NEDEN KiLOLAR ZOR GiDiYOR?

5 Şubat 2012

Dirençli kilolar moralinizi bozmasın. Daha önce de kilo alıp verdiyseniz, bedeniniz önceki kilolarınıza sadakat gösterme eğiliminde olur. Uzun süre kaldığınız kilo, diyetin ortasına denk gelerek zayıflama hızınızı yavaşlatabilir

Böyle bir durumda sabırlı olmak ve hareketi artırarak olumsuz enerji dengesine yardımcı olmak en doğru yol. Kendinizi aç bırakmak kesinlikle çözüm değil. Üstelik siz aç kaldıkça metabolik hızınız daha da yavaşlar ve fazla kilo alma riski doğar.

Yanlış kilo hedefi
Sadece boy uzunluğunuza bakarak ve 20’li yaşları düşünerek ideal kilo hesaplıyorsanız yanlış yoldasınız. Çünkü ideal kiloyu bulmada yağ ve kas oranı, boy uzunluğundan daha etkili. Tabii yaşınızı da unutmamak lazım. 55 yaşında menopozdaki bir kadının 25 yaşındaki kilosunu hedeflemesi gerçekçi değil.
Diyelim ki, 160 cm., boyunda ve 70 kilo ağırlığında, 45 yaşında bir kadınsınız. Vücudunuzda da yüzde 30 yağ var. Kabaca hesapla vücudunuzda
21 kilo yağ var demektir. 70 kilo ağırlığınızın 21 kilosu yağsa geriye kalan 49 kiloyu kas, kemik, su ve diğer dokular oluşturur. 49 kilo yağsız dokuyla vücutta olması gereken minimum 12-13 kilo yağı toplarsak 62-65 kilo olmanız yeterli. Oysa sadece

Yazının Devamı

ENERJi DEPOSU 5 BESiN

1 Şubat 2012

Yorgun musunuz? O zaman enerjinizi yerine getirecek besinlere yönelmeye ne dersiniz? Aşağıdaki beş anahtar besin öğesi; halsizliğinizi yenecek, gücünüzü yerine getirecek ve hastalıklara karşı savaşacak!

Bedenimiz için tüm vitamin ve minerallerin farklı görevleri, faydaları var. Peki hangisini, ne sebeple, ne miktarda ve hangi kaynaktan almamız gerektiğini biliyor muyuz?

DEMİR

* Neden günlük 18 mg.’a ihtiyacımız var?: Oksijenin vücuda taşınmasını sağlar. Ayrıca bağışıklık sistemiyle bilişsel performans için de gerekli.
* Ne zaman eksikliğini yaşarız?: Eğer etsiz beslenmeye başlarsanız eksikliğini yaşamanız olası. Demir, besinlerde ‘hem’ ve ‘hem olmayan’ olmak üzere iki şekilde bulunur. Hem demiri, kolay emilir. Emilim oranı yaklaşık yüzde 25’dir. Etlerdeki demirin yüzde 40’ı hem demiri olduğu için emilim oranı yüzde 25-30’dur. Sebzelerdeki demir, etkili şekilde emilemez. Tüm kırmızı etler, yumurta, kurubaklagiller, pekmez, yeşil sebzeler, domates, kuru kayısı, kuru meyveler ve yağlı tohumlar demirin iyi kaynakları.
* Nasıl alırız?: Günlük 2-3 köfte, hayvansal protein tüketimine dikkat edin. Günde 1 yumurta, 3 adet köfte, 6 yemek kaşığı kurubaklagil, 5 dilim tam

Yazının Devamı

SAĞLIKLI BESLENMEK HAYAT KURTARIYOR

29 Ocak 2012


Henüz genlerimizde bulunan şifreleri değiştiremesek de, beslenmemizi düzenleyerek kanserden korunabiliriz. Bilimsel çalışmalar; beslenmenin, çoğu kanserlerde yüzde 10-70 oranında etkili olduğunu gösteriyor

Kanser riskini artıran faktörler
* Sigara içmek
* Bakteri ve virüs enfeksiyonlarının hızlı gelişmesi
* Çok miktarda yapay kimyasal almak
* Aşırı alkol tüketimi

Yazının Devamı

EViNiZ TUZAKLARLA MI DOLU?

25 Ocak 2012

Evimiz farkında olmadığımız tuzaklarla dolu olabiliyor ve birçoğumuzun kilo alma sebebini bu tuzaklar oluşturuyor

Kilo vermek çoğu zaman iradenize bağlı. İradenizin azaldığını hissediyorsanız, bazı basit değişiklikler yapmanızın zamanı gelmiş demektir. Böylece sağlıklı beslenme alışkanlığı edinerek doğal olarak kilo verebilirsiniz. Biliyoruz ki alınan her kilo; kanser, diyabet ve kalp hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkların riskini yükseltiyor. Önünüze çıkan her yiyeceği yiyor musunuz yoksa bilinçli seçim yapıyor musunuz? Şimdi dürüstçe bir gözden geçirelim...

Tabakları küçültün
Büyük porsiyon yemekler ve atıştırmalıklar, en büyük tuzaklar. Gün içindeki koşuşturmalar ve bazı yoğunluklar yediğimiz yemeklere odaklanmamızı engelliyor, bu nedenle de ne yediğimizi fark etmiyoruz. İşin sırrı, çevremizi değiştirmek. Örneğin; yemek tabağınızı küçültebilirsiniz. Evinizde tek bir çeşit yemeğiniz varsa ve büyük bir yemek tabağı kullanıyorsanız, tabakta boşluk kalması olası bir durum. Ancak psikolojik olarak birçoğumuz tabağı daha da doldurmak için 1-2 kaşık daha yemek ekleriz. İşte bu durum farkında olmadan porsiyonlarımızın büyümesine neden oluyor.
Birçok çalışma bu durumu net

Yazının Devamı

KIŞ TUZAĞINA DÜŞMEYiN

22 Ocak 2012

Kış döneminde alınan kilolar, yaza doğru verilmeye çalışılır. Bu kiloların bir kısmı verilir bir kısmıysa kalır. Bu kısır döngü zamanla büyük kilo artışına neden olur

Kilo vermenin denklemi aslında basit: Aldığımız kaloriyi yakamıyorsak bu yağ olarak birikir. Tam tersi, aldığımız kaloriden daha fazla yakıyorsak o zaman enerji ihtiyacı için depo yağlar kullanılır ve birey kilo verir. Kış aylarında çoğumuz için hareket azalır, evde daha uzun zaman geçiririz ve karbonhidrat bakımından zengin besleniriz. Bu durumda yakamadığımız kaloriler bazı bireyde kalçada (armut tipi) bazılarındaysa göbekte (elma tipi) birikir.
Vücudumuzun yaşamak için kullandığı enerji miktarı olan metabolizma hızı, mevsimlere göre değişkenlik gösterir. İnsan doğası gereği, kış aylarıyla birlikte metabolizma çalışma hızı da yavaşlar. Bu da vücudumuzun daha az kalori harcamaya başlaması anlamına gelir. Dolayısıyla kilo almamak ya da kilo kaybetmek istiyorsak daha düşük kalorili yiyeceklere yönelmemiz veya aldığımız kaloriyi yakmak için hareket etmemiz gerekir. Oysa birçoğumuz havalar soğuk diye eve kapanıyor ve kısa mesafelere bile ulaşımı araçlarla sağlıyor.

Bu dönemde egzersiz çok önemli
Kas

Yazının Devamı

ANAHTAR KELİME: ÖLÇÜLÜ BESLENME

18 Ocak 2012

Bir araştırmaya göre, ara öğün yapan kız çocukları daha az kilo alıyor. Sık öğün tüketimi, 10 yıl içinde daha az kilo alımı sağlıyor

‘Klinik Beslenme’ dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmanın sonuçlarına göre; 3 ana öğün ve 3 ara öğün tüketen kızlar, günde sadece iki öğün tüketenlere göre hem daha az kilo alıyor hem de bel çevreleri daha ince oluyor. Küçük ve sık aralıklarla öğün tüketimi, kızların daha uzun süre tok hissetmelerini sağlayarak, fazla kilo alımını engelliyor. Çünkü ara öğün yapılır veya sık yemek yenirse daha büyük bir öğüne duyulan ihtiyaç azalıyor. Ve aşırı açlık engelleniyor.

10 yıl sürdü
Çalışmaya katılan 9-10 yaşındaki kızların, üç günlük besin tüketim kayıtları inceleme altına alındı. 10 yıl boyunca, araştırmacılar, iki bin 100 kızın boy uzunluğunu, vücut ağırlığını ve bel çevresini takibe aldı. Daha sonra kızların 19-20 yaşlarındaki kiloları ve bel çevresi değişimlerini karşılaştırıldı. Yeme sıklığına dikkat etmeyenlerin ergenliğe geçişte hem kilolarının hem de bel çevrelerinin arttığı gözlendi. 10 yıl boyunca, günde altı öğün tüketen kız çocuklarıyla daha az sıklıkta yemek yiyen kızlar arasında yaklaşık 3.6 kg.’lık fark olduğu görüldü. 19-20

Yazının Devamı

DiYETLE DAHA GENÇ GÖRÜNEBiLiR MiYiZ?

15 Ocak 2012

Biyolojik ve kronolojik olmak üzere iki çeşit yaş var. Kronolojik yaşa müdahale edemeyiz ancak biyolojik yaşımıza; sigara, uyku, diyet ve güneş etkenleriyle savaşarak yardımcı olabiliriz

Bazı insanlar, kronolojik yaşlarına oranla o kadar genç görünürler ki, hayranlık hatta biraz kıskançlıkla bunu nasıl başardıklarını sormadan duramayız: Hangi kozmetik ürünleri kullanıyor? Vitamin ve mineral takviyesi alıyor mu? Operasyon geçirdi mi? Spor yapıyor mu? Sadece iyi beslendiğini ve formuna dikkat ettiğini söyleyenlerden aldığımız cevapsa tatmin edici olmaz.
Öncelikle cildi, elastikiyetini ve parlaklığını kaybetmemesi korumalıyız.

Vitamin desteği
Özellikle A, C ve E vitaminleri cildimiz için büyük önem taşır. A vitamini, çizgi ve kırışıklıkları azaltmaya, sivilce tedavisine, sağlıklı bir cilt gelişimine yardımcıdır. Havuç, kayısı, nektarin, tatlı patates, yumurta sarısı, ıspanak ve brokoli gibi yeşil sebzelerde bulunur. C vitamini, yaraları ve yanıkları iyileştirir. Vücut ve cilt direncini artırır. Domates, limon, portakal, mandalina, greyfurt, kivi ve kuşburnu iyi kaynakları arasında. E vitaminiyse hücresel yaşlanmayı yavaşlatmada rol oynar. Fındık, Brüksel lahanası, yeşil

Yazının Devamı

BESLENME STRATEJiSi

11 Ocak 2012

Bir araştırmanın sonuçlarına göre, bazı gıdalar stresle başa çıkmada yardımcı olurken bazıları mevcut durumu kötüleştiriyor. Bu besinleri tanımak, stresi hayatınızdan uzaklaştırmak bakımından önemli

Okur sorusu: Stresli anlarımda daha fazla kahve ve çikolata tüketiyorum. Hafta sonları da alkol tüketimimin arttığını fark ettim. Bu durumu yönetemiyorum, kendime hem kızıyorum hem de engel olamıyorum. Bu yiyecekler stresimi azaltmıyor hatta artırıyor diye endişeleniyorum. Stresli anlar için hangi seçimler daha doğru olabilir?

Stresle başa çıkmak için doğru seçimler önemli. Seçimleriniz, hem yiyecekler konusunda hem de hayata bakış konusunda aynı önemi taşıyor. Stres olmayan bir hayat şu anki koşullarda pek mümkün değil. Stres yaratan faktörü uzaklaştırabiliyorsanız ne mutlu size ama bu durum hayatın her döneminde farklı şekillerde karşımıza çıkabiliyor. Sınav ve iş stresi, ekonomik güçlükler, aşk hayatı, ağır sorumluluklar, sağlık sorunları daha çok küçük yaşlardan itibaren karşımıza çıkıyor, bir ömür boyu da sürüyor.
Stres canavarının sizi yönetmesine izin verirseniz yemek seçimlerinizi de o yönetir. Ancak sakın stres mazeretinin arkasına sığınıp, “Aman ne yapayım, stres

Yazının Devamı