KARACİĞER YAĞLANMASINA ÇÖZÜMLER

31 Mart 2013

Aşırı alkol kullanımı, karaciğer yağlanmasında önemli bir etken. Alkole bağlı olmayan yağlanmanın tedavisindeyse beslenme ve yaşam şekli gözden geçirilmeli

Karaciğer yağlanması, normalde organın yapısında doğal olarak kabul edilen yüzde 10’luk yağ içeriğinde artış diye tanımlanabilir.
Araştırmacılar, alkolik olmayan karaciğer yağlanması hastalığı bulunanlarda erken tanı ve tedavinin sirozla, sirozun komplikasyonlarının gelişimini önleyebileceğini belirtiyor. İnsülin direnci, tip 2 diyabet, kan yağlarında artış ve obezite alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması gelişimi için en önemli risk faktörleri. Karaciğer yağlanması olan kişilerde ilk seçenek, diyet ve hayat tarzında yapılması gereken değişiklikler.

Metabolik sendromla ilişkili
Özellikle doymuş yağ açısından düşük ve yağsız protein içeren, omega-3, çoklu doymamış yağ asitleri açısından zengin, tam tahıl destekli diyetler, doğru seçimler. Araştırmacılar, alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması için, “Metabolik sendromun karaciğerde dışa vurumu” diye bir ifade kullanıyor. Yani karaciğer yağlanması metabolik sendromun diğer klinik özellikleri ve kardiyovasküler yan etkileriyle yakından ilgili. Bu durumda

Yazının Devamı

DİYABET GELMEDEN ÖNLEMİNİZİ ALIN

27 Mart 2013

Pre-diyabet hastaları, yaşam tarzlarında yaptıkları olumlu değişimlerle şekere yakalanmariskini ortadan kaldırabilir.

Bir kişinin kan şekeri düzeyi normalden yüksek olmasına karşın diyabet tanısı koymaya yeterli değilse pre-diyabetik yani gizli şeker hastasıdır. Şeker yüklemesi olarak da bilinen OGTT testi ve son üç ayın şeker ortalaması olarak tanımlanan Hb A1c değerleri, mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilerek riskler saptanmalı. Bazı çalışmalar, pre- diyabetiklerde 10 yıl içinde tip 2 diyabet geliştiğini ortaya koydu. Yani pre-diyabet, tip 2 diyabete adaylık durumu.
Bir çalışmada ‘diyabet önleme programı’na katılan pre- diyabetiklerin yüzde 11’inde hastalığın gelişmediği görüldü. Yani pre-diyabetli bireyler, yaşam tarzı değişiklikleriyle şeker hastalığını önleyebilir veya geciktirebilir. Tip 2 diyabetin başlamasını önlemek ya da geciktirmek, ilaç tedavisini ertelemek, beta hücre fonksiyonunu korumak ve kardiyovasküler rahatsızlıkların gerçekleşme ihtimalini azaltmak adına önemli.

Hareket edin
‘Diyabet önleme programı’nda, tip 2 diyabetin azalma hızının en önemli nedeninin, kilo vermek olduğu kanıtlandı. 301 bin 221 katılımcı ve 9 bin 367 vaka

Yazının Devamı

DAHA ÇOK YE DAHA ÇOK KİLO VER!

24 Mart 2013

Kilo vermede büyük rolü olan kaslar, adeta yağ yakan fabrikalar. Yani, “Ne kadar çok kas, o kadar hızlı kilo kaybı” diyebiliriz

“Arkadaşım her şeyi yiyor hatta benden çok yemek tüketiyor ama daha zayıf” diye düşünüyor ve buna anlam veremiyorsanız, sebebi büyük ihtimalle arkadaşınızın kas yapısının sizden farklı olması, böylece yediklerini hızlı yakması. Ne kadar çok kas, o kadar hızlı kilo kaybı ya da tam tersi ne kadar çok yağ deposu, o kadar yavaş metabolizma. Bu yüzden sadece protein öneren ve kas kaybı yaratabilecek şok diyetlerden uzak durun.
Vücudumuzun içinde kaslar ve yağlar arasında bir savaş var gibi düşünün. Kaslarımız daha çok olursa, savaşı kazanır ve daha kolay, hızlı kilo verebiliriz. Bir anlamda kaslara, yağ yakan fabrikalar da diyebiliriz. Öyleyse kaslarımızı kaybetmeden yağlarımızı azaltmak için neler yapmalıyız bir bakalım...

Her karbonhidratı yemeyin
Karbonhidratın iyi kaynağı tam tahıllar, meyve ve sebzelerdir. Tam tahıllı ürünler ve iyi yağlarla beslenenlerin bel çevreleri daha ince. Lif oranı yüksek tam tahıl tüketimi, abdominal obezitenin çözümüne yardımcı. Omega-3 yağ asitleriyle tüketilince doygunluk hissini de artırıyor. Örneğin yulaf ve

Yazının Devamı

OFİSTE AKILLI ATIŞTIRMA ALIŞKANLIKLARI

20 Mart 2013

İşyerinde biri sabah, diğeri mutlaka öğleden sonra olmak üzere, 2-3 kere sağlıklı atıştırmalık tüketilmesi önemli. Metabolizmanızı gün boyunca çalışır halde tutmak için sağlıklı küçük öğünlere ihtiyaç var

Yoğun çalışan danışanlarımla yaptığım sohbetlerden edindiğim ortak gözlem, bu bireylerin gün içinde çok az yemelerine rağmen fazla kilolarından şikayetçi olmaları. Özellikle kahvaltıyı atlayıp geç öğle yemeği yiyenler, düzenli beslenenlerden daha fazla yağlanıyor. Metabolizmaları daha yavaş ve az yedikleri halde kilo veremediklerinden şikayet ediyorlar. Durum anlatıldığı gibi karışık değil aslında, beslenmelerini yeniden yapılandırdığımızda daha fazla yemek yedikleri halde kolayca kilo verebiliyorlar. Çünkü sistemi bir haftalık küçük bir puzzle, daha sonra bir aylık puzzle, daha sonra da bir yaşam biçimi şeklinde formüle ediyoruz.
Farkında bile olmadan yapılan küçük hataların, büyük zararlarla sonuçlandığı anlaşılınca alışkanlığın değişimi konusunda ilk tohumları da atmış oluyoruz. Mesela her gün ekstradan alınan 100 kalorinin bir yılda 5 kg.’a denk geldiği akılda tutulabilir. Gizlice yerleşen bu ekstra kalorileri düşürmek istiyorsak günlük atıştırmaları, 150-200

Yazının Devamı

KAFA KARIŞTIRAN SORULARA CEVAPLAR

17 Mart 2013

Antrenman öncesi ve sonrasında neler yemek gerektiği konusunda çelişkili bilgiler gelebilir kulağınıza. Şimde en çok merak edilen sorulara ve ‘doğru’ cevaplarına bakalım

Protein kaslarımızı geliştirir mi?
Protein, dengeli bir diyetin önemli parçasıdır ancak aşırısı, sizi sihirli ve daha güçlü yapmaz. Üstelik kullanamadığınız proteinin fazlası, yağa dönüşür. Kasları geliştirmenin tek yolu, onları çalıştırmak. Karbonhidratlar, kasları çalıştırmak için en iyi yakıttır. Yapmanız gereken, doğru protein kaynağı ve tam tahılı birleştirmek.
Karbonhidratlar, antrenmanı güçlendirmek için kaslarda depolanan glikojenin temel yakıtıdır. Kasın güçlenebilmesi için enerji kullanılmaması gerekir, bu yüzden karaciğerdeki karbonhidrat deposu dolu kalmalı. Yoksa kaslar istenilen ölçüde gelişmez. Orta düzeyde bir dayanıklılık egzersizinde enerjinin yüzde 50-60’ı karbonhidratlardan elde edilir.

Spor ve enerji içecekleri ne kadar etkili?
Piyasadaki birçok spor içeceği ve enerji besini hakkında bilimsel olarak ispatlanmış özel bir fayda yok. Ancak antrenman yaparken şeker düzeyini aynı seviyede tutmak, kaybedilen sıvıyı yerine koymak ve doğru yakıtı sağlamak önemli. İşte bu noktada

Yazının Devamı

ÇiĞ BALIK YEMEK GÜVENLi Mi?

13 Mart 2013

Uzakdoğu mutfağında sık tercih edilen çiğ balık, son yıllarda Türkiye’de de popüler oldu. Peki kolay ve hızlı beslenme olanağı sunan çiğ balığı tüketmek ne kadar sağlıklı?

“Suşi çok kalorili mi?”, “Diyette kaç tane yiyebilirim?”, “Kullanılan soslar kilo yapar mı?” ve “Bu balıklar nasıl korunuyor?” gibi sorular sizin de aklınıza gelmiştir. Gelin, konuyu yakından inceleyelim.
Suşi, pirinç sirkesi ve şekerle tatlandırılmış pirincin, pişmemiş balık, deniz ürünleri, sebzeler veya omletle çeşitli biçimlerde bir araya getirilmesinden oluşan bir Japon yemeği. Genelde çiğ balık gibi düşünülse de suşinin bazı çeşitleri pişiriliyor, bazılarındaysa balık hatta deniz ürünü bile olmayabiliyor. Suşi yüzyıllar öncesinden beri kullanılan, tuzlanmış balıkların pirinç içerisinde saklanması yönteminden ortaya çıktı.

Suşi nedir?
Basit ifadelerle anlatmak gerekirse suşi, bir parça pirinç üzerinde çiğ balıktır. Japon mutfağının popüler yemeklerden biridir ve belki de dünya çapındaki en ünlüsüdür. Çiğ balık pirinçsiz servis edildiği zaman, bu yemeğe ‘saşimi’ denir.
Bazı suşi yemekleri, unagi (yılan balığı) ya da ebi (karides) gibi çeşitler, aslında pişirme işleminden

Yazının Devamı

PRATiK KALSiYUM KAYNAKLARI

10 Mart 2013

Vücut için vazgeçilmez bir mineral olan kalsiyumu, pratik yollarla alabilirsiniz. Gece sütü, dondurma, ıspanak, sardalya veya tofu yiyerek günlük ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz

İnsan vücudu, minerallerden en fazla kalsiyumu içerir. Kalsiyum depoları doldurulmadığında kemik kayıpları meydana gelir. Özellikle kadınlarda doğurganlık döneminde salgılanan östrojen hormonu, kemikleri korur. Menopoz dönemindeyse östrojen miktarı azaldığı için kemik kaybının hızı artar. Eğer kadınlar gençken kemik kitlelerini maksimum seviyeye ulaştırabilirlerse kemik erimesi ve kırık riskleri azalır. Çünkü menopoza hazırlık olarak kemiklerin güçlü olması, koruyucudur.
Kalsiyum kas kasılmasında, kalp kasının çalışmasında, kanın pıhtılaşmasında ve sinir sisteminde uyarıların iletilmesinde görevlidir. Bu işlevler, yaşamsal önem taşır. Eğer tüm bu fonksiyonlar için yeterli kalsiyum sağlanamazsa kemiklerden kalsiyum çekilir.
Büyümenin hızlı dönemlerinde kalsiyuma ihtiyacımız daha fazladır. Kemik oluşumu, bebek anne karnındayken başlar, 20’li yaşlarda tamamlanır fakat kemik kitlesi en yüksek seviyelere 30-35 yaşlarında ulaşır. Gelin, pratik kalsiyum kaynaklarına bir göz atalım.

Yazının Devamı

KİLO VERMEDE ERKEK-KADIN FARKI

6 Mart 2013

Kilo vermede öne çıkan bireysel farklılıklardan biri de cinsiyet. Erkeklerin doğuştan gelen bazı özellikleri, onları kadınlara göre daha avantajlı hale getiriyor

İlk adet, gebelik, emzirme, menopoz, osteoporoz, düşük bel pantolonlar, bakımlı ve formda olma baskısı, gazete-TV’leri süsleyen kusursuz kadın vücutları, eğer varsa tempolu çalışma hayatı, aile düzeni, mutfak organizasyonu derken, “Kadın olmak zor” cümlesi hiç de abartı değil.
Kliniğimize eşleriyle gelen kadınlar, erkeklerin daha hızlı kilo verdiğini görünce üzülüyor. Ben de bu duruma üzülüyorum ama her bireyin metabolizmasındaki farklılık, kadın ve erkek olarak baktığımızda çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Kadınlar, erkeklere oranla kilolarına daha fazla dikkat ediyorlar çünkü daha kolay kilo alıyorlar. Bunun sebebi, vücut yağ oranının östrojen hormonu sebebiyle daha yüksek olması.
Erkekler, bizden çok daha fazla yemek yiyor ama hemen kilo almıyor çünkü onların metabolizmaları daha hızlı çalışıyor. Daha yüksek kas oranı ve geniş vücut yüzeyiyle yediklerini daha çabuk yakıyorlar.
Kadınlarda yağ dokusu fazlalığı estetik açıdan dezavantaj olsa da sağlık bakımından erkeğe göre avantaj yaratıyor.

Yazının Devamı