Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun makam odasından çıktığınızda karşınızdaki duvarda, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Reisülküttaplardan bu yana Dışişleri Bakanlığı yapan isimlerin fotoğrafları asılı. Bir süre önce kendisiyle yaptığım röportajın ardından Çavuşoğlu beni o duvarın önüne götürmüş ve fotoğrafları incelememi istemişti. Sonra birini işaret etmişti: Gabriyel Noradunkyan Efendi (1912 - 1913). Çavuşoğlu, tarihe de dikkatimi çekmişti, Balkan Savaşları dönemi…

Dışişlerinin duvarlarındaki isimler

Noradunkyan Efendi’ye döneceğim ama ondan önce şunu da aktarayım. Noradunkyan gibi 22 Osmanlı Ermenisi, nazırlık yani bakanlık yapmış. Agop Kazakyan 1887 - 1891 döneminde, Sakız Ohannes Paşa 1897 - 1908 yılları arasında Maliye Bakanıymış. Artin Dadyan, 1875’te “Bala” rütbesiyle Hariciye Müsteşarlığına atanmış. Dadyan, 1881’de Yunanistan Hududunu belirleme komisyonunda da yer almış, görevden azil de edilmiş, Bulgaristan Fevkalade Komiseri tayin edilerek altın ve gümüş imtiyaz nişanlarıyla da onurlandırılmış. İmparatorluğun Ermeni asıllı ikinci Hariciye Müsteşarı ise Manuk Azaryan olmuş. Hersek İhtilali ve Osmanlı-Rus Savaşı’nda diplomatik kurye olarak görev yapmış. Bükreş Petersburg, Korfu, Galatz, Belgrat başkonsolosluklarında bulunmuş. Birinci derece Nişan-ı Osmani ve Mecidiye Nişanlarına layık görülerek, Hariciye Nezareti Müsteşarlığına getirilmiş. İşgal yıllarında Milli Mücadele’yi destekleyen ve çeşitli toplantılara ev sahipliği yapmış. Hariciye Nezareti Müsteşarlığındaki üçüncü Ermeni asıllı isim ise Katolik Ermeni bir aileden gelen Ohannes Kuyumcuyan Paşa’ymış. On beş yıl Roma Sefareti’nde görev yapmış. 3 yıl müsteşarlıktan sonra, “vezir” ünvanı ile Cebel-i Lübnan’a mutasarrıf (sancak beyi) tayin edilmiş.

Haberin Devamı

Osmanlıyı yurt dışında temsil eden 7 büyükelçi, 11 konsolos ve diplomatın Ermeni olduğu belirtiliyor. Örneğin, 1900- 1907 arasında Hrant Düz Messina- İtalya’da, Hovsep Misakyan Efendi La Haye- Hollanda, Ohannes Magakyan Efendi Konsolos Yardımcısı olarak Oziçe-Sırbistan’da, Mihran Kavafyan Efendi ise Başkonsolos olarak Fransa’da Osmanlı’nın diplomatları olarak görev yapan isimlerden bazılarıymış. Hırant Bey Abro, dikkat edin, 1917’ye kadar Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşavir Yardımcısı’ymış.

Haberin Devamı

Dönelim, Gabriel Noradunkyan Efendi’ye...İyi bir eğitim alan Noradunkyan Efendi devlet için pek çok görevde bulunmuş. Yabancı devletlerle olan sorunları için kurulan heyetlerin hemen tamamında görev almış. Dışişlerinden önce, Ticaret ve Bayındırlık bakanlığı da yapan Noradunkyan’ın oğlu da kendisi gibi Dışişlerinde görevliymiş. Hakkındaki bilgiler ilginç… Bazıları onu Balkan Savaşları’ndaki hezimetin sorumlusu tutmuş. Ama savaştan sonraki müzakerelerde, Edirne’nin hangi tarafa ait olduğu konusunda Bulgaristan ile yürütülen müzakerelerde, “Eğer Edirne direnmeye devam ederse, kurtarmak için savaşırız. Eğer Edirne düşerse, tekrar almak için savaşırız” dediği de aktarılıyor.

İttihad ve Terakki’nin Babıâli Baskını’ndan sonra Avrupa’ya giden Gabriyel Efendi’nin Ermeni meselesindeki tutumunun 1. Dünya Savaşı’ndan sonra değiştiği belirtiliyor. Başarılı bir Osmanlı bürokratı ve bakanı iken cemaati ile devlet arasındaki güven bunalımının giderilmesi için çalışan Noradunkyan, Fransa’ya yerleştikten sonra yaklaşımını değiştirmiş. Paris Barış Konferansı’nda Bogos Nubar Paşa ile birlikte Ermeni heyetine başkanlık yapmış. Sonra Lozan’daki görüşmelere katılmış. İsmet İnönü’nün, Noradunkyan ile görüşmelerini Ankara’ya şöyle bildirdiği aktarılıyor: “Noradunkyan Efendi geldi. Muhacirler için Ermeni yurdu istedi. Nasihat ettik…” Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, İsmet Paşa’ya gönderdiği mektubunda ise Noradunkyan’ın, Ermenilerle Türkler arasındaki ortak tarih ve kadere vurgu yaparak tehcir edilen Ermenilere yardım elinin uzatılmasını istediği belirtiliyor.

Haberin Devamı

Dışişlerinin duvarlarındaki isimler

İkinci duvar

Bakanlığın giriş katındaki Fatin Rüştü Zorlu salonuna giden koridordaki bir başka duvarda ise şehit edilen diplomatların isimleri yer alıyor. Çoğu, “Ermenistan’ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu” (ASALA), “Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları” (JCAG), “Ermeni Devrimci Ordusu” (ARA) ve ”17 Kasım” gibi terör örgütlerinin saldırılarda hayatlarını kaybedenler.

Çavuşoğlu, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme görüşmelerinin üçüncüsünün Viyana’da yapılacağını hatırlatırken, diasporanın Ermenistan hükümeti üzerindeki baskısının farkında olunduğunu vurgulamış ve sözlerini şöyle sürdürmüştü:

“Artık üçüncü bir ülkede görüşmeye gerek var mı? Bir taraftan bir günde ilişkiler normalleşsin, sınırlar açılsın diyorsunuz, diğer taraftan halen Türkiye’de ve Erivan’da görüşmeye cesaret edemiyorsunuz. Bu konuda yani kendi ülkelerimizde görüşmeye bile yanaşamıyorsan, diğer konularda nasıl adımlar atacaksınız? Suçlamak için söylemiyorum da, biraz cesur olsunlar. Türkiye’de görüşmenin ne mahsuru var? Sen Türkiye’de görüşmeye gelemeyeceksen diğer konularda nasıl adım atacağız? Hatta ilk biz Erivan’a gelelim dedik, yok yok üçüncü ülkede görüşelim dediler. Yani biraz daha cesur adımlar atmaları gerekir.”

Dün 24 Nisan’dı.

O günün ‘soykırım’ olarak anılmasını isteyenlerden çok daha fazlası ortada ‘ortak acı’ olduğu konusunda hemfikir.

HDP’nin Ermeni asıllı milletvekili Garo Paylan, 24 Nisan arifesinde o günün soykırım olarak kabul edilmesi için bir kez daha Meclis’e teklif verirken, Türkiye ile Ermenistan tüm kışkırtmalara, baskılara rağmen ilişkilerini normalleştirmek için çalışıyor. Barış için savaştan daha fazla cesaret gerektiği söylenir. Türkiye’nin zorluklarını kestirebilmek için de Dışişleri Bakanlığı’nın girişindeki holde yer alan isimleri hatırlamak yeterli. Bir başka katta da yaşanan her şeye rağmen duvardan indirilmeyen fotoğrafların olduğunu...

* Yazıda yer alan bilgiler konusunda, Marmara Üniversitesi “Türkler ve Ermeniler: Tarih Boyunca Türk- Ermeni İlişkileri” Projesi çerçevesinde turksandarmenians.marmara.edu.tr adresinde yayınlanan Saro Dadyan’ın “Osmanlı Hariciye Nezaretinde Ermeniler” ve Doç. Dr. Ercan Karakoç’un “Ermeni Asıllı Osmanlı Nazırlarından Gabriyel Noradunkyan Efendi (1852-1936)” başlıklı makaleleri ile Dışişleri Bakanlığı Araştırma Genel Müdürlüğü verilerinden yararlandım.