Şehrin en çok konuşulacak yeri

İstanbul’un en çok konuşulacak otel ve restoranı 13 Mart’ta açılıyor.
Vault Karaköy, The House Hotel şehrin en güzel iki tarihi binasında, eski Sümerbank ve Cemaat Han’da. İşte otel hakkında bilmeniz gerekenler...

Uzun zamandır beni bu kadar heyecanlandıran başka bir yer yok. Kapısından içeri girer girmez “Ben burada kalabilir miyim?” diyorum. Oysa daha ustalar çalışıyor içeride. Yine de hazır bölümleri hayranlıkla izliyorum.
Evet, aslında yeni değil heyecanım. Karaköy, Bankalar Caddesi’ndeki eski Sümerbank binasının otel olacağını ilk duyduğumdan beri heyecanlıyım. Malum İstanbul’un en güzel ve en iyi korunmuş binalarından biri.
Neo-rönesans mimarinin izlerini taşıyan 1863 tarihli Credit General Ottoman binasından söz ediyoruz.
Eski Sümerbank binası ve eskiden Neve Şalom’a ait olan Cemaat Han, Ulusoy Grubu tarafından 2010 yılında satın alındı. İki binanın restorasyon çalışmaları yaklaşık 40 milyon dolara mal oldu. Ağa Han ödüllü Han Tümertekin binayı aslına sadık kalarak restore etti. Sonra işin içine
iç mimar Sinan Kafadar ve Metex Group girdi. Finalde de Yılmaz Ulusoy, The House Hotel grubu ile anlaştı. Ve Vault Karaköy, The House Hotel 13 Mart’ta açılıyor.

Yeni lokanta: Kasa
The House Hotel’lerin yöneticisi Antony Doucet ile bütün katları geziyorum. Yüksek tavanlı ve sütunlu lobiyle başlıyoruz. Otel resepsiyonu, duvarlarda asılı çerçeveli bonolarla bezeli bir banka veznesi gibi tasarlanmış. Lobide kuyruklu piyano, restoran ve yuvarlak biçimde tasarlanmış, bir banka hazine odası kapısının tüm özelliklerini yansıtan bar alanı bulunuyor. Girişteki Kasa adlı lokantanın barı da olacak. Özel etkinlikler için de kullanılacak.
Restoranda şarap listesi yok.
Dev bir kasanın kapısından girecek ve kendinizi bir şarap mahzeninde bulacaksınız. İçmek istediğiniz şarabı kendi ellerinizle bu mahzenden seçeceksiniz. Bu dev kasalardan toplantı odaları da yapmışlar.

Han Tümertekin ve Sinan Kafadar imzalı
Sıra geliyor otel odalarını gezmeye. Otel beş katlı. Beşi süit
63 odası var. Bazıları Topkapı Sarayı ve Mısır Çarşısı manzarasına sahip. Diğer The House Hotel’lerdeki gibi sade ve şık. Sinan Kafadar imzalı.
Han Tümertekin tarafından restore edilen binalara mermer merdivenler, şömineler, 5 metre yüksekliğinde, karışık desenli tavanlar ve seramik yer karoları gibi korunan detaylar ayrı bir ruh katıyor. Odalara ruh katan başka bir şey ise Galata Fotoğrafhanesi’nin fotoğrafları ve sanat eserleri. Ayrıca nefis Tarihi Yarımada manzarasını da unutmayalım.

Cemaat Han’ın terasında restoran açılacak

Ulusoy Grubu eski Sümerbank binasının yanındaki Cemaat Han’ı da almış. Hanın terasına çıkıyoruz. “Artık yaz gecelerinde nerede olacağımız da belli” diyorum Anthony’ye. Haliç ve Sultanahmet manzarası da bina kadar etkileyici. Cemaat Han’ın terasında bir “fine dining” restoranı açılacak yazın. Binanın alt katlarında ise
bir şarap mahzeni, dört toplantı odası ve
bir Türk hamamı, spor salonu, sauna, buhar odaları ve masaj odalarından oluşan bir
spa var. Ayrıca Cemaat Han’da bazı alanlar iş yerlerine kiralanacak. Hatta İstanbul ofisini açmaya hazırlanan Monocle dergisi burada bir yer tutmuş bile.

Sanat turları yapılacak

Vault Karaköy, The House Hotel sanat alanında da iddialı. Ama bu ilgi sadece otele bir sanat koleksiyonu kazandırmakla sınırlı değil. Otelin
bir sanat küratörü bile var: Zeynep Berik. Yılmaz Ulusoy’un klasik ve modern sanat koleksiyonuyla güncel sanat bir araya getiriliyor.
Otel personeli sanat eserleri konusunda eğitiliyor ve böylece misafirler otelde diledikleri zaman sanat turuna da katılabilecekler. Hatta Karaköy’deki galerilere sanat turu da düzenleyecekler. Otelde Tansa Mermerci Ekşioğlu ve Zeynep Öz’ün kurduğu sanat platformu Spot’un seminerleri de yapılacak.