Cihat Olcay Dinçel

Cihat Olcay Dinçel

cihat.dincel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kovid-19 hastalığı  tüm dünyayı kasıp kavuran, yaşam şekillerimizi değiştiren, ekonomileri sarsan, daha önce hiçbirimizin bir benzeri ile karşılaşmadığı salgın bir virüs hastalığı. Tarihçesinden kısaca bahsedecek olursak;

12 Aralık 2019 da Çin’in Hubei Eyaleti, Vuhan bölgesinde insanlarda atipik zatüre ve Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu’na (ARDS) neden olan yüksek bulaşıcı özelliği olan yeni bir virus keşfedildi. Uzmanlara göre virus hayvansal kökenli ve ilk çıkış noktası olarak aklımıza gelebilecek her türlü canlının gıda olarak satıldığı Huanan Deniz Ürünleri Pazarı orijinliydi. Ancak bu yüksek bulaşıcı virüs, Çin ile sınırlı kalmadı. Hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayıldı ve 11 Mart 2020’de de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından salgın olarak ilan edildi. Yine aynı tarihte Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı  Fahrettin Koca ülkemizde ilk pozitif vakayı açıkladı.  Bu andan itibaren elde ettiğimiz tecrübelerle gördük ki hastalığa ne kadar erken tanı koyarsak tedaviye o kadar erken başlıyorduk. Tedavide kullandığımız ilaçlara ne kadar erken başlarsak o kadar başarılı oluyorduk. Geçen yazımda tanı testlerinden PCR ve Antikor testten bahsetmiştim. Hızlı tanı koymak adına farklı alternatifleri araştırırken  hastalığın tanı ve tedavisinde radyolojik görüntülemelerin özellikle bilgisayarlı akciğer tomografisinin etkinliği çok tartışıldı. Konuyu bu süreçte sahada yüzlerce koronavirüs hastasını teşhis eden işin uzmanı, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Radyoloji Uzmanı Dr. Umut Özdamarlar’a sordum, şunları dedi:

Haberin Devamı

Akciğer tomografisinin Kovid-19 tanısında yeri

Resimde koronavirüsün akciğerlerde yaptığı hasarı gösteren bir akciğer tomografisi mevcuttur. Beyaz, buzlu cam görünümündeki alanlar hastalıklı bölgeleri göstermektedir.

Buzlu cam gibi...

“Koronavirüs hastalığı öncelikle solunum yolu ile vücuda alınan, akabinde 5-7 gün bir kuluçka periyodu bulunan, sonrasında asemptomatik ya da semptomatik solunum yolu enfeksiyonu, zatüre ve hatta Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ile seyredebilen bir virüs hastalığı. Hastalığın  tanısında ana yöntem burun ve boğaz sürüntüsünden yapılan PCR test olmak ile birlikte güncel literature göre yaklaşık 10 hastadan 3’ü PCR test ile saptanamamaktadır. Bu noktada özellikle hastalık semptomları olan hastalarda bilgisayarlı tomografi çok büyük bir önem kazanmaktadır. Özellikle bu hastalık için akciğer tomografisinde izlenen özel bulguların varlığı tüm testleri negatif hastalarda bile bizi koronavirüs hastalığına götürebilmektedir. Ancak burda önemli bir husus bilgisayarlı tomografinin önemli oranda radyasyon barındıran bir uygulama olmasıdır.

Haberin Devamı

Bu nedenle uzmanlar ve araştırmacılar, hastalık bulguları taşıyan hastalar, onların yakın temas ettiği kişiler için öncelikle sürüntü alarak PCR test; bu test ile tanı konulamayan hastalarda, tanı konulan ve akciğer tutulumu değerlendirilmek istenen hastalarda Bilgisayarlı Tomografinin vazgeçilemez olduğunu vurguluyorlar. Hatta bazı literatür daha ileri gidip salgın esnasında en güvenilir tanı yönteminin akciğer tomografisi olduğunu iddia ediyor. Hastalık hakkında her şey çok yeni olduğu için tıbbi literatür de karmakarışık haliyle.”

Haberin Devamı

Gereksiz kullanımların önüne geçerek uygun hastalara doğru zamanda çekilen akciğer tomografisi hayat kurtarıcı olabiliyor. Ülkemizde dünya ortalamasının çok üzerinde bilgisayarlı tomografi cihazının olması görülüyor ki sağlık çalışanlarımız için işleri daha kolay hale getirmiş.  En nihayetinde bize düşen sağlık çalışanlarımıza destek olmak, Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarının tedbir ve uyarılarına kulak vermek, izolasyona ve sosyal mesafeye dikkat etmek, tüm bunlara rağmen şüpheli durumlarda sağlık kurumlarına başvurmaktır.