Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“BÜKEMEDİĞİN eli öpeceksin” diye boşuna dememişler...
2008’de içme suyunda arsenik oranı yüksek çıktığı gerekçesiyle İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile birlikte, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu topa tutan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, geçen hafta içinde İzmir’deydi...
Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde İSKİ ve iktidara geldiği 2002’de DSİ Genel Müdürlüğü görevlerinde bulunan Bakan Eroğlu, Büyükşehir Belediyesi’nin Menemen’de yaptırdığı atıksu arıtma tesisini hizmete açtı.
Çok sayıda atıksu arıtma tesisi yaptığı için Kocaoğlu’na teşekkür etti.
İki yıl önce arsenikli su konusunda hedef tahtası haline getirip suçladığı CHP’li Kocaoğlu’nu bu kez övdü ve bükemediği eliyle tokalaştı!
İzmir’de bir dizi temaslarda bulunan Eroğlu, sanayicileri de dinledi.
Sanayiciler, yatırımlarda çevre konusunda karşılaştıkları bazı sorunları gündeme getirdi, bürokrasiden yakındı.
Oysa...
İzmir’in yıllardır çözüm bekleyen çevre sorunlarının baş sorumlusu kim?
Daha çok para kazanma hırsı içinde olanlar değil mi?
Körfez neden kirlendi, kim kirletti?
Gediz Nehri, Nif Çayı neden simsiyah akıyor?
Aliağa ve Foça yöresindeki hava kirliliği neden oluşuyor?
Kentin dört bir yanındaki çürük diş misali taş ocaklarını kim işletiyor?
Orman ve tarım alanlarının imara açılması için kim uğraş veriyor, baskı yapıyor?
Çevreyi kirletmek, tahrip etmek çok kolay...
Temizlemek, onarmak çok daha zor ve pahalı...
Bu nedenle “Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı,biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık” atasözünü anımsatıyor ve Bakan Eroğlu ile Başkan Kocaoğlu arasındaki ‘su sızdırmaz yakınlaşmanın’ İzmir için hayırlara vesile olmasını diliyorum.


İhtisas komisyonları ve ‘Al gülüm ver gülüm’
YEREL yönetimlerde bir yıl geride kaldı.
İlçe belediyelerde, yeni dönem için meclislerde ihtisas komisyonları belirlendi.
Şimdi sıra Büyükşehir’de...
Eski komisyonlarla devam mı yoksa tamam mı?
Başkan Kocaoğlu’nun hazırlayacağı liste grupta aynen kabul edilecek mi?
Yoksa...
Partinin meclis grup başkanı olan Ekrem Bulgun tüzük ve yönetmelikleri uygulayarak meclis üyelerinin, mesleklerine ve ihtisaslarına göre komisyonlarda görev almalarına zemin hazırlayacak mı?
Önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Bu arada söz komisyonlardan açılmışken, daha önce Kocaoğlu’nun danışmanı Bilgin Erünal’ın ortak olduğu Bozyaka’daki arsaya “Metropolitan Aktivite Merkezi” yapımına “olumsuz rapor” veren Karabağlar Belediyesi’nin imar komisyonundaki üyelerin bu kez “olumlu rapor” vermeleri bana oldukça anlamlı geldi.
Danışmanın arsasına özel imara meclis de onay verdi.
Önümüzdeki günlerde Karabağlar ile Büyükşehir Belediyesi arasında umarım “çetrefilli” konular yaşanmaz ve “Al gülüm, ver gülüm” vaziyetleri olmaz..



Kocaoğlu, bataklıkta açan bir çiçek mi?
MHP İzmir İl Başkanı, Başkan Kocaoğlu’nun bir yıllık icraatlarını değerlendirirken şöyle dedi:
“Kocaoğlu oyu, bu kenti Atatürk ile viyadüğün arasına sıkıştırarak aldı. Başbakan ve CHP Lideri’nin oluşturduğu istismar bataklığından nilüfer çiçeği gibi Kocaoğlu çıktı.”
Gerçekten de nilüfer çiçeği genellikle yavaş akan ırmak kenarları, göl, gölet ve bataklıklarda yetişir veya yetiştirilir. Şimdiye kadar gördüğümüz bitkilerden farklı olarak kökleri suyun altındaki toprağa yerleşmiştir.
Yaprak ve çiçekleri ise su üzerindedir.
Şifalı bitkiler arasında gösterilen bu çiçek, uykusuzluğa, sinirsel rahatsızlıklara ve cinsel arzuları frenlemeye karşı kullanılıyor.
MHP’li Dervişoğlu’nun, Kocaoğlu’nu nilüfer çiçeğine benzetmesi iyi mi, kötü mü? Yorumu size bırakıyorum.