Alana da satana da hayırlı olsun!..

5 Eylül 2009

Ne diyor İbrahim Kızıl? “Tabata’yı satmam dedim sattım. Olabilir. Satarım derim satmam, satmam derim satarım. Bu benim bileceğim iş.”
Eğer “ben” merkezli cümleler kurmaya başlıyorsanız, tehlikeli bir süreç başlamış demektir.
Kimdir İbrahim Kızıl?
Gaziantepspor Kulübü Başkanı.
Kimleri temsil eder?
Önemli bir kenti, kırmızı-siyahlı renklere gönül vermiş milyonlarca insanı.
İş yaşamınızda kendi şirketiniz ile ilgili karar alırken bol bol “ben” egonuzu tatmin edebilirsiniz.

Yazının Devamı

Sorun sistemde

31 Ağustos 2009

Trabzonspor’un iki büyük sorunu var. Orta alanda inisiyatif alıp, topu kullanacak bir beyni yok. Takımda bu görevi kimin üstleneceği ligin dördüncü haftasında hâlâ belli değil. Colman mı, Ceyhun mu, yoksa Selçuk mu? Yoksa kızağa çekilen Tjzikuzu mu?
Bursaspor karşısında biraz Colman soyundu bu role, karşılığını hem kendi aldı, hem de Trabzonspor. Attığı golü hazırlayan Arjantinli oyuncunun sürekliliği olmayınca, bordo-mavili takımın ilk yarıdaki ateşi saman alevi gibi söndü. Bu sıkıntı hızlı hücum şansını ortadan kaldırdığı gibi, rakibin savunmada yerleşmesine fırsat veriyor.
İkinci ve en önemli dert forvette. Trabzon’un bu sezon attığı 5 golün dördü orta saha, biri savunma oyuncusundan gelmiş. Forvetin siftahı yok. Demek ki, sistemde sorgulanması gereken yanlışlar var. Geçen sezon bu takımın skor yükünü taşıyan Gökhan ve Umut’u ayıran Broos’un tercihinde haklı çıkması için, tek forveti destekleyecek özellikte oyuncular olması gerek. Ancak bu görev paylaşımını görebilmiş değiliz.
Geçen hafta yadırgamıştık sol kanat için alınan Gabriç’in ters kulvarda oynatılmasına. Belçikalı teknik adam fantezi mi yapıyor bilmiyoruz ama, Trabzonspor’un neredeyse bir eksik oynamasına

Yazının Devamı

Colin Kazım aklandı mı?

29 Ağustos 2009



Hafta içinde bir Colin Kazım komedisi yaşandı.
Bazı gazetelerde Diyarbakırspor maçından önce taraftara edep yerini gösterdiği gerekçesiyle Kazım’a ceza verileceği yazıldı.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler.
Peki nereden çıktı bu ceza işi?
Maçın iki temsilcisinden.

Yazının Devamı

Trabzonspor bu olamaz

24 Ağustos 2009

Dakikalar 75’i gösteriyor. İstatistiğe göre Trabzonspor’un topa sahip olma oranı yüzde 62. Böyle bir istatistikten ne anlarsınız? Demek ki bordo-mavili ekip oyunun mutlak hakimi. Rakibi kalesine yaklaştırmıyor, orta alanı iyi kullanıyor. Kanat bindirmeleriyle forvetine pozisyon yaratıyor.
Peki skor ne? Manisaspor’in tek gollü üstünlüğü var. Ne garip bir durum değil mi?
Geçen haftaki Diyarbakırspor yenilgisinin bir kaza olduğunu kanıtlamak için sahaya varını yoğunu koyacak bir Trabzonspor beklerken, giderek sıradanlaşan, silik, ne yaptığı bilmeyen bir takım izledik Manisa’da.
Hangisinden başlasak bilmiyorum. Tjikuzu takımın oyun kurucusu. Bu görevi üstlenen bir futbolcu kullandığı elli topun sadece ikisini ileriye oynar mı? Sanki oyun kurucu değil, el freni.
Aylarca peşinden koşulan Gabric. Hani sol kanada derman, teknik direktör Broos’a kurtarıcı olacak Gabric. Adam on dakika yerinde oynadı, sonra hocası sağ kanada aldı. Hırvat futbolcu topu düzeltip, sol ayağına alacağım diye yengeç yürüyüşünü öğrendi daha ilk maçında.
Bu takımın forveti var mı yok mu, artık ilgili ve yetkili birileri çıkıp söylemeli. Umut maç boyunca tek bir pas alabildi, onu da topu kalecinin kucağına

Yazının Devamı

Aurelio Fener’de oynar mı?

22 Ağustos 2009

Fenerbahçe’nin, Aurelio davasındaki prestij kazanımı sadece birkaç ay sürdü.
Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun, 5 milyon 250 bin dolar tazminat ödemeye mahkum ettiği Brezilya asıllı oyuncu, önceki gün Tahkim Kurulu’ndan özgürlük sertifikasını aldı.
Aurelio’nun haklılığını kanıtlayan belge sadece Türkiye’de geçerli olsa ve onun bir Süper Lig takımında forma giymesinin yolunu açsa da, konu FIFA veya CAS’a taşınsaydı, sonuç büyük olasılıkla değişmeyecekti.
Zaten sarı-lacivertli kulübün itirazı UÇK’ya yapmış olması, ülke sınırları dışında davayı kazanamayacağını biliyor olmasından kaynaklanıyordu.
Yoksa haklılığını her platformda savunabilecek bir kulüp, daha sağlam yolları daha baştan deneyebilirdi.
“Efendim Aurelio Türk vatandaşı. O yüzden UÇK’ya gittik” savunması mı?
Böyle bir yaklaşım komik olurdu.

Yazının Devamı

Broos ve hayallere veda

21 Ağustos 2009

Toulouse, fizik kapasitesi yüksek, oyun disiplininden taviz vermeyen, sabırlı bir takım. Yapmak istediği belli. Orta alanı kalabalık tutup, Trabzonspor’un oyununu bozmak, kanatlara taşıdığı topları, etkili gol silahı Gignac ile buluşturmak.
En büyük zaafı ise savunmasının hızlı ve çabuk adamlar karşısında dengesinin bozulması.
Maç boyunca bu ezberi bozmayan Fransız temsilcisine karşın, Hugo Broos’un kadro seçimi ilginçti. Savunmada Giray’ın yerine Song’u tercih eden Belçikalı, sağ kanadı sağlam tutmak adına Tayfun ve Serkan’ı arkalı önlü oynatınca, orta alanda Alanzinho’dan vazgeçmek zorunda kalmıştı. Bunların ne kadar riskli bir hamle olduğu maçın ilerleyen bölümlerinde görüldü.
Toulouse’nin ısrarla sol tarafı kullanması, Serkan’ın ofansif oyunu karşısında Tayfun’un o bölgeyi kontrol etmekte zorlanması, yerini Alanzinho’ya bırakırken de, taraftarın protestosuna maruz kalması hoş değildi.
Geçen hafta formsuz görünen Tjikuzu’nun dün de kötüydü. Dolayısıyla Trabzonspor’un oyunu istediği gibi yönlendirmesi güçleşti. Bu görevi zaman zaman Selçuk ve Colman yapmaya kalkınca, hücum bölgesi etkisiz kaldı.. Trabzonspor’un golündeki müthiş şovu alkışlanan Engin ikinci ihtardan

Yazının Devamı

Ayaklar yere basmayınca

16 Ağustos 2009

Bir futbolcudan top kapmasını, kullanmasını, şut atmasını ve gol aramasını bekliyorsanız, ortada acayip bir durum var demektir. Kimdi koskoca orta sahanın yükünü üstlenmek zorunda bırakılan bu oyuncu?
Genç Ceyhun Gülselam. Teknik kapasitesi yüksek, ancak mücadele gücü yetersiz Colman, Alanzinho ve Engin gibi isimlerin arasında Ceyhun’un sorumluluğunu paylaşmak Tjikuzu’ya düşüyordu ki, onun geçen haftayı mumla aratan performansı, dün akşam Trabzonspor’un tüm hesaplarını bozdu. Omurgası bel veren takımın, mütevazı ancak savaşçı bir Diyarbakırspor karşısındaki görüntüsü hafta içinde oynayacağı UEFA Avrupa Ligi maçı öncesi gerçekten endişe uyandırıcıydı.
Kanatlar hiç işlemedi. Engin aldığı topları ezerken, Alanzinho’nun tribüne oynama alışkanlığından vazgeçmemesi can sıktı. Yapamayacağı işlere kalkışan Brezilyalı devre dışı kalınca, gol umudu Umut’u beslemek Colman’a kaldı. O da rakibin sert oyunu karşısında zaman zaman ayakta kaldı, çoğu pozisyonda yıldı. Umut, iki savunmacı Tolga ve Diallo arasında çaresizleri oynadı. Topla ender buluştuğu anlarda ise gol becerisini göstermekten çok uzaktı. Sadece Umut mu? Ters koşularla savunmanın arasında dalıp, rakibin dengesini bozmak isteyen

Yazının Devamı

Koskoca bir fark var!

15 Ağustos 2009

Biraz fantezi yapalım. MHK’nin 1.5 sezondur görev vermediği eski FIFA kokartlı hakemler Bülent Demirlek ile Vedat Yüksel, Disiplin Kurulu Başkanı Reşat Bostan ile yolda karşılaşsa ve “Onun a...... s.....m. Bunu aynen Oğuz Sarvan’a ilet” deselerdi ne olurdu?
Yetkili konumda bulunan Bostan bu söylemi aynen rapor eder ve hakemler hakkında derhal disiplin işlemi başlatılırdı.
Sonra?
Ben diyeyim 6 ay, siz deyin 1 yıl hak mahrumiyeti cezası alırlar ve hakemlik unvanları düşerdi.
En önemlisi, MHK Başkanı Oğuz Sarvan böylesi ağır bir küfüre maruz kaldığı için doğal olarak, haklarında suç duyurusunda bulunur, sicillerine hapis veya para cezası damgasını işletirdi.
Sonuç olarak hem hakemliğin, hem de Sarvan’ın onuru kurtulurdu!

Yazının Devamı