Merak Ediyorum

3 Aralık 2021

Okuyan, düşünen, yazan ve üreten bir insan bir konuda görüşünü açıklıyor, "Vay sen misin bunu yapan!" anında aynı görüşte olmayanlardan bazılarının saldırısına uğruyor. "Bana göre doğrusu şu," dese, baş üstüne... Hayır, bir karşı görüşle eleştirmiyor, her türlü hakaret ve cinsiyetçi küfürle saldırıyor. Olay saldıran kişinin cevabıyla bitmiyor, bu defa onu destekleyenlerin yoğun saldırısıyla devam ediyor. Bunu anlamak zor. Bir insan kendisiyle farklı düşündüğü için bu ülkenin düşünen, yazan, fikirlerini paylaşan insanlarına neden saldırır? Sosyolojik olarak bu sorunun incelenmesi gerekir. Bu durum bizi bu toplumun değerli insanlarının görüşlerinden mahrum bırakabilir. Tanıdığım birçok sanatçı ve yazar bu nedenle sosyal medyadan uzak durmaya başladı. Bir toplumun zenginliği farklılıklarıdır.
Merak ediyorum; küfürlerle ona buna saldıran biri, hayatı boyunca bir kez olsun âşık olmuş mu? Sevgilisiyle ele ele dolaşmış mı? Bir çocuğun saçını okşamış mı? Bir film izlerken gözleri dolmuş mu? Bütün mesele sevgi... Seven ve sevilen biri bunu yapmaz diye düşünüyorum.

Yazının Devamı

"Yaşasın Hayat" son eseriydi

28 Kasım 2021

"Güzellik ve çirkinlik seraptır, sonunda herkes içinizi görür." Frida Kahlo

6 Temmuz 1907 tarihinde Meksika, Coyoacan'da dört kız çocuğunun üçüncüsü olarak dünyaya geldi. Annesi Kızılderili babası Macar asıllıydı. Br gün babasıyla gezerken daha 5 yaşındayken ağaç köklerine takıldı ve büyük bir acıyla yere düştü. 6 yaşında ise çocuk felci geçirdi. O tarihlerde çok sayıda çocuk bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyordu. O bu hastalığı da yendi ancak bir bacağı diğerine göre daha ince kaldı. Bu nedenle çoğu zaman uzun etekl giydi.

O dönem çok iyi eğitim veren ulusal hazırlık okuluna girdi. Felsefe, edebiyat ve sanata ilgi duyuyordu. 17 Eylül 1925 tarihinde aşkı Alejandro Gomez ile okuldan dönerken bindikleri otobüs tramvayla çarpıştı. Çok sayıda insan hayatını kaybetti. Genç kız ise ağır yaralandı. Bir demir çubuk karnından girip omurgalarını zedeleyerek dışarı çıkmıştı. Aldığı tek yara bu değildi. Vücudunda çok sayıda kırık da vardı. Ölümden döndü. Defalarca ameliyat olmak zorunda kaldı. Korseler, ilaçlar hastaneler... (O gün şemsiyesini unutmasa ve bir otobüsten inip diğerine binmesi bunları yaşamayacaktı.)

Tanışmayı çok istediği Meksikalı ünlü ressam Diego Rivera ile

Yazının Devamı

Tarhana çorbası ve plasebo

22 Kasım 2021

Çocukluk yıllarımda olanaklarımız sınırlıydı, her hastalandığımızda doktora gitmemiz mümkün değildi. Annem, ne zaman hastalansam, ateşim çıksa, halsizlik yaşasam, "Oğlum kurban olurum sana, ben şimdi sana bol naneli bir tarhana çorbası yaparım hemen iyileşirsin." derdi. Gerçekten de sıcak, baharatlı ve bol naneli çorbayı içer içmez kendimi iyi hissederdim. Annem yetişkin olduğumuzda bile her hastalandığımızda bize tarhana çorbası yapmaktan vazgeçmedi. Biz de bundan büyük mutluluk duyuyorduk. Şimdi annem ne yzaık ki aramızda değil ama bizde çorba geleneği devam ediyor.. Yıllar sonra plasebo etkisi tekniğini öğrenince beni iyileştiren mucizenin çorbadan daha çok anneme olan inancım ve onun bize olan sevgisi olduğunu anladım. Ben hayatım boyunca mucizelere hep inandım. Bir insan hastalandığında iyileşmesi için gereken tedaviyi olmalı ve ilaçlarını kullanmalı bu konu tartışmasızdır. Ancak hastalanan bir insanın tedaviyle birlikte iyileşeceğine olan inancının ve sevenlerinin desteğinin de iyileşmesine mucizevi bir etkisi olduğuna inanıyorum.

Zihninize karmaşık mesajlar yerine "İyileşiyorum, seviyorum ve seviliyorum." Mesajı vermeniz zihin, beyin ve beden arasında güçlü ve olumlu

Yazının Devamı

Görkem Uludüz Başarı Öyküsü

17 Kasım 2021

(Hiçbir başarı rastlantı değildir.)
Değerli okurlarım, başarıları alkışlamaya devam ediyoruz. Bu köşede başarı öykülerini paylaştığım değerli insanların ortak özellikleri başarılarının yanında aynı zamanda mütevazi ve samimi olmalarıdır.

Bugün sizinle arkadaşım olmasından gurur duyduğum değerli dost Görkem Uludüz'ün başarı öyküsünü paylaşacağım.

Görkem Bey öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

-Öncelikle kıymetli vaktinizi bana ayırdığınız için çok teşekkür ederim Cengiz Bey. Sizin gibi değerli bir dost ile böyle bir söyleşiyi gerçekleştiriyor olmak benim için büyük bir onurdur. Bendeniz 30 Kasım 1982 tarihinde Ankara'da doğdum. Diplomat bir babanın çocuğu olarak, hayatımın büyük bir kesimi farklı ülkelerde geçti. Ailece birlikte gittiğimiz, babamın dört sene yurtdışı ve iki sene yurtiçi tayinlerinin ardından, 2002 yılında üniversite öğrenimim için Almanya'yı tercih ettim. Henüz 19 yaşında iken başladığım Almanya maceram, bana getirdikleri ve benden aldıkları ile adeta hayatımın dönüm noktası olmuştur. İşletme, Ekonomi, Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerindeki öğrenimlerimi, 2006 yılında Erlangen Friedrich-Alexander Üniversitesi Ekonomi ve Sosyoloji çift anadal yüksek

Yazının Devamı

Yeliz Rodin Başarı Öyküsü

16 Kasım 2021

(Hiçbir başarı rastlantı değildir.)
Değerli okurlarım, başarıları alkışlamaya devam ediyoruz. Bu köşede başarı öykülerini paylaştığım değerli insanların ortak özellikleri başarılarının yanında aynı zamanda mütevazi ve samimi olmalarıdır.

Bugün sizinle arkadaşım olmasından gurur duyduğum değerli dost Sayın Yeliz Rodin'in başarı öyküsünü paylaşacağım.

Yeliz Hanım Öncelikle Kendinizi Tanıtır mısınız?

-Ben Yeliz Rodin, 30 Nisan 1979 yılında Mardin’de kalabalık sevgi dolu bir ailede doğmuşum. Herkesi kabullenmesi ile ünlü olan Mardin, her dinin her ırkın ve her dilin sentezi olarak birbirimize karışarak büyüdüğümüz bir çocukluktan İstanbul’a gelmemizle başlar hikayemiz.

Başarılı Olmak İçin Neler Yaptınız? Nasıl Çalıştınız?

-Öncelikle beni başarılı bulduğunuz için çok teşekkür ederim. Aslında başarılı olabilmek için ne iş yaparsam yapayım o işi değerli kılmak benim ilk kuralımdı. Yaptığım her işi sevgi ile birleştirmeye çabaladım. Sevemediğim iş olduğunda da sevebilecek bir alan yaratmaya çalıştım. Bir işe zorunluysanız onun içinde mutlaka bir sevgi bulmanız lazım, bunu aradım.

Mesela, çok küçük yaşlarda Arapça tercümanlık

Yazının Devamı

Yalnızlık da güzeldir

11 Kasım 2021

Cemal Süreya "Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim."demiş. Sonbahar insanı bilgeleştirir, öğretir. Sonbahar yazı kışa bağlarken sizi hüzünle derinleştirir, çelişkileri alır ve içinde özümser. Hem yeşildir hem sarı hem soğuktur hem sıcak. Hem aşktır hem veda... İşte beni çıldırtan da bu denge... Diyalektiği bilmeyen için bu durumu anlamak daha da zor. Sizde de olur mu bilmiyorum, bazen yazmak da konuşmak da istemezsiniz. Saatlerdir sadece sonbahar yapraklarının yere düşüşünü izliyorum. Kendi hayatım da gelmiyor değil aklıma... Ben bazen hüzün okyanusunda kaybolduğumda şiire sığınırım.

Yalnızlık

"Bitmeyen yalnızlık

Düz bir ova

Terk edilmiş sevdasız

Yanaklarımda tütüyor gözyaşlarım

Kadife bir masaldı

Savruldu düş dağlarında gençliğim

Yazının Devamı

Hayat işte budur

9 Kasım 2021

"Mutluluk için ilk adım, zıtlıkları yadsımak yerine özümsemektir." Dün Gaziantep Tanıtım Günleri Etkinliğinde düzenlenen imza günümde bir okurum "Siz kitaplarınızda üzülmek de doğal mutluluk da..." diyorsunuz. "Bu nasıl olur? Bu bir çelişki değil mi?" diye sordu. İşte bütün mesele de bu; İçimizdeki mutluluğu bulmak için, tüm duygularımızla barışmak, üzüntüyü de hüznü de yaşama sevincini de doğal karşılamak gerekiyor. Hiçbir duygu kalıcı değildir, bir süre sonra düşünce ve eylemlerimize göre yerini başka bir duyguya bırakır. İşte bunu kabullendiğinizde duygularınızla savaşmayı bırakırsınız. Aslında doğa bize ne yapmamız gerektiğini öğretiyor. Telaşa, endişeye, paniğe gerek yok. Her şey karşıtıyla var olur. Her şey varlığını karşıtına borçludur. Gündüz-gece, kış-yaz, soğuk-sıcak...

Bir Hint Atasözü "Kazıdığınız acı kadar mutluluk doldurabilirsiniz." der. Kurtulmak için savaştığınız her duygu yapışkan hale gelir. Bu bataklıktan kurtulmak isteyen bir insanın çırpınmasına benzer.

İşte bu nedenlerle duygularınızın geçici olduğunu kabul edin ve o anın değerini bilin ve de anlamını çözmeye çalışın. Belki de hissettikleriniz sadece duygı değil aynı zamanda ne yapmanız gerektiğine

Yazının Devamı

Filozof

5 Kasım 2021

MÖ 340 yılında Kıbrıs'ın Kition kentinde bir çocuk dünyaya geldi. Genç yaşlarından itibaren çok başarılıydı, işi tıp ve ilaç tarifleri hazırlamak ve bunun satışını yapmaktı. Çok zengin oldu, denizaşırı ticaret yapıyordu. Bir gün gemisi battı. Sahip olduğu her şeyi bir anda kaybetti. Canını zor kurtardı ve cebinde tek kuruş olmadan Atina'ya gitti. Her şeyini kaybetmesine rağmen sakin kalmayı başardı. O dönemde sinik felsefesi dikkatini çekti. Sinik felsefesini savunanların doğayla uyumlu bir yaşamları vardı. Sokakta yaşıyorlardı ve tüm zenginlikleri üzerlerindeki elbiseleriydi. Siniklerle birlikte yaşamaya başladı. Uzun yıllar ünlü Filozof Krates'in öğrencisi olarak çalıştı. Daha sonra kendi okulunu kurdu. Okulunu kurduğu yer bir resim galerisiydi.

Genç yaşta her şeyini kaybettiği halde umudunu kaybetmeyen bu büyük düşünür, Stoacı Felsefe Okulunun kurucusu Yunanlı filozof Kıbrıslı Zenon'dur.

Kıbrıslı Zenon başına gelen büyük felakete oturup üzülmek yerine bu felaketi bir işaret olarak kabul etmiş ve dünyaca ünlü bir filozof olmuştur.

Stoacı felsefeye göre mutlu olmak için akla uygun yaşamak gerekir, bu da doğaya uygun yaşamak anlamına gelir. Bir insan için doğaya uygun

Yazının Devamı