ABD’nin ünlü yemek bilimi ve teknoloji dergisi ‘Gıda Teknolojisi/Food Technology’, yeme-içme sektörünün gelişmesinde etkili olan alışkanlıkları araştırdı. Ben de biraz buna değinmek istedim
Sağlıklı beslenme, iyi yaşam, gurme mutfaklar, yaratıcı şeflerin tarifleri, mutfakta yenilikler son yılların en gözde konuları arasında yer alıyor. Geleneksel mutfak biçimimiz, dünya trendlerinden etkileniyor.
DEĞİŞEN DAMAK TADI: Eskiden insanlar sadece açlıklarını geçiştirmek için yemek yiyordu. Şimdiyse ‘tat’ kelimesinin farkına varmak için yiyor. Keyifli yemek, hobi haline geldi. İnsanlar artık farklı tatlar denemek, yemek kurslarına katılmak, yeni tarifleri paylaşmak istiyor. Sosyal medyada sürekli yemek fotoğraflarının paylaşılmasından da bu değişimi anlayabiliyoruz.
İKİ SİHİRLİ KELİME; TAZE VE SAĞLIKLI: Pazar ve marketten yaptığımız alışverişin iki önemli kriteri bunlar. Araştırmalara göre, 10 kişiden 9’u doğal ve mevsiminde satın alınan ürünlerin sağlıklı olduğu konusunda hem- fikir. Mutfağınız değişirse beslenmeniz değişir. Pişirme esnasında lezzetlendirmek için aşırı yağ ve tuz tüketimini sınırlandırıp bunun yerine az yağ, domates ve bol baharatla denemeler
Bu satırları kilo almak isteyip alamayanlar için yazıyorum. Bu durumdaki bireylerin şikayetleri de çok önemli ve kendilerine göre öneri bulamamaktan yakınıyorlar
“Nasıl kilo veririm?” ve “Belimdeki, kalçamdaki fazlalıklar nasıl gider?” soruları diyetle ilgili en çok merak edilenler. İşyerinde ve öğle yemeklerinde hep aynı şeyler konuşulur; “Nasıl kilo vermiş?”, “Hangi diyeti uygulamış?”, “Spor yapmış mı?”, “Ne kadar sürede, ne kadar kilo vermiş?”
Aslında kilo almak veya vermek isteyenlerin sorunlarının benzer tarafları var. Kıyafete sığamamak, sosyal baskı, psikolojik bozukluk, çeşitli hastalıklara yakalanma gibi. Yıllar önce, ergenlik çağında olan ve aynı zamanda ziyarete gelen iki arkadaş danışanım vardı. Birinin sorunu, aşırı kilolu olmak, diğerininse zayıflıktı. Dertleri farklı görünse de aslında hedef aynıydı: Sağlıklı ve normal kiloda olmak.
Kimler zayıf?
Beden Kitle İndeksi (BKI), 18.5 ve altında olan bireyleri zayıf kabul ediyoruz. Bazen özellikle de genç kadınlarda bu hayal edilen bir durum olsa da, aslında aşırı zayıflık pek istediğimiz bir durum değil. Çünkü her şeyin dengesinin bozulmasının zarar olduğunu düşünürsek aşırı zayıflık da sağlıksız.
Çok
Ramazan’ın ilk haftasını neredeyse geride bıraktık. Bu özel döneme ait beslenme önerilerini internet sayfamız, sosyal medya ve sizlerden gelen sorularla belirlemeye çalışıyorum
Bu hafta en çok gelen sorulardan biri, “Ramazan’da genelde bağırsak tembelliği yaşıyorum, kabız olmamak için ne yapabilirim?” oldu. Bir de “Ramazanda kilo almaktan korkuyorum, öneriye ihtiyacım var” şeklindeki ricalar vardı. Korkmanızı gerektirecek bir şey yok, merak etmeyin, her ikisini de doğru yönetmek mümkün.
Soru-1 Ramazan’da kilo almamak için ne yapmalıyım?
Oruç tutulduğu zaman metabolizmada bazı değişiklikler oluyor. Uzun süre aç kalındığı için kişinin kan şekeri ve metabolizma hızı düşebiliyor, hareket etme isteğinde azalma ve sıcak havalar, özellikle son saatlerde biraz tükenmişlik yaratabiliyor. Tüm bunlar, iftarda nefsinizi kontrol edememenize yol açarsa kilo alma ihtimaliniz artıyor. Bu yüzden iftarda yavaş yemek, iyi çiğnemek ve her lokma sonrası çatalı ya da kaşığı masaya bırakıp biraz beklemek gerekiyor. Böylece yemeği ve kendinizi kontrol etmeniz kolaylaşıyor.
Ramazan’da kilo almamak için en önemli diğer noktaysa, sahurda dengeli beslenmek. Bu konudaki önerileri geçen
İftar ve sahurda kurulacak sofralar; sağlıklı, hasta, özel durumu olan ya da kilosuna dikkat edenler için farklı olmalı. İşte size özel öneriler
İftar sofraları özellikle de Ramazan’ın ilk günlerinde biraz abartılı olabiliyor ancak evdeki bütçeyi idareli kullanan ve mutfak harcamalarını çok esnetemeyen aileleri de unutmamak gerekiyor. Sağlık sorunlarına göre de önerileri detaylandırmak mümkün. Önce genel olarak her Ramazan’da tekrar ettiğimiz önerilere göz atalım, sonra detaylara bakalım;
-Mutlaka sahura kalkın, sizi tok tutacak ve su ihtiyacınızı karşılayacak seçimler yapın. (pazar günkü yazıma arşivden bakarak detay ve örnek mönüleri inceleyebilirsiniz)
- İftarda midenizi yormayın, gıdaları iyi çiğneyin, yavaş yemeye özen gösterin.
- Çok sıcak ve soğuk besinler seçmeyin, hafif bir öğünle başlayıp küçük ara öğünlerle devam edin.
- Tatlı seçimlerinizde kontrollü olun, haftada en fazla iki defa sütlü tatlı, dondurma ve hamur işi seçin.
- Lifli besinleri unutmayın, sebze ve meyveyi ihmal etmeyin.
Beslenmeye özen göstermek, rahat bir Ramazan geçirebilmek için önemli. Sahur önerileriyle başlayalım
“Nerede o eski Ramazanlar” demek biraz klişe kalıyor ama maalesef gerçekten öyle. Eskinden aile büyüklerinden küçüklerine kadar herkes bir sofrada toplanır, sahur ve iftar beraber yapılır, oruçlar açılırdı. Hatta sahurda komşumuz Nezaket Abla’yla yediğimiz cevizli keşli makarna, bir sahur klasiği olarak hâlâ hatırımda.
Günümüzde herkes yaşam derdine düştüğü, sürekli bir yerlerden bir yerlere yetişmeye çalıştığı için toparlanabilmek çok mümkün olmuyor. Eminim herkes anneanne, babaanne, dede, anne, baba, çocukların hatta komşuların olduğu iftar sofralarını özlüyordur. Ramazan’ın hepimize huzur, birlik ve beraberlik getirmesini gönülden diliyorum. Beslenmeye özen göstermek, rahat bir Ramazan geçirebilmek için önemli. Şimdi sahur önerileriyle başlayalım, ilerleyen günlerde iftar ve diğer önemli ayrıntılarla ilgili bilgilendirmelere devam edeceğim.
Riskli grup
Riskli grupta yer alanlar, oruç tutmak istiyorlarsa mutlaka hekimlerinden izin almalı. Kalp-damar ve yüksek tansiyon hastalığı olup ilaç kullananlar, diyabet hastaları, hamileler, böbrek yetmezliği olalar, diyalize
Yaz gelince maalesef magazin sayfalarından hiç eksik olmayan, herkesi ilgilendiren bir gündem oluşuyor. Bahanesi çok, kabul edeni az sevimsiz bir konu: Selülit
Selülit, bir hastalık değil ve çok özel durumlar dışında estetik kusur olarak kabul edilmiyor. Ancak bu kadar gündeme getirildiği için herkes sürekli bir saklanma ve köşe kapmaca halinde. Oysa kadının doğasında var çünkü östrojen yani kadınlık hormonu bu yapıya sebep oluyor. Bu durumun kilolu olmakla ilgisi bulunmadığını söyleyemem ama pek çok zayıf insanda bile selülit var, buna karşılık kilolu olup hiç selüliti olmayan da var.
Kadınların hatta şaşırtıcı şekilde erkeklerin de takibinde olan selülitten kurtulma şansı yok mu? Aslında yerleşmiş selüliti tamamen yok etmek mümkün değil, oluşmadan tedbir almak gerekiyor. Sadece diyet yaparak da selülitleriniz azalmıyor ancak yeni oluşum ve ilerlemesine karşı beslenmenin önemli olduğunu unutmayın.
Tabii ki, selülitle mücadelede diyetin en iyi arkadaşı egzersiz. Haftada en az üç gün 30-50 dakika arasında yapılan egzersize ihtiyaç var. Egzersiz yaparken dolaşımın düzenlenmesi ve yağ yakımı için yürüyüş, yüzme, bisiklet gibi kardiyo egzersizler tercih edilebilir ancak kas
Hayalini kurduğunuz o gün geldi... Gelinliğiniz içinde mükemmel görünüyorsunuz... Tüm kadınların dileği budur ama düğün öncesi yaşanan stres, planları bozabilir. O yüzden gelin adaylarına birkaç önerim var
Küçükken evcilik oyunlarında hep prenses kıyafetli bebeği, yakışıklı erkek bebekle evlendirirdik. Aynı zamanda öyle bir prensin büyüyünce bize evlilik teklifi edeceğinin hayalini kurardık. Sonra bir bakmışız ki, o gün gelmiş... Her genç kızın kendisine göre bir gelinlik hayali var. Kimi kabarık ister kimi düz, kimi tüllü ister kimi dantelli... Sadece istenilen tek bir şey ortaktır: O anın mükemmel olması. Bu dönemde her şeyle ilgilenmek biraz stresli olabilir. Ev hazırlıkları, gelinlik seçimi, mekanın organize edilmesi tatlı telaşlardan. Ayrıca gelinlik içinde mükemmel görünmek isteriz.
Evlilik öncesi pek çok kadın, en formda halini görmek ister. Bu süreçte planlı olmak çok önemli çünkü hızlı verilen kilolar daha sonra hızla geri gelebilir. Evlilik öncesi size uygun beslenme planları oluşturmak, sağlıklı beslenmeyi öğrenmek ve hayatınıza geçirebilmek için bir beslenme uzmanından yardım almanızda fayda var. Sporla birlikte vereceğiniz kilolar, sizi hem daha fit hem de daha
Bedenimizin serinlemesi için soluduğumuz hava ve su, kritik önemde. Yazın bol bol su içmeli, yediklerimizi de dikkat etmeliyiz. Akdeniz diyeti, yaz için en uygun örnek
Uzmanlar sürekli uyarıyor: “Bu sene son 50 yılın sıcak yazını yaşayacağız. 92 gün süren yaz mevsiminde 64 gün sıcaklık mevsim normallerinin üzerinde olacak.” Haziran ayı bunu pek hissettirmedi ama anlaşılan o ki sıcaklar bir gelecek pir gelecek.
Bazı bölgelerde yaşayanlar dağlara, yaylalara giderek serinleyecekler. Ailemin Toros Dağları’ndaki muhteşem Çamlıyayla’ya kaçması gibi. (Mis gibi çam ormanları ve evin bahçesinde yetişen taze sebze ve meyveler, bir de fırsat bulup ben gidebilsem keşke) Bazı bölgeler denize inip serinlemeye çalışacaklar, bir kısmımız işlerini bırakamadığı için klimalarda çare bulmaya çalışacak.
Akdeniz diyeti iyi örnek
Bedenimizin kliması yani serinlemesi için soluduğumuz hava ve su çok kritik önem taşıyor. Klimalı ortamlar, serinlik hissi verse de aslında yapay olarak serinlediğimiz için kuruyan cildimiz daha fazla suya ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden odanın içi serin bile olsa yaz aylarında en önemli konu, yeterli su içilmesi.
Bunaltıcı sıcaklar yediklerinize de özen