Bazı kadınlarda gebeliğin ortalarında kan şeker düzeylerinde artış olabiliyor. Özellikle ailesinde diyabet geçmişi bulunanların, fazla kiloluların ve daha önceden sorunlu hamilelik geçirenlerin bu tabloyla karşılaşma riski daha yüksek
Gebelik diyabeti, artan hormonların yarattığı insülin direnci yüzünden kan şekerinin metabolizma tarafından kontrol edilemeyişine bağlı gelişiyor. Daha önce diyabeti olmayan bir kadında gebeliğin ikinci yarısında ortaya çıkabiliyor ve genelde doğum sonrasında düzeliyor.
Önceden önlem alabilmek için anne adaylarının rutin olan “gestasyonel diyabet testi” yaptırması öneriliyor. Gebelik süresince görülebilen gestasyonel diyabet, kan basıncını yükseltiyor ve 4.5 kg.’ın üzerinde doğum ağırlığına yol açabiliyor. Hekim kontrolüyle gestasyonel diyabet tanısı, çok iyi incelenmeli ve doğru tedavi yöntemi uygulanmalı. Ayrıca bir diyetisyenle kan şekerini kontrol altına alabilecek beslenme programı planlanmalı. Araştırmalar, beslenme ve egzersizin gebelik diyabeti üzerinde etkili olduğunu ortaya koyuyor.
Çeşitli riskleri var
Anne: Hamilelik sırasında başlayan şeker hastalığında risk, hamilelik öncesinde başlayana göre daha düşük. Eğer annede şeker
Bugün sizinle 100 gr.’ı 50 kaloriden az olan, düşük kalorili bazı besinleri ve bunlarla yapabileceğiniz lezzetli tarifleri paylaşacağım
Her bireyin günlük kalori ihtiyacı birbirinden farklı. Kadınlar için günlük ortalama 1800-2000 kalori erkekler içinse 2000-2400 kalori uygun. Eğer iİhtiyaçtan fazlasını alıyorsak ve hareketsiz bir yaşantımız varsa kilo almak kaçınılmaz.
Her derde deva
22 kalori/100 gr.
Domates, en çok tükettiğimiz besinlerden biri. Bütün yemeklerin vazgeçilmezi, A, B ve C vitaminleri içeriyor. Lif açısından zengin domates, kabuklarıyla yenildiğinde bağırsaklara yardımcı ve böbrek taşlarının düşürülmesine destek oluyor. Kanı temizliyor. Prostat kanserini önlemede etkili olduğu düşünülüyor.
Spor yapmak konsantrasyonunuzu artırır ve mutlu olmanızı sağlar. Bu yüzden yetişkinler günde 30, çocuklar da 60 dakika fiziksel aktivitede bulunmayı alışkanlık haline getirmeli
Egzersizin önemi her geçen gün artıyor. Daha doğrusu her zaman önemliydi; ancak obezite ve buna bağlı hastalıklar artmaya başlayınca, önemi daha fazla konuşulmaya başlandı. Bu konuda kampanyalar yapılıyor, kamu spotları hazırlanıyor, parklara spor yapılması için aletler konuluyor, yürüyüş yolları genişletiliyor... Çünkü teknoloji yüzünden hareket alanlarımız azaldı. Düşünsenize; artık arabanızda radyo kanalını değiştirmek için bile uzanmanıza gerek yok, direksiyondan bu işi halledebiliyorsunuz. Evin ışık sistemini tek bir kumanda da toplayıp odaya gitmeden ışığı açıp kapatabiliyorsunuz. Bu çok büyük bir rahatlık, kabul ediyorum. Ancak aynı zamanda tembellik. Oysa hareketli bir yaşam ve egzersiz, birçok hastalıktan koruyor: Kanser, obezite, kalp rahatsızlıkları, tip2 diyabetin gelişimi ilk akla gelenler... Kan basıncını düzenlemeye, iyi kolesterolü artırmaya, kötü kolesterolü düşürmeye, iştahla kiloyu kontrol etmeye de yardımcı oluyor.
Öğrenmeyi kolaylaştırıyor
ABD Bilim Halk Kütüphanesi’nin
Bu hafta pek çok yerde Türk halkının yazın en çok karpuz ve çay tükettiği konusundaki haberleri okumuş olabilirsiniz. Bu kadar çok tercih edilen iki gıdaya, gelin yakından bakalım
Karpuz, yaz meyveleri içinde su oranı en yüksek olan. Aynı zamanda uygun fiyatlı olması, serinletme özelliği, lif içermesi ve tatlı tadı karpuzu akla getiriyor. Ancak karpuz ve peynir ikilisinden mucize beklemeyin. Peynir seçiminizde dikkat etmeniz gerekenleri şöyle sıralayabiliriz;
- Eğer yüksek tansiyonunuz varsa veya böbrekleriniz sebebiyle tuz kısıtlaması yapıyorsanız mutlaka tuzsuz peynir tercih edin. Ya da peyniri bir gece önce ılık suya yatırın ve yemeden önce suyunu değiştirip bir saat daha bekletin.
- Diyet yapıyorsanız veya kolesterolünüz yüksekse, karaciğer yağlanmanız varsa az yağlı peynir tercih edin. Normal peyniri suda bekletmek yağını azaltmaz, bu konuda yanılgıya düşmeyin. Yağsız sütten kendiniz de peynir mayasıyla süt yapmayı deneyebilirsiniz.
- Peynir tüketirken iki parmak kalınlığında yaklaşık 30 gr.’lık ortalama bir dilimin 1 köfteye eşdeğer protein ve kalori içerdiğini unutmayın. 1 dilim peynir, yaklaşık 70 kalori içerir.
- Karpuz, şeker oranı yüksek bir meyve
Piknik sepetlerini hazırlarken mönüye sağlıklı ve hafif seçenekler de ekleyin. Böylece ertesi gün çok yemek yediğiniz için kendinizi suçlu hissetmezsiniz
Havalar ısınmaya başladığında, hafta sonları ilk akla gelen aktivitelerden biri, piknik oluyor. Eğer bir mangalınız ve arabanız varsa ya da en azından arabası olan bir tanıdığınız, piknik yapmak için her şeye sahipsiniz demektir. Ancak pikniği mutlu sonla bitirmek için tedbirli olmakta fayda var.
*Besinlerin bozulup gıda zehirlenmesi yaratmaması için protein içeren yiyeceklerle krema ve mayonez gibi soslarla hazırlanan yemeklerin sıcakta uzun süre beklememesi gerekiyor.
*Ateşin doğrudan etlere temas etmesi ve kömürleşerek yanması, kanserojen madde riski oluşturabilir. Kömür köz halindeyken ve ızgara yüksekliğini koruyarak etlerinizi pişirmeye özen gösterin.
Bayramda tüketilen güzel yemeklerin ve tatlıların acısını duymaya başlamış olabilirsiniz. Bayram sırasında normal kilosunda olan birey 1-3 kilo alabilir. Ancak endişelenmeyin, tamamı yağa dönüşmeden kiloyu vermenizi kolaylaştıracak önerilerim var!
Üç günlük bayram sona erdi. Kimileri tatile gitti, kimileri aile büyükleriyle geçirdi bayramı. Dilerim herkesin bayramı sağlıklı ve bol kahkahalı geçmiştir.
Bayramda yediklerinize dikkat etmediğinizi düşünüyorsanız şimdi metabolizmanızın çalışmasına katkıda bulunmanız önemli. Muhtemelen aşırı şekerli ve yağlı besinler tüketip sebzeyle meyveyi ihmal ettiniz. Bunun için eksik yediğiniz besinleri küçük öğünler şeklinde ilave edebilirsiniz. Meyve, süt, peynir, yoğurt, tam buğday ekmeği, kuru meyve, ceviz veya fındık iyi alternatif olabilir.
Akşamları ağır yemekler yerine hafif gıdaların yenmesi önemli. Yediğiniz yemeklerin yağ ve tuz oranını azaltıp baharatlarla zenginleştirebilirsiniz. Yemeklerinizi yavaş yavaş yemeniz ve porsiyonlarınızı azaltarak midenize yardım etmenizi öneririm.
Cacık, ayran ya da yoğurt da sıcak havalarda çok öneririm. Egzersizi ihmal etmeyin. Günde 30-40 dakikalık yürüyüşler, çok önemli. Yalnız bunu
Uyku düzeni ve sindirim sistemi farklı çalışıyorken bayramla sofralarıyla aşırı beslenmeye doğru ilerliyoruz. Lütfen kontrollü olun ve midenizi yormayın.
Bayram tabii ki, özel sofralar ve güzel tatlılarla karşılanacak ama amaç sevdiklerimizle, ailemizle ve dostlarımızla olmak. Benim çocukluğumda ailemizin büyüğü anneannemin evinde toplanırdık ve kendisi tek tek tabakları kontrol ederdi. Tabak bitmeden içi rahat etmezdi. Biz de yerdik, o zamanlarda obezite korkusu yoktu çünkü yemek sonrası sokağa çıkar oynardık. Ertesi gün diğer bayram ziyaretlerine yürüyerek gidilirdi. Özetle aldığımız kaloriyi çok rahat yakabiliyorduk. Oysa durum şimdi farklı, maalesef bu konuda tembellik giderek artıyor. Buna karşılık yemek alternatifleri de hızla artıyor.
Çocuklara dikkat
Şeker bayramında yetişkinlerden çok çocukların beslenmesi ön plana çıkıyor. Özellikle büyüme ve gelişme dönemindeki çocukların ağız-diş sağlığı beslenmeleriyle doğrudan ilişkili. Aşırı şeker tüketilmesi, mide ve bağırsak hassasiyetine neden olabilir. Bu yüzden çocuklarınıza fazla şekerli gıda tüketiminin zararlı olduğunu anlatın. Yasaklamayın, bu sadece sizden gizli yemelerine yol açar. Sınırlı miktarlarda
Ramazan’ın ardından bayramda genellikle ölçü hep kaçar. Ev baklavası, çikolata ve şeker gibi ikramları geri çevirmek çok zordur. Şerbetli tatlılarla bozulan dengeyi sütlü, sebzeli ve meyveli seçimlerle korumak en sağlıklısı
Bayrama sayılı günler kaldı... Küçükken Ramazan’ın en sevdiğim dönemi bu zamandı: Şeker Bayramı’na hazırlık. Çünkü evde bayrama için bir telaş başlardı. Küçüklere bayramlık alınırdı. Her bayram sabahı mutlaka yeni ve temiz kıyafetler giyerdik. Her yer köşe bucak temizlenirdi ve temizlikten kaçma ihtimalimiz dahi yoktu. Temizlik bittikten sonra yemek ve tatlı işine girilirdi.
Misafir gelsin, ailece bir arada olalım diye heyecanlanırdık. Bayram öncesinde annemle mutlaka alışverişe çıkar, pazara giderdik.
Renkli renkli sebze ve meyveleri görünce hazırlanacak bayram sofrasını düşünür ve daha da fazla heyecanlanırdım. Annemle yaptığımız alışverişimizde her şeyi mahalle bakkalı, manavı, kasabından alırdık, mutlaka pazara giderdik. İlk durağımız kahvaltılıklar için bakkaldı, günlük yumurta sorulurdu. Reçelleri tabii ki annem yapardı. “Anne kokan reçellerin” tadı hiçbir şeye değiştirilmez. Beklediğimiz bayram harçlıklarının yeri tabii ki ayrı...
“Eski