Pek çok insan için spor, bir yaşam biçimi haline geldi. Spora olan ilgi arttıkça; akıllardaki sorular da artıyor. Gelin bugün bu sorulara bir göz atalım...
Spor yapmanın fiziksel ve duygusal birçok yararı var... Bu faydalardan hep bahsediyorduk ancak obezite ve buna bağlı hastalıklar artmaya başlayınca, önemi daha fazla konuşulmaya başlandı. Artık Sağlık Bakanlığı da farkındalık yaratmaya çalışıyor.
Teknoloji yüzünden hareket alanlarımız azaldı. Düşünsenize; artık arabanızda radyo kanalını değiştirmek için bile uzanmanıza gerek yok, direksiyondan bu işi halledebiliyorsunuz.
Evin ışık sistemini, tek bir kumandada toplayıp odaya gitmeden ışığı açıp, kapatabiliyorsunuz. Bu da insanı büyük rahatlığa yani tembelliğe alıştırıyor. Oysa hareketli bir yaşam ve egzersiz, birçok hastalıktan koruyor. Kanser, obezite, kalp rahatsızlıkları, tip2 diyabetin gelişimi ilk akla gelenler...
Kan basıncını düzenlemeye, iyi kolesterolü artırmaya, kötü kolesterolü düşürmeye, iştahla kiloyu kontrol etmeye de yardımcı oluyor.
Spora olan ilgi artıyor. Danışanlarım arasında sporu bir yaşam biçimi haline getirenlerin oranı arttı.
Bununla birlikte spor yaparken beslenme şekli de önem
Kilo vermek adına yapılan en büyük hatalardan biri, yağdan uzak durmak. Vücudun birçok görevi yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu yağları yakından tanıyarak sağlığınızı koruyabilirsiniz
Yağı, beslenmeden tamamen çıkarmak doğru olmaz çünkü yağların vücudumuzda çok önemli görevleri var. Peki, hangi yağın iyi, hangisinin kötü olduğunu biliyor musunuz?
‘Tekli doymamış yağlar’ ile ‘çoklu doymamış yağlar’, iyi yağlar kategorisine giriyor; ‘doymuş yağlar’ın ise makul ölçülerde tüketilmesi gerekiyor.
Kolesterol seviyelerinin yükselmesine yol açtığı için ‘trans yağlar’dan ise uzak durulmasında fayda var.
Tekli doymamış yağlar
Temel beslenmeyle ilgili IQ seviyeniz ne durumda? Öğrenmek için aşağıdaki 10 soruluk testi tamamlayın ve sonunda elde ettiğiniz puanları toplayın. Böylece beslenme konusunda bir süperstar mısınız, yoksa acil bir şekilde kendinize çeki düzen vermeniz mi gerekiyor öğrenebilirsiniz....
1. Spor yaparken kas büyütmenin en iyi yolu protein almaktır.
A) Doğru B) Yanlış
2. Kahverengi ekmek aldığınızda ekmeğin tam tahıl unundan yapıldığına eminsinizdir.
A) Doğru B) Yanlış
Turunçgiller, içerdikleri C vitaminiyle kış aylarında bizi hastalıklardan koruyan doğal kurtarıcılarımız. Gelin bu meyvelerin bizi nelerden koruduğuna bir bakalım...
Turunçgiller; A, B ve C vitaminlerinin yanı sıra potasyum, magnezyum, kalsiyum, demir, fosfor, folik asit ve bakır gibi mineraller bakımından çok zengin...
* PORTAKAL: Mis kokulu kış habercisi portakalı yemek için çok fazla sebep var. Benim için en önemlisi; Mersin kokusu, reçeli ve C vitamini. Peki C vitamini ve portakal sağlığımız için neden bu kadar önemli?
Suda çözünen bir anti-oksidan olan C vitamini, serbest radikalleri zararsız hale getirerek hücreleri korur.
TÜMÖRLE SAVAŞ!
Bir portakal 170 taneden fazla ‘fitonutrient’ ve 60 taneden fazla ‘flavonoid’ içerir. Bu maddeler, enfeksiyon ve tümörlerle savaşır; kan pıhtılaşmasını önleyici etki gösterir. İşte diğer etkileri:
Son yıllarda hızlı kilo vermeyi vaat eden diyetlerde artış var. Ancak hiçbir diyet, sağlıklı ve ölçülü beslenme ile hareket etmenin etkisini yaratmaz
Son dönemde popüler hale gelen ‘5:2 Diyeti’ aslında mucizevi bir etki değil, temelinde yine kalori oyunu ve açlık denemesi var.
5 gün boyunca istediğinizi yemek, kalan diğer iki günde de vücudunuzu açlığa terk etmek şeklinde özetlenebilir. Diyeti yapan kişiler için beş gün boyunca ‘normal’ miktarda kalori (2000-2400) tüketmeyi ve kalan iki gün için de-birbiri ardına gelmeyen günlerde-normal kalori miktarlarının yalnızca yüzde 25’ini yani toplamda kadınlar için 500, erkekler için ise 600 kalorinin tüketilmesini öneriyor.
HIZLI KİLO VERMEK İSTEYENLER İÇİN
Tüketilen yiyeceklerde çeşit sınırlaması yok ve kadınların bu diyetle haftada 1 kilo verebilecekleri, erkeklerin ise aynı şekilde 1 veya daha az kilo verebilecekleri iddia ediliyor.
1940’lı yıllarda potansiyel etkilerinin ortaya çıkarılması için üzerinde araştırmaların yapıldığı vücudu aç bırakma durumu, yıllardır var olan bir uygulama. Ancak, 2013 yılının başlarıyla birlikte zayıflama mucizesi gibi hızlı bir şekilde kilo vermeyi vaat eden bu diyet, popüler diyet
Aşırı tuz tüketimi; ölüm riskini artırıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Erol, bu yüzden ekmek ve peynirdeki tuz oranlarını düşürdüklerini açıkladı
Tuz hakkındaki farkındalık önemli... Sadece kendi tükettiğiniz tuz değil, etrafınız için de bu mesajı sürekli hatırlamanızı öneririm.
Tuzsuz bir hayattan bahsetmiyorum. Tuzda bulunan sodyum, vücudumuzda birçok görevi olan önemli bir mineral. Vücut sıvı dengesini korur; hücre içindeki ve dışındaki sıvıların hareketini kontrol eder, kan basıncını düzenler, tüm kasların gevşemesi sağlar. Bu kadar hayati fonksiyonlarda görevi varken; “Tuza ihtiyacınız yok” diyemeyiz.
Vücudumuzun günlük sodyum ihtiyacı 2 bin 400 mg.’dır. Bu miktar, 6 gram tuzla karşılanır. Ancak yapılan araştırmalara göre; günlük alınması gereken tuz 6 gram olmasına rağmen, ülkemizde üç katı kadar tüketiliyor. Fazla tüketilmesiyle birlikte de kalp ve tansiyon hastalıklarına yakalanma riski artıyor.
Narın yararları o kadar çok ki; antioksidan özellikte, kalbe faydalı, kolesterolü düşürmeye yardımcı... Nar tanelerini aşure süslemede de kullanabilirsiniz
Çocukken en çok duyduğumuz bilmece ‘Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane’ değil miydi?
Evet, cevap çok kolay: Nar!
Narın tane sayısı gibi yararları da o kadar çok ki... İşte bu nedenle de sürekli nara karşı önem vurgulanıyor. Nar vitamin, mineral deposu olduğu gibi antioksidan özellikte.
GRİBE DE KARŞI
Ayrıca nar, kış aylarında bağışıklık sistemini de güçlendirdiği için gribe karşı koruyucu olarak tüketilmesi gerekli olan bir meyve.
Pazar günü sporseverler İstanbul Maratonu’nda koşacak; diyabet hastalığına dikkat çekmek isteyenler ise Dünya Diyabet Günü için düzenlenecek koşuda bir araya gelecek
Pazar günü yapılacak İstanbul Maratonu’na çok az kaldı. Ben ilk defa ‘adım adım’ iyilik için koşacağım. Amacım TOG gönüllüsü olarak gençlere destek vermek... Aynı gün pek çok kişi diyabet için koşacak. Çünkü tüm dünyada 14 Kasım Diyabet Haftası olarak geçiyor.
Dünya Diyabet Günü ve haftasındaki etkinlikler, hem tip 2 diyabetin önlenmesinin, hem de diyabetin komplikasyonlarıyla etkili bir şekilde baş edilebilmesinin önemi ve sağlıklı yaşam etrafında şekilleniyor.
HASTALIK TEŞHİS EDİLEMİYOR
Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF)’dan gelen son tahminlere göre; dünyada 382 milyon diyabetli insan yaşıyor. 2035’e kadar bu sayının 592 milyona yükseleceği veya her 10 kişiden birinde diyabet hastalığının görüleceği düşünülüyor. 316 milyonu aşkın insan şu anda tip 2 diyabet hastalığına yakalanma konusunda yüksek risk altında ve bu sayının bir nesil içerisinde 500 milyona ulaşması bekleniyor. Bu denli yaygınlaşmış diyabet hastalığını, böylesine tehditkâr yapan hastalığın saklı kalması. Dünya çapında diyabet