'Bir devrim hareketi'

19 Haziran 2007

Ada İran Şahı Rıza Pehlevi gelecek ve Atatürk devrimlerini inceleyecek.Atatürk, yakın arkadaşlarını Çankaya Köşkü'nde topluyor. "Şah için nasıl bir program yapalım?" diye soruyor.Kimi Orman Çiftliği'ne götürmeyi öneriyor, kimi "Merinos'u gezdirelim" diyor.Beğenmiyor önerileri Atatürk:"Bütün bunlar İran'da da var. Onlarda olmayan bir şey yapmalı, farkımızı ortaya koymalıyız." Aklında bir şey olduğu belli... Sofradakiler merakla bekleşirken kararını açıklıyor:"Opera yapacağız!"* * *İşte ilk Türk operası Özsoy'un doğuş sahnesi bu...Atatürk operanın konusunu da kendisi belirliyor. İranlıların Şeyhnamesi'nden esinlenmiş bir destan planlıyor:Öykü, Hakan Feridun'un ikiz oğulları Tur ile İraç üzerine kurulu...İkizler doğduğunda şeytanın gazabı onları birbirinden ayırıyor.Ayrı yollara gidip birbirlerinden uzaklaşıyorlar.Ama yüzyıllar sonra buluşup kardeş olduklarını anlıyorlar.Tıpkı "ayrı yollara giden ikizler" Türkiye ve İran gibi...* * *Bunu yazması için Münir Hayri Egeli'ye veriyorlar. Librettoyu Egeli yazıyor. Sonra besteci arayışına girişiliyor. Adnan Saygun akıllarına geliyor.Saygun, devlet bursuyla gönderildiği Paris'ten yeni dönmüş. Musiki Muallim Mektebi'nde hocalık yapıyor. Henüz

Yazının Devamı

Kimin Ekspresi?

18 Haziran 2007

Ada 32 yıl gecikmiş bir özür bu...Kahramanının nedamet getirmesini haklı kılacak kadar ırkçı bir filmdi Geceyarısı Ekspresi... Ben burada filmden ziyade, Hayes'in işkence görmesine ve ağır mahkûmiyetine yol açan olayın arka planını anımsatmak istiyorum.Çünkü işin, hâlâ güncel olan bir boyutu var.* * *2. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'de uyuşturucu patlaması yaşanmıştı. O kadar ki 1968 seçim kampanyasında Nixon'ın temel vaatlerinden biri, uyuşturucu sorununu çözmekti.Eroinin hammaddesi olan afyon, yasal olarak 10 kadar ülkede üretilmekteydi. Bunlar arasında Türkiye de vardı (Ayrıntılı bilgi için bkz: "Türk Dış Politikası", Cilt 1, Prof. Dr. Baskın Oran, İletişim, 2001). "1969'dan itibaren, Nixon yönetimi ülkeye giren eroinin yüzde 80'inin Türkiye kaynaklı olduğu iddiasını dillendirmeye başladı. Basında Türkiye'yi suçlayan haber ve makalelerin sayısı arttı."Aslında Türkiye'de bir yılda üretilen afyon, ABD'deki eroin bağımlılarının bir aylık ihtiyacını bile karşılamaya yetmiyordu. Yine de Amerika, haşhaş üretimini tamamen durdurması için Türkiye'ye baskı yapıyor, Demirel hükümeti ise bu baskıya direniyordu. Ancak 1970'te ABD Dışişleri Bakanı Richardson, "Haşhaş üretimini durdurmazsanız

Yazının Devamı

Sırat köprüsüne çıkarken...

16 Haziran 2007

Ada Ama onları sürüklediğimiz bu sırat köprüsünde ne söylense boş...Öğüt almaktan da vermekten de hiç hazzetmeyen biri olarak sınava gireceklere o köprüye ve ötesine dair satırlar aktarmak istiyorum bugün...Bir ustanın, çırağına tavsiyeleri bunlar...Sadece sınavda değil, hayat boyu işe yarayacak yol haritaları, kelam paftaları...* * *Öğüt alan gencin adı İbrahim...Denizli'den İstanbul'a gelmiş, ekmek peşine...Marifeti, kalemi...Bir arzuhalci yanında işe girmiş, asker mektubu yazar, isteyene portre çizermiş.Bakmışlar ki, "ressamcı" pek mahir, çizdiklerini Roben derler bir ustaya göstermişler."Dalında mektep adam"mış Roben... Bakmış çizimlere, "Evlat" demiş, "Eğer bu işe gönül vereceksen, pazarları bizim eve uğra; bir iki saat çalışır, laflarız."2 yıl her pazarı Roben ustayla geçirmiş İbrahim...Resim kadar, insanlık da öğrenmiş.* * *2 yılın sonunda talebesini uğurlarken "İyi gidiyorsun İbrahim" demiş Roben Usta, "...ama yetmez, daha da hızlan..."Ağaç çizme, kendi ağacını resimle; deniz senin denizin, kadın senin kadının; kullandığın her renkte senin tonların olmalı. Bu yolculuk, bitmez tükenmez cesaret ile dev gibi inatlar ister." "Dünden kalmış ne varsa öğren, bil ve ona saygı duy.

Yazının Devamı

Çocuk mu kandırıyorlar?

14 Haziran 2007

Ada Güvenlik zirvesinden çıkan "Uyum içindeyiz" açıklaması onu andırıyor.Hükümet ile Genelkurmay'ın arası böyle bal şekerdi de, niye birbirleri aleyhine bunca açıklama yaptılar?Neden bu kadar kritik bir dönemde, şu efsanevi "devlet ciddiyeti"ne yaraşır şekilde, baştan bu zirveyi toplamak ve uyum görüntüsü vermek yerine "Hükümet talimat versin", "Yok asker istesin" diye çekiştiler?Niye Genelkurmay Başkanı K. Irak'a askeri müdahale gerektiğini söylerken Başbakan, hem de tam zirve öncesi "Dışarıyı boş verin, içeriye bakın" demecini verdi?Sorunun bir boyutunun da dışarıda olduğunu, dolayısıyla işin "içinin dışına karıştığını" bilmiyor muyuz? Sınır ötesi operasyonun kolay olmadığını anlayınca hükümetin "Eh içeri bakalım madem" diye dümen çevirdiğini görmüyor muyuz?Çocuk mu kandırıyorlar?* * *Sivillerden refleks talep eden devletin şu son dönemki savunma refleksine ilişkin söylenebilecek tek kelime var:Fiyasko!Anafartalar saldırısından sonra yetkililerin açıklamalarından kurumlar arasındaki uyumsuzluğa, kamuoyu önündeki laf yarıştırmalardan halkı sokağa çağıran gece yarısı açıklamasına, o açıklamanın yanlış adamlarca yanlış anlaşılıp düzeltilmesine ve nihayet artık tamamen

Yazının Devamı

Aleviler ve MHP

12 Haziran 2007

Ada İlgili, kalabalık bir kitle önünde 3.5 saat siyaset tartıştık."Diaspora Alevileri"nin Türkiye siyasetindeki ağırlığının giderek arttığı düşünülürse, bu ilginin kıymeti daha iyi anlaşılır.* * *Seçim yaklaştı ya, Aleviler yine parti vitrinlerinde, ekranlarda, gazetelerde konuşmaya, konuşulmaya başladı.Aleviler hep "CHP'nin oy deposu" olarak görüldü. Ancak bu seçim farklı... CHP'nin söz verip çağırdığı bazı Alevi kökenli adayları arka plana itmesi, hele bazılarının yerine eski MHP'lileri getirmesi, Alevi örgütlerinde tepki yaratmış. Kafalar iyice karışmış.CHP'yi hâlâ "kötünün iyisi" görenler olsa da "Bunca yıl oy verdik de ne oldu? Başka çare arayalım" diyenler de çok... Kimisi bağımsız sol veya Alevi adaylara meylediyor, kimisi diğer partilerden medet umuyor.Alevilerin gündeminde de bu var:Sağda aniden zuhur eden "Alevi sempatisi..."Hele AKP'nin ve MHP'nin vitrine Alevi adaylar çıkarması, hayret verici bulunuyor. Daha önce de bu partilerin Alevi adayları oldu belki; ama "Alevilik vurgusuyla" ilan edilmeleri ilk kez oluyor.* * *MHP ve AKP'de boy gösteren Alevi adayları "yol düşkünü" diye aforoz edenler var. Onlara göre bu, "pazara kadar" sürecek bir işbirliği... Seçimin ertesi

Yazının Devamı

İkarus'un düşüşü

11 Haziran 2007

Ada Babası, oradan kaçmanın bir yolunu bulur.Kendisine ve oğluna dev kanatlar yapar. Balmumuyla omuzlarına yapıştırır bu kanatları... Onlarla özgürlüğe havalanacaklardır.Babası, İkarus'a çok alçaktan uçarsa nemli havanın kanatlarını ağırlaştıracağını söyler. Çok yükseğe çıkarsa da güneş, balmumunu eritecek, kanatları yakacaktır.İkarus anlamış görünür; ama semayı ufukta görenlerin yükselmesini engellemek ne mümkün...Aydınlığa doğru yükseldikçe yükselir İkarus... Ta ki güneş, kanatlarını tutan balmumunu eritene kadar...O zaman, yanık kanatlarla Ege'nin sularına düşüp kaybolur.Azat olmanın, tırmanmanın, aydınlığa uçmanın karşı konulmaz çağrısı, ona pahalıya mal olmuştur. * * *Ufuk Güldemir, İkarus'uydu Türk basınının...Onun kadar tutkundu hürriyetine...Bilgi için, haber için, her tehlikeyi göze alacak kadar gözü kara ve ona ulaşana dek yılmayacak kadar tutkuluydu.Güneş, yükselmesini sağlayan kanatlarını kavurduğunda dahi vazgeçmedi yükselmekten... Bu, hürriyetin bedeliydi.Ve geri dönmek, ona göre değildi.* * *Geçen yıl "avcılığı ona yakıştıramadığımı" belirttiğim yazıma öfkelenmişti. Ayşe Arman'la yaptığı söyleşide İkarus benzetmesini yapmış ve şöyle demişti: "Ben ona iyilik ve

Yazının Devamı

Bel altı

9 Haziran 2007

Ada Posterde bir yer yatağı...Yer yatağının üstünde bir battaniye...Battaniyenin üstünde iki çıplak...Üstte esmer bir kadın; altta bıyıklı bir erkek...Posterde erkeğin bir milletvekili olduğu yazılı...Meclis albümüyle karşılaştırdım; fotoğraftaki hakikaten de o...Adeta merkez sağa, "Birleşme öyle olmaz, böyle olur" diyor.İsminin üstünde şu slogan var:"Bir dönem daha hizmet vermeye hazırım!"* * *Buradan da anlayabileceğimiz gibi adayların ilanıyla birlikte "siyasette bel altı vurma sezonu" açıldı.Kuşkunuz olmasın, seçime kadar ihbar kampanyamız her türden adam asma, çamur atma, çelme takma, iftira, şantaj, fotomontajla sürecektir."Niye ben değil de o" kompleksiyle başlayan, öndeki koltukları lekeleyerek temizleme yarışında ar, ahlak, ilke gözetilmeyecektir.Nefsine yenilmiş siyasetçilere dair asılsız kent masalları, ahlaksız ses bantları, uygunsuz yatak fotoğrafları elden ele gezdirilecek; bir süre internet, aday olamamış muhteris aday adaylarının intikam zemini olarak hizmet verecektir.* * *Türkiye'de çok partili demokrasiyle yaşıt bir arsızlık geleneği bu...Daha ilk seçimde birileri CHP'nin renkli Genel Sekreteri Kasım Gülek'in kolej mezuniyet cüppesiyle çekilmiş fotoğrafını

Yazının Devamı

Kuzey Irak'a bölgeden bakınca...

4 Haziran 2007

Ada Diyarbakır'da Mehmet Uzun'la... Şeyhmus Diken'le bizi karşılarken aklı romanında, kulağı bölgeden gelen haberlerde...Geçen yıl Kuzey Irak'a ödül almaya gitmiş; sık sık o bölgenin siyasetçileriyle görüşüyor."Aynı ulusun fertleri olarak Kürt sorununa barışçıl bir çözüm istiyorlar. Silahla çözüm umudu görmüyorlar. PKK'nın silah bırakması için çaba sarf ediyorlar" diyor Uzun; "...ama Türkiye'deki Kürtlerin siyasetine doğrudan müdahaleleri söz konusu değil..." Mehmet Uzun Kürtçenin en büyük yazarlarından biri... Geçen yaz, uzun İsveç sürgününden hasta olarak döndü doğduğu topraklara... Şifa buldu Diyarbakır'da... Şimdi gül bahçesinin ortasındaki masasının üzerinde "Auerbach'ın Umudu" duruyor; yeni romanının adı bu... Lakin Güneydoğu'ya her gidenin hissedeceği gibi Barzani'nin kapsama alanı genişliyor."Millet Barzani'yi seviyor. Bu çok açık... Bütün kesimlerden bir sempati söz konusu..." diyor Uzun:"Aslında oradaki Kürt oluşumu, Türkiye'nin de yararınadır. Laik, demokratik, çoğulcu bir yapı kuruluyor. Ama sen komşunun devlet başkanını kabul etmiyorsun. Ona karşı en aşırı milliyetçilerle işbirliği yapıyorsun."Peki asker gerçekten gözünü karartıp Kuzey Irak'a girerse ne olur?"Bugüne

Yazının Devamı