Sadece sinema ve eğlence sektörünün merkezi değil Los Angeles. Sağlıklı yaşam, yeme-içme ve eğlence hayatında da bütün dünyayı etkisi altına alan bir şehir. Buyrun Los Angeles’tan son havadislere...
Nasıl bir dönem kinoayla bozulduysa, şimdi de sağlıklı sebze kale’in dönemi. Cipsten salataya, smoothie’ye her şekilde karşınıza çıkıyor. Son zamanların en sağlıklı gıdası olarak bellenmiş durumda. Kale, beta karoten, K vitamini, C vitamini ve kalsiyum açısından son derece zengin. Brokoli ailesinden geldiği için kansere karşı da etkili olduğuna inanılıyor.
Otoparktan gece kulübüne giriş
Bizde olsa kesin iş yapmaz. Kimse görmeden, görünmeden eğlenceye gitmek istemez. Biz bırakın kendimiz görünmeyi, arabalarımızın bile görünmesinden yanayız. Bakınız İstinyePark açık alan.
Bir dönem Kanyon’da açılan Çin restoranı Hakkasan’ın bile İstanbul’da tutmamasının tek nedeni buydu. AVM’deydi, asansörle çıkılıyordu. Karanlıkta ve localarda göz gözü görmüyordu. Yoksa yemekleri çok başarılıydı ve dünyanın her yerinde
iş yapan bir restoranın İstanbul’da iş yapmaması mümkün müydü?
Los Angeles’ta ise ünlülerin farklı zamanlarda tercih ettikleri mekanlar var. Bazen paparazzilere yakalanacakları yerleri özellikle seçiyorlar, bazen de kimselere görünmeden arabayla otoparka girip otoparktan asansörle çıktıkları mekanlarda eğleniyorlar.
Kinoanın votkası da var
Kinoanın ne kadar sağlıklı ve popüler olduğu İstanbul’da en sıradan kafede bile kinoa salatasının menüye girmesinden belli. Salatadan pilava kinoayla her şey yapılıyor. Los Angeles’ta ise bir adım daha öteye gidilmiş, marketlerde kinoa votka göze çarpıyor. Sadece içimi kolay değil, sağlıklı bir içecek hissi de veriyor.
Amazonlar’dan gelen lezzet “guayusa çayı”
Önce Hindistan cevizi suyunun faydaları açıklandı, şimdi ise sırada guayusa çayı var. Guayusa, Amazonlar’da yetişen bir bitki türü.
Bu bitkiden yapılan çayın özelliği kafein oranının düşük ve antioksidan oranının yüksek olması. Şekersiz içilen guayusa çayı çok popüler.
Kore ve Tayland mutfağı
Çin ve Japon mutfağından
sonra şimdi de sırada Kore ve
Tayland mutfağı var. Pera Thai kadar iyi bir Tayland restoranı var İstanbul’da. Yakında yeni Kore restoranları açılırsa şaşırmamak lazım.
Büyük gruplar küçük sahnelerde izlenir
Büyük konser mekanları yerine daha küçük, daha samimi mekanlar tercih ediliyor. Son dakikaya kadar mekanlar açıklanmıyor deniyor, oysa bilen biliyor önceden. Depeche Mode Troubadour’da, Rolling Stones Echoplex’te, Prince Sayer’s Club’da, Foo Fighters Dragonfly’da sahneye çıktı. Bakalım daha ne kadar böyle devam edecek?
Karton kutuda su ve şarap
“Karton kutuda su daha iyidir” sloganıyla karşımıza çıkıyor. Şarap reyonlarındaki karton şarapların ise büyük ve küçük iki boyu var. Birinden altı, diğerinden üç kadeh çıkıyor. Üstünde dev harflerle üzüm çeşitleri yazıyor. Mantar, şişe derdi yok. Şarap uzmanlarını kızdırıyor ama yine de marketlerde çok popüler.
Yemek kamyonları yükselişte
1930’lardan beri Los Angeles’ta yemek kamyonları var. Ama şimdi daha da yükselişteler. Nedeni işsizlik oranının yükselmesi ve ünlü şeflerin de sokak yemeklerindeki geleceği görmesi.
Roy Choi’un Kogi BBQ kamyonetlerinde 2 dolara Kore barbeküsü taco’ları satmasıyla iyice popüler oldu. The Grilled Cheese ve The Coolhaus kamyonları da çok tercih ediliyor. Şefler aynı Jon Favreau’nun ‘Şef’ filminde olduğu gibi
Twitter hesaplarında kamyonların yerlerini duyuruyor.
Cupcake ATM’si
Hiçbir restoran ya da gece kulübü için sıra beklemem. Yer varsa vardır, yoksa da başka yere giderim. Ama söz konusu iyi bir dondurmaysa dakikalarca kuyrukta bekleyebilirim. İşte Beverly Hills’te de böyle bir dondurmacı ve cupcake’çi var. Sprinkles. Dondurmalarla cupcake’leri birleştirip sundae de yapıyorlar. Herkesin formuna dikkat ettiği bu şehirde bile geceyarısı kuyruklar oluşturacak kadar meşhurlar. Kuyruklara bir de 24 saat açık çözüm bulmuşlar: Cupcake ATM’leri. ATM’den istediğiniz çeşidi seçiyorsunuz, kredi kartınızla ödüyorsunuz ve aynı ATM’den para çeker gibi cupcake’inizi alıyorsunuz.
İstanbul’dan haberler
Akmerkez’e iki Amerikalı
İstanbul’a ABD’den birçok mekan transfer oluyor. Şimdi de Akmerkez’e New York kökenli iki yeni restoran
birden açılıyor.
Biri Fransız restoranı Brasserie Cognac, diğeri ise İtalyan restoranı Serafina. Özellikle Serafina, New York’ta Türklerin sık sık gittiği bir restoran. Papermoon gibi klasik bir İtalyan restoranının olduğu AVM’ye yine iddialı bir İtalyan restoranının açılması ne kadar iyi bir fikir,
tartışılır. Ancak fiyat konusunda büyük fark olursa Serafina iş yapar, yoksa işi zor.
Brasserie Cognac ve Serafina Akmerkez’in yenilenen Nispetiye Caddesi tarafında açılıyor. Ne zaman? Ekimde.
Wolfang Puck’ın Spago’su geliyor
İlk olarak Los Angeles’ta tanınan ünlü şef Wolfgang Puck’ın Spago adlı restoranına da çok yakında kavuşacağımızı müjdeleyelim. Spago, eski Maçka otelinin yerinde açılacak olan
St. Regis’a geliyor.
