Gerdek kapısında 1 milyon insan

14 Mayıs 2007

Ada Dalları ay-yıldızdan bir ormana dalar gibi içine daldığınızda al-sancak kımıldıyor, inançla gürlüyordu.Tandoğan'a, Çağlayan'a Ege'nin rengini eklemişti.Anaçtı, canlıydı, gençti; hem görüntü, hem söylem olarak...Çatık kaşlı, öfkeli, hınçlı değildi; güler yüzlü, umutlu, coşkulu, sivildi.Onlar "gâvur"sa, gâvur olasınız gelirdi.Yine bir "kadın ihtilali"ydi. Laik yaşam biçimlerinin tehdit edildiğine ve en ağır bedeli kendilerinin ödeyeceğine inanan kadınlar, kızlar, anneler, önceki gün patlayan bombanın saldığı korkuya aldırmayıp çocuklarını, kardeşlerini alıp gelmişler, mitingde başı çekmişlerdi. Yüzünü Ege'ye dönmüş, bir kolu Konak'ta Pasaport Meydanı'na, diğer kolu Alsancak'ta limana uzanmış kırmızı-beyaz bir devdi dün İzmir... Çok partili hayatın ilk büyük mitingini 1930'da Serbest Fırka burada yapmıştı; son büyük mitinge, yine İzmir imza attı."İyi ki İzmir var" dedirtti.Kürsüye zaman zaman öfke hâkim olsa da meydanda esprili bir dil ve zekâ örneği pankartlar vardı.El yazısı bir pankartta şöyle yazıyordu:"Babamı da getirdim, anladın sen onu".Kalabalık bir grup "Türkiye ayıldı, imam bayıldı" diye bağırıyordu. Seçime çağıranlar "Tatile gitmeden ampulü söndür" diyordu.Bir başkası

Yazının Devamı

Tatilde kim sandığa gider?

12 Mayıs 2007

Ada "Oysa 'öbürleri', erkenden kalkıp sandık başında kuyruğa girecekler"di."'Bizimkiler' sıkıntıya gelmez"di.O seçimden önce Verso Siyasal Araştırmalar Merkezi kamuoyunun nabzını yoklamış ve çok basit bir soru sormuştu:""Seçim günü sandığa gittiğinizde uzun bir kuyruk olsa bile, oy kullanmak için beklemeyi göze alır mısınız?""Beklerim" diyenler en çok HADEP (yüzde 96) ve MHP'den (yüzde 90) çıktı.Peki en az bekleyecek olanlar:ANAP'lılar (yüzde 70) ve DYP'liler (yüzde 75)...Sonuç ne oldu?MHP, 1995 seçiminde yüzde 8 olan oyunu yüzde 18'e çıkardı. HADEP'in oyları 1 milyondan 1.5 milyona çıktı. DYP ve ANAP 1995'te yüzde 19'ar oy almışlardı. ANAP yüzde 13'e, DYP yüzde 12'ye indi.Bu sonuç, temmuzda, tatil sezonunda yapılacak genel seçim için size bir şey söylüyor mu?* * *Tepki partilerinin seçmeni daha kararlı ve ısrarcı olur.Kararsız seçmen, küser ya da üşenir.1999 seçimlerinde katılım oranı yüzde 87 idi. 2002'de yüzde 79'a indi. 2004'te yüzde 76'ya düştü. O seçimde 43 milyon seçmenin 33 milyonu oy kullandı. Yani 10 milyon seçmen sandığa gitmedi.Son 3 seçimdir katılım, istikrarlı bir şekilde düşüyor.Son 3 seçimdir istikrarlı bir şekilde düşen bir şey daha var:Kendine sol diyen

Yazının Devamı

Korkma!

10 Mayıs 2007

Ada Çünkü o marş yazıldığından beridir korkularla yaşıyoruz biz. Kâh "İrtica her an hortlayabilir" diye... Kâh "Bu kış komünizm gelecek" diye....Kâh "Cumhuriyet elden gidiyor" diye...Her kuşağa bu korkular demetinden bir dehşet payı düştü. Komünistler, mürteciler, bölücüler, misyonerler sırayla kâbusa dönüştü. Upuzun bir korku tünelinin allı yeşilli kostümlere bürünen ve sık sık zuhur eden ecinnileri gibi bizi korkudan korkuya sürüklediler. Korktukça sımsıkı sarıldık altımızdaki koltuklara; o koltuğun konforsuzluğundan, ortamın ışıksızlığından yakınmadan...Sadece korkarak ve bu karanlık tünelin sonunda ışığa kavuşacağımızı umarak...* * *Biz bitmesini bekleyeduralım; korkular seçime giriyor bu kez... Temmuz sıcağında oylarımız değil, kaygılarımız yarışacak.Korkular önce devlet büyüklerinin konuşmalarına sızdı. "Bugüne kadarki en büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz" zihnimize kazındı. Asker bunu doğruladı. Korkunun dozu arttı. Ve meydanlar ayaklandı.Kimimiz "Köşk'ü ele geçirecekler" diye korkuyor; kimimiz "Din elden gidecek" diye... "İstikrar bozulur", "Sermaye kaçar" ya da "Borsa düşer" diye korkanlar da var. Kimine göre "Arazilerimiz yağmalanıyor", "Misyonerler altımızı

Yazının Devamı

Anadolu ne diyor?

8 Mayıs 2007

Ada İyi de ne diyecek?Bu soruyu Anadolu'nun değişik kentlerinde tecrübesine, sezgisine güvendiğim birkaç dosta sordum. Gözlemlerini özetliyorum:* * * Hakem, maçı oynanırken durdurdu. Ve top, seçmenin ayağına geçti. Skoru sandık söyleyecek. "AKP'nin cumhurbaşkanı seçememesi ve geri adım atmak zorunda kalması bir zafer havası yarattı.İzmir bayram yeri gibi... Ticaret Odası evlere 100 bin bayrak dağıttı. Herkes bayrak astı. Hâlâ kapışılıyor. Bu hafta sonu Türkiye'nin en büyük mitingini yapma iddiası var. Solda birlik de umut yarattı. Oradan bir ittifak kararı çıkarsa, hele iki lider bunu İzmir mitinginde el ele açıklarsa büyük bir sinerji doğar. Ve oylar oraya akar. İzmir Başbakan'ın "gâvur" imasını unutmadı daha... Bunu sandıkta cezalandıracaktır. DP'nin fazla şansı yok. Ama varoşlarda Genç Parti çalışıyor. Son seçimde Uzan, en çok oyu yüzde 17 ile İzmir'den almıştı. Yine iyi çalışıyorlar." İZMİR: "'350 milletvekiliyle gelmiş bir harekete bile, üstelik Şemdinli vs. gibi konularda alttan aldığı halde tahammül edemedi rejim... AKP cesaretsizliğinin, basiretsizliğinin bedelini ödüyor' havası var. Ama sandıkta tepetaklak olacakmış gibi görünmüyor. Tersine seçime ciddi hazırlanıyorlar.

Yazının Devamı

Seçimde kim kazanır?

3 Mayıs 2007

Ada Ancak karar öncesi gelen askeri muhtıra ve ana muhalefet liderinin "Yanlış karar çatışma yaratır" uyarısı, karara ve yüksek mahkemenin saygınlığına gölge düşürdü. Kararda "hukukun icrası"ndan çok, "rejimin bekası"nın rol oynadığı inancı yayıldı.Yine de sonuçları açısından kararın toplumun gazını aldığı doğrudur. Sandığın yolunu açmıştır.Nihai karar, en büyük hakeme bırakılmıştır.* * *Peki kriz bitti mi?Bence bitmedi. Sadece ertelendi.Abdullah Gül'ün adaylığı, 27 Mayıs sonrası Ali Fuat Başgil'in adaylığının engellenmesine göre daha "kibar", ama muhteva itibarıyla benzer bir yolla durduruldu, ama AKP'ye de seçim meydanlarda kullanabileceği bir koz verildi.Üstelik 367 koşuluyla, bundan sonraki seçimler hepten zora sokuldu.Bu durum "Halk seçsin" diyen koroyu güçlendirdi. Referandumda halkı, "Sizi yönetecek cumhurbaşkanını sizin seçmeniz yanlış olur" fikrine inandırmak kolay olmayacaktır."Yolu kesilen mağdur parti" görüntüsünün sandıkta AKP'ye yarayacağını yazmıştım geçen gün... Darbeyle devrilenlerin daha güçlü haleflerle döndüklerine dair yakın tarihten örnekler vermiştim.CHP lideri aynı kanıda olmadığını açıkladı.12 Mart'ın ardından AP'nin ciddi yenilgiye uğradığını hatırlattı.

Yazının Devamı

Çağlayan: Bir devir teslim töreni

1 Mayıs 2007

Ada Sormuş:"18 yaşına kadar çocuğa dünyanın öküzün boynuzunda durduğu anlatılırsa biz bu bilgiyi nasıl düzeltiriz?"Evren geçiştirmiş:"Namuslu çocuklar onlar, iyi olurlar." ("Güneş Umuttan Şimdi Doğar", İş Kültür Y., 2004)Saylan, askeri darbelerin geri kafalılığı engelleyemeyeceğine orada inanmış olmalı...O inançladır ki kurduğu dernek, Türkiye'de çağdaş yaşam uğruna büyük bir mücadeleye girişti; pazar günü de Çağlayan mitingine diğerleriyle birlikte imza attı.Orada Saylan, hükümeti eleştirdikten sonra (Tandoğan'dan farklı bir yaklaşımla) şöyle dedi:"Bizler bütün bunların çözümünün darbeler olmadığını da yaşayarak, kurbanlar vererek öğrendik."* * *Çağlayan, birçok anlamda Türkiye'de bir ilktir:İlk kez bu kadar büyük bir kitle bir arada ve olaysız yürümüştür.Partilerüstü kitlenin mesajı çok net verilmiş ve daha da önemlisi sonuç alınmıştır:Cumhuriyetin sahipsiz olmadığı kanıtlanmış; gür bir sesle "sivil bir muhtıra" imzalanmıştır. Bu ses, iktidarca da muhalefetçe de alkışlanmıştır."Birleşin" çağrısı en sağır kulaklarda bile yankılanmıştır.Dahası, bu tür bayraklı mitinglerde görmeye alıştığımız "Ordu göreve" pankartları indirilmiştir."Hazır ol" komutunun hemen ardından gelen bu

Yazının Devamı

Önce Meclis, sonra ordu

30 Nisan 2007

Ada Peki Türkiye, 1920'den daha büyük tehdit altında mı?O tarihte ülke işgal altındaydı. İşgalcinin ayak sesi Ankara'dan duyuluyordu.İsyancılar Kuvvacıları arkadan hançerliyordu.Ordu harpten yılmış, dağılmıştı.O koşulda Mustafa Kemal ne dedi:"Önce Meclis, sonra ordu..."Çünkü biliyordu ki, sadece savaş kazanmak için değil, bir ulus yaratmak ve onu bir arada tutmak için de, "askeri barikat"tan önce "asgari mutabakat" gereklidir.Nitekim o koşullarda ilk Meclis hem kıyasıya tartışmış, hem ölesiye savaşmıştır.* * *Evet, AKP, Köşk seçimini yüzüne gözüne bulaştırdı.Evet, Erdoğan herkesin üzerine titrediği bu makamı hafife aldı, isimde uzlaşmaya yanaşmadı."Cumhurbaşkanı dindar olacak" beyanı, toplumu "dindarlar-dinsizler" diye bölen bir zehri siyasete saldı, AKP'ye yönelik haklı kaygıları tırmandırdı.Ama öte yandan da, işleyen bir demokrasinin emniyet supapları devreye girdi:Muhalefet siyasete ağırlık koydu; ittifak arayışına koyuldu.Anayasa Mahkemesi devreye sokuldu."Artık siviller sorumluluk üstlensin" çağrısıyla 600 sivil toplum örgütünün öncülüğünde yüz binler barışçıl mitinglerle yollara döküldü.Ve sandık ufukta göründü.* * *Tam bu aşamada Genelkurmay'ın gece yarısı gelen "İnternet

Yazının Devamı

Ne olacak şimdi?

28 Nisan 2007

Ada Meclis'teki bu kavga da Türkiye'deki çoğu iş gibi mahkemede bitecek.Bütün gözler Anayasa Mahkemesi'nde...Genel Kurul'a girip çıkan milletvekili oylamaya katılmış sayılabilir mi?Kulağa hiç mantıklı gelmiyor.Eldeki hukuki argümanlar ve ilgili maddenin "Cumhurbaşkanlığı seçimini kolaylaştırma" gerekçesi, "367 ile toplanma" koşulunun sağlam yasal dayanakları olmadığı izlenimi de yaratıyor.Anayasa Mahkemesi'nin işi zor. Ancak başkentte, verilecek kararın sadece "hukuki" olmayacağı, yüksek mahkemenin aynı zamanda "devletin bekası"nı da oylayacağı tahminleri var.11 üyesinden 7'si Sezer tarafından atanmış olan mahkeme, toplantıya çekildiğinde ne kadar kapılar kilitlense de pazar günü İstanbul'daki mitingden yükselecek sloganların ve bu sloganlarda dile gelecek "yüksek kaygılar"ın içeri sızmaması mümkün olacak mıdır?* * *Şimdi Anayasa Mahkemesi, CHP'nin itirazını dayanaksız bulursa Gül 3. turda cumhurbaşkanı olacak.367'siz toplanan Meclis'in oylamasını iç tüzüğe aykırı görürse karar geçersiz sayılacak. Ya yeniden oylama yapılacak ve daha çirkin pazarlıklar başlayacak; ya da derhal seçime gidilecek. Muhtemelen 15 Temmuz'da sandık kurulacak ve cumhurbaşkanını yeni Meclis seçecek.Bundan

Yazının Devamı