Lübnan’da ‘silah’ krizi kapıda

9 Ağustos 2025

İsrail kabinesi Gazze’yi topyekûn işgal planını kabul etti. Şaşırmadık, çünkü, İsrail zaten 7 Ekim’den bu yana bölgeyi suikastlarla, saldırılarla, işgallerle yeniden şekillendiriyor ve tüm bunları ABD’nin göz yummasıyla yapıyor. Dikkatler Gazze’nin işgaliyle ilgili karardayken, Lübnan’da da başka bir plan hayata geçiriliyor.

Yıllardır tartışılan konu olan ‘Hizbullah’ın silahsızlandırılması’, Temmuz ayından bu yana ete kemiğe bürünmüş bir yol haritasıyla Lübnan hükümetinin önünde. Lübnan kabinesi bu hafta, ABD’nin hazırladığı ve “tüm silahları devlet kontrolüne alma, Hizbullah’ı silahsızlandırma” teklifini kabul etti. “Hizbullah’a rağmen bu iş nasıl yapılacak?” sorusunun cevabı bize siyasi ve askeri bir kriz olarak dönebilir.

Tom Barrack’ın planı

Kapıdaki bu krizin ayrıntılarına girmeden önce, ABD’nin Lübnan hükümetine sunduğu planın ayrıntılarını paylaşalım. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack,

Yazının Devamı

Trump’ın ekonomi sopası

2 Ağustos 2025

İsrail’in Gazze’deki zulmü o derece arttı ki, artık Batılı hükümetler bile suskun kalmayı vicdanlarına sığdıramıyor. İsrail’in insani yardımları engellemesine, bebek çocuk demeden bir halkı açlıktan ölüme mahkûm etmesine, İsrail deyince suspus olan Batılı iktidarlar da sessiz kalamıyor. Zira susmak, artık bu soykırımın bir parçası olmak demek.

Bu yüzden Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan sonra Birleşik Krallık da İsrail’e karşı ‘Filistin devletini tanıma’ resti çekti. Gerçi İngiliz Başbakanı, açıklamasını İsrail’e hala açık kapı bırakan bir tonda yaptı, İsrail gereğini yapmadığı takdirde İngiltere’nin Filistin’i tanıyacağını söyledi. Bu bir son şans olarak görülebilir. İngiltere için her şeye rağmen önemli bir hamle. Bakalım İngiltere Eylül ayı geldiğinde ne yapacak, göreceğiz. Çünkü Filistin’i tanıma kararı alan ülkelere sadece İsrail tarafından değil, Amerika’dan (bizzat Donald Trump’tan) tepki geliyor. Trump bu ülkeleri ‘ekonomi’

Yazının Devamı

Fransa Filistin’i tanıyabilecek mi?

26 Temmuz 2025

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail ile köprüleri atma pahasına, kırılma yaratacak bir hamle yaptı ve Filistin devletini Eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda tanıyacağını açıkladı.

Kıta Avrupa’sının en büyük iki ülkesinden biri olan Fransa’nın Cumhurbaşkanı’nın bu ilanı BM kürsüsünden yapacak olmasının sembolik değeri ise çok yüksek. Kararının arkasında iç siyasi hesapların ne kadar payı vardır bilinmez ama Macron bu kararından dönmezse ‘Filistin devletini tanımış Cumhurbaşkanı’ olarak tarihe geçecek. ‘Dönmezse’ diyoruz çünkü hem iç hem dış cephede tepkileri/tehditleri göğüslemek zorunda…

İsrail’in okları

İsrail Başbakanı Nethanyahu ilk tepkisini “Filistin devletini tanımak terörü ödüllendirir” sözleriyle verdi. Nethanyahu’nun bundan sonra Macron’u hedef alacağını söylemek yanlış olmaz.

Sahadaki sıkıntıyı çekecek olan da ilk etapta Fransa’nın Tel Aviv’deki Büyükelçisi Frederic Journes

Yazının Devamı

Afgan-leaks

19 Temmuz 2025

Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun bu hafta ana gündemi İsrail’in Suriye’ye yaptığı saldırıydı. Bu manşet, bir haftadır bulunduğum Birleşik Krallık’ta da gazetelerde kendisine yer buldu; fakat ülke bir kaç gündür ‘veri sızıntısı skandallıyla’ sarsılıyor. Birleşik Krallık tarihinin en büyük sızıntısının maliyetinin yedi milyar İngiliz sterlin olduğu konuşuluyor. İngiltere’nin Wikileaks’i olarak tanımlanan ‘Afganleaks’ ile ilgili hem eski hem de mevcut hükümet suçlamalarla karşı karşıya.

Bir e-postanın bedeli

Olayın özeti şu: Birleşik Krallık, 2001 yılından bu yana Afganistan’daki İngiliz askerleriyle çalışan Afganlar için ‘Yerleştirme ve Yardım Programını’ başlatmıştı. 2021 yılında yürürlüğe giren program, ülkeden ayrılıp İngiltere’ye yerleşmek isteyen Afganlara ‘sığınma hakkı’ tanıyordu. Şubat 2022’de bir İngiliz asker bu program kapsamında Birleşik Krallık’a giden ya da gitmeye hazırlanan 33 bin Afgan’ın kişisel bilgilerinin bulunduğu bir e-postayı ‘yanlışlıkla’

Yazının Devamı

Geçmişin geleceğe taşıdığı umut

12 Temmuz 2025

Dönem 1990’lar…Henüz ilkokuldayım, aklım yeni yeni ermeye başlamışken eve giren tek gazeteyi hatırlıyorum: Milliyet. O dönem Bursa’da, Gıda Teknolojisi ve Araştırma Enstitüsü lojmanlarında oturuyorduk. Herkes birbiriyle yakın akraba gibiydi ve herkes birbirinin her şeyini bilirdi. Hatırlıyorum, öteki hanelere başka başka gazeteler girerken babam hep aynı gazeteyi alırdı. Hatta itiraf edeyim, çocuk aklımla diğer gazeteler bana daha ‘renkli’ gelirdi. Yıllar sonra babamın Milliyet’te bulduğu rengi daha doğrusu renkleri gördüm, anladım. Milliyet Gazetesi’nin rengi dışında değil içindeymiş. Abdi İpekçi ekolündeki duruşmuş, köşe yazarlarının çeşitliliğiymiş, siyasi hiciv yazılarıyla çektikleri ilgiymiş, mesela Hasan Pulur’un bir kare fotoğrafıyla verdiği sıcaklıkmış.

O sıcaklığı, o renk huzmelerini topluma ama özellikle Anadolu’ya ulaştırabilen bir gazeteydi Milliyet. Logosundaki meşalenin ışığı toplumun her köşesini aydınlatıyordu. Hem ‘Basında Güven’di, hem gelecek nesillere verdiği bir ‘özgüven’...

Yazının Devamı

Paşinyan-Kilise gerilimi

5 Temmuz 2025

Dikkatler birkaç gündür Bakü-Moskova hattında giderek büyüyen krizdeyken, bu gerilimin gölgesinde Ermenistan’da bir başka kriz yaşanıyor. Nikol Paşinyan, iktidara geldikten kısa bir süre başlayan, ikinci Karabağ savaşı sonrası iyiden iyiye ayyuka çıkan ve son olarak Paşinyan’ın İstanbul ziyaretine ‘protokol krizi’ olarak yansıyan iktidar-kilise rekabetinden bahsediyorum.

Bu öyle bir mücadele ki, Paşinyan’ın siyasi geleceği ile doğrudan ilgisi olacağı açık. Paşinyan’ın attığı adımlar, buna mukabil kilisenin alttan almayan tavrı 2026 seçimlerine giden süreçte Erivan siyasetini şekillendirecek gibi görünüyor. Bunun Bakü-Erivan ya da Ankara-Erivan normalleşme süreçlerine etkisi ise daha sonraki sorular…

İstanbul perdesi

Bu gerilimin son perdesi Paşinyan 20 Haziran’da İstanbul’a geldiğinde yaşandı. Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan ABD’deydi, kapalı olan Patrikhane de kimse Paşinyan’ı karşılamadı. Yapılan açıklamada ‘Bşabakan’a tepkimizi göstermek istedik’ denildi,

Yazının Devamı

NATO’nun ‘kara koyunu’

28 Haziran 2025

Lahey’deki NATO liderler zirvesini geride bıraktık. Bütün ilgi ABD Başkanı Donald Trump’ın üzerindeydi. Lakin ben, bugün aile fotoğrafının ‘göbeğindeki’ yıldıza değil, onun sol tarafında, fotoğrafın en ucunda duran ‘kara koyuna’ odaklanacağım.

İspanya’nın Başbakanı Pedro Sanchez epey sessiz, hatta dikkat çekmemek için azami özen gösteren bir hal içindeydi. Bunun arkasındaki sebep, hiç kuşku yok ki haftalardır ‘aile’ içinde devam eden bütçe tartışmalarıydı. İspanya, yüzde 1,2 ile NATO üyeleri arasında bütçesinde savunmaya en az pay ayıran ülkeydi. Dahası daha önce varılan yüzde iki oranının yüzde beşe çıkarılmasına da direniyordu. Sanchez belki biraz da bilinçli olarak ABD Başkanı Donald Trump’ın radarına girmemek, onun hışmına uğramamak için ‘düşük profil’ sergilemeyi tercih etti. Zira Trump daha zirveye gelmeden önce ‘onlardan memnun değilim’ diyerek İspanya’yı hedefine koymuştu.

Savaşa uzak, refaha yakın

Bir çok ülke

Yazının Devamı

Pakistan’ın sesi, Çin’in nefesi

21 Haziran 2025

İsrail’in İran’a karşı başlattığı füze savaşının nereye evrileceğinin netleşmesi için iki haftaya daha ihtiyacımız var. Beyaz Saray’ın mesajlarından anladığımız o ki, dünya iki hafta daha Başkan Donald Trump’ın çelişkili açıklamalarıyla yatıp kalkacak.

Washington’ın tutumu tartışıladursun, bölge ülkeleri İsrail’in saldırılarını kınıyor. Burada en dikkat çeken çıkış hiç kuşku yok ki nükleer gücü olan Pakistan’a ait. İran’ın sınır komşusu bir ülke olarak bu destek şaşırtıcı gelmeyebilir ama 2024’te İran ile savaşın eşiğine geldiği düşünülürse bu çıkış dikkate değer. Çünkü Pakistan uzun yıllardır topraklarındaki Belucistan eyaletinde çeşitli ayrılıkçı örgütlerin arkasında İran’ın olduğunu iddia ediyor ve bu gerilim zaman zaman sınır çatışmalarına dönüşüyor. Pakistan buna rağmen -füze saldırıları başladıktan sonra 900 kilometrelik İran sınırını kapatsa da- duruşundan taviz vermedi. Bu desteği anlamak için yeni küresel düzendeki

Yazının Devamı