Yalıkavak’ta lüks değişim

Yalıkavak’ta, eski sevimli marinanın yerinde şimdi mega yatların, dev mağazaların, yeme-içme zincirlerinin sıralandığı bambaşka bir dünya var. Açılışın yıldızı ise Nusret Gökçe ve Avatarlar

eçen yaz Türkbükü yerine Yalıkavak’ın yıldızı parladı. Nedeni belliydi, Yalıkavak Marina yenilenmişti. Megayatlar bölümünde ağzımız açık dolaşır hale gelmiştik. Helikopter pistli, 70-80 metrelik yatlar marinada yan yana diziliyor, Bitez Dondurmacısı’ndan dondurmasını kapan da yatların önünde bir tura çıkıyordu. Bu yıl Bitez Dondurmacısı yok ama marina bir kez daha baştan aşağı yenilendi.
Geçen hafta gerçekleşen açılış gecesinde içeri giriş Pentagon’a girmek kadar zordu. İçerideki patronlar topluluğunu görünce neden bu kadar güvenlik olduğu da anlaşılıyordu.

Davet için iki restoran
Açılış daveti için iki restoran ayrıldı, Loft ve Nusr-et. Ağır toplar tabii ki Nusr’et’teydi. Girişte Billionaire Club’ların kurucusu Flavio Briatore arkadaşlarıylaydı. Biraz ileride bir masada Aydın Doğan, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Aydın Ayaydın sohbet ediyordu, başka bir masada ise Azeri işadamları Nusr-et’in lokumlarına gömülmüştü. Palmarina’nın sahibi Mübariz Mansimov ve Doğuş Grubu’nun patronu Ferit Şahenk misafirlerle ilgileniyordu. Palmarina Genel Direktörü Levent Baktır “D.ream burada kiracımız, Doğuş işletecek gibi bir algı oluştu ama öyle değil” diye bir açıklama bile yaptı. Ama tabii söz konusu Doğuş Grubu’nu yeme-içme sektörüne sokan Nusr-et olunca, Ferit Şahenk de ev sahibiydi.
Geçen yıl Balıkçı Sait’in olduğu yere kurulan Nusr-et daha açılış gecesinde tıklım tıklım doldu. Hatta barda uzun süre masa bekleyenler oldu. Nusret Gökçe artık tam bir yıldız. Hiç ummadığınız isimler Nusret’le hikayelerini anlatıyor, “Nusret bize özel servis yaptı” diye övünüyor. Evet, son olaylarda Nusret şöhretin bedelini ağır ödedi, yayıncılıkla hiç ilgisi olmamasına rağmen bir yayın yüzünden protesto edildi. Ama onun mücadelesine yakından şahit olmuş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim, hâlâ eskisi kadar çalışkan ve vefalı. Şöhreti de kazandığını da sonuna kadar hak ediyor. Kim bu kadar severek çalışsa bir şey olur diye düşünmemek elde değil, nasıl çalıştığını görünce. Çocuk yaşta çalışarak başlayan bir kariyer, tamamen ilgisiz konulardan etkilenir mi? Görüyorum ki etkilenmez, Nusret’e hiçbir şey olmaz.

Mağazalar da büyüdü
Müzik yükselirken marinadaki mağazaları geziyorum. Nasıl Türkbükü ortada bir köprüyle ikiye ayrılıyorsa, Yalıkavak Marina da ikiye ayrılıyor. Mega yatlar kısmında Nusr-et, Cipriani, Billionaire Club, Loft ve Beluga Bar, diğer tarafta ise mağazalar ve kafeler var. Balıkçı Sait de bu tarafa geçmiş. Yolda Merkür Sanat Galerisi’ni görüyorum. Şeyda Cesur’un “Challenge” sergisini geziyorum. Merkür, marinaya yakışmış, renk katmış. Daha ileride bakıyorum, Cookshop tıklım tıklım. Kitchenette de, Mezzaluna da. Bir tek Dolce daha açılmamış.
Gelelim dev mağazalara... Demsa’nın Brandroom’u, Doğuş Grubu’nun Informal’ı bütün markaları marinaya getirmiş. Damas’tan Gilan’a birçok mücevherci de var. Yabancılara Türk tasarımlarını sevdiren Hiref de burada çok güzel bir butik açmış. Mağazalar arasında favorim Pamuk Abla diye Bodrum pazarlarından çıkan bir marka. Pamuk Abla’nınki de gerçek bir başarı hikayesi. Sırf beyaz kıyafetler yapan bu marka her AVM’de olmayacağı için daha çok hoşuma gidiyor.

Rus, Azeri ve Arap turistlere hitap ediyor
Gecenin sonunda kararımı veriyorum, Yalıkavak Marina’nın eski sevimli hali gitmiş, küçük butiklerin yerine dev mağazalar gelmiş. Marinayı caddeden ayıran ve adeta bir anıt hissi veren mermer duvarlar daha da yükselmiş. Emre Arolat imzasıyla Palmarina Bodrum bambaşka bir yer olmuş. Her şey son derece lüks. Peki ama iyi olmuş mu? Evet, çünkü Bodrum’da yüksek gelir grubundaki turistlere hitap edecek bir yer yoktu. İşte şimdi en en mega yatları da ağırlayacak bir marina var. Artık Rus, Azeri ve Arap zenginlerini sık sık Bodrum’da göreceğimiz kesin. Bodrum’da tatil yapanlar için olmasa da Bodrum’daki işletmeler için iyi olacağı kesin.

Ünlü İtalyan Cipriani (sağda) ve Flavio Briatore’nin Billionaire Club’ı (solda) Yalıkavak Marina’nın yeni gözdelerinden.

Her yerde Avatarlar

Nusr-et’in yanında İtalyan restoranı Cipriani var. Biraz ileride Billionaire Club’ın havuz kenarında ise borsacıların bir zamanlar çok popüler olmasına rağmen sonra kapattıkları Loft yeniden aramızda. Loft da dolu. Çok tanıdık yok. Etrafta daha çok benim kadar bacak boyu olan Rus kızlar dolaşıyor. Çok güzeller, hatta o kadar güzeller ki farklı bir dünyadan gibiler, “Avatar” diyoruz aramızda kısaca. Hemen ardından da Avatar’ın yıldızı Zoe Saldana çıkıyor karşımıza ama doğrusu Rus kızların yanında sönük kalıyor. Yemek sonrası Ajda Pekkan sahneye çıkıyor.
O yaz sıcağında neden iki yıl önce kendi tasarladığı ve uzun süre reklam panolarında boy gösterdiği beyaz fırfır yakalı, siyah uzun kollu elbisenin tulum versiyonunu giyiyor? Beyaz yakalı siyah okul önlüklerini andıran kıyafetiyle bu görkemli açılışa çok özenmediği mesajını mı veriyor, yoksa “Kriz günlerinde ne kadar tutumluyum, eskileri değerlendiririm” mi diyor, bilemiyorum. Tek söyleyebileceğim, bu kıyafet Bodrum sıcağına, bu ultra lüks marinaya yakışmamış.