Birçok kadın hamileliğe fazla kilolu ya da obez olarak başlıyor. Alınan her kiloysa gebelik döneminde sağlık açısından risk teşkil ediyor. Gebelikteki obezite hem anne hem de çocuk için zararlı. Hamilelik diyabeti ve hipertansiyonu, doğum kusurları hatta bebek ölümleri bile görülebiliyor
Gebelikte fazla kilo alımı iyi olmadığı gibi kilo vermek de uygun değil. Gebeliğe fazla kiloyla başlayanların ilk üç ayı, aynı kiloda geçirmeleri için bir beslenme uzmanı takibinde olmalarında fayda var. Gebeliğe normal kiloda başlayanlarınsa hamilelik dönemini bahane ederek ihtiyaçtan fazla yememeleri gerekiyor. Gebelik başlangıcındaki vücut ağrılığınıza göre hamilelik boyunca kaç kilo almanız gerektiğini, aşağıdaki formülle hesaplayabilirsiniz.
Adım 1- Gebelik öncesi kilonuzu değerlendirin ve beden kitle indeksini (BKİ) hesaplayın
BKİ= Ağırlık (kg.)/Boy (m2)= Ağırlığınızı boyunuzun metre cinsinden karesine bölmeniz gerekir. Çıkan sonuç;
Zayıf: 18.5’in altı
Normal: 18.5-24.9
Diyet yapmak ve kilo vermekle ilgili pek çok bilgi kulağa geliyor, kafanız karışıyor olabilir.
Aşağıdaki uygulama sizin için minik bir test. Hadi bakalım siz neyi, ne kadar biliyorsunuz? Neleri değiştirmeniz gerekiyor?
Kilo vermeye çalışırken en çok dikkat ettiğiniz şey ne?a) Protein b) Karbonhidrat c) Yağ d) Hiçbiri
HİÇBİRİ: Kilo verirken günlük aldığımız kalori miktarı önceliklidir, bu kalorinin dağılımına baktığımızdaysa sırasıyla karbonhidrat, protein ve yağın oranı önemli. Bu üç besin öğesi de diyette olmalı ancak temelde yağı biraz azaltmak, karbonhidratlardan rafine olmayanları seçmek, proteiniyse dengeli almak gerekir.
Günlük alınması gereken kaloriyi 4-5 öğüne bölmekle...a) Metabolizma hızlanır b) Kan şekeri dengelenirc) Hepsi d) Hiçbiri
HEPSİ: Ara öğünlerde doğru seçimler yapmak ve günlük alınan kaloriyi 3-4 saat aralıklara bölmek, metabolizma hızını artırır. Ayrıca kan şekerini dengede tutarak açlığı daha kolay kontrol altına almaya yardım eder.
Sizce aşağıdakilerden hangisi daha fazla kalorili?a) 250 ml. meyve suyu b) 1 dilim ekmekc) 10 adet kavrulmuş badem
250 ML. MEYVE SUYU: 250 ml. meyve suyuyla yaklaşık 3-4 meyvenin enerjisini alm
Bugün mutfak önerilerine biraz daha yakından bakalım istiyorum. Siz aşağıdakilerden kaç tanesini uyguluyorsunuz ve mutfakta nasıl düzenlemelere ihtiyacınız var?
İyi beslenmek için kaliteli gıdayı taze ve ekonomik şekilde almak işin ilk adımı. Daha sonrasında mutfak var. Ardından da bu yemekleri yediğiniz miktar ve yeme sıklığı önemli.
1-Sebze yemeği yapılırken, 1 kg. sebzeye 2 yemek kaşığı sıvı yağ koyun. Etli sebze yemeklerindeyse dışarıdan yağ ilavesi yapmanıza gerek yok. Böylece daha az yağ ve kolesterol alırsınız.
2-Et ve sebzeleri pişirirken yağda kızartma ya da kavurma yerine haşlama, ızgara veya sulu ısıda pişirme yöntemlerini kullanabilirsiniz. Bu konuda mutfakta size yardımcı pek çok küçük ev aleti var.
3-Yemeklere lezzet vermek için sadece yağa ve sosa odaklanmak yerine sebzeler ve baharatlarla farklı tatlar yaratmaya çalışabilirsiniz.
4-Sosları ve çorbaları krema yerine düşük yağlı sütle deneyin. Daha az yağ ve kalori alacaksınız, üstelik lezzet de çok fazla etkilenmeyecek.
5-Evde tuzu ve yağı daha az tüketmesi gereken birey varsa herkese aynı tencerede yemek pişirin. Daha sonra bir miktar ayırıp tuz ve yağ ilave edin.
Kalori hesaplamak yerine iyi beslenmek ve dengeli seçimler yapmak çok önemli. Ancak bazen küçük ipuçları ve rakamlar akılda daha kalıcı olabiliyor
Doğru içeceği seçmek ve pişirme yöntemlerini kullanmak, şeker miktarını azaltmak gibi bazı küçük hilelerle aldığımız kalorileri azaltabiliriz. Bir kere daha hatırlatmak isteriz ki, her gün fazladan 100 kalori, yılda beş kilo almanıza sebep olur. Şimdi kalori kesmenin basit yollarına bakalım. Aşağıdaki listeyi, Mezura kliniğimizin diyetisyeni sevgili Burcu Yıldız’la hazırladık.
Yağı azaltılmış ürünler
Günlük tercihlerde ürünleri yağsız tercih etmek, hem sağlık açısından hem de kalori tasarrufu sağlamak için önemli. Örneğin 1 su bardağı süt 120 kaloriyken yağsız olanı 70 kalori. Bu hesaba göre, tam yağlı yerine 2 su bardağı yağsız süt içildiğinde tam 100 kalori daha az almış oluyorsunuz.
Pişirme yöntemleri
Yaz aylarında her şey taze ve bolken meyve-sebze tüketmek kolay. Peki kışın ne yapacağız? Bu dönemde soğuk algınlığı gibi hastalıklarda artış yaşandığı için bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz gerekir. Doğa, bunun için kış aylarında bize mandalina, portakal, greyfurt ve kivi gibi C vitamini kaynakları sunar
Her gün 3-4 porsiyon meyve tüketmeye özen gösterin. Kış aylarında sıklıkla tüketilen meyvelerin porsiyon miktarları aşağıdaki gibi:?
* Portakal 1 adet
* Mandalina 2 adet
* Elma 1 adet
* Muz Yarım adet
Yapılan ölçümler, yoğurt tüketimi iyi olan insanların diğer sağlıklı besinleri de yeterli miktarda aldıklarını gösteriyor. Yani günlük beslenmemizde daha fazla yer verirsek yoğurt, mıknatıs gibi diğer sağlıklı gıdaları da yanına çekiyor
Yoğurt, geleneksel beslenmemizin önemli bir parçası. Günün her vaktinde yenebilen yoğurt, karbonhidratı, proteini ve yağı dengeli olarak alabildiğimiz bir yiyecek. Mutfağın demirbaşı yoğurt, tok tutması, kalsiyum kaynağı olması, sindirime yardım etmesiyle her yaş grubunun günlük beslenmesinde yer almalı.
Yoğurt seven insanlar bu faydaları hiç düşünmeden sadece yoğurdun tadından veya lezzetinden keyif aldıklarından dolayı tüketiyor olabilir. Eğer siz de bu gruptaysanız iyi bir haberim var. Yeni araştırmalar, yoğurt yeme alışkanlığı olanların olmayanlara göre daha dengeli beslenip besin öğelerini daha dengeli aldıklarını gösteriyor.
Bu gıdamıza sahip çıkalım
Yoğurt yiyen bir grup insan takibe alınıp yoğurt tüketmeyenlerle kıyaslandığında; meyve, sebze, fındık, balık, kepekli gıdalar gibi sağlık açısından önemli yiyecekleri yeme alışkanlıklarının daha fazla olduğu rapor edilmiş. Yoğurt yiyen gruptakilerin günlük aldıkları kalori oranları
‘Alkali diyet efsanesi’ ileride ne olur bilinmez ama taze sebze ve meyve ağırlıklı beslenme tarzının sağlık-kilo açısından faydalı olduğunu düşünüyorum
Genç kalmak, kolay zayıflamak, mucizevi formüller ve yeni diyet isimleri her zaman ilgi çekici oluyor. Son zamanlarda alkali diyetten çok bahsediliyor. Alkali diyetinin arkasındaki teori; et, süt, şeker, kafein, alkol, yapay ve işlenmiş gıdalar tüketmekten kaçınmak. Ve de daha fazla taze meyve ve sebze, kuruyemiş tüketerek vücudun pH seviyesini dengede tutmak. İlk başta kulağa hoş geliyor, bir de sonunda kilo vereceğiniz vaat edilince “Hadi bir deneyelim” diyebilirsiniz. Şimdi kararınızı bir kez daha gözden geçirmeniz için bu diyetin çok yönlü bir incelemesini yapalım.
Eksi: Araştırmalar, sınırlı
Bazı sağlık profesyonelleri alkali diyetinin tamamen gereksiz olduğunu, vücudumuzun zaten doğal olarak pH’ını korumak için tasarlandığını düşünüyor. Ancak konuyla ilgili çok araştırma yok. 2012’de ‘Journal of Enviromental and Public Health’de yayımlanan raporda, çalışmalar incelendiğinde, ortaya karışık sonuçlar çıkıyor. Nihayetinde bu yaklaşımın sağladığı yarar kendi kurallarından kaynaklanıyor görünüyor. Yani daha fazla
4 Şubat Dünya Kanser Günü’ydü, tüm dünyada organizasyonlar yapıldı. Kanserden korkmayın, bu hastalığı beslenmenize dikkat ederek kendinizden uzak tutmanız mümkün
Uluslararası Kanserden Korunma Birliği, kanser hakkında doğru bildiğimiz yanlışları açıkladı. Buna göre:
Efsane 1: Kanser, sadece bir sağlık sorunudur.
Gerçek: Kanser, sadece bir sağlık sorunu değildir. Sosyal, ekonomik, gelişimsel ve insan haklarını ilgilendiren bir sorundur.
Efsane 2: Kanser varlıklı, yaşlı ve gelişmiş ülkelerin hastalığıdır.
Gerçek: Kanser, küresel bir salgındır. Her yaştaki sosyo-ekonomik grubu etkiler ve gelişmekte olan ülkeler için oransız bir yüktür.
Efsane 3: Kanser, ölümle sonuçlanır.