Bu hafta gündemimizde Contemporary İstanbul ve gözden ırak gönülden ırak olan Tüyap Sanat Fuarı var. Tünel’in yeni mekanı 1841 ise mutlaka görülmeli
Yoksa siz hâlâ Contemporary İstanbul’u gezmediniz mi? Gezmediyseniz bugünün programı belli, doğru Lütfi Kırdar’a gideceksiniz. Üst katta mümkünse çok oyalanmayacaksınız çünkü çağdaş sanatla biraz haşır neşirseniz üst katta daha önce görmediğiniz bir şeye rastlamanız çok kolay değil. Hatta Devrim Erbil’den Bedri Baykam’a bazı sanatçıların standlarını ziyaret ettiğinizde dejavu hissine kapılabilirsiniz.
Bedri Baykam’ın geçen yıl çok konuşulan “Boş Çerçeve”si bu yıl iki versiyonuyla karşımıza çıkıyor. Boşuna Bedri Baykam “This has been done before” (Bu daha önce yapıldı) demiyor. Sanatçının hayranları çerçevenin içinde poz veriyor cep telefonlarına.
Daha önce görülmüş işlerde mümkün olduğu kadar az zaman geçirin derken çok görülmüş işlerin iyi olmadığı sonucu çıkmasın. Fuar çok büyük ve
bu kadar çok işi üst üste hiç aralıksız görünce yorulmamak mümkün değil. İşte o yüzden daha önce gördüklerinizi hızlı geçin ve alt kata inin. Alt kat nedense son birkaç yıldır üst kattan daha ilginç oluyor. Çünkü üst kattaki galerilerin sergilerini ve sanatçılarını genelde takip etmiş oluyoruz. Bu sefer en çok tek bir ağaç kütüğünden yontma heykeller ilgi çekiciydi. Sanırım bu yıl ağaçtan eserler yükselişte.
Dijital sanata özel bölüm
Alt katta ise yabancı galerilerin yanı sıra “Plug-in” adı verilen yeni medya bölümü ilgi çekiyor. Contemporary İstanbul’un en büyük eksikliğinin dijital sanat olduğu konuşulurdu. Bu yıl dijital sanata özel bir bölüm ayırarak Contemporaray İstanbul açığını kapatmış. Üstelik ileride “Plug-in”in başlı başına bir fuar olabileceğinin de sinyalini veriyor Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli.
Bu yıl CI Dialogues adı verilen konuşmalarda da konular hep “Yeni medya, yeni teknolojiler ve sanat” odaklı. Yeni Ufuklar bölümünün konuğu Rusya. Seneye ise Çin konuk olacak. “Diyalog: Viyana’dan Sanat” bölümünde ise Avusturyalı çağdaş sanatçıların işlerini görmek mümkün.
Bu yılki Contemporary Istanbul’da her zamanki gibi görecek çok şey var. Ön izleme günü bile tıklım tıklımdı.
Nil Karaibrahimgil, Yaşam Şaşmazer’in bir işini aldığı için mutluydu. Cem Yılmaz koleksiyonunu genişletmek için eserleri tek tek inceliyordu. Tansa Mermerci Ekşioğlu kurucusu olduğu Spot Projects’in standının tam karşısında canlı performans sergileyen Viyana aksiyonizminin kurucularından Hermann Nitsch’i anlata anlata bitiremiyordu. Nitsch’in boya gösterisi fuarın ilk üç gününde yapıldı. Bugün
ise sanatçının ve 25 asistanının üç gün boyunca ürettiği işler sergilenecek.
Bu yıl fuara dile kolay 748 sanatçı,
3 bin eser, 22 ülkeden 95 çağdaş sanat galerisi katılıyor. Eserlerin yüzde 22’si ön izlemede yeni sahiplerini buldu. Hedef dört günde
70 binden fazla ziyaretçiyi ağırlamak. Ufkunuzu açmak için önünüze gelen bu fırsatı kaçırmayın!
Gözden ırak, gönülden ırak: TÜYAP
Bu haftanın gündeminde sanat fuarları var. Sadece Contemporary İstanbul var sanmayın. Tamam, Contemporary İstanbul çağdaş sanat meraklılarının çoktan gözbebeği olmuş durumda ama Tüyap Kitap Fuarı’yla birlikte düzenlenen Artist İstanbul Sanat Fuarı İstanbul’un ilk sanat fuarı olma özelliğini taşıyor. Tüyap’ın bu fuarı tam 23 yıldır düzenleniyor. Ancak artık fuar o kadar uzakta yapılıyor ki imza günü olmayan ya da gerçekten işi olmayan kimse o şehirler arası yolu göze alıp Büyükçekmece’ye gidemiyor. Böylece Tüyap Sanat Fuarı da giderek daha çok unutuluyor. Üstelik bu yıl onur konuğu Mustafa Ata olmasına rağmen. Ayrıca Tüyap fuarı sanki sadece kitap fuarıymış gibi de algılanıyor. Gözden ırak gönülden ırak oluyor ister istemez. Zamanınız ve tabii sabrınız varsa Tüyap’ı da ihmal etmemekte fayda var. Hatırlatalım, şehrin iki sanat
fuarı da bugün sona eriyor.
Tünel’e taze kan: 1841
Kırmızı saçlarıyla onu ilk Türkbükü’ndeki Mavi’de tanıdım. Oysa Zeytin Sardunya’dan onu tanımayan yoktu. Sonra Tepebaşı’nda ilk açılan Cahide on5’i Cahide yapan da oydu. Gülsün Sami’den namı diğer Gügü’den bahsediyorum. İstanbul gece hayatının alışılmış işletmecilerinden değildi Gügü. Nevi şahsına münhasır haliyle her zaman dikkat çekti. Daha sonra Şimdi’den Komün’e Beyoğlu’nda birçok mekana eli değdi ve her seferinde farkı hissedildi. Ayrıca Asmalımescit ve Beyoğlu’nu korumak için canla başla çalışıyor. Çünkü Asmalımescit’i popüler olmadan çok önce keşfedenlerden. Doğma büyüme Asmalımescitli ve halen orada yaşıyor.
Gügü ile İstanbul gece hayatının yakından tanıdığı Ali Sayar birlikte yeni bir işe kalkıştı, 1841 Tünel. Kumbaracı Yokuşu’nda, Civan Er’in Yeni Lokanta’sının tam karşısında. İki kata yayılmış, terasta nefis manzara var.
Salı geceleri Zeytin Sardunya’dan tanıdığımız Atilla Demircioğlu çıkacak. Cuma ve cumartesi geceleri ise müzik Ali Sayar’a emanet. Ali Sayar’ın Türkbükü’ndeki 5 Oda’da sergilediği DJ performansının müdavimleri var. 1841 Tünel’de de müdavimlerinin olacağına eminim.
1841 Tünel çarşamba gecesi açıldı. Haftanın her günü gece-gündüz açık. Pazar kahvaltısında iddialılar. Ayrıca profiterolleri de mutlaka denenmeli.