MHK-Dereli-Çakır: 0Fenerbahçe: 9

10 Ekim 2009

Türkiye’nin üst düzey iki hakemi, Selçuk Dereli ve Cüneyt Çakır.
İkisi de FIFA kokartı taşıyor, ikisinin de Avrupa’da bir üst kategoriye çıkma olasılığı yüksek.
Bu sezon Avrupa’da altışar maç aldılar.
Ya Süper Lig’de?
Merkez Hakem Kurulu Dereli’ye üç, Çakır’a dört maç verdi.
Dereli dört büyüklerden hiç birinin maçına çıkamadı.
Çakır ise sadece Galatasaray-Eskişehirspor karşılaşmasını yönetti.

Yazının Devamı

Alın size ‘bir grup’ taraftar!

3 Ekim 2009

Ne zaman tribünde bir çirkinlik yaşansa, spor alanlarında fair-play ruhuna gölge düşürecek bir olay çıksa, kulüp yöneticilerinden hep aynı savunmayı dinleriz: “Bunlar bizden olamaz”, “Bizim takım taraftarı böyle davranmaz”, “Araya provokatörler girmiştir”.
Şöyle bir hafızalarımızı yoklayalım;
Bundan on yıl önce Pendikspor yenilgisinin ardından Fenerbahçe kalecisi Rüştü’ye tesis çıkışı saldırıp yumruklayanlar kimdi?
Bir grup Fenerbahçe taraftarı!
Geçen sezon Sivasspor maçında Balili’yi ırkçı sloganlarla aşağılayanlar kimdi?
Bir grup Galatasaray taraftarı!
İki sezon evvel Sivasspor maçında sahaya atlayıp rakip takım oyuncularına saldırmaya çalışanlar peki?

Yazının Devamı

Antrenmanda bile olmaz

3 Ekim 2009

Trabzonsporlu futbolcular bu kadar top kaybını antrenman maçında yapsa, teknik direktör Broos herhalde yarısını duş almaya yollar, çalışma yarım kalırdı.
Hangisini saysak, nereden başlasak bilmiyorum. İlk yarı istatistiklerine bakarsanız 40’tan fazla, ikinci yarıda bir o kadar hatalı pası var bordo-mavili oyuncuların. Üstelik birbirleriyle yarışır gibi. Colman, Gökhan, Serkan, Tayfun, Cale, Giray, Selçuk bir değil, birden çok topu ya ezmiş, ya rakibe teslim etmiş.
Ya Gaziantepspor? Onların da rakibinden kalır yanı yoktu doğrusu. Al birini vur ötekine. Böyle bir tablodan mücadele, kalite, pozisyon çıkar mı? Gariptir evet. Trabzonspor adına ikisi direkten dönen, üçü kaleci Mahmut’un çıkardığı, bir o kadar da Gökhan’ın değerlendiremediği net gol vuruşları. Anlayabilen varsa beri gelsin!
Ligde iyi yerler hedefleyen bir takımın sahada da iyi olması gerekir ki hedefine doğru ilerlesin. Ancak bakıyorsunuz Trabzonspor’un maçlarına mehteran bölüğü gibi. İki geri bir ileri.
Bunca olumsuzluğa karşın ikinci yarıda daha çok pozisyon bulan, hatta gole penaltı kadar yaklaşan bir Trabzonspor vardı dün akşam. Tolga’nın köşe atışında Egemen ile girdiği mücadeleyi on kusurlu hareketten biri

Yazının Devamı

Al sana FIFA menajerliği

26 Eylül 2009

Son olarak Mehmet Topuz’un transferi sırasında gündeme gelmişti FIFA menajerliği.
Fenerbahçe ve Beşiktaş arasındaki kavganın başrolünde yine onlar vardı.
Peki, ne demekti FIFA menajerliği?
Kimdi transfer döneminde ortalığı kızıştıran bu adamlar?
Kuralları ne kadar biliyor, nasıl uyguluyorlardı?
İşini düzgün yapanların yanı sıra, menajerliği kısa yoldan köşeyi dönmek olarak algılayanlar, meydanı daha ne kadar boş bulacaklardı?
Bu noktada harekete geçmesi gereken Futbol Federasyonu ilk hamlesini sezon başında yaptı.

Yazının Devamı

Teknik adam farkı!

26 Eylül 2009

Trabzonspor adına özellikle ikinci yarıdaki performansı ve hatalı oyuncu değişikliklerine bakarak bir puan iyidir demek mümkün

İlk çeyrek saatte fırtına gibi esen Trabzon ligin dişli takımlarından Gençlerbirliği karşısında iki farklı skoru yakalayınca, Büyükşehir Belediyespor maçı geldi gözümüzün önüne.
Sıkıntılı gibi görünen o deplasmanda da rakibin direncini kırmak zor olmamış, bordo-mavili ekip düşündüğünden rahat bir galibiyet elde etmişti.
Dün akşam başlangıçtaki tablo farklı değildi. Ne oluyoruz derken Trabzonspor’un golü geldi. Selçuk’un mükemmel pasıyla savunmanın arkasına sarkan Umut, geriden gelen Gabriç’i, Hırvat oyuncu da ağları gördü.
Gençlerbirliği’nin başlangıçtaki 4-2-4 dizilişi bordo-mavili ekip için büyük bir avantaj idi... Trabzonspor orta alanı kontrol eder ve hızlı toplarla bu bölgeden çıkarken hiçbir dirençle karşılaşmadığı gibi, her iki kanadı da kullanırken derin boşluklar yakaladı. İkinci gol ters kulvardan geldi. Gabriç bu kez pozisyonun hazırlayıcı, Colman ise iş bitirici rolündeydi.
Müthiş bir moral çöküntüsü yaşayan başkent ekibinin şoktan çıkması uzun sürmedi. Daha doğrusu, Trabzonspor savunmasının bir anlık konsantrasyon kaybı, o ana kadar

Yazının Devamı

Ankaraspor’u kim düşürdü?

19 Eylül 2009



Disiplin Kurulu’nun tarihi kararı açıklanmadan önce içimden “Umarım Melih Gökçek inadından vazgeçer ve oğlunun Ankaragücü Kulübü başkanlığından istifa etmesine izin verir. Ankaraspor da küme düşmekten kurtulur” diye geçiriyordum.
Ama ne yaptı sayın Gökçek?
Yoktan var ettiği, yıllarca emek verip Süper Lig’e çıkardığı Ankaraspor’un bir kalemde silinmesine göz yumdu.
Bir avuç taraftarını, futbolcusunu, teknik adamını, idari kadrosunu, tesis personelini, bekçisini, çaycısını, aşçısını kaderleriyle başbaşa bıraktı.
Melih Gökçek’in 14 yıldır Ankaragücü ihtirasını bilmeyen yok.

Yazının Devamı

Alkışlar Gabriç’e

19 Eylül 2009

Gabriç takımın en çalışkan ve üretken ismiydi. Sol kanadı mükemmel kullandı. Hemen her atakta onun katkısı vardı


Belediyespor maçında ilk 20 dakika işi bitirmişti Trabzonspor. Egemen’in birbirinin kopyası iki golü rakibi bozmuş, bordo-mavili ekip beklediğinden kolay bir galibiyet elde etmişti.
Dün akşam Avni Aker’de istekli, hırslı, bir an önce skora değiştirmek isteyen bir takım beklerken çok farklı bir Trabzonspor izledik. İlk yarı boyunca fazla pozisyonu yoktu Karadeniz ekibinin. Colman’ın uzaktan kaleyi yoklayan şutu, Tayfun’un altı pastan dışarı attığı top. Bunların dışında ne etkili bir atağı, ne de organize bir pozisyonu vardı. Egemen gibi bir çilingire ihtiyaç duyulurken, Umut çıktı sahneye. Uzatma dakikaları sonlanırken Selçuk’un uzun pasını takip eden genç golcü kalecinin üzerinden aşırtma bir vuruşma hem arkadaşlarını hem tribünleri rahatlattı.
İkinci yarıda oyuna giren Ceyhun takıma dinamizm getirdi. Bu futbolcu orta alanın yükünü üstlenince Colman rahatladı. Trabzonspor’un hücum gücü arttı. Maçın yıldızı Gabriç ile girdiği verkaçtaki son vuruşu Colman’a yakışır güzellikte idi. Gabriç’ten söz açılmışken, Hırvat oyuncu takımın en çalışkan ve üretken ismiydi. Sol

Yazının Devamı

Egemen çok ileri gitti!

14 Eylül 2009

Egemen sanırım ilk kez bir maçta üç gol birden atarken, duran toplarda, özellikle köşe atışlarında, arkadaşları rakip savunmanın dengesini bozdu. Maçın asist kralı Colman’ın adrese teslim toplarını geri çevirmedi


Dört maçta dört gol atan bir takımın daha fazlasını doksan dakikaya sığdırmasını nasıl izah edersiniz?
Bir; milli maç nedeniyle lige verilen arayı çok iyi değerlendirmiş, iyi motive olmuş, hırslanmış ve kazanmaya inanmıştır.
İki; rakibin eksik ve sakatı çoktur, dolayısıyla gerçek futbolunu sahaya yansıtamamış, kötü değil, berbat oynamıştır.
Aslına bakarsanız Trabzonspor’un farklı kazanmasının temel nedeni, İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un sezon başından bu yana en kötü performansını sergilemesiydi. Savunmada yaptığı hatalar affedilmez ve acemiceydi. Yediği her golden sonra biraz daha oyun disiplininden koptu. Ve daha ilk yarı tamamlanmadan teslim bayrağını çekti. Yoksa haftalardır galibiyet yüzü göremeyen ve bu karşılaşmaya da stresli çıkan bordo-mavili ekibin işi bu kadar kolay olamazdı.

Yazının Devamı