Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yiğidi öldür, hakkını ver. Birçok yaklaşımını eleştirdiğimiz CHP nihayet akıllıca bir öneri yaptı:
Anayasa değişikliği konusunda usta işi bir manevrayla AKP’nin oyununu bozdu.
Neydi oyun?
Kimsenin hayır diyemeyeceği bazı demokratikleştirici düzenlemelerin arasına hayli tartışmalı maddeleri katmak...
Böylece asıl amacı, kutsal amaçlar ardına saklamak...
Doktorların küçük hastalara yaptığı gibi, “hap”ı çikolatayla kaplayarak yutturmak...
AKP böylece “Bakın, ben Anayasa’yı demokratikleştirmeye çalışıyorum. CHP engelliyor” tezini savunabilecek, paket Anayasa Mahkemesi’nden dönerse de “O zaman seçime gidelim, halk karar versin” diyebilecekti.
Baykal, “Cumhurbaşkanı bizim destek vermediğimiz 3 maddeyi ayırıp referanduma götürme garantisi versin, biz de diğer maddelere destek verelim. Halkı yormadan elbirliğiyle çıkaralım” önerisiyle işte bu taktiğe darbe vurdu.
Uyanık bir çocuk gibi, drajenin kakaosunu ısırıp hapı ortaya çıkarıverdi.
* * *
Bir taşla kaç kuş birden:
Hem AKP’nin yönettiği, Meclis’te geri çeviremeyeceği belli bir süreci kendi lehine, istediği yöne çevirmeyi başardı.
Hem CHP’nin üzerine yapışan “her şeye baştan ve toptan karşı çıkan parti” imajını toparladı.
Hem “Aslında bunlar demokratik açılımlara ayak diriyorlar” görüntüsünü sildi.
Hem her konuda hızla ve uç noktada kutuplaşan topluma gerilimi azaltacak bir uzlaşma formülü sundu.
Hem referandumda akla-kara arasında aklı karışacak tabanı için “paketteki çürükler”i ayıkladı.
Hem de Cumhurbaşkanı Gül’ü hükümetten bağımsız ve olabildiğince tarafsız tavır almaya zorlayacak bir manevra yaptı.
Başbakan Erdoğan’ın bu beklenmedik öneriyle ne kadar şaşırmış ve cevapta zorlanmış olduğunu şuradan anlamak mümkün ki, adını ağzına almamaya ahdettiği ana muhalefet lideri için yeminini bozup isim vererek “Baykal Şark kurnazlığı yapıyor” deyiverdi.
Erdoğan’ın buna rağmen teklife “şartlı evet” demesini de anayasa gibi temel metinlerde özellikle ihtiyaç duyduğumuz uzlaşma kültürü adına kazanımlar hanesine yazmak gerek.
* * *
Baykal’ın önerisi gerçekleşirse CHP liderinin neye neden karşı olduğunu kitlelere anlatması kolaylaşacaktır.
Tartışma da daha gerçekçi bir zeminde sürecektir.
Aslında tartışılmaması gereken temel insan hakları değil, işin özü, yani “Yargıya kim hâkim olmalı?” sorusu tartışmaya açılacaktır.
Referandum günü geldiğinde de insanlar, -paketteki çikolatayı kavga etmeden, hep birlikte, afiyetle yemiş olarak- “hap”ı yutup yutmamaya, tarafları dinleyip karar verebileceklerdir.
Baykal dün önerisini bir adım öteye götürdü:
“Bu 3 maddeyi askıya alıp seçim sonrasına bırakalım” dedi.
Bundan sonrası Erdoğan’a ve aslen Gül’e kalıyor.
Amaç üzüm yemekse, anayasa değişikliğinin 10’da 9’unu büyük uzlaşmayla çıkaracak bu formül rağbet görecek, bazı demokratik hakların halkoyuna sunulması gibi bir garabet de önlenecektir.
Kalan 10’da 1’in hesabı da, referandum veya seçim sandığında görülecektir.