Bu başlangıç alkışlanır

9 Ağustos 2009

Trabzon’un eleştirebileceğimiz en önemli yanı kolay top kaybı yapması ve geri dönüşlerde ağır kalması

İki takımın son randevusu 25 Nisan’da yine bu statta, ancak çok daha farklı bir atmosferde gerçekleşmişti.
Hesaplar, zirve yarışında kalabilmek, şampiyonluk iddiasını son haftaya dek taşıyabilmek üzerine kurulmuştu. Doksan dakika sonunda Sivasspor “devam” demiş, Trabzonspor ağır yara almıştı.
O maçı kazanmak ev sahibi takım için zor olmamıştı. Oturmuş kadrosu, motivasyonu üst düzeyde teknik adamıyla, ibreyi lehine çevirmeyi bilmişti Sivasspor. Koşullar skoru mecbur etmişti.
Yenilgi, Trabzonspor cephesinde ise radikal bir değişimin fitilini ateşlemiş, Ersun Yanal’ı teknik adamlıktan medyada futbol yorumculuğuna uzanacak macerasına vesile yaratmıştı. Daha önemlisi bordo-mavili ekibin yeniden yapılanmasında doğru hamlelerin düşünülmesine yol açmıştı.
Fikstür son iki yıldır aralarında ciddi bir rekabet yaşanmaya başlayan iki takımı bu kez sezon başında karşı karşıya getirdi.

Yazının Devamı

Bu işin sonu iflas

8 Ağustos 2009

Dünya yıldızlarını ülkemize getiren kulüp yöneticileri ile futbolcular arasında geçen transfer görüşmeleri şöyle başlıyordur muhtemelen;
“Yıllık kaç milyon euro alacağım?”
“Senin için 2 milyonu gözden çıkarmıştık ama fedakârlık yapıp 2.5 milyon vereceğiz.”
“Peki Türkiye’de bu paranın yüzde kaçını vergi olarak ödeyeceğim?”
“Sen orasına karışma.”
“Nasıl yani? Ne kazanacağım onu soruyorum”
“Karışma dedik ya, senin net ücretin bu.”

Yazının Devamı

Bizde ırkçılık yok mu?

1 Ağustos 2009

Ocak ayında oynanan Galatasaray - Sivasspor kupa maçında gündeme gelmişti ırkçılık tartışmaları.
Gazze’de, İsrail’in devlet terörüne kurban giden yüzlerce Filistinli’nin ölümü, Türkiye’de büyük infial uyandırmış, söz konusu maçta Sivasspor’un yahudi futbolcusu Balili bazı taraftarların küfürlü tezahüratına maruz kalmıştı.
Statlarımızda bu tip olaylar görmeye o kadar yabancıydık ki, Futbol Federasyonu dahil, hiç kimse Balili’ye sarf edilen sözlerin ırkçılık kapsamına girebileceğini düşünmek istemedi.
Federasyon önce bir soruşturma açmaya yeltendi, sonra frene bastı.
“Ben ne yapıyorum? Literatürümüzde bir de ırkçılık mı olacak?” diyerek İsrail’in devlet teröründen sorumlu tutulan Balili’ye yönelen sözlü saldırıyı “küfürlü tezahürat” kapsamında değerlendirdi.
Kendince kıvılcımın bir yangına dönüşmesini engelledi.
Şu reddedilmeyecek bir gerçek; Türkiye’deki ırkçılık

Yazının Devamı

Hangi sistem?

29 Temmuz 2009

Sivasspor’un tarihinde ilk kez kapısını çaldığı Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmesi için Anderlecht deplasmanından avantajlı bir skorla dönmesi şarttı.
Bunun da gerekleri vardı.
Bir; savunmada iyi organize olacak, rakip forvete hareket alanı vermeyeceksin. Son vuruşlara fırsat tanımayacaksın.
İki; atılacak tek golün bile büyük önem taşıdığı böylesi ciddi bir deplasmanda ani atak organizasyonunda hamlelerini kusursuz yapacaksın.
Peki Sivasspor olmaz ise olmazlardan hangisinin gereğini yerine getirebildi?
Ne yazık ki hiç birini!
Başkan Mecnun Odyakmaz ve Bülent Uygun hoca darılmasın, kızmasın.

Yazının Devamı

Üç kişi aranıyor!

26 Temmuz 2009

Hugo Bross’un son hazırlık maçını biri taktiksel zorunluluktan, üç oyuncu değişikliği ile tamamlaması, takımın iskeletinin oluştuğu şeklinde yorumlanabilir.
Görüntü şu; Kale Silva’ya, savunmanın sağı Serkan’a emanet. Belçikalı teknik adamın stoper tercihleri Egemen- Giray ikilisi. Song aradaki açığı kapattığı vakit onları zorlayabilir. Solda Cale ile Ferhat arasındaki forma savaşını deneyim kazanacak. Orta alanda Tjikuzu dünkü performansıyla yerini garantilemiş gibi. Keza Selçuk ve Colman da öyle. Forvette ise herhangi bir sakatlık yaşanmaz ise Bross’un gönlü Gökhan’dan yana.
Kamp döneminde ısrarla son öne oyuncu isteyen Bross, bu transfer gerçekleşmezse mevcut kadro içinde formül üretmek zorunda kalacak. Zafer Yelen, Alanzinho ve Engin’in bu görevi üstlenme şansları eşit. Engin dün akşamki Bochum maçında ne kadar istekli olduğunu gösterdi. Barış topla fazla oynamaktan vazgeçerse alternetifler arasında yer alabilir. Tecrübe kazandıkça hocasının aklını karıştıracağı kesin.

Diyadin

Yazının Devamı

Üç doğru bir yanlışı götürdü!

25 Temmuz 2009

Yanlışları eleştirmek kadar, doğruları takdir etmek de görevimiz. Hepsi işimizin doğasında var.
Bu yüzden bardağın hep dolu tarafından bakılmasını isteyen dostlarımızla zaman zaman fikir ayrılığı yaşıyoruz.
Bugün Futbol Federasyonu’nun son üç icraatından söz etmek istiyorum.
İlki futbolumuzun kanayan yarası, teşvik primi konusu.
Federasyon teşviki suç kapsamına aldı, ağır yaptırımlar öngördü. Üstelik herhangi bir talep ve kamuoyu baskısı yaşanmadan.
Ancak kararın uygulanabilirliği önemli.
Ne zaman konuşulur bu iddialar?

Yazının Devamı

Olumlu sinyaller

22 Temmuz 2009

Trabzonspor’un son iki hazırlık maçını ciddi rakiplerle oynaması, eksiklerin görülmesi ve Broos’un oyuncularını tanıması açısından isabetli bir tercihti. Hollanda kupası şampiyonu Heerenven karşısında bordo-mavili ekibin en sıkıntılı bölgesi savunmasıydı. İlk iki gol uyum sürecindeki Ferhat’ın bölgesinden geldi. Egemen-Giray ikilisinin kademe hataları da dikkat çekiciydi.
Zafer Yelen’in kumaşı iyi, takıma yararlı olacağı kesin. Alanzinho topla gereksiz oynama alışkanlığından vazgeçmeli. Dün ilk on birde forma giyen Barış çalışkan ancak tam hazır değildi. Ceyhun Gürselam görev bölgesine alışıyor. Bu sezon tek forvet oynaması kesin görünen takımda, Gökhan’ın yükü ve sorumluluğu ağır. Buna rağmen takımın en hazır oyuncusu. Ancak orta alandan destek gelmezse gol bölgesinde sıkıntı yaşanabilir. Selçuk ve Serkan’ın yerleri garanti gibi. Yenilerden Engin ile genç Mustafa’nın zamana ihtiyacı var.
İkinci yarıdaki oyuncu değişiklikleri her ne kadar oyunun temposunu düşürse de Trabzonspor’da forma şansı bulan

Yazının Devamı

Sayın Sarvan, bunları biliyor musunuz?

18 Temmuz 2009



Koruduğu MHK başkanlığı unvanı ile hafta içinde medyanın karşısına çıkan Oğuz Sarvan’ın zaman zaman gerilen yüz ifadesi dikkat çekiciydi.
Haklılığını anlatmaya çalışırken agresifti.
Bu, belki “Çok uğraştınız ama buradayım” isyanının yansıması, belki de öz güvenle ilgili bir sorundu.
Sarvan’ın hep iyi şeyler yaptığı, herşeyin kontrol altında olduğunu gösterme çabası ise ilginçti.
Daha ilginci şu sözleriydi;

Yazının Devamı