Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son yıllarda Karaköy’de hemen her gün yeni bir mekan açılıyor. İşte Karaköy’de dolu dolu bir 24 saat geçirebilmek için bilmeniz gereken yeniler ve klasikler...

Hızlandırılmış Karaköy turu

Fotoğraflar: HÜSEYİN ÖZDEMİR-ECE YILMAZ

Çok değil, geçen yıl tam da bu zamanlarda Karaköy’deki Unter’de bir partiye gitmek üzere taksideyim. Unter’in sokağının önüne geliyoruz, taksi şoförü telaşla “Ben bekleyeyim isterseniz, buralar hiç tekin değil” diyor. Gülerek “Gerek yok” deyip teşekkür ediyorum. O günden bugüne Karaköy her geçen gün açılan yeni bir mekanla daha da değişiyor. Artık gece hayatının en önemli güzergahlarından. Yeme-içme ve sanat uğruna gündüzleri de sık sık yolumuz düşüyor.
Evet, Karaköy’de sürekli yeni bir yer açılıyor, yine de Karaköy değişimini hâlâ tamamlayamadı. Belki de bu hoşumuza gidiyor.

Hızlandırılmış Karaköy turu
Değişimi Bej başlattı
Karaköy’deki değişimi başlatan en önemli mekanlardan biri Fransız Geçidi’ndeki Bej.
Lal Dedeoğlu’nun Buz’dan sonraki yeri. Yemekleri de kokteylleri de başarılı. Hepsinden önemlisi artık İstanbul’da pek de bulunmayan bir bar ortamı ve dolayısıyla buluşma noktası yaratması. Bej’in içinde Kağıthane adlı çok esprili bir ıvır zıvırcı var. Burada takvimlerden bardak altlıklarına birçok şeyi farkında olmadan alıyorsunuz.
Bej ile Duru’nun 333 Km adlı mobilya mağazasının arasında artık Ma’na var. Öğlen, Türk mutfağı ağırlıklı, akşam ise bol mezeli bir modern meyhaneye dönüşüyor.
Biraz ileride Karaköy Lokantası ve Maya yer alıyor. Karaköy Lokantası öğlen bir esnaf lokantası ayarında, akşam ise balıkçı. Ama Karaköy Balıkçısı’yla Karaköy Lokantası ayrı yerler. Karaköy Balıkçısı, Griffin Han’ın tepesinde, şahane manzaralı bir restoran.
Söz Griffin Han’dan açılmışken, handa artık iki mekan daha var. Biri Köşebaşıcıların hanın dördüncü katında açtığı modern ocakbaşı Ali, diğeri ise terastaki Haliç adlı bar. Bu manzara için her yere gidilir. Ocakbaşı, balıkçı, bar fark etmez.
Karaköy Balıkçısı kadar ünlü olan bir de Akın Balık var. Salaşlığına rağmen giderek artan fiyatlarından şikayetçi olan çok, daha yeni yeni müdavimi olan da...
Karaköy Lokantası’nın diğer yanında “Kızınız Defneyi Oğlumuz İskorpite...” adlı yemek kitabıyla tanıdığımız şef Didem Şenol’un Maya’sı var. Bej, Karaköy Lokantası ve Maya artık Karaköy’ün klasiklerinden.
Klasiklerle devam edelim... Güne Karaköy’de kahvaltıyla başlayacaksanız tarihi dokuyu olduğu gibi korumasıyla dikkat çeken Ops’un Arnavut kahvaltısı iyi bir seçim. Mumhane Caddesi’ndeki Ops’ta günlük yemekler de var. Tabii ki Namlı Gurme ve Güllüoğlu da çeşit çeşit ürünleriyle iyi birer seçenek. Semtin en eskilerinden Liman Lokantası’ndan tantunisiyle ünlü Beşaltı Kirvem’e kadar daha birçok seçenek var.

Haberin Devamı


Hızlandırılmış Karaköy turu

Haberin Devamı

Akın Balık’ın salaşlığına rağmen giderek artan fiyatlarından şikayetçi olanlar var.

Karabatak etkisi
Karaköy’ün yıldızını parlatan yerlerden biri de Karabatak. Ops’un hemen önündeki Türk Ortodoks Kilisesi’nin arkasında. Aslında burası Avusturyalı kahve üreticisi Julius Meinl’ın bir şubesi. Çok kısa sürede birçok müdavimi oldu. Bilgisayarını kapan geldi.
Kilisenin hemen yanı başında 1960’lardan kalma üç katlı bir binada geçen yıl Unter açıldı. Nupera ve Backyard’da birlikte çalışan iki şef, Esra Muslu ve Zeynep Moroğlu burada Akdeniz mutfağı ağırlıklı bir menü hazırladı. Unter yemeklerinden daha çok partilere ev sahipliği yapmasıyla konuşuluyor. Necatibey Caddesi üzerinde yer alan Sub Hotel’in girişinde ise Via Vai adlı kafe de dikkat çekiyor.
Şimdi gelelim daha yenilere...

Dem’den Naif’e
Bayramda tek açık yer olan Forneria’dan başlayalım. Forneria, The Haze otelin girişinde, Arda Türkmen imzalı restoran.
Taş fırındaki pizzaları ve ev yapımı makarnalarında iddialılar. Yemekler başarılı. Ayrıca bayram seyran demeden tek açık yer olmasıyla da kalbimizi kazandı.
Tarihi Eski Posta Han’ın giriş katında, Hırdavatçılar Çarşısı’nın hemen karşısında Frenk by Chef g. var. İsimdeki “g” restoran şefi ve mekanın iç mimarı olan Neslihan Gülçe Kılıç’a ait. Yüksek tavanları ve sokakla iç içe hissi veren cam cephesiyle anında tavlıyor. Her gün değişen menüsü mevsimlere ve günün taze ürünlerine göre şekilleniyor.
Karaköy’ün en küçük ve sevimli yerlerinden biri Nano. Sadece üç-dört tane masası var. Güzel havalarda dışarıya da masa atıyorlar. Tatlıları ve kahveleriyle dikkat çekiyor.

60 çeşit çay bir arada
Artık nereye gitsek iyi kahveciler karşımıza çıkıyor. Çay konusunda ise aynı şeyi söylemek mümkün değil. Neyse ki Dem Çay Evi Tirebolu’da, Türk çaylarını ve dünya çapında ünlü beyaz, siyah, yeşil, kırmızı, bitki çayından oluşan tam 60 çeşidi bulabiliyorsunuz.
Son günlerde en çok beğenilen yer ise Naif. Adı gibi naif. Türk mutfağı ağırlıklı yemekleri ve uygun fiyatlarıyla dikkat çekiyor. Dilerim, Karaköy’ün havasına girip fiyatlarını yükseltmez.

Haberin Devamı

Ferahfeza, Gaspar ve Tamirci

Ferahfeza: Kemankeş Caddesi’nin en yenisi. Leb-i Derya ekibi tarafından Mimarlar Odası’nın çatı katında açıldı.
Adı gibi ferah, yemekleri de manzarası ve dekorasyonu kadar etkileyici. İki ayrı terası var.
Gaspar: Galatasaray’da açtığı Münferit’le tanıdık Ferit Sarper’i. Modern meyhane konseptini ve nefis mezelerini Münferit ile hayatımıza soktu. Münferit hem restoranıyla
hem de barıyla çok ses getirdi. Sezonluk bir başarı değildi bu. İlgi giderek büyüdü, sonunda Ferit Sarper ikinci mekanını açtı. Geçen kış Karaköy’de hayranı olduğu Arjantin asıllı yönetmen Gaspar Noe’nin adını verdiği Gaspar ile karşımıza çıktı. Karaköy’deki Gaspar, Münferit gibi Autoban Mimarlık imzalı.
Tamirci: Gaspar’ın tam karşısında. Gecenin finali burada yapılıyor. Son zamanlarda yükselen fiyatlarıyla çok tepki aldı. Bir semt yükselişe geçince fiyatlar da yükselişe geçiyor. Hayır, sadece emlak değil. Balıkçıdan gece kulübüne her şey etkileniyor. Sonra da başka bir semt parlıyor ve o fahiş fiyatlı yerlerden anında uzaklaşılıyor. Bakalım hep birlikte göreceğiz, Tamirci bu kışı nasıl geçirecek...

Hızlandırılmış Karaköy turu

Sümerbank binasında otel açılıyor

Bir de yolun karşı tarafı var. Kumbaracı Yokuşu’nun bitiminde tütün deposunun tam çaprazında Culinata var. Sağlıklı yemek meraklılarını sevindiriyor Culinata.
Bankalar Caddesi’nde ise önce Salt Galata açıldı. İstanbul Doors’cular Ca’d’Oro’yu açmıştı Salt binasında. Ca’d’Oro başta uygun fiyatlarıyla dikkat çekti. Sonra fiyatlar yükseldi ve ilk açıldığı zamanki havası kalmadı.
Daha sonra Gradiva otel açıldı. Gradiva otelde girişte Bank adlı kafe, alt katta İlhan Erşahin’in Nublu’su ve en üst katta yer alan Zelda Zonk geçen kışın gözdelerindendi. Hatta Chanel’in vârisi David Wertheimer bile Zelda Zonk’ta özel bir parti verdi. Olağanüstü manzaradan gözlerini alamadı.
Şimdi Bankalar Caddesi’nde çok yakında yeni bir otel açılıyor. Yılmaz Ulusoy’un satın aldığı meşhur Sümerbank binası otel oluyor. Eminim bu kışın en çok konuşulacak yerlerinden biri olacak.

Pizza ve hamburger yükselişte

Karaköy’de son zamanlarda bir pizza ve hamburger çılgınlığı yaşanıyor. Pizza denince akla Tophane’ye bakan Komodor geliyor. Komodor aklınıza gelmeyecek farklı malzemeleri bir araya getirip nefis pizzalar yapıyor. Yabani Ege otları, sızma zeytinyağı ve keçi peyniriyle yapılan Milas pizzası favorilerden.
Hamburger denince ise BurgerLab imdada yetişiyor. Adı gibi bir laboratuvar titizliğinde hazırlanıyor burgerler. Ekstra malzemeler konusunda da yaratıcılar. Hamburgerleriyle öne çıkan bir diğer yeni yer de Baltazar. Etlerin Trakya’dan özel getirildiği Baltazar’da deneyebileceğiniz birçok çeşit var. Teksas burger, füme burger, Baltazar burger gibi. Sosları da başarılı. Baltazar’ın New York’un meşhur restoranı Balthazar’la ilgisi yok.