Hedefe giden her yol mübah değildir. Başarılı olmanın göstergesi, ne kadar kilo verdiğiniz, ne kadar sürede zayıfladığınız veya gittiğiniz uzmanın popülerliği değil unutmayın. Asıl önemli olan yaşam biçiminize uygunluk, sağlığınıza yarattığı fayda, sizi tatmin etmesi, mutluluk seviyeniz ve verdiğiniz kiloyu ömür boyu koruyabilmenizdir.
‘Tavşan ile Kaplumbağa’ hikayesini hatırlayalım. Tavşan, “Bu ormanda benden hızlı koşan yoktur, varsa yarışalım” diye söyleniyormuş. Kaplumbağa bir gün, “Kendine o kadar güvenme. Ben senden daha hızlı koşarım” demiş. Tavşan, ona gülerek, “Sen mi benimle yarışacaksın?” diye alay etmiş ve yarış başlamış.
Tavşan çok hızlıymış, geri dönüp bakmış kaplumbağa yok. O da bir ağacın dibinde
uyumuş. Uyandığında görmüş ki kaplumbağa yarışı bitirmek üzere. Tavşan koşmuş ama kaplumbağa bitişe önce ulaşmış.
Kaplumbağa tavşana, “Hiçbir zaman kendini başkalarından üstün görme. Sen uyudun, ben çalışarak seni geçtim” demiş.
Bu hikaye amaca ulaşırken hızlı olmanın değil stratejik düşünme ve hedefe gitme arzusundaki kararlı tutumun önemli olduğunu açıkça gösteriyor.
‘Afiyetle Diyet’ kitabımda diyetin psikolojisinden, diyetten neden vazgeçildiğinden ve önleme yollarından uzun
Beslenme programınızda vitamin ve minerallere yer açarak bağışıklık sisteminizi güçlendirin!
Kış, her zaman soğuk hava, çabuk batan güneş, erken biten gün, yoğun iş temposu ve sıkıcı zamanları ifade etmez! Yeter ki siz hazır olun, vücudunuzu güçlendirin, iyi beslenin ve hayata pozitif bakın. İşte kışı mutlu geçirmenin yolları!
-Güneş vitamini dediğimiz D vitamini, güçlü bir bağışıklık, sağlıklı iskelet sistemi, hızlı çalışan metabolizma için değerli bir kaynak.
D vitamini eksikliği; halsizlik, yorgunluk, vücut ağrısı, bağışıklık sisteminde güçsüzlük gibi şikayetleri beraberinde getiriyor.
Özellikle yeterince güneşten faydalanamadığımız kış günlerinde, D vitamini kaynağı besinlerin tüketimi çok önemli. Eğer bu şikayetleriniz varsa ve yaz aylarında çok iyi güneş almadıysanız, D vitamini seviyelerinizi kontrol ettirmeyi unutmayın.
-Uyku düzeninize dikkat edin. Günde en az 6 saat uyumaya özen gösterin, 4 - 6 saat arasında uyuyanların kilo alma eğilimi normal uyuyanlara göre daha yüksek. Yorgunluk ve ani yeme ataklarının sebebi az uymanız olabilir.
-Kendinizi mutsuz hissediyorsanız ara öğünlerde muz, ceviz, fındık, badem ya da 1- 2 parça bitter çikolata tüketin.
-Ayrıc
“Dikiz aynasındaki ölü nokta.” Afiyetle Diyet kitabımın ön sözündeki duygularımı sizlerle yeniden paylaşmak istedim. Şimdiye kadar pek çok danışanım oldu, bazılarının kilo vermesine yardımcı oldum ve geri almadan bu sağlıklı kiloyu korudular. Bazıları başaramadılar, bazıları ise hiç başlamadılar.
Kilo veremeyeceğinizi, iradenizin güçlü olmadığını ve kilo verememenizin nedenleriyle ilgili mazeretler yaratmak sizi rahatlatır. Bir kere yaratma alışkanlığı edindiğinizde, bahaneler zihninize o kadar çaba sarf etmeden ve otomatik olarak gelirler ki, siz onları gerçek zanneder ve bahane yarattığınızın farkına varmazsınız.
Mazeretlerinizi kabullenmeniz, sizi rahatlık bölgenizde tutar ama gelişmenizi ve problemlerinizi çözmenizi engeller. Ve tabii ki kiloları vermenizi de…
HAYDİ CÜMLELERİNİZİ GÖZDEN GEÇİRİN!
“...-caktım, ama…”
Konuşma tarzınıza kulak verin. Örneğin, “Ama biz ailemle haftada birkaç gün dışarıda yiyoruz ve ben bu beslenme programındaki yiyecekleri bulmakta zorlanıyorum” diyor musunuz? “İş yerinde her gün birinin yaş günü pastası olmasaydı, diyetimi devam ettirmem kolay olurdu” veya “Aile ve iş yaşamımı dengeleseydim, en nihayetinde egzersiz yapmaya vakit
Proteinler hakkında sosyal medya üzerinden ve danışanlarımdan birçok soru alıyorum. Bu konuda kafalar biraz karışık. Bana en çok gelen soruları yanıtlayarak, bu konuda bilgilerinizi tazelemek istedim. Bakalım proteinler hakkında bildiklerinizin ne kadarı doğru?
- Erkeklerin protein ihtiyacı kadınlardan daha fazladır
DOĞRU
Protein ihtiyacınız; yaş, cinsiyet, boy, kilo hatta hastalık durumuna göre değişebilir. Büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarla bebeklerin kilogram başına protein ihtiyaçları normal bireylere göre daha yüksektir. Erkeklerin hormonları dolasıyla metabolizmaları da kadınlardan biraz daha farklıdır ve protein ihtiyaçları daha yüksektir. ‘Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’ne göre, yetişkin erkeklerin günlük protein ihtiyacı 60 - 75 gram arasındayken kadınlarınki 50 - 65 gram.
1 su bardağı süt yaklaşık 6 gram, 1 orta boy yumurta yaklaşık 6 gram, 1 porsiyon kırmızı et ise yaklaşık 20 gram protein içeriyor.
- Günlük aldığımız enerjinin çoğu proteinlerden gelmeli
YANLIŞ
14 Kasım, Dünya Diyabet Günü’ydü. Günümüzde, diabetesmellitus (diyabet) önemli bir sağlık sorunu ve hızla yükseliyor. Bu yükseliş yaşam tarzındaki hızlı değişimle birlikte, gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda dikkat çekiyor.
2009 sonu itibarıyla dünyadaki diyabet nüfusu 285 milyonken bu sayının 2030’da 438 milyona ulaşması bekleniyor. Üstelik nüfus artışı, beslenme ve yaşam tarzındaki yanlışlıklara bağlı olarak son yıllarda çocuklarda ve gençlerde de Tip 2 diyabet prevalansı hızla artıyor. Bu konuda farkındalığın artırılmasını çok önemsiyorum.
Tedbirler alarak riski azaltmak ve hastalıkları besinlerle önlemek ve tedavisine
yardımcı olmak bizim elimizde. Lütfen bu konudaki bilgilerinizi çevrenizle de paylaşmaya özen gösterin.
Riskimi nasıl azaltabilirim?
Yaş, aile tarihçesi, etnik kök gibi Tip 2 diyabet risk faktörlerinden bazıları değiştirilemez. İyi haber; riski azaltmak için küçük değişiklikler yapmak yeterli.
Bu konuda yeni okuduğum araştırmaları paylaşmak istedim.
“Hiçbir şey ev yemeğinin lezzetine ve rahatlığına benzemez ve evde hazırlanan yemekler, Tip 2 diyabeti önlemeye yardım edebilir” diyen Harvard araştırmacılarına göre, bir haftada evde hazırlanan
Pazar günü ilk bölümünü yayınladığım ‘Ben demeyi öğrenin kilo verin’ konusuna devam ediyoruz. Daha önce de söylediğim gibi kilo verme konusunda okuduğum pek çok makale işin duygusal ve motivasyon bölümünde hep benzer konuların altını çiziyor. Ben de son okuduğum birkaç makaleyi sizinle paylaşmak istedim.
İlk bölümde “Ben” dememenin mazeretleri ve öneminden bahsetmiştik. Siz de birçok insan gibi konu özellikle diyet ve egzersiz olduğunda “Ben” ifadesini çok kullanmıyorsanız bunun sizin doğanıza yerleşmesi zaman alabilir. İşte kendinize yardım etmek için yapabilecekleriniz:
Olaydan önce
Kilo verme programınızla ilgili yemek seçimi, egzersiz veya motivasyon gibi herhangi bir konuda sizi zorlayan ısrarcı bir sorun fark ederseniz, sorunu yazarak tarif etmeye çalışın.
Değiştirmeniz gereken ne yapıyorsunuz ya da yapmıyorsunuz? Bunun sürekli tekrar etmesinin nedeni nedir? Bu soruna yol açan tetikleyiciler neler? Başlangıçta doğru olup olmadığınıza bakmadan veya kaygı duymadan bunları yazın. Sorunu her düşündüğünüzde aklınıza ne geliyorsa yazın ve bu noktada çözümünü bulmayı düşünmeyin. Sonra ne yazdığınızın üstünden ince eleyip sık dokuyarak kullandığınız dile bakın. Bu cümleleri siz
Eğer size “Basit bir sorunun cevabını bilirseniz, kilo kaybında başarı şansınızı yüzde 100 artırırsınız” deseydim, bana inanır mıydınız? Karar vermediğinizi düşünüyorum, haklısınız ama bu doğru.
Soru da şu:
Aşağıdakilerden hangisi uzun süreli kilo kaybı için en önemli faktör?
A.Kalori saymak
B.İstikrarlı egzersiz
C. Cümlelerinize “Ben” diye başlamak
Doğru cevap ne ‘A’ ne de ‘B’. Doğru cevap ‘C’. Cümlelerinize “Ben” diye başlamak. Şaşırdığınızı görür, “Olamaz” dediğinizi de duyar gibiyim. Açıklayayım; kilo vermek için daha az kalori tüketmeniz, daha fazla egzersiz yaparak aldığınız kiloları yakmanız gerektiğini artık biliyorsunuz. Eğer sadece bunlar yeterli olsaydı, şimdi oturup bu yazıyı okuyor olmazdınız.
Ne yapılacağını bilmekle, nasıl yapılacağını bilmek arasında büyük fark vardır.
Gazete yazılarımı hazırlarken bazen o anda içimden geleni yazıyorum bazen de ekiple toplantı yapıp haftalık planlamayla ilerliyoruz. Bu hafta toplantıda yazıyı ‘atalet’ hakkında yazacağım dediğimde kliniğimizdeki genç ekibin hepsi suratıma şaşkın şaşkın bakıp “Avrasya maratonu yaklaşıyor, atlet demek istediniz herhalde” diye beni hep bir ağızdan düzeltti. Hayır doğru olan bendim. Tam da yazmak istediğim bu ‘ATALET’.
Hatta onlara sevdiğim ve faydalandığım bir kaynak olan sevgili Mümin Sekman’ın ‘Kişisel Ataleti Yenmek’ kitabını tavsiye ettim. Bazı cümleler, kitabı okuyanlara tanıdık gelecektir...
‘Asıl amaç eylemdir’
Defalarca spora başlamaya karar verdiniz uygulamadınız, her pazartesi diyete niyet ettiniz vazgeçtiniz, hep yeni bir projeyi düşündünüz ama hiç harekete geçmediniz ve ilgi duyduğunuz bir çalışma hakkında çok araştırma yaptınız ama hiç uygulamadınız... Çünkü Henry Huxley’in dediği gibi “Hayatın asıl amacı bilgi değil, eylemdir.”
Bir kişinin gerçekten yapması gerektiğini düşündüğü, niçin yapması gerektiğini bildiği, nasıl yapabileceğini öğrendiği, yapmayı istediği, yapabileceğine inandığı, yaparsa ne kazanacağını ve yapmamakla ne kaybettiğini bildiği bir iş