Yakın geçmişte Anadolu’dan bir takımın daha çıkıp şampiyon olması dört büyüklerin işine gelmezdi.
Naklen yayın pastasının küçülmesinden ve 50 yıllık geleneğin bozulmasından korktuklarından değil, o apoletin diğer takımları cesaretlendirip örnek oluşturmasından çekinirlerdi.
Lig tarihinde sayısız takım bu zinciri kırmayı denedi.
Son girişimci geçen sezon Sivasspor oldu, o da başaramadı.
Trabzonspor kötü oynayıp son dakikalarında kazandığı Gençlerbirliği maçında vermişti dünün sinyallerini.
Son haftalarda belirgin bir düşüş yaşayan bordo-mavili ekip, geçen hafta ile karşılaştırıldığında çok daha olumsuz bir futbol sergiledi Gaziantepspor deplasmanında.
Kuşkusuz bunun en önemli nedenlerinden biri Şenol Güneş’in aldığı radikal kararlardı. Örneğin, hem golcü hem asist özelliği olan Colman’ın yanı sıra son haftalarda formsuzluğu üst düzeye çıkan Cale’yi Trabzon’da bırakmıştı deneyimli hoca. Alanzinho da ilk onbirde yoktu. Belli ki Güneş, onca uyarıya karşın beklediği verimi alamadığı oyuncularına gözdağı vermek istemişti.
Ancak takımın dinamikleriyle bu denli oynamak önemli bir risk üstlenmek demekti. Nitekim sol bekte Ferhat, orta alanda Sezer etkisiz görünürken, Umut-Burak uyumsuzluğu, Serkan’ın oyun içinde sürekli yer değiştirmesi ciddi sıkıntılar yarattı. Gaziantep’in iştahlı oyunu karşısında orta alanda Selçuk sürekli bocaladı, çok top kaybetti. Engin verilen şansı değerlendirmedi. Ne doğru dürüst pas organizasyonu yapabildi, ne görev bölgesinden forvetini destekleyecek girişimde bulundu.
İkinci yarıda önce Alanzinho, sonra Gabriç’in oyuna girmesiyle
Diyarbakırspor-Bursaspor maçında güvenlik görevlileri yerine polis güvenlik sağladı. Soyunma odası koridorlarında herhangi bir olay çıkmadı. Ancak tribünlerin öfkesini durdurmak mümkün olmadı
Sahaya atılan yabancı maddelerin yardımcı hakem Kemal Yılmaz’a isabet etmesinin ardından hakem Abitoğlu maçı tatil etti. Bursasporlular sıkı güvenlik önlemleri altında kentten çıktı. Olaylar kent sokaklarına taştı
Diyarbakırspor ile Bursaspor’un 27 Eylül 2009’da, Bursa’da oynadığı ‘olaylı’ maçın rövanşı, dün Diyarbakır’daydı. Ancak sahada futboldan başka her şey vardı. O yüzden de maç tatil edildi.
Konuk takım Bursaspor’un ısınmak için sahaya çıktığı andan itibaren sahaya taş ve çeşitli maddeler atılmaya başlandı. Ve tribündekiler, yabancı madde atmaya maç sırasında da devam etti. 18. dakikada kazanılan bir köşe atışı sırasında bu yabancı maddeler yardımcı hakem Kemal Yılmaz’ın başına ve vücudunun çeşitli yerlerine isabet etti. Yere düşen yardımcı hakem Yılmaz’ı polisler kalkanlarıyla korudu. Maçın hakemi Mustafa Kamil Abitoğlu, bu gelişmeler üzerine soyunma odasına giderek gözlemci ve temsilcilerle kısa süren bir görüşme yaptı.
Abitoğlu, gözlemcisi Ahmet Akçay ve temsilciler Turgay Polat
Trabzonspor’un zaten koşan, pres yapan ve isabetli top kullanan bir orta sahası yok. Colman ve Alanzinho gibi bireysel yetenekler gününde olursa bu bölgeyi hızlı çıkıp hem rakibin dengesini bozabiliyor, hem de hücum zenginliği yaratabiliyor. Aksi takdirde savaşmak dün olduğu gibi Serkan’a kalıyor. Hem de ne savaşmak? Trabzonspor dün gidip - gelen maçı kazanabildi ise aslan payı mangal gibi yüreği olan Serkan’a aittir. Son dakikada o deparı atıp topu ortalamak, yürek kadar enerji ve beceri gerektirirdi. İşte tüm bunlar Serkan’ın sahip olduğu özelliklerdi.
Bakmayın skora. Önemli silahları tutukluk yapan, kanat organizasyonlarında sınıfta kalan, ceza alanı içinde istediği pozisyonları üretemeyen bordo-mavili ekip 89. dakikaya kadar adeta kâbus yaşadı. Hele Jurica’nın altı pastan kafa ile kaleye yolladığı bir top vardı ki, tribünlerin yüreğini ağızına getirdi. Serkan kadar galibiyette katkısı bulunan kaleci Onur’un yerinde kurtarışı olmasa, üç maçlık beraberlik serisi aleyhte bozulabilirdi!
Gabriç’in golünden sonra Umut’a suskunluğunu bozduran vuruşu yaptıran, gardı düşen Gençlerbirliği savunmasıydı. Umut’un şimdi onlara bir teşekkür borcu var.
Peki neydi Trabzonspor’da son
Malum, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ve yönetimi şu aralar bir hayli meşgul.
Yayın ihalesi, milli takım teknik direktörü, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası adaylığı derken, oradan oraya koşturuyorlar.
Uyanık MHK Başkanı Oğuz Sarvan ile arkadaşları için, bundan daha iyi fırsat olur mu?
Sezon ortasında bir kez daha talimat değiştirip, kaşla göz arasında yürürlüğe soktular.
Aslında alışıktık MHK’nin garipliklerine ama, bu kez kazın ayağı farklı.
“Türkiye üçüncü dünya ülkesi mi?” Haşaaaa!
Şu tabloya baksanıza!
Eğitimde ve sağlıkta devrim yaptık.
Avrupa Birliği’nin kapısındayız, ha girdik, ha gireceğiz.
Kişi başına düşen ulusal gelirde sınıf atlıyoruz.
Küresel krize direnip, IMF’ye rest çekiyoruz.
Kuvvetler ayrılığına saygı gösteriyor, demokrasimizi yüceltiyoruz!
Trabzonspor tüm dikkatini kupaya çevirmek zorunda. Avrupa’ya giden en kestirme yolu kullanırken de çok daha dikkatli olmalı
Trabzonspor son haftalarda belirgin bir düşüş yaşıyor. Bursaspor ve Belediyespor beraberliğinden sonra dün akşam Antalyaspor karşısındaki alınan sonuç, bordo-mavili ekibin zirve yarışındaki iddiasını oldukça zayıflattı.
Peki ne oldu da Şenol Güneş ile gelen bahar havası yerini karamsarlığa bıraktı? Aslında deneyimli teknik adamın kazandıkları her maçtan sonra söylemek istediği şey de buydu;
“Ayaklarınız yere sağlam bassın, işinizi aynı ciddiyetle yapın.”
Galiba Güneş’in işler yolunda giderken yaptığı uyarı, Trabzonsporlu futbolcular tarafından doğru algılanamamış, mesajın satır araları iyi okunamamış. Colman ve son haftaların formda oyuncusu Ömer Aysan’ın yokluğu takımın kimyasını bu kadar bozuyorsa, sorun sistemde değil o sisteme ayak uyduramayan futbolcularda demektir. Keza Antalyaspor’un da ciddi eksiklerinin bulunduğu göz önüne alınırsa, özellikle ilk yarıdaki tablo Trabzonspor açısından hiç de iç açıcı değildi.
Trabzonspor ligdeki galibiyet serisini bu maçta da sürdürebilirdi. Hatta son yirmi dakikada bulduğu pozisyonları gole çevirebilse fark bile yapabilirdi.
Ancak bu kez karşısında kalesinde devleşen bir isim, Hasagiç vardı. Biraz şansının yardımı, çokca deneyimini konuşturan Boşnak file bekçisi, Trabzonspor’a uzun bir aradan sonra çıktığı Avni Aker’de sevinme şansı tanımadı. Hasagiç, bordo-mavili takımın müthiş bir baskı kurduğu bu bölümde inanılmaz kurtarışlar yaptı. Bu kadar çabanın yanında talih de yanındaydı Belediyespor’un. Uzatma dakikalarında Giray’ın yakın mesafeden kaleye gönderdiği topun önüne kendini atan Hasagiç, kafasını kullandı, takımına puan kazandırdı!
Trabzonspor yine disiplinli, orta alanı iyi kullanan bir görüntü çizdi. Fakat kanat organizasyonlarında eksik kaldı. İlk yarıda Ömer ve Serkan’ın kullandığı sağ kanat, ikinci yarıda işlemez oldu. Solda Cale pek fazla ileri çıkmadı. Önündeki Engin zaman zaman içeriye kaçıp boş alan bırakmak istedi ama Hırvat oyuncunun gitmeye pek niyeti yoktu.
Umut’un kalabalık savunma arasında kaybolmasına çözüm üretmek için ikinci yarıya Teofilo ile başlayan Şenol Güneş yine istediği verimi alamadı. Kolombiyalı bir forvet değil de