Bugün diyete başlayalı bir hafta olacak. Merak ediyorum bu bir hafta içinde çok acıktığınız oldu mu? Çünkü yalnızlık, sıkıntı, ödüllendirilme, sevgi boşluğu, üzüntü ve kızgınlık gibi birçok duygu açlıkla karışır. Stresli geçen bir günün ardından “Yoruldum, çalıştım ve iyi bir yemeği hak ettim duygunuz” varsa bunu gözden geçirmekte fayda var çünkü kendinizi ödüllendirmenin tek yolu yemek olmamalı. Bunun en güzel yolu bir yeme günlüğü oluşturmak. Her gün duygularınızı ve yediklerinizi yazın. Bunun sorunu bulmada ve çözmede çok faydalı olduğunu göreceksiniz.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çoğu insanın normalin üzerinde yemek yemesinin sebebi, yüzde 75 duygusal duruma bağlı. Yani başka bir deyişle duygularla başa çıkmak için yemeği kullanma. Yemeğin yarattığı iyi duygular genellikle kısa sürelidir ve sonuçta kilo aldırdığı için üzüntü, mutsuzluk, stres, kaygı ve pişmanlık gibi daha fazla olumsuz duyguların hissedilmesine sebep olur.
‘Teselli yemekleri’
Önemli olan fizyolojik açlıkla psikolojik açlığı ayırt edebilmektir. Fizyolojik açlık mide tarafından beyine yemek yeme zamanı olduğuna dair sinyal gönderdiği zaman hissedilir. Fiziksel açlık semptomlarından bazıları
Belki de diyeti tam yapıyoruz ama hızlı hareket ediyoruz!
Bugün diyetin 6’ncı günü. Sadece diyeti harfi harfine yapmak yeterli olmayabilir, biraz da yavaşlamalısınız. Evet, haklısınız hayatta yapacaklarımıza yetişebilmek için hep hızlı olmak gerekiyor. Ancak söz konusu yemek olunca hızlı davranmak, yapılacak en kötü davranışlardan biri. Bu nedenle yavaşlamanıza yardımcı olup yemeğin zevkini çıkarmanızı ve kilo vermenizi sağlayacak ipuçlarını veriyorum.
- Yiyecekleri yutmadan önce en az 20 kez çiğneyin. Çiğneme işlemi, yiyeceklerin daha küçük parçalara ayrılmasını sağlar ve yiyeceklerin içinde bulunan besin öğelerinden daha iyi yararlanırız. Ayrıca çiğneme işlemi zaman alır böylece ne kadar uzun sürede ve çiğneyerek yersek, aşırı yeme durumu da engellenmiş olur.
- Yiyeceklerden aldığınız her ısırık sonrası çatalınızı elinizden bırakın. Hızı azaltmanız, hem yiyeceklerin tadına varmanıza sebep olur hem de ne kadar yediğinizi fark etmenizi sağlar.
- Isırıklar arasında birkaç yudum su için. Günümüzde hâlâ birçok kişi yeterli su tüketmiyor, bu nedenle aralarda su içmek yararlı olacaktır. Böylece su yudumlayarak, yiyeceklerden alacağınız ısırık sayısını da azaltmış
Bugün diyetin 5’inci günü. Artık biraz egzersiz de eklemeli. Havalar ısınmaya başlayınca kışın alınan kiloları vermek için diyete ve egzersize başlama fikri birçok kişinin hedefi oluyor. Aslında belirli dönemlerde egzersiz yapmak ve beslenmeye dikkat etmek yerine, yılın 12 ayı ve ömür boyu bu düzeni korumak en doğrusu. Sadece kilo vermek için egzersiz yapıp bırakacaksanız, kendinizi kandırmaktan bir farkı olmaz.
Gerçekçi olun 2 ay boyunca haftada 6 gün spor yapmak belki mümkün ama ömür boyu yapamayacağınız hiçbir şeye başlamayın. Daha seyrek olarak hafta 3 kez ama ömür boyu yapabilmek yani süreklilik daha değerli. Devam ettiremeyeceğiniz bir düzene girmemeniz daha doğru olabilir.
Hareket etmek, yemek ve su kadar değerli. Kemik ve eklemler, kan damarları ve genel dolaşım, solunum sistemi ve kas gücü
için egzersiz, bir ilaç kadar etkili. Şişmanlığın artma sebeplerine bakıldığında, aldığımız kalorinin çok artmadığı ama hareketimizin çok azaldığı net olarak ortaya çıkıyor.
Bilinçlenmek önemli
Durum böyle olunca günlük yaşam aktivitelerini desteklemek dışında düzenli spor yapmak ve bu konuda bilinçlenmek de önem kazanıyor. Egzersize yönelik beslenme programı
Bugün diyetin 4’üncü günü. Dünkü yazımda, “Diyette yol arkadaşı iyi olabilir” demiştim. Peki arkadaşlarımız bize zarar verir mi?
Kilo vermeye kesin karar verdiniz, tüm kararlılığınızla başladığınız bu ilk günde arkadaşlarınız ısrarla sizinle buluşmak istedi. Bu ilk günler, henüz fazla yol kat edilmediğinden “Nasıl olsa kaybedecek fazla bir şey yok, yeni başladım, bu gece bozulsa da yine başlarım” diye düşünebileceğiniz dönemlerdir. Uzun süredir diyet yapıyorsanız vermek istediğiniz kiloların bir kısmını vermişseniz, artık yediklerinizi sınırlamaktan bıkmış ve sıkılmışken arkadaşlarınızla bir yemekte buluşmuş olabilirsiniz. Onlar içlerinden geldiği gibi yiyorlar, canı makarna isteyen makarna söylüyor, yanında bir kadeh şarap, arkadan tatlı geliyor. Siz de onların yanında belki de daha rahat hissederek bütün kararlılığınızı bir yana bırakıyorsunuz. Tanıdık geldi mi?
Yaşam şeklimiz, çevresel faktörlerin etkisinde gelişir, bireysel özelliklerimizin gelişiminde genlerimiz kadar çevremiz de etkilidir. Davranış biçimi ve bu davranışın yeniden yapılanması önemli ve kolay olmayan bir süreçtir aslında.
Araştırmadan çıkan sonuçlar
Bu çok doğal, çünkü sosyal
Bugün diyetin 3’üncü günü. Zor gelmeye mi başladı? Yaşam şeklinizi tamamen değiştirmeyip kilo vermeyi kısa süreli bir kamp gibi gördüğünüzde, başkalarının amacı ve hayali için diyet yapmaya çalıştığınızda kilo vermek zor gelebilir. Böyle durumlarda maalesef kaybedilen kilo geri alınır! Kilo vermeye hazırlanırken önemli olan bunun emek ve zaman gerektirdiğini kabul etmektir, böylece zor zamanlarınızda da moraliniz bozulmaz.
Kilo verme hızı bazen yavaşlar bazen durur bazen ise vücut ağırlığı artmış gibi bile görünebilir. Diyet, bir yarış değildir; yolculuktur. Keyfinizi kaçırmayın. Şöyle anlatayım; Antalya’ya gitmeye karar verdiniz. Bunun için en kısa yol uçağa binmek ve 1 saat sonra orada olmaktır. Ama İstanbul’dan Antalya’ya gidiş yolunu öğrenmek ve bu yolculuğu anılarınızda hep yer alacak şekilde yaşamak istiyorsanız o zaman arabaya binip yol üzerinde ufak molalar vererek gitmek, oralardaki yerleşim yerleri ve doğayı incelemek daha doğru ve keyifli olacaktır.
Yolda ufak sapmalar olabilir
Yolculuk İstanbul - Antalya hattında olduğu sürece giderken ana yoldan sapıp ufak orman yollarına girmek, köy yollarında kaybolmak, bazı kasabalarda dinlenmek mümkün ama
2. GÜN
Kilolu olmanızın nedeni, sadece aldığınız ve harcadığınız kalori arasındaki yanlış denge olmayabilir. Metabolizma, hormonlar ve iyi çalışmayan bezler de kilo almanıza yol açabilir. Kendinize aşağıdaki soruları da sormanız gerekir:
- Sürekli yemek düşünüyor musunuz?
- Yemekten hemen sonra canınız tatlı yemek istiyor mu?
- Tatlı yemeden duramıyor musunuz?
- Aç kalınca sinirli ve gergin olur musunuz?
- Uzun süreli açlık halinde elleriniz titrer mi?
1. gün
21 gün boyunca sizinle her gün örnek bir diyet listesi paylaşacağım. Bu diyetlerin yasaklardan sıyrılmış, sizin hayatınıza en uyumlu şekilde olmasına özen gösterdim. Diyete başlarken şimdiki yaşam şeklinizi gözden geçirin. Düzeltilmesi gereken alanları belirleyin, vazgeçemeyeceklerinizi ne kadar sınırlayabileceğiniz konusunda mantıklı ve kabul edilebilir hedeflere geçin. Bazı takipler için ölçüm yapmanız gerekecek çünkü ölçemediğiniz bir konuda düzelme ve iyileşmeyi doğru şekilde takip edemezsiniz. Önce vücut ağırlığınıza ve boy uzunluğunuza bakalım.
Vücut ağırlığınızı her zaman kullanacağınız tartıyla sabah aç karnına ve çıplak ölçün. Boy uzunluğunuzla birlikte BKI değerini hesaplayın, çıkan sonucu aşağıdaki sınıflamaya göre değerlendirin:
BKI = Ağırlık (kg) / Boy uzunluğu (m2)
18.5 ve altı ......... Zayıf
18.6 - 24.9 ......... Normal
25 - 29.9 ........... Fazla kilolu
Curcumin, zerdeçalın içinde var, peki bu curcimin nedir ve başka hangi besinlerde bulunur?
Baharatlar, kokuları ve tatlarıyla sofralarımızı daha da çekici kılar. Siz de mutfağınızda farklı tatlar yaratmaktan hoşlanabilirsiniz. Karabiber, kimyon, kekik, kırmızıbiber, nane, tarçın gibi baharatları çok yaygın kullanıyor olabilirsiniz. Bir yenisi için zerdeçalı önerebilirim, çünkü curcumin için önemli bir kaynak...
Zerdeçal, ‘sağlığa faydalı’ bilinen bir baharat çeşididir. Hint mutfağının vazgeçilmez bir baharatıdır. Ona sarı rengini veren curcumin (köri tozu), içindeki ana bileşenlerinden biridir.
Hindistan ve Asya kıtasında, birçok hastalığı tedavi etmekte kullanılır. Son yarım yüzyılda yapılan araştırmalar, zerdeçalın yararlarının içinde bulunan curcumin nedeniyle olduğunu bildirmektedir.
Neden tüketmeliyiz?
Curcumin; antioksidan, anti - inflamatuar, anti - viral, anti - bakteriyel, anti - mantar ve anti - kanser aktiviteler gösterir. Bu nedenle diyabet, alerjik hastalıklar, artrit, alzheimer ve diğer kronik hastalıkları önlemeye yardımcıdır.