Dice Kayek’ten Arik Levy’ye tasarımcıların Türk mermerinden hazırladığı enstalasyonlar “Işıkla Yıkanmak” başlığı altında Milano Tasarım Haftası’nda sergileniyor
Milano’da yılın en güzel zamanı moda haftası değil, hiç şüphesiz tasarım haftası. Herkes tasarımla yatıp kalkıyor. Her sokakta tasarım sergileri, partileri oluyor. Interni adlı bir kitapçıkla, bütün gün şehirde bir yerden bir yere koşturmakla geçiyor. Ne kadar koşturursanız koşturun, yine de her yere yetişmek mümkün değil.
Tasarım fuarı, Salone del Mobile, daha çok dekorasyon ve mobilya sektörüne hitap ediyor. O kadar büyük ki nereden başlayacağınızı şaşırıyorsunuz. En iyisi beğendiğiniz birkaç firmayı seçip sadece onların stantlarına gitmek. Bunu ben değil, Wallpaper editörlerinden Henrietta Thompson söylüyor.
Tasarım haftasının kalbi yıllardır Zona Tortona’da atıyor. Tortona ve paralelindeki caddelerde yer alan eski depolara kurulmuş sergiler gez gez bitmiyor. Ancak son yıllarda Tortona eski cazibesini kaybediyor diye konuşuluyor. Bunun nedeni de artık birçok markanın organizasyonları için şehrin dört bir yanındaki showroom’ları tercih etmesi ve tabii Zona Tortona organizasyonunda yaşanan zorluklar. Ayrıca Milano’da gelişmekte olan yeni bir bölge daha var, Lambrate. Tasarım haftasında Lambrate de Zona Tortona’dan rol çalıyor.
Dice Kayek’ten Arik Levy’ye yedi imza
Zona Tortona’nın en dikkat çekici mekanlarından biri Superstudio Piu-Art Garden. Bahçeye girer girmez karşınıza İstanbul Maden İhratçıları Birliği’nin (İMİB) projesi “Işıkla Yıkanmak” sergisi çıkıyor. Projenin amacı Türk mermerini dünyaya tanıtmak. İMİB bu projeyi geçen yıl başlatmıştı, bu yıl da devam ediyor. Böyle bir vizyonları olması, İtalya gibi kendi mermeriyle övünen bir ülkenin tasarım haftasında çok iyi bir konumda uluslararası bir kalabalığa mermerimizi tanıtmak gerçekten çok önemli. Serginin küratörlüğünü yapan Demirden Design ekibinden Hasan Demir, Mehtap-Sema Obuz ve Nil Deniz’in imzasını da sergide görebiliyorsunuz.
Şimdi sizi kısa bir tura çıkarıyorum sergide. İçeri girer girmez önce karşınızda Demirden Design tasarımı olan sarı ışıklı dev bir mermer masa görüyorsunuz. Biraz ileride merakla beklediğim Nebula var. Nebula, toz bulutu anlamına geliyor. Dice Kayek imzalı modernize edilmiş bir hamam.
Ece Ege “Komple mermerden yapılmış, silindir bir buhar banyosu” diye anlatıyor. Bir tarafı siyah, bir tarafı beyaz olan panelleri var. Güneş ışığına göre paneller dönüyor, bu arada silindir şeklindeki oturma grubunun altından da buhar çıkıyor. Boşuna Ece Ege “Dışarıdan bakıldığında nefes alıp veren, yaşayan bir organizma gibi görünüyor” demiyor.
Ece Ege proje yaparken fonksiyonel olması gerektiğine inanıyor, “Dekoratif değil kullanılabilir olmalı” diyor. Bu projenin de spa’lara satılabileceğini söylüyor. “Ama asıl önemli olan mimarlara ilham vermek’ diye ekliyor. Çok kişiye ilham vermiş olmalı ki kendisiyle tanışmaya gelen tasarımcılarla karşılaşıyorum. Kokteylin ertesi gününde Wallpaper’ın genel yayın yönetmeni Tony Chambers Ayşe ve Ece Ege’den kendisiyle birlikte sergiyi gezmelerini rica ediyor. Dice Kayek imzalı Nebula’nın tam karşısında ise Fransız tasarımcı Mathieu Lehanneur imzalı “Sıvı Mermer” adlı iş var. Lehanneur, mermer kadar sert bir malzemeyle sıvı görünümlü bir enstalasyon yapmış. “Bu odaya girince Alice Harikalar Diyarında gibi bir deneyim yaşatmak istiyorum ziyaretçilere” diyor. Türk ziyaretçiler arasında siyah dalgaları ilk görüşte “Karadeniz” diyenler de oluyor. Fransız tasarımcı Arik Levy ise “Mermer Olmak” adlı enstalasyonunda içinde yürünecek bir kanyon yaratmış, kanyonda değişim sürecinin de yaşanacağının altını çizmiş. Arik Levy aynı gece başka bir davette olması gerektiği için açılışa katılamıyor ama yine de tasarımı çok beğeniliyor.
Melkan Gürsel-Murat Tabanlıoğlu farklı mermerlerden bir oda yapmışlar, ses ve ışık efektleriyle odaya süreklilik katmayı hedeflemişler. Alişan Çırakoğlu “Derin Işık” adlı tasarımı için mermer bloklardan iki duvar örmüş ve mermerin ışığı yansıtmasını bir ışık oyunuyla renklendirmiş. İtalyan tasarımcılar Doriana-Massimiliano Fuksas siyah mermerin üstünde geometrik şekillerde beyaz mermerle dikkat çekici bir enstalasyon yapmış. “Asya” adlı
çalışmada mermerin farklı alanlarda kullanılabileceğini görüyoruz.
Bu enstalasyon özellikle otel lobilerine yakışır.
Ece ve Ayşe Ege Nebula isimli, modernize edilmiş hamamında...
Çağdaş Ertuna (ortada) Ege kardeşlerle Milano Tasarım Haftası’nda buluştu.
Daha çok ilgi hak ediyor
HER ŞEY GÜZEL ama sergiyle ilgili daha iyi neler yapılabilir? Öncelikle bütün gün koşturmuş ve yorulmuş kişileri standa çekebilmek önemli. Mermer soğuk bir malzeme, her ne kadar giderek Milano Tasarım Haftası’nda daha çok ilgi gören bir malzeme olsa da... O yüzden stand tasarımı biraz daha albenili yapılabilir. Yabancı tasarımcıların olması tabii ki iyi ama daha çok Türk tasarımcıya da fırsat verilebilir. Tasarımcılar mermerle çok güzel enstalasyonlar yapmış ama sergiyi gezerken arada ürünler de görmek istiyor insan. Özellikle de fuarda mermerle yapılan onca aklınıza gelmeyecek ürün tasarımı gördükten sonra. Bir de kullanılan mermerlerin Türkiye’nin hangi bölgesinden çıktığıyla ilgili bilgiler paylaşılabilir. Bilgi kartları hazırlanıyormuş ama açılış kokteyline yetişmemiş.
“Işıkla Yıkanmak” sergisinin kokteylinde Addresistanbul ve Habitat’ın ortaklarından Funda Akın’dan Mozaik’in ortağı Susan McMurrain’e Türkiye’nin dekorasyon alanında önemli birkaç ismi vardı. Ama gönül isterdi ki bu kadar emek verilen bir sergi daha çok kişiye ulaşsın. İşte bu yüzden bu tasarımların ve geçen yılkilerin daha önce planlandığı gibi İstanbul’da da sergilenmesi çok önemli. Evet zor bir iş ama bu kadar emek ve bu kadar iyi malzeme daha çok ilgi hak ediyor.
Bugün serginin son günü. Milano civarındaysanız sergiyi gezmeden dönmeyin. Proje ile ilgili thusspokethemarble.com adlı siteden bilgi edinebilirsiniz.