Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Jamie Oliver’ın rakibi, iki Michelin yıldızlı İngiliz şef Tom Aikens’ın restoranı Tom’s Kitchen yarın Zorlu Center’da açılıyor. İşte öncesinde Tom Aikens’tan öğrendiklerim...

En çok kitap gibi menülere şaşırıyor

Zorlu Center’da açılan Tom Aikens’a ait Tom’s Kitchen

Tom Aikens artık içimizden biri. Mısır Apartmanı’nda bir ev partisinde yan yana dans ettiğimiz de oluyor, eşi Justine ile birlikte ortak arkadaşlar sayesinde onları yemeğe götürüp kızları Violet’i dinlediğimiz de. Daha önce Marka Konferansı’nda Levent Büyükuğur ile birlikte sahnede sunum yaparken Büyükuğur’u nasıl çalıştırdığına da şahit olduk.
Bundan birkaç ay önce Tom Aikens ile Anadolu yakasında Uskumru adlı balıkçıdaydık. Anthony Bourdain’i aratmadı, her şeyin tadına baktı. İştahla hepsinden yedi. Ne de olsa o bir maratoncu. Her gün koşuyor. Hatta beş gün üst üste devam ederek Sahra Çölü’nü tamamlamış. 240 kilometre, dile kolay altı maraton ediyor. O yüzden kilo alma gibi bir derdi yok. Birçok kilolu şefin aksine son derece fit.

Türk sistemine uyum sağlamış
İstanbul artık Tom Aikens’ın ikinci vatanı olmuş durumda. Zorlu Center’daki İngiliz rakibi Jamie Oliver’ın aksine İstanbul’a sık sık gidip geliyor. Hatta restoranlarda gördüğü menüler karşısında şaşkınlığa uğradığını da anlatıyor samimiyetle. “Kitap gibi menüler geliyor, bir mutfaktan bu kadar çok yemeğin çıkması mümkün değil” diyor. “Ee, çıkıyor işte” diyoruz. “Çünkü yemekler önceden hazırlanıyor, hiçbir şey taze olmuyor” diye cevabı yapıştırıyor. Kendisi daha taze hazırlanan yemeklerden ve organik malzemelerden yana.
Söz konusu organik malzemeler olunca, yemek fiyatları da yükseliyor. Ne demişti Levent Büyükuğur? “Tom’s Kitchen, Jamie’s Italian’dan pahalı, Parle’den daha ucuz olacak.” Jamie’s Italian’da bir hamburgerin
42 lira olduğu, Parle’de bir tabak somonun 85 lira olduğu düşünülürse Tom’s Kitchen’ın da pahalı olacağı belli. Malum son zamanlarda dışarıda yemek yeme arttıkça, restoranların fiyatları da aynı hızla artıyor. Olan biz müşteriye oluyor.
Türkiye’deki yeme-içme sektörüne Tom Aikens da şaşırıyor. İngiltere’de bir restoranda asla bu kadar farklı yemeğin hazırlanamayacağını söylüyor. Yine de Türk sistemine uyum sağlamış.
Ne de olsa, şirketinin önemli bir bölümü artık Türk ortaklarının. Birkaç yıl önce İstanbul Doors Group, Tom Aikens Group’u satın aldı. O zaman yazmıştım, “Sonunda Michelin yıldızına kavuştuk” diye.

Yemekler basit ama lezzetli
Malum, her yeni restoran açılışında konu dönüp dolaşıp Michelin yıldızına geliyor.
Her yurt dışında çalışıp Türkiye’ye dönen şef Michelin’li restoranlarda çalıştığını ballandıra ballandıra anlatıyor. Sonraki aşama da belli, İstanbul’da açtığı restoranla Michelin’e aday olacağını söylüyor. Oysa artık ne müşteriler bu söylenenlere kanıyor ne de Michelin’in eski değeri var. Zaten bizim asıl konumuz da Michelin değil.
Londra’daki Tom’s Kitchen’ın iyi bir hissi var. Girişinde Tom’s Deli var. Restoran da şarküteri de dolu. Zaten Londra’da iş yapmayan restoran olmuyor sanırım.
Her restoran tıklım tıklım, rezervasyonsuz yemek yeme şansınız pek yok. Tom’s Kitchen’ın Somerset House ve Chelsea’den sonra artık finans merkezi Canary Wharf’ta da
bir şubesi var. Prens William
ve Düşes Kate de Tom’s Kitchen’ın müdavimlerinden.
Öyle etkileyici bir dekor beklemeyin. Her şey son derece basit, yemekler bile. Basit ama lezzetli. Son zamanların en çok aranan özelliği bu. Artık kimse sofistike yemekler istemiyor.
Keçi peynirli pancar salatasıyla başlayıp trüflü, peynirli fırında makarna
ya da klasik bir İngiliz yemeği olan “fish and chips”le devam etmek mümkün.
Tom’s Kitchen yarın Zorlu Center’da açılıyor. Açılışa
Tom Aikens geliyor hatta ilk günlerde restoranda görev başında olması bekleniyor. Bakalım Tom Aikens, İstanbul’da Jamie Oliver’ı tahtından indirebilecek mi? Hep birlikte deneyip göreceğiz.

Haberin Devamı

İki Michelin yıldızlı en genç şef

Haberin Devamı

Tom AIkens iki Michelin yıldızı kazanmış en genç şef unvanına sahip. Joel Robuchon ve Pierre Koffman gibi ustalarla çalışmış. İlk restoranı Tom Aikens kısa sürede iki Michelin yıldızı kazanmış ve 2005’te dünyanın en iyi sekizinci restoranı seçilmiş. Tam da o sıralarda bir müşteriyi bir spatula çalmakla suçlayıp restoranından kovmuş. Daha önce bir başka aşçıyı bıçakla yaraladığı da biliniyor. Bir dönem asabiyeti ve saldırganlığıyla ünlüymüş ama yaşadıklarından sonra daha sakin ve anlayışlı olmuş.
Sanmayın ki hayatı hep başarılarla geçmiş. Başarısızlıklar da yaşamış. Büyük yatırım yaptığı restoranlarından biri batmış. Sonra ayakta kalabilmek ve tabii “come back” (geri dönüş) yapabilmek için ismini verdiği restoranlarını bir holdinge satmak zorunda kalmış. İstanbul Doors Group da o holdingin hisselerini almış ama tabii Ferit Şahenk’in şirketi d.ream, İstanbul Doors Group’u satın alınca, bu durumda Londra’daki Tom’s Kitchen ve Toms Aikens restoranları da Doğuş Grubu’na geçmiş.

Haberin Devamı

Bu sergi mutlaka görülmeli

Perşembe gecesi Lucca tıklım tıklımdı. Bir yanda dDf’in ortağı Esra Ekmekçi’nin doğum günü kutlaması vardı. Güler Sabancı’dan Burhan Öçal’a renkli bir kalabalık Ekmekçi’ye eşlik ediyordu.
Bir yanda ise Lucca Art’ın yeni sergisi kutlanıyordu. “Everything is Something Happened”, yönetmen ve prodüktör Mert İçgören’in ikinci fotoğraf sergisi. Mert İçgören önce eğlenceli şarkılarıyla tanındı, şimdi ise fotoğraflarıyla konuşuluyor. Sürreali realleştirdiği fotoğrafları dikkat çekici. Bir an önce görmekte fayda var.