Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP Manisa Merkez İlçe Başkanı Hamza Kopal, MHP’li Belediye Başkanı Cengiz Ergün’e şu soruları sormuş:
“Başkan yardımcınızla akrabalık dereceniz nedir?
Danışmanınız baldızınızın dünürü müdür?
BESOT müdür yardımcınız dünürünüzün oğlu mudur?
Batı Grup güvenlik müdürü akrabanız mıdır?
Yakın korumanız bacanağınız mıdır?
Bacanağınızın oğlu zabıtada mıdır?
Gelir servis sorumlusu bacanağınızın eniştesi midir?
Yine bacanağınızın yeğeni güvenlikte görev yapmakta mıdır?
BESOT müdürünüz ve mali danışmanınız akrabanız olup İstanbul’dan mı gelmiştir?
Özel kalem müdürünüz ile akrabalık dereceniz nedir? “
Ergün ise bu sorulara şu yanıtı veriyor ve “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Herkes, kendi çalışacağı ekibi kendi belirler, güvenebileceği, kişileri seçer” diyor.
Kamudaki bu ‘Akraba personeller’ konusu sık sık gündeme gelir.
Akraba, yani aile içinden kişilerin istihdamı sadece Manisa Belediyesi’nde görülmüyor.
Pek çok kamu kurumunda olduğu gibi (Üniversite ve belediyelerde çoğunlukta)
Hangi belediyeye giderseniz gidin, ister CHP’li, ister AKP’li, ister MHP’li olsun hiç farketmiyor.
Örneğin; kimi kardeşini, kimi dünürünü başkan yardımcısı yapıyor. Kimi kardeşini, oğlunu, kimi ise kızını, damadını, gelinini çalıştırıyor.
Kimi başkan da bacanağını, eniştesini kilit noktalara koyuyor.
Yakın akrabaların yanı sıra iş ortakları veya çocukları da şirketlere müdür yapılıyor.
Sonuçta istisnasız bütün belediyelerde akraba ve eş dost çalıştırılıyor.
Peki...
Bütün bunlar “Doğru mu, etik mi?” diyorsanız hemen söyleyeyim:
“Neremiz doğru ki? Bal tutan parmağını yalıyor.”

İŞTE İZMİR ORKESTRASI

Akrabalar belediyesi




Uğurlar olsun
“BİR Pazar sabahıydı, Ankara kar altında/Zemheri ayazıydı, yaz güneşi koynunda/Ucuz can pazarıydı, kalemim düştü kana/
Zalımlar pusudaydı, bedenim paramparça/Ucuz can pazarıydı, kalemim düştü kana/Uğurlar olsun, Uğurlar olsun/
Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun/Bir keskin kalem, bir kırık gözlük/Yürekli yiğitlere hatıran olsun...”
Değerli sanatçı Selda Bağcan’ın bu ezgiyi yazmasına neden olan bombalı suikastın ardından tam 17 yıl geçti...
Dün, başta İzmir olmak üzere yurdun dört bir yanında büyük gazeteci Uğur Mumcu için anma törenleri düzenlendi.
“Sesleniş” adlı yazısında “Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık. Vurulduk ey halkım, unutma bizi...” diyen Mumcu’yu, halkı unutmadı ve unutmayacağını gösterdi...
Peki, niye öldürüldü Uğur Mumcu?
Ne yazdı da gözü dönmüş katillerin alçakça saldırısına uğradı.
5000’i aşkın makale, 24 kitabıyla neyi anlattı, nasıl anlattı?
Kısaca bir göz atalım isterseniz...
Bir yandan serbest piyasa ekonomisinin LİBERAL ÇİFTLİK’inde kapkara bir üçgen oluşturan TARİKAT, SİYASET, TİCARET arasındaki RABITA’yı ortaya koyarken, diğer yandan gırtlağına kadar SİLAH KAÇAKÇILIĞI VE TERÖR’e batmış kişilerin “nasıl olsa TÜFEK İCAT OLDU” diyerek TERÖRSÜZ ÖZGÜRLÜK diye haykıranları nasıl bir CADI KAZANI’nda kaynattıklarını yazdı.
12 EYLÜL ADALETİ’nin DEVRİMCİ VE DEMOKRAT’lar için nasıl bir ÇIKMAZ SOKAK olduğunu vurgularken, GAZİPAŞA’YA SUİKAST girişiminde bulunanların bugün KÜRT -İSLAM AYAKLANMASI’na destek verdiğini gözler önüne serdi.
Cerahatı Susurluk’ta patlayan PAPA, MAFİA, AĞCA uzantılarının ortaya çıkarılması için, BÜYÜKLERİMİZ’e BİR PULSUZ DİLEKÇE yazdıysa da, hep SUÇLULAR VE GÜÇLÜLER tarafından engellendi.
Ama o, onurlu BİR UZUN YÜRÜYÜŞ’ün yiğit ve yürekli SAKINCALI PİYADE’si olarak kaldı.
O, eserleriyle günümüze ‘ışık’ tutuyor.
Ancak...
Katilleri hâlâ ‘karanlık’ta saklanıyor.

Emekli AKP’linin istifa gerekçesi
AKP Torbalı İlçe Başkanı Hüseyin Söyler, 14 aydır sürdürdüğü görevinden istifa etti.
Gerekçesini ise şu sözlerle açıkladı:
“Emekli maaşımı 14 aydır partiye veriyorum. Çünkü Genel Merkez’den para gelmiyor. Sigorta şirketi olan oğlum bize maddi destek sağlıyor. Bu nedenle ailem partideki görevime devam etmemi istemedi.”
Eee...
Hani, hükümet, emeklinin durumunu iyileştirmişti.
Ne oldu?