Moda haftasında magazin sarsıntısı

13 Ekim 2016

İstanbul Moda Haftası, resmi adıyla Mercedes Benz Fashion Week Istanbul, bu sezon Zorlu PSM’ye taşındı, ama haftanın başlangıcını salı sabahı Pera Palas’ta yaptık.
Moda dünyasından tanıdık isimleri, moda dergilerinin editörlerini ve blogger’ları sabahın erken saatlerinde Pera Palas’a toplayan Gül Ağış’ın markası Lug Von Siga’nın sunumuydu.

Lug Von Siga, Agatha Christie’nin İstanbul yolculuğundan ilham alan bir koleksiyon sergiledi.

Doğrusu Pera Palas’ın ihtişamı bu sunuma çok yakıştı.

Yazının Devamı

İkinci Tuğçe Kazaz vakası

11 Ekim 2016

Lindsay Lohan’ı sosyal medyada dehşet içinde izliyoruz.

“Yalnız ve güzel ülkemizin tanıtımı Lohan’a mı kaldı?” diyerek.

Hadi madem Hollywood’un en sık rehabilitasyona giren, en sorunlu, ikinci sınıf (sinema dünyasında A listesine giremeyen) ünlüsünü seçtik, “Hollywood’un cesur yüreği” ilan ettik...
Suriyeli mülteci ailelerin Gaziantep’te yaşadıkları kamplara kadar ziyaret ettirdik...
Sanki ülkede her kadının başını örtme mecburiyeti varmış gibi, Lohan’ın başını da bağlamamız şart mıydı? Kılık-kıyafet konusunda kadınlar artık kendi kararlarını kendileri verebilmeli, isteyen başını örter, isteyen örtmez.

Artık bu gidişle Lindsay Lohan, Tuğçe Kazaz’ın izinde emin adımlarla ilerler.
Terörü lanetlemesi, “Inshallah, pray” yazması, Türkiye’yi, sanki kendi çok güvenilir bir otoriteymiş gibi kendi kendine “güvenli” ilan etmesi derken, bakarsınız yavaş yavaş buraya yerleşir ve yeni bir hayata başlar.

Bir süre sonra din değiştirme haberleriyle de gündeme gelirse şaşırmamak lazım.

Yazının Devamı

“Başarılı olan şikayet etmez”

9 Ekim 2016

- Frieze’i bu yıl nasıl buldunuz?

Frize sanat takviminde sezonun başlangıcıdır. Frieze’e bu yıl Türkiye’den çok önemli koleksiyonerler geldi. Buradaki ilgiye bakılırsa, Contemporary Istanbul’un da iyi geçeceği sonucunu çıkarmak mümkün.

- Türkiyeli sanatçılar ve galericiler yerli koleksiyonerlerin yurt dışında daha çok alım yapmaya başlamasından şikayetçi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, artık koleksiyonerlerimiz yurt dışındaki fuarları, sergileri daha yakından takip ediyor. Bu önemli bir gelişme ama bu Türkiye’de alım yapmadıkları anlamına gelmiyor. Türkiye’de çağdaş sanat piyasası yeni yeni oturuyor. Şişen fiyatlar normale dönüyor. Geleceği olumlu görüyorum.

“Tasarım bölümü de eklendi”

- Contemporary Istanbul’da bu yıl ne gibi yenilikler var?

Bizi en çok heyecanlandıran yenilik, “Collectors’ Stories” sergisi. 60 koleksiyonerin kendi koleksiyonlarından seçtikleri 120 sanat eserini sergileyeceğiz. Daha önce hiç görülmemiş, sanatseverlerle paylaşılmamış koleksiyonlar da ilk kez paylaşılmış olacak. Bu, genç koleksiyonerlere ilham verme bakımından önemli bir proje. Ayrıca Contemporary Istanbul olarak başlayacağımız sanat yayıncılığının da ilk kitabı olacak. Fuardan sonra bu kitabı

Yazının Devamı

1 güne kaç program sığar?

8 Ekim 2016


Gastronomika 2016 dönüşünde Bilbao’daki Guggenheim Müzesi’ni gezebilmek için on takla atıyorum.
Önce internetten müze giriş biletini alıyorum, sonra Bilbao-Londra uçuş kartını telefonuma indiriyorum.
Müze açılır açılmaz, sabah saat 10’da kapısında olabilmek için 08.30’da San Sebastian’dan hareket ediyorum.
Zamanım kısıtlı, koşar adım geziyorum müzeyi.
Bacon’lar, Picasso’lar, Serra’lar arasında kayboluyorum.
Bir Frank Gehry eseri İstanbul’da da olmalıydı!

Yazının Devamı

Gastronomi dünyasında neler oluyor?

6 Ekim 2016



San Sebastian’daki Gastronomika 2016’dan izlenimlerle devam ediyoruz.
Dünyanın gastronomi sahnesindeyiz.
Güne önce, yıllarca dünyanın en iyi restoranı seçilen El Celler de Can Roca’nın kurucularından Josep Roca ile şarap tadımı ile başlıyoruz.
Şarap uzmanlarının gözlerinin faltaşı gibi açıldığı müthiş bir liste var önümüzde.
Sadece Petrus gibi pahalı marka etiketleriyle değil, aynı zamanda özenle seçilmiş rekoltelerle tavlıyor uzmanları Josep Roca.

Yazının Devamı

Metrekareye en çok Michelin yıldızı düşen şehir

4 Ekim 2016

San Sebastian’dan bildiriyorum.
Küçücük şehrin tam 16 Michelin yıldızı var.
Bir uçak dolusu Türk, pazar günü itibarıyla şehre çıkarma yapmış durumda.
Gastronomika 2016 için.
Dünyanın en büyük gastronomi organizasyonlarından Gastronomika’yı İspanya Turizm Ofisi’nin davetlisi olarak izliyorum.
Bu yıl tam 12 bin 900 izleyici var şehirde.
5 kıtadan 40 şef bir araya geliyor ve deneyimlerini izleyicilerle paylaşıyor, bazen konuşarak, bazen sahnede canlı yemek pişirme şovlarıyla.

Yazının Devamı

Bu kış nerede, nasıl eğleneceğiz?

2 Ekim 2016

Nasıl turizmciler “Turist yok!” diye ağlıyorsa, sosyal hayat kuşları da “Nereye gitsek boş!” diye ağlıyordu kısa bir süre önceye kadar. Ne de olsa sosyal hayatın en önemli kuralı görmek ve görünmek. Bunu yaparken de biraz yeni insanlarla tanışmak, kaynaşmak, biraz da tanıdıklara yüzünü unutturmamak... Tabii bunlar yeni mekanlarda yeni yemekler ve yeni kokteyller eşliğinde olunca daha da iyi. Müziğe gelince, DJ’lerde imkanlar kısıtlı. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar isim var İstanbul gece hayatında. Dönüp dolaşıp en klasik haline gelmeyi başaran mekanda da, en yenide de aynı isimler karşımıza çıkıyor. Neyse ki yemek ve içki menüleri değişiyor. Tabii bir de öncelikler.

Kabare atağı

Son dönemlerde Gizli Kalsın ile saklı mekanlar furyası başlamıştı. Mitte’den Goya’ya birçok mekan Gizli Kalsın’ın izinden gitti, kendi mekanlarının içinde gizli saklı alanlar yarattı. Emirgan Group, Lucca’nın izinden giderek başlamıştı La Boom’a, şimdi ise İstanbul gece hayatına haftanın her gecesi canlı müzik olan Gizli Kalsın’ı kazandırarak izinden gidilen mekan olmayı başardı.

Şimdi bir yenilikle daha karşımıza çıkıyorlar: La Boucherie Kabare. Levent’teki La Boucherie adlı restoranlarını yazın

Yazının Devamı

Paris Moda Haftası’nda Çağlayan’dan giyilebilir teknolojili defile

1 Ekim 2016

Paris Moda Haftası denince akla ilk gelen teknoloji olmuyor aslında.
“Sadece teknolojiyle modada yeni bir şeyler yapabilirsiniz. Başka her şey daha önce yapıldı” diyor Hüseyin Çağlayan.



Rihanna’dan Lady Gaga’ya birçok yıldızı giydiren tasarımcı, 2000 yılında sonbahar-kış defilesinde sehpayı eteğe çevirdiği koleksiyonuyla moda tarihinde kendine yer edindi. 2005’te Venedik Bienali’nde ‘Olmayan Varolma’ adlı video çalışmasında Tilda Swinton’ı oynattığında Türkiye’den kimse daha Tilda Swinton’ı tanımıyordu bile. Defilelerinde, koleksiyonlarında hep değişen formlarla dikkat çekti. Paris Moda Haftası’ndaki önceki defilesinde podyumda trençkotlarla yürüyen mankenler bir anda tazyikli bir duşla ıslandı, trençkotlar eriyip yok oldu, üstlerindeki ise 3D aplikeli, işlemeli elbiselere dönüştü.
İşte bu an sosyal medyada paylaşma rekorları kırdı. Dün ise yine şaşırttı, ‘front row’da oturanları.

Yazının Devamı