Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TAMAM, ölenle ölünmüyor, hayat devam ediyor...
Ancak...
“Bu kadar da olmaz” dedirten olaylar yaşıyoruz.
Toplum olarak ne zaman silkineceğiz?
Ne zaman kendimize geleceğiz?
Ne zaman kıvançta ve tasada birlik olacağız?
Ne oldu bizim güzel hasletlerimize?
Ne oldu birlik, beraberlik ve dayanışmamıza?
Nerede kaldı paylaşımcılık?
Nerede dostluk, barış, kardeşlik?
Bir yanda gencecik fidanlar üçer-beşer şehit oluyor...
Diğer yanda hiçbir şey olmamış gibi şenlikler, festivaller, eğlenceler tam gaz devam ediyor.
Eğlence mekanları dolup taşıyor.
Gazeteler, televizyonlar ‘yandaşlık’ ve ‘yağcılık’ yarışına devam ediyor.
Şehitleri, şehit cenazelerini ya görmezden geliyor ya da küçük görüyor.
Oysa...
Geçtiğimiz günlerde İzmir kadar nüfusa sahip olan Arnavutluk’ta meydana gelen trafik kazasında 14 kişi yaşamını yitirdi, ülkede ulusal yas ilan edildi.
Bizde ise bırakın trafik teröründe kaybettiğimiz yüzlerce vatan evladını...
Vatani görevini yapan askerlerimiz bölücü teröre kurban gidiyor.
Neredeyse her hafta 6 - 7 askerimizi şehit veriyoruz.
Ama...
Görünen o ki; sadece ateşin düştüğü yer yanıyor.
Sadece, cenazelerin kaldırıldığı yerleşim merkezlerinde acı ve öfke doruklara çıkıyor
Ülke yeniticileri ise hamasi bir kaç söz söylüyor o kadar...
Oysa...
Bölücü terör belasından kurtulmak için topyekün ayağa kalkmalıyız.
Madem, Türk - Kürt kardeşiz...
Madem, terörü yaratanlar ve kan dökenler kalleş...
Madem, birlik, beraberlik, vatan - millet - Sakarya diyoruz.
O zaman herkesin, hep beraber meydanlara çıkıp, bu bölücü terörü lanetlemesi gerekmiyor mu?
Ülkede bir süre ulusal yas edilmeli ve hepimiz başımızı iki elimizin arasına alıp bir kaç dakika da olsa vatan için kanını döken, canını veren şehitleri düşünmeliyiz.
Birileri, “Küçük Emrah” misali, 30 yıl önce ölenler için ağlasın, ağlamasına... (Geç de olsa).
Ama...
Biraz da bugünkü şehitler için gözyaşı dökelim.
Her şehit cenazesinde gündemi değiştirip, dikkatleri başka yerlere çekmeyelim.
Yazık...
Artık analar, babalar, eşler, çocuklar ağlamasın.
Artık ocaklar yanmasın.
Artık gencecik fidanlar kırılmasın, toprak olmasın.
Yeter artık!.
Yeteeeerrrrrr!.


Butik müzeler ve basın müzesi...
EGE Üniversitesi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin işbirliğiyle açılması planlanan ‘Basın Müzesi’ için bağışlar sürüyor.
Yapılan bağışlar daha şimdiden müzede birbirinden değerli çok sayıda objenin yer alacağını gösteriyor.
İşte bazı bağışlayanlar ve bağışlanan objeler:
Anadolu Gazetesi sahibi ve Başyazarı Haydar Rüştü Öktem’in İstiklal Madalyası...
Şeyh-ül Muhabirin Lütfi Rauf Aksungur’un arşivi...
Oğuzhan Kavaklı’nın ‘Basında ilk ve son sayılar’ koleksiyonu, önemli günlere ait gazeteler, faks, siyah-beyaz TV, basın arşivi, medya ile ilgili tezler ve fotoğraf makineleri.
Hüseyin Aslan’ın körüklü fotoğraf makinesi...
Şahabettin Bulut’un kamerası...
Kıbrıs Gazisi Dr. Ayhan Çekiç’in gazete arşivi...
Ve ben dahil çok sayıda gazetecinin yaptığı bağışlar.
Söz müzelerden açılmışken, bir süre önce gittiğim Avusturya’nın Viyana kentinde 70’ü büyük çaplı olmak üzere 250’nin üzerinde müze bulunuyor.
1.2 milyon nüfusu olan Viyana’da 250’yi aşan müze varken, 4 milyon nüfusa sahip İzmir’deki müzelerin sayısı iki elin on parmağını bile bulmuyor.
Ancak...
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın bu konudaki çabasını yabana atmamak lazım.
Başkan Tartan’ın, kente gelen yerli ve yabancı turistlerin ziyaret edebileceği ‘Butik müzeler’i hayata geçirme projesi gerçekten çok önemli.
Nitekim...
Bir süre önce hizmete açılan Oyun ve Oyuncak Müzesi’ni kısa sürede 7’den 70’e binlerce kişi ziyaret etti.
Şimdi sıradaki müzeleri bekliyoruz.
Tartan gibi, diğer belediye başkanlarının da müze açmasını diliyoruz.

‘Hayır’lı işler, bol kazançlar!
12 Eylül günü, kara para vurguncularına...
İşsizliğe ve yoksulluğa...
Türk askerine karşı düşmanlığa...
Bölücü açılımlara...
Yargıçların ‘kadı’ yapılmasına...
Laik Cumhuriyet düşmanlığına...
‘Hayır’ diyeceğiz.
Kısacası...
İşlerinizin ‘Hayır’lı, kazancınızın bol olması için...
12 Eylül günü oylarınız ‘hayır’lı olsun...

Çadır tiyatrosu
CHP Konak İlçe Başkanlığı, 12 Eylül’deki referandumda ‘Hayır’ oylarını artırmak için mahallelerde tiyatro sahneleyecekmiş.
Aslında buna hiç gerek yok.
Zaten ülkede kocaman bir ‘çadır tiyatrosu’ kurulmuş durumda...
Yönetmeni ve yazarı belli olan bir oyun oynanıyor.
Bizler de bu oyunu kuzu kuzu seyrediyoruz.