngiliz hocanın ayrılışı benim yazdığım bir haber sonucu olmuştu...

Yazının Devamı

Zoru severiz!

6 Haziran 2017

Bu tip hazırlık maçlarında teknik adamlar geleceğe dönük hesaplar yapar, kafasındaki şablona uygun yeni fotoğrafları görme açısından fırsattır.

Nitekim, Terim hoca Çağlar ve Kaan Ayhan’ı savunmanın göbeğinde oynattı. İkisi de genç, gelecek adına umut veriyorlar. Kaldı ki, bu alanda ligimiz de stoper sıkıntısı çektiğimizi de unutmayalım. Dünkü maça bakıpta, kantara çıkarmak yanlış olur, adı üstünde, hazırlık maçı. Buna karşın her ikisi de öyle aman -aman hata yapmadılar. Terim, uzun süredir kadroya çağırdığı fakat bir türlü şans veremediği Yunus Mallı’yı onbirde tercih etmesi doğruydu, ona moral oldu.

Haa rakip karşısında ilk yarıda etkili olduk dersek abartırız, her ne hikmetse bir türlü senkron tutturamadık! Ofansa çıkışlarda yapılan pas hataları, rakibin baskısını da birlikte getirdi, koca bir ilk yarıyı boşa geçirdik! Bırakın pozisyon üretmeyi, bir kornerle bu yarıyı kapadık! Topun biz de kalmasını sağlayamazsanız, pozisyon da üretemediğiniz gibi, sıkıntıya davetiye çıkarırsınız!

Terim’in İsmail, Cengiz Ünder ve Selçuk dokunuşları ikinci yarıda millilerimizi ayağa kaldırdı, rakip kaleye baskı kurduk, en azından oyunda dengeyi sağladık. Artı ilerleyen dakikalarda da tecrübeli

Yazının Devamı

İşte taraftar, işte şampiyon

4 Haziran 2017

İstanbul dün sabaha farklı uyandı, bayrağını alan Beşiktaşlı sokaklara döküldü. Uluslararası ünlü İstanbul Boğazı adeta SİYAH-BEYAZ’a boyandı... Yüzlerce taraftar özel tekneleriyle boğaza açılırken, görsel açıdan müthiş bir görüntü ortaya koydular... Boğaz, boğaz olalı böyle bir kutlama görmedi dersek abartmış olmayız...
Ünlü Çarşı, sabaha kadar uyumadı, gün boyu Kartal’ın şampiyonluğunu kutladılar, trafik ve hayat durdu... Eeee 3. yıldızı takan Beşiktaş’ın bu başarısı da ancak böyle kutlanır.
Bu şampiyonluk alın teridir, çalışmadır, disiplindir, yetenektir, analarının ak sütü gibi helal olsun. Emeği geçen herkese gönül dolusu teşekkürler...
Ne var ki bu zorlu maratonda sezon başından bu yana Kartal’ı yalnız bırakmayan taraftarlar en büyük alkışı hak ediyorlar... İşte taraftar, işte şampiyon... Kartal, ipi geçen hafta göğüslemesine karşın işini ciddiye aldı, disiplinden uzaklaşmadı, Osmanlı karşısında farka kanat çırptı.
Saha içine dönersek; Osmanlıspor’un Beşiktaş’ın 15. şampiyonluğunu kutlayan pankartla sahaya çıkması gerçekten müthiş bir centilmenlikti... Artı siyah-beyazlı futbolcuların sahaya çıkışında meslektaşlarını, koridor oluşturarak alkışlamaları, yıllardır yeşil

Yazının Devamı

Orman, 2. Seba olma yolunda

1 Haziran 2017

Üç yıldızı armasına takan Beşiktaş’ın bu başarısı belli ki yazılı ve görsel medya da manşetlerden inmeyecek. Doğrudur, hak ediyorlar. Bu başarıda herkesin tuzu-biberi var, kalkıp klasman yaparsak ayıp ederiz!

Ne var ki böylesi kurumları yönetmenin zorluğunu bilmeyen yok. Nereye varmak istiyoruz, köklü kurumları hele de üç büyükleri yönetmek mangal gibi yürek, bilgi-birikim ister.

Eğer başarıyı kantara koyarsak, bir numara Akaretler’de başkan Fikret Orman, iki numara Ümraniye’de teknik direktör Şenol Güneş gelir. Yönetim kanadı, futbolcu milleti, doktoru, masörü, antrenörü, malzemecisi... Böylesi, sorumluluğu fazla bir kurumu başarıya taşımak kolay mıdır?

Fikret Orman, hırslıdır, tez kanlıdır, tuttuğunu koparan, gözü karadır. Pes etme kelimesi onun lugatında yoktur. Bir yanda o stadı yapacaksınız, diğer yanda iki yıl üst üste şampiyon olacaksınız. Üstüne üstlük diğer yanda ekonomik krizi aşmanın yollarını arayacaksınız. Valla helal olsun.

Artı, yönetim kurulu üyeleriyle dirsek teması içinde olacaksınız, çatlaklara set çekeceksiniz! Kolay bir iş mi? Öte yanda yıldızlar topluluğu, yani egosu yüksek bir takımı yönetmek de farklı donanımlar ister. Sadece futbolu iyi bilmek yeterli

Yazının Devamı