Hipoglisemi sorunu olan diyabet hastaları, tedavi görmezse; titreme nöbeti, koma, geri döndürülemez sinir sistemi harabiyeti yaşayabilir, hatta yaşamını yitirebilir
Kandaki şeker seviyesinin normalin altına düşmesine hipoglisemi, yükselmesineyse hiperglisemi adı verilir. Diyabetli bireylerde sadece yüksek kan şekeri tehlikeli olarak düşünülse de düşük kan şekeri semptomlarını da dikkate almak gerekir. Kan glikoz değeri 70-110 mg/dl arasında olması normal, 50 mg/dl veya altında olmasıysa düşük olarak kabul edilir.
Aşağıdaki basamakları uygulayarak kan şekerinizi kendiniz de yönetebilirsiniz.
1- Hipoglisemi belirtilerini anlamaya çalışın: Belirtiler, genelde tansiyon düşüklüğüyle karıştırılır. Hipoglisemi belirtileri kişiden kişiye değişebilir ancak özellikle diyabetliler şunlara dikkat etmeli:
* Halsizlik veya yorgunluk
* Terleme
* Bilinçte karışıklık
Bir besinin kan şekerinizi ‘zıplatması’ için ağzınızda şeker tadı bırakması gerekmiyor. Basit karbonhidrat içeren beyaz ekmek ve undan yapılmış gıdalarla içecekler, vücutta parçalanarak şekere dönüşür ve kan şekerini ‘zıplatır’
Diyabetli olmasanız bile insülini uyarmamak ve kan şekerinizi ‘zıplatmamak’ için aşağıdaki besinlerden uzak durmanızı öneririz.
Beyaz pirinç: Özellikle Tip 2 diyabetliyseniz, beyaz pirinci mönünüzden çıkarmanızı, onun yerine kepekli pirinç ya da bulgur kullanmanızı tavsiye ederim. Amerika’da yapılan bir çalışmada haftada beş veya daha fazla porsiyon beyaz pirinç tüketen bireylerde Tip 2 diyabet gelişme riskinin arttığı görüldü. Haftada tükettikleri pirincin en az üç porsiyonunu beyaz yerine kepekli olarak tercih edenlerdeyse diyabet riskinin yüzde 16 oranında azaldığı ortaya çıktı. Kepekli pirinç veya bulgur, beyaz pirince oranla daha fazla lif içerir, tok tutar ve kan şekerini dengeler.
Beyaz ekmek: Her gün tüketilen beyaz ekmeğin diyabet riskini artırdığını biliyor musunuz? Bunun nedeni, rafine undan elde edilen beyaz ekmeğin çabuk sindirilmesi ve bunun, kan şekerini yükseltmesi. Ekmekte yapılan yeni düzenlemelerle kepek oranı artırıldı ve
Kansızlık, sadece demir eksikliğinden kaynaklanmıyor. Bu hastalığı olanların folik ve B12 vitamini bakımından zengin beslenmesi gerekiyor
Kansızlık yani anemi, birçok değişik nedene dayalı hastalıkları tanımlayan önemli bir sorun. Fizik muayene ve laboratuvar değerlendirmeleri yapılarak belirlenir. Genel olarak kansızlık, kırmızı kan hücrelerinin içinde bulunan, oksijen taşımakla görevli hemoglobin molekülünün miktarındaki azalma olarak tanımlanır.
Dünya nüfusunun yüzde 30’unda görülen anemi, özellikle kadınları daha çok etkiler. Kanda hemoglobin miktarı erkeklerde 13 g/dL, kadınlarda 12 g/dL, 6 ay-6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL’nin altındaysa kişi anemik kabul edilir. Bazı risk faktörleri anemik olmanıza sebebiyet verebilir: Mesela, diyet eksiklikleri ve diyabet gibi kronik hastalıklar. Gebelik döneminde anemiye sıklıkla rastlanır çünkü kan hacmi arttığından anne ve bebeğe oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin üretimi için gereken demir gereksinimi de artar.
Belirtileri neler?
Halsizlik, güçsüzlük, soluk beniz, asabiyet, uykusuzluk, hızlı kalp atışları, baş dönmesi, iştahın azalması, konsantrasyon eksikliği, saç dökülmesi
Günlük diyette sağlıklı seçimler yapmak, kanser hücreleriyle savaşmada ve genel sağlık durumunu iyileştirmede yardımcı. Kanser ve beslenme ilişkisindeki en önemli nokta, bağışıklık sistemini güçlü tutmak, anti-oksidan bakımından zengin beslenmek
Tüm dünyada kanser vakalarının sayısı maalesef giderek artıyor. Dünya Sağlık Örgütüne göre, 2030 yılında kanserli sayısının 27 milyona çıkması ve bu hastalıktan ölenlerin sayısının da 17 milyon bulması bekleniyor. Örgütün 2008 verilerine göre, erkeklerde en sık rastlanan kanser türleri sırasıyla; akciğer, prostat, kolon, mide ve karaciğer. Sağlık Bakanlığı’na göreyse Türk erkeklerinde sırasıyla en çok; akciğer, mide, lenfoma, prostat ve larinks kanserleri görülüyor.
Fizyolojik bozukluk olarak tanımlanan tümör, organizmadaki bazı hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşuyor. Bu sırada bazı hücreler kayboluyor veya normal biyo-kimyasal işlevleri değişiyor. Kişinin yaşadığı çevre koşulları, stres düzeyi, genetik yapısı ve bizi en fazla ilgilendiren beslenme şekli, hastalığın oluşumunda etkili.
Bağışıklık sistemin güçlü olabilmesi, kişinin doğduğu andan itibaren doğru beslenmesiyle mümkün. Gelin hangi besinler bizi nasıl
Tatilde alınan kiloyu vermek için telaşa kapılıp kendinize zarar getirecek yöntemleri denemeyin. Yaz tatili dahil 2-3 ayda aldığınız kiloları, 3-4 haftada vermeye odaklanmayın
Ramazan ve Kurban Bayramı derken tatiller uzadı. Bu dönemlerde kilo alma ihtimali, her zamankinden daha yüksek.
Biraz üst üste gelen bu özel günler, pek çok danışanımın ortak mazeretiydi. Ama şimdi yeni bir hafta başlıyor belki de bu satırları okurken siz de “Evet artık yeter, diyete başlıyorum” diyorsunuzdur. Aman dikkat! Kilo verme arzusunun motivasyonu ilk haftalarda yüksek olur. Bu çok güzel ve genelde beklediğimiz bir durum ancak ilerleyen haftalarda özellikle de yaşam biçiminize çok uymayan sıkı bir diyet yapıyorsanız zorlanmaya başlayacaksınız. Diyetinizi sabote ettiğiniz andaysa suçluluk duygusu devreye girecek ve “Battı balık yan gider” diyeceksiniz. Bu döngüyü belki de daha önce defalarca deneyimlediniz ama şimdi aynı tuzağa düşmeye gerek yok.
‘Vazgeçme’ ihtimaline dikkat
Kilo verme hedefinizi doğru belirlemeniz gerekir. Aç kalacağınız standart bir liste ve eve bağımlı bir program sizi sosyallikten uzaklaştırdığı anda ‘vazgeçme’ ihtimaliniz artar. Hızlı kilo verme diyetlerinden uzak
Kırmızı et, çok önemli bir protein kaynağı ama içeriğindeki doymuş yağları unutmamak gerekiyor. Bu yüzden bayram süresince mümkün olduğunca kontrollü ama günün keyfini kaçırmayacak tavsiyeler vermek istiyorum
Pişirme teknikleri
Kurban Bayramı’nda çok fazla et yenmesi, mideyi olumsuz etkileyebilir. Bu noktada ete uygulanan pişirme teknikleri önemli. Özellikle kuyruk yağının kullanılmamasını öneririm.
Izgara ya da mangal yapacaksanız etle ateş arasındaki uzaklık kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalı. Kömürleşme, kanserojen maddelerin açığa çıkmasına sebep olur. Ayrıca yüksek ateş, yüzeydeki proteinleri birdenbire katılaştırıp ısının etin iç kısmına ulaşamayasına izin vermez.
Kırmızı et önemli bir demir kaynağı. Bu demirin vücut içinde kullanımını artırabilmek için C vitamini yönünden zengin besin kaynaklarını etle birlikte tüketmekte yarar var. Örneğin, eti bol miktarda limonlu yeşil salatayla tüketmeyi tercih edin. Ayrıca, sindirimi zor olan etin yanında çok iyi posa kaynakları olan sebze ve meyve tüketilmesi de faydalı.
ÖRNEK MÖNÜSabah
D vitamini, eklem sağlığı üzerinde çok önemli rol oynar ve yetersizliğinde artrit gibi romatolojik rahatsızlıklara yakalanma riski artar
D vitamini, güneş ışınlarının yardımıyla vücut tarafından yapılır. Bu elzem vitamin aynı zamanda somon, orkinos, uskumru ve sardalya gibi yağlı balıklarda, yumurta sarısında, zenginleştirilmiş süt, meyve suları ve kahvaltılık gevreklerde bulunur.
Sağlıklı ve çeşitli beslenmeyle bireyler, günde yaklaşık 100-150 IU D vitamini alabilir. Ancak D vitamini yetersizliği belirlenmiş bireyde sadece besinlerle fayda elde etmek pek mümkün olmaz. Bu durumda mutlaka hekim önerisiyle destek almak gerekir. Çünkü D vitamininin eksikliği kadar aşırı alımı da tehlikeli. Kısaca kendi başınıza kullanmayın veya tavsiyelerde bulunmayın.
Eklemler, güneşi seviyor
Çeşitli araştırmalar, tüm yaş gruplarında D vitamini eksikliği yaşanabileceğini gösteriyor. D vitamini yetersizliği; kanser, diyabet, bazı bağışıklık sistemi rahatsızlıkları, depresyon ve artritlere sebep olabilir. Artritler; ağrı ve eklemlerin iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bağ dokusu hastalıklarıdır. En sık görülenleri, romatoid artrit, osteoartrit ve gut.
Araştırmacılar, artriti olan
Şeker ve rafine gıdadan uzak, lif içeren bir beslenme planıyla düzenli egzersiz, diyabetlilerin yaşam şeklinin temelini oluşturuyor. Yeni okuduğum bir makalede bahsedilen 7 önemli gıdayı sizlerle paylaşmak ve bakış açınızı biraz değiştirmek istiyorum
Diyabetliyseniz, vücudun insülin yanıtına yardımcı omega-3 bakımından zengin somonun sizin için çok iyi bir seçenek olduğunu biliyorsunuzdur. Yüksek lif içeriğiyle diyabetin sebep olduğu kalp rahatsızlıklarını etkisiz hale getiren brokoli de unutulmamalı. Ancak tabii ki diyabetli diyetinde yer alması gereken besinler sadece somon ve brokoli değil. Diyabet kontrolü için aşağıdaki lezzetli seçenekleri de deneyebilirsiniz.
1-Kabak çekirdeği: Yağlı ve şekerli yiyeceklere karşı büyük iştahınız varsa bu duygunuzla baş etmek için lezzetli, sert ve gevrek kabak çekirdeğini deneyin. Demir ve doymamış yağlar içeren kabak çekirdeği, kalbiniz için iyi olmakla birlikte yeterli tatmin ve doygunluğu da sağlar. Tüm ara öğünlerde olduğu gibi önemli nokta, porsiyon kontrolünü sağlamak. İki yemek kaşığı tüketirseniz 5 gr.’dan daha az karbonhidrat almış olursunuz.
2-Karışık kuruyemiş: Günde yaklaşık 40-50 gr. karışık kuruyemiş tüketmek,