Urla’da tam bir şok yaşanıyor. İskele’nin artık sembolü haline gelmiş ve buluşma noktası olan yerler Milli Emlak’la Urla Balıkçılar Kooperatifi arasındaki itilaftan dolayı yıkılmayla karşı karşıya... Mahkeme süreci tamamlandığı için yasal süreler içinde yıkımlar gerçekleştirilmek zorunda.
Pervin Mısırlıoğlu “www.izmirizmir.net” teki köşesinde şöyle diyor:
“Urla’nın en güzel yanı sahilidir. Belki antik çağdan beri bu böyledir. Balıklar oradan gelirdi kente, üzümler kasalarda oradan açılırdı denize. Ya da şarap yapılır ve anforalarda çıkardı yolculuğa... Ki biliyoruz, bu yolculukların sonu bazen denizin dibinde biterdi. Bugün derinlerden çıkardığımız anforalar bunu anlatıyor bize. Bazen şarap, bazen de zeytinyağı taşıyan o güzelim antika testilerin dilini anlamak gerek. Binlerce yıldır bu güzellikler Urla sahillerini yakından bildi, tanıdı. Urla bu sahilden nefes aldı binlerce yıl. O sahillerin bugünkü konukları son 20 yıldır denize bakan balıkçı lokantalarıydı. Mezeleriyle, balıklarıyla, tarzlarıyla, insani tutumlarıyla kendilerini birbirinden farklılaştırmakta biraz zorlansalar da sahil boyu restoranlardı onlar... Galiba artık olmayacak!”
Buraları İzmirliler’in nefes aldıkları yerler... Urla sahilindeki balıkçı lokantaları neden yıkılıyor?
Sahil Restoran’ın usta yöneticisi Salih Çetintaş, üzüntüsünü ve süreci şöyle anlatıyor:
“Aslında yıkıma geçilecekti. Bir hafta süre vermişlerdi. Milli Emlak Müdürlüğü’nün Urla Balıkçı Kooperatifi’ne kiraladığı bu yerler, kooperatif aracılığıyla da lokantalara kiralanmıştı. Ancak şikayet olduğu iddiasıyla Milli Emlak bir süredir buraları geri almak için uğraşıyordu. Kooperatifle bu nedenle mahkemelik olmuşlardı. Galiba artık işin sonuna gelindi. Verilen süreler doldu. Lokantalarımız yıkılıyor. Çok üzgünüz...”
İzmir’in yerel yöneticileri bu konuyu mutlaka gündemlerine almalılar, ama süre kısalıyor.
Salih Çetintaş devam ediyor:
“Önce masaları geri çektirdiler, 4 metre yolu, 8 metreye çıkardılar. Kırmızı çizgiler çektiler, bizi sıkıştırdılar iyice, şimdi de tümünü sökmek istiyorlar. Urlalılar bunu istemiyor, Urla’nın bir rengi uçmuş olacak havaya. Bütün bu yöreye satış yapan tüm esnaf için de önemliydi burası. Komşularımız imza topluyor, umarız işe yarar. Belediyenin de bir planı yok. Urla sahilinin bir rengi solup gidecek. Yöre belki de ayyaşlara terk edilecek. Taa ki yeni bir rant kapısı olarak başka birilerine yer açılana kadar...”
* * *
Belli ki Milli Emlak epeyce düşünmüş, taşınmış. Buraları daha verimli, daha çok para getiren ve belki de daha başkalarına da biraz para kazandıracak yerler haline getirmeye karar vermiş.
Urla Balıkçı Kooperatifi Başkanı İbrahim Temiztepe’ye, “Kiralık yerinize niye sahip çıkmıyorsunuz? Hakkınızda şikayet var” demişler.
Kooperatif ve Urla iskeledeki esnaf başlarına neler geleceğini kestirememiş.
Temiztepe diyor ki:
“Bu yerler 20 yıl önce Milli Emlak Müdürlüğü’nden kiralanmıştı. Birileri şikayet etmiş... Restoranlar şu an bir nevi işgalci durumunda görünüyor. Milli Emlak bizi eleştiriyor, yerlerimizi sözde muhafaza edememişiz. Milli Emlak’ın ‘Çıkın...’ demesinden sonra biz elimizden gelen her şeyi yaptık. Hatta mahkeme süreci bu yıkımları uzattı. İtirazlar, sonra yeniden mahkemeler, derken bir-iki sene daha iş gitti geldi. Tam yedi yıllık bir konu bu... İşin sonuna gelinmiş gibi. Bana göre siyasi bir olay... Artık iş Ankara’dan çözülür. Birileri karar verdi ve bu yerler Urlalılar’ın elinden gidiyor. Ben yılların Urlalısıyım. Çok üzgünüm. Ama mahkeme kararlarını uygulamak zorundayız. Çünkü Milli Emlak hakkımızda suç duyurusunda bulundu ve bizim iyi niyetimize rağmen bu iskeleyi tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıyayız...”
Bir Urla sevdalısı olan Pervin Mısırlıoğlu ise duygularını şöyle anlatıyor:
“Urla sahilinde, örneğin Sahil Restoran’da oturup hiç güneşi batırmış mıydınız? Tanıdığınız çiçek satıcısı Kadriye, Gönül gelip teklifsiz biçimde önünüze beyaz, kırmız güllerini bırakmış mıydı?
Yediğiniz deniz mahsullerinin lezzetini sindirmeye çalışırken aniden gelen ateşli meyve tabağının yangınıyla güneşin batışının birbirine karışmasını yaşamış mıydınız? Galiba bir süre bunlardan mahrum kalacağız. Urla’nın bir rengi soluyor, solduruluyor. Yöreleri ilginç kılan bunun gibi yerel kimi renklerdir. Merkezden, Ankara’dan biraz başka türlü görünse de... Bu böyledir ve keşke böyle kalmaya devam etseydi...”
Gerçekten Urla’ya kıyacak mısınız?
Gerçekten İzmir’in bu güzelliğini yok mu edeceksiniz? Evet, soruyorum...