TATİL bitti, okullar açıldı, caddeler, sokaklar, okullar cıvıl cıvıl...
1 Ekim’de de TBMM, yeni dönem çalışmalarına başlayacak.
Siyaset arenası hareketlenecek.
Çünkü...
Önümüzdeki aydan itibaren yoğun bir kongre rüzgârı esecek.
Örneğin; AKP 3 Ekim, DTP 4 Ekim, MHP de 8 Kasım’da büyük kongrelerini gerçekleştirecek.
Birleşme çalışmalarını tamamlayan DP ve ANAP kongreleri de 31 Ekim veya 1 Kasım’da toplanacak.
CHP’de ise yeni kongre takvimi belli olacak ve önce delege seçimleri yapılacak.
Ardından, ilçe ve il kongreleri ile kurultay gerçekleştirilecek.
Halen meclis içinde ve dışındaki partilerde böylesine hareketlilik yaşanırken, yeni parti kurma çalışmaları da hız kazandı.
Nitekim; uzun zamandır Türkiye Değişim Hareketi olarak yurdun dört bir yanında çalışma yapan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül oldukça iddialı olduğunu ‘dosta -düşmana’ gösterdi.
Yurdun dört bir yanından gelen kurucu adaylarla İstanbul’daki Abdi İpekçi Spor Salonu’nda yapılan toplantı, partileşme sürecindeki hareketin gücünü ve iddiasını da gözler önüne serdi.
Bu toplantıya, İzmir’den de tanıdık bir isim katıldı.
Sarıgül’ün ‘kurucular kurulu’ nda yer almasına kesin gözüyle bakılan Ege -Koop
Genel Başkanı Hüseyin Aslan, İzmir’den giden kalabalık gruba liderlik yaptı. Zaten Aslan, Banu Şen’in Milliyet EGE’de hafta başında yayınlanan söyleşisinden sonra telefonlara yanıt vermekten, kendisiyle görüşmek isteyenlerle görüşmekten neredeyse asıl işlerini yapamaz olduğunu söyledi.
Türkiye Değişim Hareketi içerisinde yer almasıyla ilgili haberlerin basında yer almasından sonra toplumun çeşitli kesimlerinden çok büyük ilgi gördüğünü belirten Aslan, “Bu kadar ilgiyi doğrusu beklemiyordum. Çoğunluğu kadın ve genç yüzlerce kişi ya telefon ederek ya da bizzat Ege Koop’a gelerek benimle görüşmek istediğini söyledi. Değişik meslek guruplarında çok sayıda kişi, bu hareketin içinde olmak istediğini, gerekirse ilçe ve il örgütlerinde görev alabileceklerini ifade etti. Ben de isimleri not ettim. Partinin kuruluşu aşamasında bu arkadaşlarla birlikte yola çıkacağız. Zaten partinin kuruluş dilekçesini Ankara’da en az 100 bin kişiden oluşan muhteşem bir kalabalıkla vermek istiyoruz. Sayın Sarıgül’ün iddiası böyle. Eğer, 100 bin kişiyle Ankara’da olamıyorsak, o zaman Başbakanlığın anahtarını zor alırız” diyor.
Hiç bir zaman koltuk peşinde olmadığını savunan Aslan partide verilecek her türlü göreve hazır olduğunu belirtiyor ve şöyle diyor:
“Eğer amacım, hedefim sadece milletvekili olmak olsaydı, şimdiye kadar çoktan milletvekili olmuştum. Koltuk peşinde değilim. Benim için şu an Ege -Koop Genel Başkanlığı, milletvekilliğinden çok daha önemli. Çok önemsediğim, çok onur duyduğum, gurur duyduğum bir görev. Ama bu görevi yaparken Türkiye’nin içinden geçtiği şartlara da göz yummak ya da seyirci kalmak da insanın içinden gelmiyor. İçine sindiremiyor insan bazı şeyleri. Önemli kişilerin fikirlerini alacağım. Tek başıma karar vermek istemiyorum. Ege -Koop camiasıyla, çevremle, vatandaşlarla görüştükten sonra ülkemiz için siyaset yapmaya talip olacağız.”
Anlaşılan, havaların soğumaya başladığı şu günlerde siyaset epeyce ısınacak.
CHP’deki bazı isimlerin geçmişi ve bugünü...
HAFTA içinde telefon eden Kemal Öztürk isimli bir okuyucumuz 10 Ocak 2005 tarihli Milliyet EGE’de çıkan bir haberi faksladı.
Haber şöyle:
CHP Kurultay’ı öncesi Deniz Baykal’a karşı harıl harıl çalışan eski genel sekreter, Denizlili Adnan Keskin, İzmir’de bir grup partiliyle görüştü. Kurultay öncesi kulis yaptı. Keskin de, adeta hedef tahtası haline gelen eski kader arkadaşı Baykal’a çok ağır sözlerle yüklendi, özetle şöyle dedi:
“CHP eğer yeniden cazibe merkezi olmak istiyorsa, halkın umudu olacaksa, yeni bir yüz, yeni bir solukla yoluna devam etmeli. Yönetim tamamen değişmeli. Halka rağmen, halktan kaçarak siyaset yapılmaz. Deniz Bey toplumdaki değişim özlemini dikkate almıyor, bunun önüne set çekiyor.
Tehditle şantajla bir yere varılmaz. Partiyi tekke gibi yönetiyor. O şıh, etrafındaki yöneticiler de müridi gibi. Partinin en yetkili kurullarını suçluyor. Suç işliyor. Korku rüzgarı estirerek sindirmek istiyor. Çift kişilikli. Geç tanıdım, gazabından kurtuldum. Darısı partimizin başına.”
29 Ocak’ta yapılan CHP Kurultayı’nda Baykal’ın aleyhine çalışan Keskin, şu anda Türkiye İş Bankası yönetim kurulu üyeliği yapıyor.Yine Milliyet EGE’de aynı gün İzmir delegelerinden bazılarının kurultayda takınacağı tavır şöyle yansımış:
Ali Zeybek: Genel yapıdan memnun değilim. Üçüncü yol ağır basıyor. Aslında ben kişilerin peşinde değilim. Yıllar önce Ecevit’in peşinden gittik, ağzımızın payını aldık. Mevcut yapı ile bu iş olmuyor, parti iyi gitmiyor. Kurtuluş için bu yapının değişmesi gerekiyor. Partinin önü açılmalı.
Mehmet Türkbay: Şimdiye kadar Baykal ile siyaset yaptık. Ama bundan sonra tövbe. Kurultay sürecinde kadroları göreceğiz. Tek başıma değil, tabanda siyaset yapanlarla, ön seçim sözü verenlerle, ben yaptım oldu demeyecek olanlarla birlikte olacağım.Padişahlık dönemi bitsin
Hüseyin Şahin: 30 yıllık partiliyim. Kimseye diyet borcum yok. Çünkü diyet ödemek siyasi ahlaksızlıktır. Bizim oyumuz pazara düşmez. Bugün partimizin başarısız olmasının sebebi mevcut kadrolardır. Ben bunlara oy vermem. Partimin siyasal kimliğini ayakta tutacak insanlardan yanayım. Bunlar gitsin de, kim gelirse gelsin anlaşında da değilim. Ama şu bir gerçek bugün toplumun tamamı genel merkeze karşı. Eğer bu partiyi iktidara getirmek istiyorsak değişim şart. Benim tercihim kesinlikle Baykal olmayacak.20 yıldır yanlış yapmışız.
Ali Sözer: Baykal kazanırsa parti kaybeder. Toplum Baykal gitsin diyor. Ben kalsın diyemem. 20 yıldır yanlış yapmışız. Ben Sarıgül diyorum. Çünkü siyasete heyecan getiriyor. Çünkü partiyi iktidara taşıyacak, gençliği ve dinamizmi onda görüyorum.
Sıtkı Kürüm: Partide genel başkanlık sorunu yok. Yaratılan suni bir gündemdir. Herkes aday olabilir. Sonuç değişmeyecektir. Oyum Baykal’ın.
Yukarıdaki isimlerden bazıları şu anda CHP’de değil...
Ama...
Bazı isimler iyi yerlerde...
Önümüzdeki günlerde CHP’de yapılacak delege seçimleri ile ilçe ve il kongrelerinden sonra da önemli kopmalar olabileceği şimdiden konuşulmaya başladı bile...
Yaşayıp, göreceğiz...