Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

12 EYLÜL’DE yapılacak ‘Anayasa değişikliği paketi halk oylaması’na 20 gün kaldı.
‘Evetçiler’ ve ‘hayırcılar’ daha fazla oy için her türlü propaganda yöntemini kullanıyor.
Teknolojinin bütün olanaklarından yararlanıyorlar.
Demokratik ve yasal kurallar içinde yapılan propagandaya bir diyeceğimiz yok.
Ancak...
Özellikle iktidar partisinin bazı temsilcilerinin daha fazla ‘evet’ oyu çıkması için kullandığı üslûp hiç de doğru değil.
Çünkü....
Vatandaşa zorla ‘evet’ dedirtilmek isteniyor.
Örneğin; Başbakan Erdoğan’ın başta TÜSİAD olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütlerine ‘bitaraf olan bertaraf olur’ şeklinde tehditvari sözleri, ülkenin nerelere götürülmek istendiğinin ipucunu veriyor.
Baskı ve şantajvari açıklamalar, Erdoğan’ın nasıl bir yönetim anlayışı istediğini ortaya koyuyor.
Benzer tehdit ve şantajlar İzmir için de yapılıyor.
Tıpkı geçmiş seçimlerde ‘Oy vermezseniz hizmet yok’ denildiği gibi İzmir’den ‘evet’ oyunun çıkmaması halinde bazı yatırımların suya düşeceği ima ediliyor.
Oysa...
İzmirliler, bu tür tehdit ve şantajlara alışık.
Kolay kolay pabuç bırakmaz.
Nitekim...
Daha önceki seçimlerde olduğu gibi yaz ortasında kömür dağıtılıyor.
Yine...
Sadaka kültürü ile insanların yoksulluğu, çaresizliği istismar ediliyor.
Yine...
Geçmiş seçimlerdeki gibi bildik görüntüler yaşanıyor.
Yine...
İnsanlara, balık tutmayı öğretmek yerine, balık veriliyor.
Sonra da; ‘80 yılda yapılamayanlar yapıldı’ deniliyor.
Doğru...
80 yılda vatandaş hiç bu kadar sıkıntılı günler yaşamadı. (savaş yılları hariç)
80 yılda yapılan 148 milyar dolarlık borç, 8 yılda egale edildi.
80 yılda devletin yaptığı, fabrikalar, limanlar, telekom, petro kimya tesisleri 8 yılda satıldı.
Eğer...
Kalan üç beş kamu malının ve vatan topraklarının da satılmasını istiyorsanız, o zaman 12 Eylül’de rahatlıkla ‘evet’ diyebilirsiniz.
Herkese, ‘hayır’lı günler.

Haberin Devamı

...Ve, ‘Evet’ reklamları
HALKOYLAMASI nedeniyle propaganda yasağı konulmasına karşın, bazı şirketler gazete ve bilboard reklamlarında açık açık ‘Evet’ reklamı yapıyor adeta...
Yine bazı GSM şirketleri abonelerine gönderdikleri SMS mesajlarıyla ‘Evet’ sözcüğünü adeta beyinlere kazıyor.
İşte iki örnek:
“Bugün dilediğinle konuşun! Bu mesajı EVET Gün yazıp cevaplayın. Sadece 3.7 TL’ye Turkcell’lilerle konuşma kazanın.” “1 liraya internet. EVET TTnet”

Haberin Devamı

Bu nasıl uzlaşma metni?
AKP İzmir Milletvekili Erdal Kalkan, hafta içinde gazeteye geldi.
Kalkan, “Anayasalar uzlaşma metinleridir, ne kadar geniş uzlaşma olursa, o kadar kabul görür ve uzun ömürlü olur. Aslında bizim yapmak istediğimiz Anayasa’nın tümünü değiştirmek. Bana göre eski Anayasa’nın tümünün değişmesi lazım. Çünkü; 1982 Anayasası, bir darbe anayasası. İnsanı esas almayan onun yerine kutsal devlet anlayışını esas alan bir anayasa” diyor.
Doğru söylüyor.
Altına imzamı atarım.
Ancak...
Sevgili Kalkan, halk oyuna sunulan anayasa değişikliği paketinin altında sadece AKP’li vekillerin imzasının bulunduğunu çok iyi biliyor.
Yani....
Uzlaşmanın, ‘u’sunun bile olmadığı bu paketin “Nasıl bir uzlaşma metni” olduğunu söyleyebilir mi?
Tabii ki; hayır...

Haberin Devamı

Memurların umudu Sav
TÜRKİYE’DE sayıları bin 250’yi bulan belediyede, memur sendikalarıyla toplu iş sözleşmesi imzalandı.
Memurlara bazı haklar tanındı.
Ancak...
Kimi belediye başkanı “Zimmet” korkusuyla memur sendikalarıyla masaya oturmaktan çekiniyor.
Bunlardan birisi de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu...
Oysa...
Geçtiğimiz günlerde TBMM’de “Konusu suç teşkil etmemek ve kesinleşmiş bir yargı kararına dayanmamak kaydıyla, bu kanunun yayımı tarihine kadar, memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdederek veya başka bir tasarrufta bulunarak belediye, büyükşehir belediyesi ve il özel idaresinde çalışan kamu personeline her ne ad altında olursa olsun ek ödemede bulunmaları nedeniyle kamu görevlileri haklarında idari veya mali yargılama ve takibat yapılamaz, başlatılanlar işlemden kaldırılır” şeklinde yasa çıktı.
Bunun üzerine Başkan Kocaoğlu, sendikacılara “gelin görüşelim” dedi ve görüştü.
“Hukukçulara danışayım. Sonra masaya oturalım” dedi.
Ama...
2009 yerel seçimleri öncesinde “Mehmet Ali Şahin ile sınıf arkadaşıyım. AK Parti adayı belediye başkanı dahi olsa ben görevimin başındayım” diye sağda solda konuştuğu iddia edilen bir hukuk danışmanının “Hayır” demesi üzerine Büyükşehir’deki 3 bini aşkın memurun boynu yine bükük kaldı. Bunun üzerine sendikacılar, konuyu CHP’nin üst yöneticilerine aktarmaktan başka çare bulamadı.
Konu, hafta sonu İzmir’e gelen CHP Genel Sekreteri Önder Sav’a anlatıldı.
Sav, “Konuyla yakından ilgileneceğim” dedi ve Genel Sekreter Yardımcısı Abdürrezzak Erten’i sorunu çözmek için görevlendirdi.
İzmir’de yüzde 70 ‘hayır’ oyu bekleyen CHP’nin emekten ve emekçiden yana tavrında gerçekten samimi mi, değil mi bu sorunu çözdüğü zaman göreceğiz.