CHP’DE ön seçim isteyenleri ilk kez bu sütunlarda 2 Ağustos günü yazmıştık.
Daha önce kapalı kapılar ardında, İzmir’in bazı ilçelerinde toplantılar yaparak parti içinde yerel ve genel seçimlerde tüm adayların önseçimle belirlenmesini isteyenler sonunda kamuoyunun önüne çıktı.
CHP’de öncülüğünü Halil Çulhaoğlu, Cihan Türsen, Erkan Büyükkaya, Musa Çam, Tayfun Emre, Feridun Gökhan, Selahattin Gürsoy, Sinan Karamustafaoğlu, Ayşegül Önen, Mustafa Tosunlar, Cevdet Tümtürk, Ali Engin, Barış Erel ve Nurettin Gelmez gibi isimlerin yaptığı bir grup partilinin başlattığı “Parti İçi Demokrasi Hareketi” cuma günü bir restoranda kampanyalarını kamuoyuna duyurdu.
Doğrusu, böylesi bir toplantıyı restoranda yapmalarını yadırgadım.
Hareketin öncülerine, “Basın toplantısını yapacak başka yer bulamadınız mı? Neden partide yapmıyorsunuz?” diye sorduğumda şu yanıtı aldım:
“İl yöneticileri izin vermedi. Verseydi, parti binasında yapacaktık.”
Çok garip değil mi?
Demokrasi ve önseçim isteğinde bulunanlara kapıların kapatıldığı bir parti haline geldi şu CHP...
Oysa...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasında “Ülkede ve partide demokrasi” sözü vermemişmiydi.
Nitekim, bu sözden yola çıkan “Parti İçi Demokrasi Hareketi”nin öncüleri kısa sürede iki bini aşkın imza topladıklarını belirterek amaçlarının İzmir’den 10 bin imza toplam olduğunu söylüyor.
CHP içindeki bu hareketin İzmir’den Ege Bölgesi’ne ve Türkiye geneline yayılacağını söyleyen Cihan Türsen şöyle diyor:
“Partimizde uzun zamandır süregelen parti içi sorunlu uygulamalar bir an önce sonlandırılmalı, üyelik, seçme seçilme hakları demokratik, katılımcı esaslarda güvence altına alınmalı, özgür, etkin üye yapısıyla, dışa dönük mücadelede yoğunlaşılmalıdır.
2011 seçimlerinde ne kadar partilimizi ve ne kadar bize gönül veren kitleleri harekete geçirebilirsek karşı devrime dur deme şansımız o denli artar. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘ülke de demokrasi parti de demokrasi’sözü ana ilkemizdir. Hiçbir bahaneye sığınmadan en geniş üye tabanı ile milletvekili adaylarımızı belirlemeliyiz. Hem de AKP’ye inat hakim gözetiminde...
* * *
Parti İçi Demokrasi Hareketi olarak; üyelerimizin adrese kayıtlı nüfus sistemi vd. yöntemlerle güncelleştirilerek gerçekliliğinin temini, milletvekili adaylarımızın tüm üyelerin katılacağı önseçimle belirlenmesini, tüzüğümüzün 12. maddesi uygulaması ve merkez kontenjan adaylarının
belirlenmesine sınırlama getirilmesini, aday olacak il ve ilçe yöneticilerinin en kısa sürede istifa etmeleri, seçimi yönetecek kadroların oluşturulmasını, parti içi demokrasi kurallarının parti meclisimizce ivedilikle belirlenmesini ve kamuoyuna açıklanmasını talep ediyoruz.
Parti İçi Demokrasi Hareketi; parti içi seçimlerimiz veya genel - yerel seçim adaylıkları süreçlerinde oluşan kişi, düşünce, vd gruplaşmaların, ekiplerin üstünde, samimi parti içi demokrasi talepli tüm üyelerimizin kişisel olarak içinde yer alacağı bir harekettir. Hiçbir kişi ve gruba bağlı değildir.”
* * *
Yerel ve genel seçimlerde adaylarını ‘istişare’ ve ‘anket’ gibi yöntemleri uygulayarak belirleyen AKP’yi iktidardan indirmeyi hedefleyen CHP’nin önümüzdeki seçimde tüm üyelerin katılımıyla önseçim yapması artık farz oldu.
Halka ve parti örgütüne hesap vermek yerine bir kişiye (genel başkan ya da genel sekretere) biat ederek başkan veya milletvekili olanlarla bir yere varılamıyacağı anlaşıldı.
Artık lidere veya bir ekibe biat eden değil, örgüte, halka hesap veren başkan ve vekillerin seçilme zamanı geldi de geçiyor.
Umarım, CHP Genel Merkez yönetimi bu çağrıya kulak verir.
Yoksa...
Önümüzdeki seçimlerde adaylar yine bir kaç kişi tarafından belirlenirse iktidar hayal olur, hayal...
Hükümet, 7 yılda esnafı 7 bitirdi
ESKİDEN esnaf liderleri konuşmalarında, “Biz 4 milyon kişiyiz” derdi.
Bugün ise “2 milyon kişiyiz” diyor.
Başbakan ise “1 milyon 900 bin” esnaf olduğunu söylüyor.
Ne oldu bu esnafa?
Yoksa buhar mı oldu?
Demek ki, geçen yedi yılda ülkemizde tam 2 milyon 100 bin esnaf kepenk indirmiş.
Hani kriz bitmişti?
Hani ekonomi iyiye gidiyordu?
Haftanın sözleri...
Gazeteciler eşimin güzel bacaklarını alttan değil, üstten çeksin. (Hayırsever işadamı Hakkı Keleşoğlu)
Alex Ferguson mu sakız çiğniyor, sakız mı Ferguson’u çiğniyor. (Ertem Şener- Menchester United Bursa maçında)
Niye mi güldüm? Bursalı oyuncu, İtalyan hakeme ‘Hocam’ diye bağırdı ona güldüm. (Ertem Şener- Aynı maçta)
Sanki bütün Menchester şehri Bursa ceza sahasına girmiş gibi.( Ertem Şener- yine aynı maçta)
Milli takımda yabancı teknik direktöre karşıyım. O zaman milli olmuyor ki; milsiz oluyor. (Yıldız Tilbe -Lig TV Futbol Life Programı)
Fazıl Say gibi insanlara bir şey ispat etme yükümlülüğümüz yok. (AKP İzmir İl Başkanı Ömür Kabak)