HAFTA içinde AKP İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay, Vali Cahit Kıraç’ı ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
“İzmir 10-15 yıldır megaköy olmuş durumda. Yerel yönetimler, maalesef hükümet bazında yapılan icraatları göstermemek istiyor.”
Eğer İzmir gerçekten ‘Megaköy’ ise bunun sorumlusu sadece yerel yönetimler mi?
Nasrettin Hoca’nın dediği gibi “Hırsızın hiç mi suçu yok?”
Yanlış anlamayın, burada kimseyi hırsızlıkla suçlamıyorum, sadece ‘teşbih’ yapıyorum.
Zaten, teşbihte hata olmazmış...
Neyse...
Gelelim asıl konumuza...
Son 10-15 yılda İzmir’in ‘Megaköy’ olduğunu iddia eden Akay, sekiz yıldır partisinin de merkezi iktidarda olduğunu unutmuş görünüyor.
Neden mi?
Çünkü...
Daha önce bu sütunlarda da dile getirdiğimiz gibi AKP iktidarı İzmir’i sekiz yıldır cezalandırıyor.
Kamu yatırımlarından İzmir’e yeteri kadar pay ayrılmıyor.
Öyle ki; geçen yıl Artvin, Şanlıurfa ve Diyarbakır’a yapılan yatırımlar bile İzmir’i üçe beşe katlamıştı...
Tamam...
Kamu yatırımlarında ayrım yapılıyor...
Bunu bilmeyen kalmadı.
Peki...
Kırsal kalkınmaya yönelik çalışmaların yapıldığı KÖYDES ödenekleri nasıl dağıtılıyor?
Hiç merak ettiniz mi?
Nitekim, CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı merak etmiş ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi vermiş.
Baratalı’nın aldığı yanıt, AKP iktidarının İzmir’e bakış açısını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Yılmaz’ın verdiği yanıta göre; 2005-2010 yılları arasında köylerin altyapılarını desteklemek amacıyla illere gönderilen ödeneklere bakıldığında Diyarbakır, Trabzon ve Şanlıurfa’ın ilk üç sırada yer aldığını İzmir’in ise 49’uncu sırada olduğunu görüyoruz.
2005-2010 yılları arasında İzmir’de 345’i içme suyu, 407’si köy yolu olmak üzere uygulanan toplam 752 proje için tahsis edilen toplam ödenek 64 milyon 543 bin TL’yi bulurken, aynı dönemde Diyarbakır’a gönderilen ödenek 224 milyon 164 bin TL olmuş.
KÖYDES yardımlarının 5 yıllık dökümlerine bakıldığında AKP’nin gerçek yüzünün bir kez daha ortaya çıktığını savunan CHP Milletvekili Baratalı, “AKP her fırsatta popülizm yaparak İzmir’e ve İzmirlilerin değerlerine saldıracağına, İzmir’i ve İzmirliyi anlamaya kalksaydı ülke bu duruma gelmezdi. Ülkemizin üçüncü büyük ekonomisini oluşturan ve bunu kendi özkaynakları ve girişimciliğiyle gerçekleştiren İzmir’in KÖYDES ödenekleri açısından 49’uncu sırada yer alması bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermektedir. AKP’li yöneticiler, her fırsatta İzmir’i ve yerel yönetimleri aşağılamaktan artık vazgeçsin ve bu kentin halkına nasıl önyargılı baktıklarını artık itiraf etsinler. Çünkü, İzmirli, AKP’nin takiyeci zihniyetini, ne yapmaya çalıştıklarını ve halkın yaşam biçimini nasıl çaktırmadan değiştirmeye çalıştıklarını çok iyi biliyor. AKP zihniyeti herkesi kandırabilir ama İzmir halkını kandıramazlar” diye konuştu.
Daha önce İzmir’in kamu yatırımlarından aldığı payı gündeme getiren Baratalı, bu kez KÖYDES ödeneklerini gözler önüne sererek bir gerçeği daha görmeyenlerin gözüne sokuyor.
2005 -2010 dönemi köydes projesi ödeneklerinin iller bazında dağılımı
İLLER ÖDENEK (BİN TL)
1- Diyarbakır 224.164
2- Trabzon 215.113
3- Şanlıurfa 213.476
4- Ordu 188.295
5- Samsun 177.508
6- Van 174.113
7- Erzurum 173.297
8- Kastamonu 167.072
9- Giresun 157.127
10- Ağrı 153.682
49- İzmir 64.543
İzmir hainleri artıyor mu?!!!
ESKİ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi ile Yeni Kent Merkezi’nin Bayraklı’daki gökdelenler projesini yargıya taşıdı.
‘Vay sen misin?’ yargıya taşıyan denildi ve günah keçisi yapıldı, hedef tahtası haline getirildi. Kimileri tarafından da ‘hain’ ilan edildi. Oysa...
Bayraklı’daki plana İzmir’in bazı ünlü ailelerinin de itiraz ettiğini biliyoruz.
Yine bir süre önce işadamı Uğur Yüce, Gaziemir’deki Yeni Fuar Alanı Projesi’nin yetersizliğine dikkat çekti.
Yani...
Demem o ki; eğer bir proje, bir plan yanlış ise buna karşı çıkmak, eleştirmek hainlik olmamalı.
İş başında bulunanlar, erki elinde tutanlar ‘ben yaptım oldu’ anlayışından vazgeçmeli ve vatandaşın sesine kulak vermelidir.
Ve bir şiir
“...Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, / ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. / Vatan çiftliklerinizse, / kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, / vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, / vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, / fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, / vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, / vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, / ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, / vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, / Amerikan donanması, topuysa, / vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, / ben vatan hainiyim. / Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: / Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
BLOG
Nurettin Gelmez: Cüzdanın kabarıklığından başka hiçbir özelliği olmayan, “Sol”u sadece trafik işaretlerinden öğrenenler partinin İzmir’de patronuymuş gibi davranıyor. Daha önce önseçimi istemeyenler şimdi önseçim havarisi oldular. Parti içinde, parti içi demokrasiyi dillerinden düşüremeyenler samimi değil. Demokrasiyi ve önseçimi savunan İl Başkanımız, sözlerinde samimi olsaydı, il yönetimini belirlerken
20 gün adam arayacağına tüm üyelerin katılımıyla veya eğilimle yönetimini belirlerdi. Böylece genel merkeze İzmir’in önseçim konusunda duyarlılığını ve samimiyetini gösterir, diğer partilere de örnek olurdu.