Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

RIFAT Nalbantoğlu’nun istifasıyla boşalan CHP İzmir İl Başkanlığı için İstanbul ve Ankara formülü uygulanacak gibi görünüyor.
İzmir İl Başkanlığı için bugüne kadar Mustafa Moroğlu, Mustafa Tosunlar, Türkan Miçooğulları, Güler Tunçoku, Suat İstanbul, Sinan Karamustafaoğlu, Merih Şan ve Hakkı Ülkü’nün isimleri geçiyordu.
Ayrıca, Ülkü Caner ve Pelin Erda’nın ismi de alternatifler arasında yer alıyordu...
Hatta Balçova İlçe Başkanı Mustafa Moroğlu’nun bu göreve getirilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.
Çünkü, Moroğlu üzerinde genel bir uzlaşı sağlandığı söyleniyordu...
Nitekim, Tosunlar ve eski il yöneticilerinden Yekta Varnalı gibi pek çok ismin Moroğlu’nun yönetiminde yer alabilceklerini söylediği bu nedenle CHP’de bütün okların Moroğlu’nu gösterdiği konuşuluyordu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bile, “İl başkanı kim olsun?” sorusuna, esprili bir şekilde “Mustafa olsun” demesi, ardından hangi Mustafa; Moroğlu mu, Tosunlar mı? diye sorulunca, “Bizim Mustafa” demesi bu yarışta Moroğlu’nu işaret eden ayrıntı olarak değerlendiriliyordu.
CHP’nin yeni yönetiminde, Genel Başkan Yardımcısı olan Alaattin Yüksel’in de Moroğlu’na tam destek vermesi, partide sağlanan bir konsensüs olarak nitelendiriliyordu.
Ancak...
CHP Genel Merkezi’nin, İzmir’deki bu gelişmelerin aksine, seçimler öncesi İzmir’e, İstanbul ve Ankara’da olduğu gibi bir “formül” üzerinde durduğu belirtiliyor.
Siyasette ve parti içinde yıpranmamış, iş adamı kimliği bulunan ve parti içindeki hiziplere eşit mesafade bulunacak bir isim...
Böyle bir formülün CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in önerisi olduğu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da sıcak baktığı öğrenildi.
Sorun, İzmir’de bu formüle uygun kimin il başkanı olacağıydı.
Kulislerde CHP İzmir İl Başkanlığı için, işadamı, Ticaret Odası Meclis Üyesi Tacettin Bayır’ın ismi konuşuluyor.
Tacettin Bayır, İzmir Ticaret Odası’nın son seçimlerinde, Ekrem Demirtaş’a karşı Alaattin Yüksel’in yanında ve ekibinde yer almıştı.
Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği İzmir Temsilcisi olan Tacettin Bayır, tıpkı Mustafa Moroğlu gibi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na yakınlığıyla biliniyor.
Görünen o ki; genel seçim yarışında CHP’nin İzmir’deki komutanı öyle veya böyle Kocaoğlu ve Yüksel’in dediği isimlerden birisi olacak.
NOT: CHP İzmir İl Başkanı bugün atanmayabilir. Çünkü parti tüzüğünün 42, 43 ve 44. maddelerine aykırı uygulama söz konusu... Bu nedenle il yönetiminin atanacak il başkanına razı olmaması halinde hepsi görevden alınabilir ve yeni isimlerden oluşacak bir yönetim atanabilir. İtiraz halinde ise 45 gün içinde seçime gidilmesi bile gündeme geleceği için herhangi bir hukuki sorun yaşanmaması için de genel seçimlere ‘Yedi kişilik kayyum yönetim’ ile gidilebilir.

Haberin Devamı

CHP’nin ‘Cesur yürek’leri!
BAŞBAKAN’IN ‘Ucube’ dediği Kars’taki ‘İnsanlık Anıtı’nı Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’tan sonra, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven de sahiplendi ve ilçelerine dikebileceklerini açıkladı.
CHP’li 525 belediye başkanı içinde her türlü tepkiyi göze alan iki ‘cesur yürek’i ‘sanata ve sanatçıya sahip çıktıkları’ için kutlamak gerek...
‘Ucube’ tartışmasını başlatan Başbakan Erdoğan, il başkanları toplantısında bugüne kadar hiç heykel yıkmadıklarını belirtiyor ve bir ilke imza atmanın adeta gururu içinde tartışmayı şöyle sürdürmesi dikkat çekiyor:
“Şimdi İzmir Karşıyaka Belediyesi talip olmuş, ne kadar güzel. Gelsin alsın gitsin, bunu Karşıyaka’da diksin. Hiç müdahalemiz yok. Bu kadar ısrarlıysalar, buyursun alsın orada diksin. Çok daha heyecanlılar çok da talipler, eyvallah yapsınlar.”
Diğer bir anlatımla şöyle demek istiyor herhalde Başbakan R. Tayyip Erdoğan:
“Zaten ‘Gavur İzmir’den ve ‘Pis, kirli, sümüklü çocuk’tan başka bir şey beklemezdim.”

Haberin Devamı

İLERİ DEMOKRASİ ÜLKESİ!
KALEMİN yerini silahın...
Sevginin yerini kavganın...
Kucaklamanın yerini coplamanın...
Birleştirmenin yerini bölmenin...
Yapmanın yerini yıkmanın...
Özgürlüğün yerini tutsaklığın...
Demokrasinin yerini baskının aldığı ve ‘ileri demokrasi’nin uygulandığı bir ülke biliyor musunuz?
Ben biliyorum!

Haberin Devamı

blog
YÜKSEL ÇAKMUR: Kralların, majestelerin tayin ettiği bir mecliste olmaktansa, halkın içinde sıradan bir vatandaş olmayı her zaman yeğlemişimdir. Ülkeye demokrasiyi getirmeyi vaad eden bir partinin önce kendi içinde demokrasiyi işletmesi gerekmez mi? Bu bakımdan tüm üyelerin katılımıyla yapılacak bir ön seçimi çok önemsiyorum. Parti yöneticileri seçilirken naylon olmayan üye ve delegeler ne hikmetse milletvekili veya belediye başkan adayları belirlenirken naylon oluyor. Böyle bir garabet nerede görülmüş? Ama ben Sayın Kılıçdaroğlu’nun kurultayda verdiği sözü tutacağına dair umudumu taşıyorum.
AHMET ÇAKMAK: Gündemdeki konuları, özellikle CHP’de yaşanan gelişmeleri objektif olarak yorumladığınız için sizi yürekten kutluyorum. Partimizin içine tuttuğuz ayna bizi gerçeklerle yüz yüze bırakıyor. Ayrıca emeklilerle ilgili yazınız da benim ve benim gibilerin içinde bulunduğu durumu bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermiş.
ABDULLAH MERT: Ak Partiye oy verip de pişman olanlardan birisi de benim. Ülkenin nereden nereye geldiğini, getirildiğini gördükçe, bu gidişattan kendimi de sorumlu tutuyorum ve pişmanlığım bir kat daha artıyor.

GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA SİZ DE DÜŞÜNCE VE YORUMLARINIZLA YER ALIN